Fil hastalığında sülük tedavisi çare değil dert olabilir

Türkiye Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, sosyal medyada, fil hastalığıyla ilgili yanlış tedavi yöntemlerinin önerildiğini belirterek, sülük tedavisi veya iğnelerle mezoterapinin tedavide yerinin olmadığını söyledi

(AA)
(AA)
TT

Fil hastalığında sülük tedavisi çare değil dert olabilir

(AA)
(AA)

Dünya Lipödem Derneği kurucu üyesi de olan Borman, AA muhabirine, "fil hastalığı" olarak bilinen, ilerlediğinde hastaların yaşamını kabusa çevirebilen "lenfödem" ile "yağ birikmesine bağlı ağrılı cilt büyümesi" olarak adlandırılan "lipödem" hastalıklarına ilişkin bilgileri paylaştı.

Lenfödemde toplumsal farkındalığın az olduğunu vurgulayan Borman, "Halk arasında 'fil hastalığı' olarak bilinen bu hastalık, lenf damarlarındaki yetmezlik sonucu vücudun kol, bacak, yüz, gövde veya genital organ gibi farklı bölgelerinde oluşan ciddi şişliklerle kendini gösteriyor. Erken tanı ve tedavisi çok önemli, aksi halde hayatı tehdit eden enfeksiyonlar ortaya çıkabilir, hastalar ayakkabı giyemez, yürüyemez, kollarını kullanamaz hale gelebilir." diye konuştu.

Borman, yaşam boyu uygulanacak yöntemlerle lenfödemin tedavi edilip tekrar ortaya çıkmasının engellendiğini ama hastalığın tek seferlik "kür" şeklindeki bir tedavisinin bulunmadığını söyledi.

Lenfödemin erken dönemde, kolda ağırlık hissi, giyilen kıyafetlerin, ayakkabıların, takıların sıkması gibi belirtilerle seyrettiğine işaret eden Borman, bu tip belirtileri yaşayanların mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurması gerektiğini aktardı.

"Ağrılı yağ hastalığı" olarak biliniyor, kadınlarda görülüyor

Lipödemin ise lenfödem hastalığıyla çok karıştırıldığını dile getiren Borman, "Lipödem, ağrılı yağ hastalığı olarak biliniyor, kadınlarda görülüyor. Daha çok bacakları tutan, kollarda da ortaya çıkabilen orantısız yağ birikimine yol açıyor. Hastalığın kesin nedeni bilinmiyor ama yüzde 60 oranında genetik geçiş söz konusu." bilgisini paylaştı.

Bu hastalıkta da erken tanı ve tedavinin önemine vurgu yapan Borman, "Lipödem, kilo alımıyla ilerleyen bir hastalık. Hastaların maalesef yüzde 50, yüzde 60'ı hatta daha fazlasında obezite var. Erken tanı, hastalığın ilerlememesi için sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi çok önemli." ifadesini kullandı.

"Kadınların yüzde 10'unda ortaya çıkabiliyor"

Lenfödemin meme kanseri, yumurtalık, rahim ağzı kanseri tedavilerinden sonra yüzde 50 oranında görülebildiğini, lipödemin de kadınların yüzde 10'unda ortaya çıkabildiğini anlatan Borman, sözlerini şöyle sürdürdü:

Lipödem ve lenfödem hastalığında maalesef sosyal medyada kanıta dayalı olmayan birçok tedavi yönteminin önerildiğini görüyoruz. Sülük tedavisi veya iğnelerle mezoterapi yaptırıp, ciddi yaralar, enfeksiyonlarla bizlere başvuran çok sayıda lenfödem hastamız var. Bu tip yöntemlerin hastalığın tedavisinde hiçbir yeri yok aksine ciddi yara ve enfeksiyona yol açabiliyor. Halk arasında hastalarımıza bazı ilaçlar da öneriliyor. Bu tip ilaçlar tedavi etmediği gibi özellikle kanser hastaları açısından komplikasyona yol açabiliyor. Lenfödemin ilaç tedavisi yok, sadece oluşturduğu yara gibi komplikasyonların tedavisi için uzmanların reçete edebileceği ilaçlar söz konusu. Lütfen hekimlere danışmadan, kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmayın, hastalığı kötüleştirme riski olan farklı yöntemleri denemeyin.

Borman, lipödem ve lenfödem hastalıklarında öncelikle şişen uzuvları küçültmeye yönelik tedavilerin uygulandığını, ardından da bası giysilerinin devreye alındığını vurgulayarak, kişilerin sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, bası giysileri ve bandajların kullanımı ve düzenli doktor kontrolleriyle tüm sağlıklı bireyler gibi yaşamlarını sürdürebileceğinin altını çizdi.

"Tatile gittiğimizde denize, havuza girmiyordum"

Lipödem hastası 45 yaşındaki Gülseren Işın da bir meslek lisesinde çocuk gelişimi öğretmeni olduğunu anlattı.

Hastalık nedeniyle bacaklarında, kalça bölgesinde anormal genişliklerin oluştuğunu belirten Işın, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

Çocukluğumdan, ergenlik dönemimden itibaren bacaklarımdan hep utandım, şu an 45 yaşındayım ve bu seneye kadar da utanıyordum. Psikolojim bozuldu, hep bacaklarımı kapatan elbiseler, etekler giyiyordum, tatile gittiğimizde denize, havuza girmiyordum. Bu zamana kadar gitmediğim doktor, başvurmadığım tedavi yöntemi kalmadı. Sülük tedavisi de yaptırdım, değişik makinelere, cihazlara girdim ama hiçbirinden fayda görmedim. Bir tavsiye üzerine Pınar hocama rastladım ve 2 yıldan bu yana uygulanan doğru tedavilerle hastalığımda ilk kez gerileme oldu, şiddetli ağrılarım azaldı. Şu an gayet iyiyim, artık bedenimle daha barışığım, mutluyum.

"Asla ayakkabı giyemiyor, sandaletlerle geziyordum"

Fil hastalığıyla mücadele eden 64 yaşındaki Levent Küçükerol ise ayağında oluşan şişlik için çeşitli doktorlara başvurduğunu hatta damarlarıyla ilgili çok zorlu bir ameliyat geçirdiğini, 5 yıl boyunca varis çorapları giydiğini ama hiçbir sonuç alamadığını söyledi.

Bir uçak yolculuğu sonrası ayağındaki şişmenin giderek arttığını ve ayakkabı giyemez hale geldiğini aktaran Küçükerol, "Asla ayakkabı giyemiyordum, sandaletlerle geziyordum. Burada uygulanan tedaviler, özel çoraplar giyerek ayakkabı giyebilmeye başladım. Ayakkabı numaram 2 numara büyüdü ama şükür artık daha fazla şişmiyor. Eğer bu hastalık tedavi edilmezse ilerleyerek fil bacak hastalığına dönüşüyor. Şu an çok iyiyim, hayatımı normal bir şekilde devam ettiriyorum, sporumu yapıp, beslenmeme dikkat ediyorum." diye konuştu.



Zayıflama iğnesi, alkol bağımlılığına karşı da etkili mi?

Ozempic'in etkin maddesi semaglutid, çeşitli bağımlılıklara iyi gelebiliyor (Pexels)
Ozempic'in etkin maddesi semaglutid, çeşitli bağımlılıklara iyi gelebiliyor (Pexels)
TT

Zayıflama iğnesi, alkol bağımlılığına karşı da etkili mi?

Ozempic'in etkin maddesi semaglutid, çeşitli bağımlılıklara iyi gelebiliyor (Pexels)
Ozempic'in etkin maddesi semaglutid, çeşitli bağımlılıklara iyi gelebiliyor (Pexels)

Zayıflama ilacı Ozempic'in alkol tüketimini azaltabildiği tespit edildi. 

Ozempic ve Wegovy adı altında satılan semaglutid ilacı, insan vücudundaki GLP-1 denen bir hormonu taklit ederek iştahı bastırıyor. 

Tip 2 diyabet ve obezite tedavisine kullanılan bu ilaç, "çığır açıcı" zayıflama etkisiyle epey popüler. 

Kalpten böbreğe çeşitli sağlık faydalarıyla gündeme gelen Ozempic, körlüğe veya başka sorunlara yol açabileceği endişelerine de neden oluyor.

Daha önce yapılan bazı çalışmalarda semaglutidin alkol bağlımlılığına da iyi gelebileceğine işaret eden bulgular edinilmiş ama güçlü bir bağlantı kurulamamıştı. 

Güney California Üniversitesi'nden Dr. Christian Hendershot ve ekip arkadaşları, semaglutid ve alkol tüketimi üzerine yapılan ilk randomize kontrollü çalışmayı yürüterek bulgularını hakemli dergi JAMA Psychiatry'de dün (12 Şubat) yayımladı. Benzer özellikler taşıyan katılımcıların deney ve kontrol gruplarına ayrıldığı randomize kontrollü çalışmalar, genellikle ilaç testlerinde başvurulan bir yöntem.

Yeni çalışmada da alkol bağımlılığından muzdarip 48 ABD'li katılımcı iki gruba ayrıldı. Katılımcıların yarısına her hafta düşük dozda semaglutid verilirken, diğerlerine plasebo enjekte edildi.

Katılımcılar, tercih ettikleri alkollü içeceklerle dolu bir laboratuvar odasında ilacı almaya başlamadan önce ve sonra ikişer saat geçirdi. 9 haftalık çalışma süresince her gün ne kadar içki içtiklerini de bildirdiler.

Semaglutid alan grup yaklaşık bir ay sonra ortalama yüzde 30 daha az alkol tüketirken kontrol grubunda bu düşüş yüzde 2 olarak kaydedildi. 

İlacı kullanan grubun yüksek miktarda alkol tükettikleri gün sayının ve içki içme isteklerinin de diğerlerine göre daha fazla azaldığı saptandı. Dr. Hendershot bulguları şöyle değerlendiriyor:

Bu grupta ilacın önemli yan etkileri veya güvenlik endişeleri olduğuna dair herhangi bir kanıtımız yoktu ve genel olarak birkaç farklı sonuca göre katılımcıların tükettiği alkol miktarını azalttığını gördük.

Uzmanlar Ozempic'in bu etkiyi nasıl yarattığını tam olarak bilmiyor. Ancak ilacın, ödülle ilgili beyin bölgelerini etkileyerek iştahı bastırması gibi, alkolün de daha az istenmesine yol açtığı tahmin ediliyor.

Daha önce 1 milyon fazla kişinin sağlık kaydının incelendiği bir çalışmada Ozempic'in alkol ve uyuşturucu bağımlılarının madde tüketimini düşürebileceği gözlemlenmişti.

Fakat New Scientist'e göre yeni çalışma neden-sonuç ilişkisi kurarak bugüne kadarki "en güçlü" kanıtı sunuyor.

Bulgular, bu ilaçların alkol bağımlılığıyla mücadeleye fayda sağlayacağına işaret etse de uzmanlar henüz kesin bir şey söylenemeyeceğini belirtiyor.

Pek çok bilim insanı, Ozempic'in alkol bağımlılığında kullanılması için yeterli veri olmadığının ve daha kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Oklahoma Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Kyle Simmons, yer almadığı çalışma hakkında "Yanlış anlamayın, bu konuda iyimserim" diyerek ekliyor: 

Ancak hastaların bağımlılık için bu ilaçları kullanması gerektiğini henüz söyleyemiyorum.

Independent Türkçe, New Scientist, New York Times, JAMA Psychiatry, Gazete Oksijen