Şeker tüketme isteğinizi frenleyen 5 baharat

Şeker tüketme isteğinizi frenleyen 5 baharat
TT

Şeker tüketme isteğinizi frenleyen 5 baharat

Şeker tüketme isteğinizi frenleyen 5 baharat

Bir beslenme uzmanı, şeker tüketme isteğini bastırdığını söylediği 5 baharatın denenmesini önerdi.

Neden şekeri bu kadar çok istiyoruz?

Gıda hassasiyetleri, uzun süreli stres nöbetleri, yalnızlık hissi, kan şekeri seviyelerindeki dengesizlikler ve hatta hormonlardaki dalgalanmalar tatlı şeyler tüketmek istememize neden olabilir.

Ancak şekerli yiyeceklerin aşırı tüketimi iyi bir karar olmayabilir. Zira yüksek şeker, obezite, kalp hastalığı, tip 2 diyabet, dengesiz hormonlar, düşük ruh hali ve hatta kaygı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Şekerin oldukça bağımlılık yapıcı bir madde olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, uzun vadede sağlıklı olmak istiyorsanız şeker alımınızı azaltmak isteyebilirsiniz.

Tıbbi bir site olan ‘healthshots’ tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, bazı baharatların şeker isteğini azaltmanıza yardımcı olabileceği ortaya çıktı.

Beslenme uzmanına göre, vücudumuzu şekerle beslediğimizde beyinde nörotransmitter serotonin (iyi hissetme hormonu) salgısında artış oluyor. Ayrıca, beta-endorfinler (doğal ağrı kesiciler) de mutluluk hissi veriyor, benlik saygımızı artırıyor ve kaygıdan kurtulmamıza da yardımcı oluyor. Bu yüzden de şeker kutusunu karıştırmak çok iyi hissettiriyor. Vücudumuzdaki magnezyum eksikliği, bitmek bilmeyen şeker yeme isteğimizin temel nedenlerinden biridir. Bu durumda bitter çikolata, ıspanak, avokado, kabak çekirdeği gibi magnezyum açısından zengin gıdaların tüketimini artırabilirsiniz.

Şeker tüketme isteğini azaltan 5 iyi bilinen baharat hangileri?

Özellikle şeker yüklü tatlıların ve atıştırmalıkların popülerliği nedeniyle şeker isteğini azaltmak zor olabilir.

Ancak beslenme uzmanı ve klinik beslenme uzmanı Ushakiran Sisodia’ya göre, geleneksel Hint baharatlarının bu isteği azalttığı biliniyor.

Uzmana göre, şeker isteğini azaltan bazı baharatlar şunlar:

1. Tarçın

Tarçının, insülin aktivitesini taklit ederek ve hücrelere glikoz taşınmasını artırarak kan şekeri seviyelerini stabilize ettiği biliniyor.

2. Çemen otu tohumları

Çemen otu tohumları, insülin salınımını uyarabilen bir amino asit içeriyor. Bunun tüketimi için ideal yöntem, gece boyunca suda bekletip sabah yemek ya da toz haline getirip köriye eklemeye dayanıyor.  

3. Zencefil

Zencefil, kan şekerini düzenlerken, tadı nedeniyle iştahı azaltıyor. Aynı zamanda sabah çayına da katılabiliyor.

4. Karanfil

Karanfillerin insülin fonksiyonunu iyileştirdiği ve kan şekeri konsantrasyonlarını düşürdüğü kanıtlandı. Pirinç yemeklerine, körilere ve hatta çaya eklenebilir.

5. Kakule

Kakule, farklı bir tada sahip, popüler bir aromatik baharat ve şeker isteğini azaltmada etkili oluyor. Bu yüzden çaya ve hatta pirinç yemeklerine eklenebiliyor.

Sağlıklı, şekersiz bir öğün için tam tahıllar, yağsız proteinler, sağlıklı yağlar, bol meyve ve sebzeden oluşan diyetinize baharatları da eklemeniz gerektiğini unutmayın. Bu baharatlardan herhangi birine karşı alerji veya reaksiyon fark ederseniz derhal beslenme uzmanınıza danışın.



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe