Şizofreni tedavisini iyileştiren kan testi

Sosyal ve psikolojik destek, hastalığın tedavisinde büyük önem taşıyor.

Yeni test ile kandaki şizofreni biyolojik belirteçleri tespit ediliyor. (iStock)
Yeni test ile kandaki şizofreni biyolojik belirteçleri tespit ediliyor. (iStock)
TT

Şizofreni tedavisini iyileştiren kan testi

Yeni test ile kandaki şizofreni biyolojik belirteçleri tespit ediliyor. (iStock)
Yeni test ile kandaki şizofreni biyolojik belirteçleri tespit ediliyor. (iStock)

Indiana Üniversitesi'nden araştırmacılar, halüsinasyon ve sanrıları içeren psikolojik bir rahatsızlık olan şizofreni için yeni bir kan testi geliştirdi. Sonuçları perşembe günü Molecular Psychiatry dergisinde yayınlanan çalışmada, testin ‘şizofreninin teşhis ve tedavisini iyileştirebileceği’ kaydedildi.

Şizofreni, hastaların gerçekliği anormal bir şekilde yorumlamasına neden oluyor ve günlük işlevlerin yerine getirilmesini engelleyen ve engele neden olabilen bir grup halüsinasyon, sanrı, düşünce ve davranışta ciddi rahatsızlıkla sonuçlanabiliyor. Şizofreni ve ilgili psikotik bozukluklar ABD’de üç milyondan fazla kişiyi etkiledi. Etkilenenlerin ömür boyu tedaviye ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Buna ek olarak erken tedavi uzun vadede semptomları kontrol etmeye yardımcı olabileceği kaydedildi.

Yeni test, kandaki şizofreni biyobelirteçlerini tanımlayarak hastalığın mevcut şiddetini ve gelecekteki risklerini ve etkilenen kişi için hangi tedavilerin en etkili olacağını objektif olarak ölçebiliyor.

Araştırmacılar bu sonuçlara ulaşmak için, çalışma sırasında bir dizi psikiyatri hastasını on yıldan uzun bir süre boyunca takip etti ve halüsinasyon ve sanrılar nedeniyle psikiyatri hastanelerine kabul edilmenin yanı sıra halüsinasyon ve sanrı vakalarını öngören yaşamsal göstergeleri belirlediler. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ayrıca her bir hasta için mevcut ilaçların uygunluğunu gösteren biyobelirteçleri de incelediler.

Bunun yanı sıra duygudurum bozuklukları, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, intihar riski, ağrı ve hafıza bozuklukları gibi diğer psikiyatrik bozukluklar için de kan biyobelirteçleri belirlediler. Bu göstergelerin, halüsinasyon veya sanrıları olan birini değerlendirmek için kullanılan psikolojik ölçümlerden daha öngörücü olduğunu, yani bir kan biyobelirteç testi kullanmanın psikolojik değerlendirmelerin belirsizliğini azaltmaya yardımcı olabileceğini buldular.

Doktorlar, söz konusu göstergelerin test sonuçlarına dayanarak mevcut ilaçların yanı sıra Omega-3 ve magnezyum gibi besinler ve yağ asitleri arasından hastanın durumuna uygun ilacı reçete edebiliyorlar.

Indiana Üniversitesi'nden çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Alexander Niculescu konuya dair şunları söyledi:

"Şizofreniyi özellikle erken teşhis etmek zordur ve bu durumdan etkilenenlere en başından itibaren uygun tedaviyi reçete etmek çok önemlidir."

Niculescu, üniversitenin internet sitesindeki yazıda şizofreninin genellikle yaşamın en yoğun dönemi olan gençlikte ortaya çıktığını da ekledi. Hastalığı tetikleyen faktörler arasında stres ve uyuşturucu bulunuyor. Tedavi edilmediği takdirde hastalığın biyolojik, sosyal ve psikolojik hasarı büyüyor.

Niculescu sözlerine şöyle devam etti:

"Neyse ki, biyolojik olarak mevcut bazı ilaçlar uygun hastalarda erken başlandığında işe yarıyor. Tedaviye ek olarak sosyal-psikolojik destek de çok önemli."

Niculescu ayrıca testin bu yıl içinde hastaların kullanımına sunulacağı bilgisini paylaştı.



Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
TT

Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)

'Bağırsak sağlığı doktoru' olarak bilinen Dr. Megan Rossi, görünüşte önemsiz olan bir semptomun bağırsak kanserinin bir uyarı işareti olabileceğini söyledi.

King's College London'da akademisyen olan ve bağırsak sağlığıyla ilgili tavsiyelerini paylaşan Dr. Rossi, ciddi bir teşhise işaret edebilecek endişe verici belirtiler konusunda uyardı. Irish Star adlı internet sitesinin aktardığına göre Dr. Rossi’nin vurguladığı önemli belirtiler arasında dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk ve kronik şişkinlik yer aldı.

Göz ardı etmemeniz gereken mide ve bağırsak ile ilgili uyarı işaretleri

Dr. Rossi, şunları söyledi:

“Sindirim sisteminde, ‘açıklanamayan kilo kaybı (vücut ağırlığının yüzde 5'i veya daha fazlası), inatçı ve rahatsız edici şişkinlik, dışkıda kan (kırmızı ya da siyah görünebilir), bağırsak hareketlerinde olağandışı değişiklikler ve dinlenmekle düzelmeyen yorgunluk’ gibi göz ardı edilmemesi gereken uyarı işaretleri vardır.”

Bağırsak kanseri tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir bir hastalıktır, özellikle erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranları yüksektir.

Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak bağırsak kanserinin aileler üzerindeki yıkıcı etkisinden bahseden Dr. Rossi, “Bağırsakla ilgili ilk anım mutlu bir anı değildi. Üniversitede okurken büyükanneme bağırsak kanseri teşhisi kondu. Tedavi görmesine rağmen kısa bir süre içinde hayatını kaybetti. Hastalığın uyarı işaretleri hakkında daha açık konuşsaydık onun kaderi farklı olur muydu diye çok düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Erken teşhisin önemini vurgulayan Dr. Rossi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya genelinde bağırsak kanseri vakaları özellikle de 1990 yılından sonra doğanlar arasında artış gösterdi. Lif ve bitki bazlı gıdalar açısından zengin geleneksel beslenmeden yüksek oranda işlenmiş gıdalara, kırmızı ve işlenmiş etlere ve ilave şekerlere geçişimiz, bunun başlıca nedenlerinden biridir.”