Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, nezle ve korunma yollarına yönelik video paylaştı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, soğuk havaların başlamasıyla kapalı ortamda geçirilen süre arttığı için üst solunum yolu enfeksiyonlarından nezlenin daha hızlı yayıldığını belirtti

(AA)
(AA)
TT

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, nezle ve korunma yollarına yönelik video paylaştı

(AA)
(AA)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, soğuk havaların başlamasıyla kapalı ortamda geçirilen süre arttığı için üst solunum yolu enfeksiyonlarından nezlenin daha hızlı yayıldığını belirtti.

Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, solunum yolu hastalıklarına sık rastlanan bir mevsimde bulunulduğunu vurgulayarak, "En önemli artışı, nezle dediğimiz enfeksiyonlarda görüyoruz. Soğuk havaların başlamasıyla kapalı ortamda geçirdiğimiz süre arttığı için nezle daha hızlı yayılıyor." açıklamasında bulundu.

"Korunmak için en temel şart, sağlıklı yaşam kurallarına riayet edilmesidir"

Koca, paylaşımında, Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serhat Ünal'ın, hastalığın bulaşmasını önlemek için neler yapılması gerektiğini aktaran videosuna da yer verdi.

Ünal, solunum yolu enfeksiyonlarının üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları olarak ikiye ayrıldığını belirterek, şu bilgileri verdi:

Üst solunum yolu enfeksiyonları, soluk borusunun ayrılım yerine kadar olan enfeksiyonlardır. Burun içinde sinüzit, faranjit, nezle, otit gibi pek çok enfeksiyonlar olabilir. Solunum yolu enfeksiyonları mevsimi denilen bu günlerde bütün bu enfeksiyonlarda artış meydana gelebilir ama en önemli artış nezledir. Bu mevsimlerde soğuk havaların başlamasıyla birlikte kapalı yerlerde geçirilen süre arttığı için bulaştırma hızı artar ve solunum yolu nezle çok fazla görülür. Burun akıntısı, hapşırık, boğaz ağrısı, halsizlik, 38 derece ateşi geçmeyen bir hastalık şeklinde kendini gösterir.

Bu enfeksiyonlarda bulaşın önlenmesine dikkati çeken Ünal, "Nezleden ve bu tür enfeksiyonlardan korunmak için en temel şart, sağlıklı yaşam kurallarına riayet edilmesidir. Yani, uykuya dikkat edilmesi, dengeli ve düzenli beslenilmesi, spor yapılması gibi temel sağlıklı yaşam kurallarına uymaktır. Böyle yapılırsa, savunma sistemi daha sağlam olur." dedi.

Ünal, korunmada ikinci önemli faktörün, virüs belli bir mesafeden bulaşacağından hapşıran, öksüren kişilerle araya bir metre mesafe konulması gerektiğine işaret etti.

Hapşıran kişilerin bu esnada ele değil dirseğe hapşırmaları gerektiğini dile getiren Ünal, "Çünkü, ele hapşırıldıktan sonra başkasıyla tokalaşıldığında ya da kapı kulpu tutulduğunda, sağlam olan kişilere virüs bulaşacaktır. Sık sık eller yıkanmalıdır." uyarısında bulundu.



Dünya çapında yetişkinler arasında 800 milyondan fazla diyabet hastası var

Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
TT

Dünya çapında yetişkinler arasında 800 milyondan fazla diyabet hastası var

Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)

Yeni bir çalışma, dünya çapında 800 milyondan fazla yetişkinin diyabet hastası olduğunu ortaya koydu. Bu oran, önceki değerlendirmelerde beklenenin iki katı.

Araştırmada ayrıca 30 yaşın üzerinde enfekte olanların yarısından fazlasının tedavi görmediği de ortaya çıktı. Şarku’l Avsat’ın The Lancet'te yayınlanan araştırmadan aktardığına göre, 2022 yılında 18 yaş ve üzeri tip 1 ve tip 2 diyabetli 828 milyon kişinin bulunduğu belirtildi. Araştırmacılar, 30 yaş ve üzeri yetişkinler arasında tedavi görmeyen 445 milyon hastanın bulunduğunu belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) daha önce 422 milyondan fazla insanın kan şekeri seviyelerini etkileyen ve tedavi edilmediği takdirde kalp, kan damarları, sinirler ve diğer organlarda bozulmaya neden olabilen kronik bir metabolik hastalık olan diyabete sahip olduğunu tahmin ediyordu. Diyabetin küresel insidansı 1990'dan bu yana iki kat artarak %7'den %14'e yükseldi. Bu artış büyük ölçüde düşük ve orta gelirli ülkelerde vaka sayısındaki artıştan kaynaklanmakta. Araştırmacılar, insidanstaki artışa rağmen, bu bölgelerdeki tedavi oranlarının artmadığını, bazı yüksek gelirli ülkelerde ise durumun iyileştiğini ve bunun da tedavi açığının genişlemesine yol açtığını ifade etti.

Örneğin Sahra Altı Afrika'nın bazı bölgelerinde diyabet hastası olduğu tahmin edilenlerin yalnızca yüzde beş ila on'u tedavi gördü. Bulaşıcı Olmayan Hastalık Risk Faktörleri İşbirliği ve Dünya Sağlık Örgütü iş birliği ile yürütülen çalışmanın yazarları, bunun tüm ülkeler için tedavi oranları ve tahminleri içeren ilk küresel analiz olduğunu belirtti. Araştırma, 140 milyondan fazla insanı kapsayan binden fazla araştırmaya dayanıyor.