Ayı gibi uyumayı öğrenmek hayatınızı kurtarabilir

"Doğadan öğrenecek çok şey var"

Ayılar 8 aya kadar kış uykusunda kalabiliyor (Unsplash)
Ayılar 8 aya kadar kış uykusunda kalabiliyor (Unsplash)
TT

Ayı gibi uyumayı öğrenmek hayatınızı kurtarabilir

Ayılar 8 aya kadar kış uykusunda kalabiliyor (Unsplash)
Ayılar 8 aya kadar kış uykusunda kalabiliyor (Unsplash)

Avrupalı bilim insanlarının araştırmasına göre ayı gibi uyumayı öğrenmek insanların hayatını kurtarabilir.

İsveç'teki Örebro Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan kardiyolog Ole Frobert, Almanya'daki Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden bilim insanlarıyla kış uykusuna yatan ayıların vücutlarındaki değişimleri inceledi. 

Araştırmacılar, kış uykusundan uyanan ayılarda HSP47 adlı bir proteinin miktarının azaldığını tespit etti. Kan pıhtılarının oluşumunda görev alan hücre parçalarının yüzeyindeki bu protein, kan hücrelerinin birbirine tutunmasını sağlıyor.  

Örneğin bir kesikten sonra kan pıhtısı oluştuğunda, HSP47 kanamanın durmasını ve iyileşme sürecinin başlamasını mümkün kılıyor. Ancak damarlar içinde pıhtılaşan kan doğal yollarla çözülmediğinde ölümcül olabiliyor. 

Araştırmacılar, omurilik zedelenmesi yaşayan hastalarda da HSP47 proteinin düşük seviyede olduğunu gözlemledi. Bu kişiler, kış uykusuna yatan ayılarda olduğu gibi çok fazla kan pıhtılaşması yaşamıyor.  

Frobert, kış uykusunun aslında bir enerji koruma ve iyileşme biçimi olduğuna, bu süreçte ayıların kalp atışlarının ciddi ölçüde yavaşladığına işaret etti. 

Kardiyolog, bu proteinin yarattığı etkiyi oluşturacak bir ilaç üzerinde çalıştıklarını belirtti. 10 yıla hazır olması beklenen yeni ürünün, piyasada kanın pıhtılaşmasını önleyen mevcut ilaçlara kıyasla daha az yan etkiye yol açması hedefleniyor. 

Araştırmada yer alan Alman akademisyen Manuela Thienel, "Doğadan gerçekten çok fazla şey öğrenebilirsiniz" dedi.

Thienel ve Frobert'in ekibi, bu çalışma için İsveç'te ayıları helikopterle takip edip inlerini bularak, hayvanları uyutup kan örnekleri aldı. Araştırmayı NASA ve Alman Havacılık ve Uzay Merkezi de fonladı. 

Independent Türkçe



Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
TT

Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları kanser hücrelerinin bir özelliğinden yararlanarak bağışıklık sisteminin insülin üreten hücrelere saldırmasını engellemenin bir yolunu keşfetti. Yeni yöntem tip 1 diyabetin tedavisinde çığır açıcı sonuçlar doğurabilir.

Tip 1 diyabette bağışıklık sistemi, pankreasta insülin üreten beta hücrelerini tehlikeli olarak işaretleyip onları hedef alıyor. Beta hücrelerinin yok edilmesi sonucu vücut insülin üretemiyor ve kan şekerini kontrol edemiyor. 

Organ veya hücre nakli dışında bir tedavisi bulunmayan bu hastalık dünya çapında yaklaşık 9 milyon kişiyi etkiliyor. 

ABD'deki Mayo Clinic'ten araştırmacılar yeni çalışmalarında ilginç bir yöntem deneyerek tedaviye giden yolun kapısını araladı. Bilim insanları diyabet tedavisi için kanser hücrelerine başvurdu. 

Bağışıklık sisteminden kaçınmak için çeşitli yöntemler kullanan kanser hücreleri, örneğin  kendilerini sialik asit diye bilinen bir şeker molekülüyle kaplıyor. 

ST8Sia6 adlı bir enzim, kanser hücrelerinin yüzeyindeki sialik asit miktarını artırıyor ve böylece bağışıklık sistemi hücreye saldırmıyor. 

Yeni çalışmayı yürüten ekip, tip 1 diyabet deneylerinde sıkça kullanılan obez olmayan diyabetik farelerin genetiğini değiştirerek ST8Sia6'nın, pankreastaki beta hücrelerinde ifade edilmesini sağladı. 

Bulguları hakemli dergi The Journal of Clinical Investigation'da 1 Ağustos Cuma günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilen hücrelerin tip 1 diyabet gelişimini önlemede yüzde 90 etkili olduğu saptandı. Genetiği değiştirilmiş dişi farelerde tip 1 diyabet görülme oranı yüzde 6, kontrol grubundaysa yüzde 60'tı. 

Beta hücreleri de kontrol grubunda zaman içinde yok olurken, diğer grupta yaşlılığa kadar varlığını korudu.

Araştırmacılar ayrıca bağışıklık sisteminin verdiği tepkideki değişikliğin sadece genetiğiyle oynanmış hücrelerde görüldüğünü de tespit etti. ST8Sia6 sadece istenen bölgeye bağışıklık koruması sağlarken, diğer organlardaki otoimmün belirtileri devam etti.

Makalenin başyazarı Justin Choe, "Beta hücreleri korunsa da bağışıklık sistemi sağlam kaldı" diyerek ekliyor:

Enzimin, beta hücresinin otoimmün reddine karşı özel bir tolerans gösterdiğini ve tip 1 diyabete karşı lokal ve son derece spesifik bir koruma sağladığını bulduk.

Bulguların insanlar için de geçerli olup olmadığını görmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılamanın uzun vadeli risklerinin de araştırılması gerekiyor.

Ancak yeni çalışma, tip 1 diyabetin tedavisi ve belki de önlenmesi açısından kritik bir adıma işaret ediyor. Ayrıca bağışıklık sistemini bütün vücutta değil sadece belirli bir bölgede baskılayarak organ ve hücre nakillerinin daha etkili sonuçlar vermesi sağlanabilir.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, The Journal of Clinical Investigation