Kanserin önleyici tedavisi, beklenmedik bir ilaçtan çıktı

Depresyonu da engelliyor

Çin'de ilacın yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılmasına yönelik üçüncü faz testler sürüyor (Unsplash)
Çin'de ilacın yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılmasına yönelik üçüncü faz testler sürüyor (Unsplash)
TT

Kanserin önleyici tedavisi, beklenmedik bir ilaçtan çıktı

Çin'de ilacın yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılmasına yönelik üçüncü faz testler sürüyor (Unsplash)
Çin'de ilacın yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılmasına yönelik üçüncü faz testler sürüyor (Unsplash)

Çin'de kullanılan bir antidepresanın vücudun kanserle savaşma yeteneğini de artırdığı ortaya çıktı. 

Bilimsel dergi Frontiers in Pharmacology'de yayımlanan çalışmada, ansofaxine hidroklorür adlı antidepresanın, tümör tedavisinde kullanılan ilaçlarla birlikte alındığında farelerde kolon kanserine yol açan hücrelerin büyümesini engellediği tespit edildi. 

Araştırmacılar, ansofaxine ilacının sitotoksik T hücreleri (CD8+T) adı verilen ve kansere karşı bağışıklık tepkisini tetikleyen hücrelerin gelişmesini sağladığını gözlemledi. CD8+T enfekte hücreleri ve tümör hücrelerini yok etme özelliğine sahip. 

Belirli tümör ilaçlarıyla birlikte kullanıldığında antidepresanın, farelerin dalaklarında ve tümörlerinde CD8+T hücrelerinin oranının artmasını sağlayarak kanserin büyümesini engellediği görüldü. 

Araştırmacılar farelere hem ansofaxine hem de kanser immünoterapisi uyguladığında, tümörlerin en az yüzde 20'sini yok etmeyi ve uzun süreli bağışıklık üretmeyi başardı. 

Çalışmada "ansofaxine'in belirli ilaçlarla kombinasyonunun kanser tedavisinde umut verici bir gelişme sağlayabileceği" belirtildi. 

Öte yandan söz konusu kombinasyonun insanlar üzerinde henüz denenmediği aktarıldı. 

Çin'de Ruoxinlin adıyla satılan ansofaxine'in majör depresyon tedavisinde kullanılması için Kasım 2022'de onay verilmişti. Antidepresanın ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nde onay sürecine dair incelemelerse sürüyor. 

Independent Türkçe



Dünya çapında yetişkinler arasında 800 milyondan fazla diyabet hastası var

Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
TT

Dünya çapında yetişkinler arasında 800 milyondan fazla diyabet hastası var

Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)
Çalışma, 30 yaş üstü hasta kişilerin yarısından fazlasının tedavi görmediğini gösterdi (Reuters)

Yeni bir çalışma, dünya çapında 800 milyondan fazla yetişkinin diyabet hastası olduğunu ortaya koydu. Bu oran, önceki değerlendirmelerde beklenenin iki katı.

Araştırmada ayrıca 30 yaşın üzerinde enfekte olanların yarısından fazlasının tedavi görmediği de ortaya çıktı. Şarku’l Avsat’ın The Lancet'te yayınlanan araştırmadan aktardığına göre, 2022 yılında 18 yaş ve üzeri tip 1 ve tip 2 diyabetli 828 milyon kişinin bulunduğu belirtildi. Araştırmacılar, 30 yaş ve üzeri yetişkinler arasında tedavi görmeyen 445 milyon hastanın bulunduğunu belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) daha önce 422 milyondan fazla insanın kan şekeri seviyelerini etkileyen ve tedavi edilmediği takdirde kalp, kan damarları, sinirler ve diğer organlarda bozulmaya neden olabilen kronik bir metabolik hastalık olan diyabete sahip olduğunu tahmin ediyordu. Diyabetin küresel insidansı 1990'dan bu yana iki kat artarak %7'den %14'e yükseldi. Bu artış büyük ölçüde düşük ve orta gelirli ülkelerde vaka sayısındaki artıştan kaynaklanmakta. Araştırmacılar, insidanstaki artışa rağmen, bu bölgelerdeki tedavi oranlarının artmadığını, bazı yüksek gelirli ülkelerde ise durumun iyileştiğini ve bunun da tedavi açığının genişlemesine yol açtığını ifade etti.

Örneğin Sahra Altı Afrika'nın bazı bölgelerinde diyabet hastası olduğu tahmin edilenlerin yalnızca yüzde beş ila on'u tedavi gördü. Bulaşıcı Olmayan Hastalık Risk Faktörleri İşbirliği ve Dünya Sağlık Örgütü iş birliği ile yürütülen çalışmanın yazarları, bunun tüm ülkeler için tedavi oranları ve tahminleri içeren ilk küresel analiz olduğunu belirtti. Araştırma, 140 milyondan fazla insanı kapsayan binden fazla araştırmaya dayanıyor.