Popüler diyet yöntemi 30-30-30 nasıl uygulanıyor?

Sosyal medyada büyük rağbet görüyor

Uzmanlar, diyet yönteminin düşünüldüğü kadar verimli olmayabileceğine dikkat çekti (Unsplash)
Uzmanlar, diyet yönteminin düşünüldüğü kadar verimli olmayabileceğine dikkat çekti (Unsplash)
TT

Popüler diyet yöntemi 30-30-30 nasıl uygulanıyor?

Uzmanlar, diyet yönteminin düşünüldüğü kadar verimli olmayabileceğine dikkat çekti (Unsplash)
Uzmanlar, diyet yönteminin düşünüldüğü kadar verimli olmayabileceğine dikkat çekti (Unsplash)

Kilo vermek için kullanılan 30-30-30 metodu son dönemde sosyal medyada büyük rağbet görüyor.

Amerikalı girişimci Tim Ferriss'in 2010'da yazdığı 4 Saatte Süper İnsan (The 4-Hour Body) adlı kişisel gelişim kitabında tanıttığı yöntemde, diyeti uygulayanlar uyandıktan sonra 30 dakika içinde 30 gram protein tüketip, bunun ardından 30 dakika boyunca düşük yoğunluklu kardiyo egzersizi yapıyor. 

Gary Brecka adlı podcast yayımcısının paylaşımlarıyla da ünlenen yöntemde kan şekerinin kontrol altında tutulması ve kilo verilmesi hedefleniyor. 

Sosyal medya fenomeni, Ferris'in TedX'teki konuşmasından kesitleri ekimde TikTok hesabından paylaşmıştı. 

ABD'nin prestijli üniversitelerinden Princeton'da Doğu Asya çalışmaları alanında eğitim gören Ferris'in videosu 1,6 milyon beğeni aldı. 

Öte yandan uzmanlar, 30-30-30 yönteminin düşünüldüğü kadar etkili olmayabileceğine işaret etti.

Diyetisyen Tara Schmidt, ABD'nin popüler sabah programı Today'in internet sitesinde yayımlanan söyleşisinde, metodun bilimsel olarak yeteri kadar incelenmediğini belirtti.

Schmidt, "Uyandıktan sonra 30 dakika içinde kahvaltı yapmayı herkese öneremem. Ama birkaç saat içinde yemek yenmesi iyi olur" dedi.

Diyetisyen, 30 gram proteinin faydalı olabileceğini fakat bunun sebze, meyve ve lifli gıdalarla desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Fizyoloji uzmanı Jason Machowsky de "Yöntemi denemek vücutta hasar yaratmaz. Fakat bu herkes için uygulanabilecek bir şey değil" dedi.

Machowsky, kilo vermek için kişinin kalori tüketimine dikkat etmesi ve düzenli spor yapması gerektiğini söyledi. 

Independent Türkçe, New York Post, Today



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe