Düzenli egzersiz beyni büyütüyor

"10 bin adıma gerek kalmayabilir"

Uzmanlar, düşük yoğunlukta olsa bile düzenli egzersizin beyin sağlığını geliştirdiğine dikkat çekti (Pixabay)
Uzmanlar, düşük yoğunlukta olsa bile düzenli egzersizin beyin sağlığını geliştirdiğine dikkat çekti (Pixabay)
TT

Düzenli egzersiz beyni büyütüyor

Uzmanlar, düşük yoğunlukta olsa bile düzenli egzersizin beyin sağlığını geliştirdiğine dikkat çekti (Pixabay)
Uzmanlar, düşük yoğunlukta olsa bile düzenli egzersizin beyin sağlığını geliştirdiğine dikkat çekti (Pixabay)

Bilim insanları, düzenli egzersizin beynin hafıza ve öğrenme merkezlerinin büyümesini sağladığını tespit etti. 

ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Providence Saint John's Health Center hastanesine bağlı Nörobilim Enstitüsü Beyin Sağlığı Merkezi'nden (PBHC) uzmanların araştırmasında, 10 bin 125 kişinin beyin MR'ları incelendi. 

Missouri eyaletindeki Washington Üniversitesi'nden bilim insanlarının da katıldığı çalışmada, bu kişiler arasında düzenli egzersiz yapanların beyinlerindeki hafıza ve öğrenme merkezlerinin büyüdüğü ortaya kondu.

Söz konusu bölgeler arasında, beyinde karar verme ve bilinçli düşüncelerden sorumlu ön lobla anıların depolanması ve işlenmesinin önemli parçasını oluşturan hipokampus yer alıyor. 

PBHC'den David Merrill, araştırmanın bulgularına ilişkin şunları söyledi:

Kişinin günde 4 bin adımdan daha az yürüdüğü orta yoğunluktaki fiziksel aktivitelerin bile beyin sağlığında olumlu etki yarattığını gördük. Bu da sıklıkla önerilen günde 10 bin adımlık egzersizlerden çok daha azına denk geliyor. Dolayısıyla birçok kişi için daha rahat ulaşılabilecek bir hedef.

Araştırmacılar, beyin hacminin büyümesinin doğrudan işlevselliğin arttığı anlamına gelmediğine dikkat çekerken, bunun genellikle bilişsel yetenekleri geliştirdiğini söyledi. 

Ancak düzenli egzersizin vücuttaki kan akışını iyileştirdiği ve nöronların sağlıklı kalmasını sağlayan bazı proteinlerin üretimini desteklediği önceki çalışmalarda tespit edilmişti.

Washington Üniversitesi'nden Cyrus Raji, "Araştırmamız, fiziksel aktivitenin beyin sağlığına iyi geldiğini gösteren çalışmaları destekliyor. Egzersiz yalnızca bunama riskini azaltmakla kalmıyor, beyin büyüklüğünün korunmasını da sağlıyor. Bu da özellikle yaşlılıkta önemli" dedi. 

Araştırmanın sonuçları bilimsel dergi Journal of Alzheimer's Disease'de 7 Aralık'ta yayımlandı.

Independent Türkçe



Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine