Araştırmacılar, herediter anjiyoödem hastalığında başarılı bir gen tedavisinin ilk aşamasını tamamladı

Bilim insanları, herediter (kalıtsal) anjiyoödem hastalarının sancılı ve öngörülemez alerji ataklarının önüne geçebilen bir gen tedavisinin ilk denemelerini tamamladı

(AA)
(AA)
TT

Araştırmacılar, herediter anjiyoödem hastalığında başarılı bir gen tedavisinin ilk aşamasını tamamladı

(AA)
(AA)

BBC'nin haberine göre, araştırmacılar geliştirdikleri "CRISPR-Cas9" adlı gen tedavisini Hollanda, İngiltere ve Yeni Zelanda'daki herediter anjiyoödem hastalarına uyguladı.

Ön denemelere katılan 10 hastaya farklı dozlarda tedavi uygulayan bilim insanları, tüm hastaların ortalama aylık atak sayısında yüzde 95 oranında düşüş gözlemlediklerini aktardı.

Bilim insanları, tedavinin yaygın yan etkileri arasında aşılamaya bağlı reaksiyonlar ve halsizlik görüldüğünü ancak doz sınırlayıcı toksik etki veya istenmeyen reaksiyonlara rastlanmadığını kaydetti.

Araştırma yazarlarından Dr. Hilary Longhurst, tek doz uygulanan "CRISPR-Cas9" gen tedavisinin, sancılı ve öngörülemez alerji ataklarından muzdarip herediter anjiyoödem hastalarına kalıcı çözüm sunabileceğini vurguladı.

Olumlu sonuçların ışığında daha büyük çaplı denemelerin de planlandığını belirten bilim insanları, ön denemeye katılan hastaların gelecek 15 sene boyunca takibe alınarak tedavinin sürekliliğinin teyit edileceğini ifade etti.

Dünya çapında 50 bin kişiyi etkilediği tahmin edilen herediter anjiyoödem, vücuttaki yumuşak dokularda şişkinliğe, solunum yolunun tıkanmasına ve müdahale edilmediği takdirde ölüme neden olabiliyor.

Araştırmanın sonuçları, "New England Journal of Medicine"nde yayımlandı.



Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine