Cezayir, kanserin erken teşhisi için biyometrik çip üretecek

Cezayir, devlet bütçesinin sağlık faturasını azaltmak için biyometrik çip üretme çalışmalarına başladı

Cezayir 2020’de 42 bin 747 kanser vakası kaydedildi (Independent Arabia)
Cezayir 2020’de 42 bin 747 kanser vakası kaydedildi (Independent Arabia)
TT

Cezayir, kanserin erken teşhisi için biyometrik çip üretecek

Cezayir 2020’de 42 bin 747 kanser vakası kaydedildi (Independent Arabia)
Cezayir 2020’de 42 bin 747 kanser vakası kaydedildi (Independent Arabia)

Cezayir, kamu hazinesine büyük miktarda paraya mal olan kanser tedavisi faturasını azaltmak amacıyla kanser hastalıklarının erken teşhisine yönelik yeni bir mekanizma olarak biyometrik çip üretmeye başladı. Karar, ülkede son yıllarda kanser hastası sayısında önemli bir artışın yaşanmasının ardından alındı.

Cezayir Yüksek Öğrenim Bakanı Danışmanı Abdulcabbar Davdi Konstantin şehrinde bir biyoteknoloji araştırma merkezinin, yurtdışından alınan bir çipin kamu hazinesine 547 dolara mal olmasının ardından, kanser hastalıklarını tespit eden bir biyometrik çip üretme çalışmalarına başladığını açıkladı.

Davdi Cezayir Radyosu’na verdiği röportajda “Cezayir laboratuvarları, tıbbi araştırmalarla ilgili bu tür teknolojiyi kontrol eden dünyadaki 90 laboratuvar arasında bu çipin üretiminde Afrika’yı temsil ediyor” dedi.

Bakanlıkta dijital medya ve istatistiksel bilgilerden sorumlu olan sözcü “Cezayir Üniversitesi, bazı bilimsel merkezleri desteklemek üzere çalışma da dahil olmak üzere, dünyanın tanık olduğu dönüşümlere ayak uydurmak amacıyla yerel ve bölgesel olarak pazarlanabilen bilimsel ürünlerde yenilikler yapıyor” ifadelerini kullandı.

Endişe verici bir yayılma

Kanserin endişe verici bir şekilde yaygınlaşması, Cezayir hükümetini durumu kontrol altına almak veya en azından hasta sayısının artmasını engellemek için acil önlemler almak durumda bıraktı. 2020 yılı ulusal kanser kayıtlarıyla ilgili istatistikler, kadınlarda meme kanserinin kayıtlı ilk kanser türü olması nedeniyle 24 bin 118’i kadın ve 18 bin 629’u erkek olmak üzere 42 bin 747 vakanın kaydedildiğini gösterdi.

Cezayir Sağlık Bakanı Abdulhak Seyhi yaptığı basın açıklamasında, kanseri teşhis etmek için gelişmiş yöntemlerin edinilmesinin tarama ve erken teşhiste ilerleme sağladığını ve bunların Cezayir dahil dünyada kanser hastalarının artış eğilimine rağmen ölümlerin azalmasına katkı sağlayacağını belirtti.

Seyhi, Ulusal Ağ tarafından yayınlanan 2020 ve 2021 yıllarına ait kanser kayıt verilerinden yararlanıldığını açıkladı. Bu bağlamda “Cezayir’de ve dünyada kanserin yükseliş eğilimi, yaşlanma, sağlığa zararlı yaşam tarzı ve bireysel ve kolektif sorumluluğun olmayışı ile sağlığa zararlı davranışlar ve çevresel faktörler gibi birçok faktörden kaynaklanıyor” ifadelerine de yer verdi.

Bakan “Özellikle beklentilere dayalı öncelikler belirleniyor ve ağ verileri için istatistiksel modeller geliştirerek 2024-2030 kanserle mücadeleye yönelik ulusal kontrol planı hakkında düşünülüyor” dedi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun Kasım 2023’te, 2024’ün başına kadar Ulusal Kanser Fonu’na yarım milyar dolarlık mali fon sağlama sözü verdi. Kapsamlı bir girişim kapsamında, hasta bakımının geliştirilmesi, hastalığın önlenmesi, erken teşhisi ve risk faktörleriyle mücadeleye yönelik planların hayata geçirilmesi, kanserin önlenmesi ve kontrolü alanında tüm tarafların katılımının yaygınlaştırılması, bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi ve geliştirilmesi, tıbbi kullanıma yönelik elektronik nükleer yatırımların yönlendirilmesi ve kanser ilaçlarının ulusal üretiminin artırılması hedefleniyor. 

Girişim, başta radyoterapi, hematoloji ve çocuk hastalıkları olmak üzere kanser kontrol merkezlerinin ülke geneline dağılımındaki eksikliklerin giderilmesini, ilaç ihtiyaçlarının belirlenmesi ve dağıtılması için dijital bir sistemin geliştirilmesini, kanser hastası kayıtlarının dijitalleştirilmesini ve bu dijital yapının, doğruluğu en yüksek düzeyde tutmak ve bu kategoriye yönelik ilaçların yokluğunu tamamen gidermek amacıyla Ulusal Medeni Hal Siciline bağlanmasını da içeriyor.

Fotoğraf altı: Cezayir, ülkedeki kanser hastalarının tedavi maliyetlerini azaltmak için teknolojiyi kullanmaya çalışıyor (Independent Arabia)
Cezayir, ülkedeki kanser hastalarının tedavi maliyetlerini azaltmak için teknolojiyi kullanmaya çalışıyor (Independent Arabia)

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Cezayir’de ülkenin çeşitli yerlerinden kanser hastalarının tedavisi ve bakımına ayrılmış büyük bir hastane bulunmazken, 6’sı özel kurum olmak üzere 20 uzmanlaşmış kanser tedavi merkezi, 41 kanser bölümü ve kemoterapi uygulanan toplam 77 ünite bulunuyor.

Hükümetin 2022 yılında yayınladığı bir rapora göre, çeşitli kanser türlerine yakalanan kişi sayısının 2025 yılına kadar yıllık 61 bin yeni vakaya ulaşması bekleniyor. Sağlık Bakanlığı’nın son istatistikleri ise hastalıkla enfeksiyon vakalarının yıllık 100 bin kişi başına 103 vaka oranında artacağını ve enfeksiyon sayısının 2030’da yıllık 70 bin vakaya çıkacağını gösteriyor.

Bilgiler ve uyarılar

Bu bağlamda Cezayirli halk sağlığı araştırmacısı Muhammed Kevaş, biyometrik çipin kanser hücrelerini daha ortaya çıkar çıkmaz tespit ederek bilgi ve uyarı verebileceğini öne süren bir hipotezin var olduğunu zira bu bağlamda önceki deneylerin, kanser hücrelerinin semptomları ortaya çıkmadan önce kanserli kişileri tespit etmek için köpeklerin eğitilmesiyle gerçekleştirildiğini belirtti.

Kevaş Independent Arabia’ya bu yeni biyometrik çipin geliştirilmesinin, Cezayirli araştırmacıların yüksek öğrenim, bilimsel araştırma, sanayi ve sağlık olmak üzere farklı sektörler arasında koordinasyon içinde teknik çözümün somutlaştırılması ve bu çipin erken teşhis için meme, kolon, prostat, akciğer kanseri gibi genetik faktörü yüksek olan hastaların ve isteyen diğer kişilerin vücuduna yerleştirilmesi açısından bir başarı olacağını belirtti. Çeşitli deneysel aşamalarda iyi huylu tümörlerin kötü huylu tümörlere dönüşmesi ve metastaz veya vücutta kapsamlı yayılma aşamasına ulaşmasını önlenerek, kemoterapi ve radyasyon yoluyla hızlı bir şekilde tedavi edilmesini sağlayacağını vurguladı.

Çipin, kanser tedavisinin başlangıç ​​aşamasında sağlanmasını güvence altına alarak hastaların acılarını azaltacağını, ayrıca hastaları birçok test ile seyahat, çeşitli masraflar ve zorlu tedavilerden kurtardığını belirtti.

Kevaş “Bu yeni teknoloji, devletin kanser hastalarının bakımına ayırdığı yüksek meblağı azaltmasını sağlayacak. Etkinliği deneylerle kanıtlanırsa Cezayir’de kanser sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı azalacak. Projenin hızla ilerlemesini ve çipin hastane düzeyinde kullanıma sunulmasını ve vatandaşlara yönelik bilinçlendirme ve duyarlılık kampanyaları yapılmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Cezayir’deki dijital tıbbi platformlardan birinin yetkilisi olan Cemil Devavede, biyometrik çip üretilmesinin ülkedeki mevcut kanser türlerinin bilinmesini ve sayılmasını kolaylaştıracağını, ayrıca hasta kişilerin sayısının hızlı ve doğru bir şekilde belirlenmesini sağlayacağını söyledi.

Bunların yanı sıra çipin kullanılmasının, sağlık kurumlarının tedavi ve takip cihazı ihtiyaçlarının belirlenmesine yardımcı olacağını, hastaların takip ve tedavisinde ilaç veya farmasötik malzeme sıkıntısından kaynaklanan birçok sorunu ortadan kaldıracağını sözlerine ekledi.

Devavede, çipin lojistik malzemelerin belirlenmesi, hastanın gidişatının takip edilmesi ve kanserin ülkedeki yayılımına ilişkin bir harita geliştirilmesi de dahil olmak üzere birçok sorunu çözeceğini vurguladı.

Hastaların hastanelerde sağlık durumlarını takip edilmesini kolaylaştırmak için sağlık sektörünün modern teknolojiden ve yeni bilimsel ve teknik araştırmalardan yararlanmaya açık olması gerektiğini belirten Devavede, tıbbi teknoloji çözümlerinin geliştirilmesinin, doğru bilginin etkili teknik araçlar kullanılarak sağlanması ile hastaneler, doktorlar ve hastalar üzerindeki baskının azaltılmasına katkı sağlayacağını belirtti.



Brokoli yemek Alzheimer riskini düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Brokoli yemek Alzheimer riskini düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bunamanın en yaygın şekli olan Alzheimer hastalığı 7 milyondan fazla Amerikalı yetişkini etkiliyor ve vakaların 2060'a kadar iki katına çıkması bekleniyor.

Ancak uzmanlar, brokoli tüketmenin bu hastalığa yakalanma riskini azaltabileceğini söylüyor. Araştırmacılar, bu lifli sebzenin bilişsel gerilemeyle mücadele eden besin ve kimyasallarla dolu olduğunu buldu.

Bir çalışma, düzenli brokoli tüketen yaşlı kadınların hafıza testlerinde daha iyi performans gösterdiğini ortaya koydu.

Harvard'ın Brigham ve Kadın Hastanesi'nden Jae Hee Kang yaptığı açıklamada, "Bilişsel puanları açısından neredeyse bir veya iki yıl daha genç gibiydiler" dedi.

Brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi haç şeklinde 4 yapraklı çiçeklere sahip turpgiller grubunda yer alan bir sebze.

Bu sebzelerden daha fazla tüketmenin, Tip 2 diyabet geliştirme riskinin yanı sıra kanser ve kardiyovasküler hastalıktan ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğu da bulundu.

WellMed Tıp Grubu'na göre turpgiller ailesine ait sebzeler, B vitaminleri ve karotenoid adı verilen bitki pigmentleri açısından zengin ve bu pigmentlerin demansla bağlantılı bir molekülün seviyesini düşürdüğü gösterildi. Bir çalışma, bu sebzeleri yemenin Alzheimer hastalığının belirtilerinden biri olan zararlı tau proteinlerinin seviyesini düşürebileceğini buldu.

UCLA Sağlık'a konuşan Simms/Mann UCLA Bütünleyici Onkoloji Merkezi'nden kıdemli diyetisyen Emma Veilleux, insanların faydalarını hissetmek için günde sadece bir veya iki porsiyon yemesi gerektiğini söyledi.

Brokoli ayrıca, turpgiller ailesine ait sebzelerde, sütte, yoğurtta, yumurtada ve balıkta bulunan önemli bir mikro besin olan kolin içeriyor. Tufts Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı bir çalışma, kolin açısından zengin gıdalar tüketmenin demans geliştirme riskini azaltabileceğini buldu.

Günde 350 miligram kolin tüketmek (bir fincan brokoli 29,8 miligram içeriyor), yaşlı yetişkinlerde klinik Alzheimer teşhisi riskinin en düşük çıkmasıyla ilişkilendirildi.

Kandaki düşük kolin seviyeleriyle Alzheimer hastalığı riskinin artması arasında da bağlantı kuruldu. Arizona Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 90'ı her gün yeterli kolin almıyor. Federal sağlık yetkilileri, 19 yaş üstü erkek ve kadınların sırasıyla günde 550 miligram ve 425 miligram kolin almasını öneriyor.

Aynı zamanda brokoli, bilişsel gerilemeyi tetikleyebilen iltihaplanmayla mücadele eden harika bir antioksidan kaynağı. Sadece bir fincanında, bağışıklık sağlığını koruyan 81 miligram C vitaminiyle göz sağlığını koruyan A ve E vitaminleri bulunuyor. Bu, orta boy bir portakalda bulunan C vitamini miktarına denk sayılır.

Lisanslı diyetisyen Lisa Young, EatingWell'e, "Güçlü antioksidanlar ve beyin hücrelerini iltihaplanma ve oksidatif stresten koruyan bileşiklerle dolu; bunlar bilişsel gerilemenin iki temel etkeni" diye konuştu.

Brokoliyi diyetlere daha fazla dahil etmek için birkaç brokoli çiçeği tavuk veya tofuyla birlikte sotelenebilir, ince ince doğranıp zengin ve kremalı bir kış çorbasına katılabilir veya üzerine rendelenmiş çedar peyniri serpip fırına atarak doyurucu ve lezzetli bir çıtır ortaya çıkarılabilir.

Independent Türkçe


Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Zayıflama iğnelerinin bir yararı daha bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir çalışmada, zayıflama amacıyla kullanılan iğnelerin kemik sağlığı için gizli faydaları olabileceği öne sürüldü.

Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi GLP-1 ilaçları, iştahı bastırma ve kilo verdirme işlevleriyle bilinse de yeni araştırma, bu enjeksiyonların kemik oluşumunu da destekleyerek kemik sağlığını iyileştirdiğini ortaya koydu.

Tayvan’ın Tainan kentindeki Ulusal Cheng Kung Üniversitesi Hastanesi’nden bilim insanları, verileri küresel bir elektronik sağlık kayıt sisteminde tutulan, GLP-1 kullanan ve kullanmayan tip 2 diyabetli binlerce kişinin sonuçlarını karşılaştırdı.

Analiz, GLP-1 kullananlarda 10 yıllık omurga kırığı riskinin küçük ama anlamlı ölçüde azaldığını gösterdi.

Bu durum, GLP-1’in kemik gücünü artırmaya, kronik iltihap ve insülin direncini azaltmaya katkı sunabileceğini, böylece kemik zayıflığını önleyebileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın yazarı Yu Chang ve ekibi, araştırma yazısında şu sonuca vardı:

Genel olarak bu bulgular, GLP-1 reseptör agonistlerinin olası kemik koruyucu rolünü destekliyor. Aynı zamanda nedenselliğin doğrulanması ve altta yatan mekanizmaların aydınlatılması için ileriye dönük çalışmalara duyulan ihtiyacın da altını çiziyor.

Bu, kilo verme iğnelerinin beli inceltmenin ötesinde faydaları olduğuna işaret eden bir dizi çalışmanın sonuncusu. Bilim insanları, bu ilaçların hastalığı östrojen hormonu tarafından tetiklenen belirli bir meme kanseri hasta grubuna yardımcı olabileceğini de buldu.

Diğer araştırmalar, kilo verme ilaçlarının hastalık izni süresini yarıya indirebileceğini tespit etti. Kilo verme uygulaması işleten Oviva tarafından yürütülen bir deneme, Wegovy gibi iğneler kullanan Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi'nde (NHS) kayıtlı 700 hastayı inceledi ve 6 ay içinde bir hastanın ortalama hastalık izni süresinin ayda 2,41 günden 1,18 güne düştüğünü buldu.

Oviva ayrıca, aile hekimine veya sağlık merkezine sık sık giden hasta sayısının yüzde 24,8'den yüzde 9,3'e düştüğünü tespit etti. İğneyi kullanıp herhangi bir NHS uzmanına hiç gitmeyenlerin sayısıysa yüzde 34 arttı. Öte yandan yakın zamanda 5 günden fazla hastalık izni alan katılımcıların sayısı yüzde 18,9'dan yüzde 8,8'e düştü.

Independent Türkçe

 


Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
TT

Uzmanlar yanıtladı: Çay mı kahve mi daha faydalı?

Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları çay içenlerin kemik yoğunluğunun, içmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylüyor (Unsplash)

Nicole Wootton-Cane 

Çay da kahve de gündelik hayatta tüketilen popüler içecekler ancak uzmanlara göre biri diğerinden çok daha faydalı olabilir.

Yeni bir araştırma, düzenli çay içenlerin kemik erimesi yaşama ihtimalinin kahve içenlere göre daha düşük olabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar her gün çay içenlerin, kemik mineral yoğunluğunun (KMY) içmeyenlerden yüksek olduğunu buldu. Bilim insanları bunu "anlamlı" bir sonuç olarak nitelendiriyor.

Orta düzeyde kahve tüketiminin kemik yoğunluğu üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmadı. Öte yandan günde 5 fincandan fazla kahve içenlerin KMY seviyelerinin düşmesi, aşırı tüketimin kemik sağlığına zarar verebileceğine işaret ediyor.

Flinders Üniversitesi ekibi, 65 yaş ve üstü yaklaşık 10 bin kadının verisini 10 yıl boyunca analiz ederek kemik yoğunluklarını ölçtü. Çay içenlerin, içmeyenlere kıyasla toplam kalça KMY'sinin biraz daha yüksek olduğunu tespit ettiler.

Uzmanlar aradaki fark mütevazı olsa da kemik yoğunluğundaki küçük iyileşmelerin bile büyük gruplarda kırık sayısını azaltabileceğini söylüyor.

Hakemli dergi Nutrients'ta yayımlanan sonuçlar, yaşam boyu alkol tüketimi daha yüksek olan kadınların kahveden daha olumsuz etkilendiğini, çayınsa özellikle obez kadınlara fayda sağladığını gösterdi.

Profesör Enwu Liu'ya göre bulgular, her gün bir fincan çay içmenin yaşlanırken kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğine işaret ediyor.

Liu "Orta düzeyde kahve içmek güvenli görünse de özellikle alkol içen kadınların çok yüksek seviyede tüketmesi pek ideal olmayabilir" diyor.

Ancak bu sonuçlara dayanarak yaşam tarzında radikal değişiklikler yapılmaması uyarısında da bulunuyor.

Araştırmacı "Sonuçlarımız, kahveyi bırakmanız veya litrelerce çay içmeye başlamanız gerektiği anlamına gelmiyor" diye açıklıyor. 

Orta düzeyde çay tüketiminin kemik sağlığını desteklemenin basit bir yolu olabileceğini ve çok fazla kahve tüketiminin, özellikle alkol tüketen kadınlar için ideal olmayabileceğini gösteriyor.

Kalsiyum ve D vitamini kemik sağlığının köşe taşları olmaya devam ederken, fincanınızdaki içecek de bir rol oynayabilir. Yaşlı kadınlar için günlük bir fincan çay içmek rahatlatıcı bir rutinin ötesinde, daha güçlü kemiklere doğru atılmış küçük bir adım olabilir.

Çalışma, yüksek seviyede kahve tüketiminin yaşlılarda ağrı düzeylerinin artmasıyla bağlantılı olduğunu gösteren bir araştırmanın ardından geldi. Bilim insanları kahve tüketimindeki artışın, azaltmaya kıyasla ağrı şiddetinde 6,56 puanlık bir artışla bağlantılı olduğunu bulmuştu.

Independent Türkçe.independent.co.uk/news