Fiziksel aktivite kanser ağrısını azaltır

ABD’li uzmanlar haftada 150 ila 300 dakika egzersiz yapılmasını öneriyor (An Splash)
ABD’li uzmanlar haftada 150 ila 300 dakika egzersiz yapılmasını öneriyor (An Splash)
TT

Fiziksel aktivite kanser ağrısını azaltır

ABD’li uzmanlar haftada 150 ila 300 dakika egzersiz yapılmasını öneriyor (An Splash)
ABD’li uzmanlar haftada 150 ila 300 dakika egzersiz yapılmasını öneriyor (An Splash)

Avustralya'da yapılan bir araştırma, fiziksel aktivitenin kanser hastalarının sürekli olarak çektiği ağrıların şiddetini azaltmaya yardımcı olabileceğini ortaya koydu.

Pazartesi günü Amerikan Kanser Derneği'nin Cancer Society dergisinde yayınlanan çalışmanın sonuçlarında araştırmacılar, daha yüksek fiziksel aktivite seviyelerinin hastalarda daha az ağrı ile ilişkili olduğunu açıkladılar.

Fiziksel aktivitenin çeşitli ağrı türlerini azalttığı gösterilmiş olsa da, kanserle ilişkili ağrı üzerindeki etkileri net değil.

Yeni çalışmanın sonuçlarına ulaşmak için araştırmacılar, hastalığa yakalanmamış 51 bin 439 yetişkinin yanı sıra geçmişte kanser teşhisi konmuş 10 bin 651 yetişkini de kontrol etti.

Araştırmacılar katılımcılara ne kadar ağrı hissettiklerini sordular ve cevaplar 0 (ağrı yok) ile 10 (hayal edilebilecek en kötü ağrı) arasında değişiyordu. Katılımcılara ayrıca olağan fiziksel aktiviteleri de soruldu.

ABD’li denekler genellikle haftada 150 dakika (iki buçuk saat) ila 300 dakika (5 saat) arasında tempolu yürüyüş, bisiklete binme ve yüzme gibi orta yoğunlukta egzersiz veya haftada 75 dakika (bir buçuk saat) ila 150 dakika (iki buçuk saat) arasında koşu gibi ağır egzersizleri öneriyor.

Önceki tavsiyeler sadece sağlıklı yetişkinleri kapsarken, yeni tavsiyeler kronik hastalıklardan muzdarip kişileri de içeriyordu. Araştırmacılar, katılımcıların yanıtlarına dayanarak, geçmişte kanser geçirenlerin yanı sıra hastalık öyküsü olmayanlar için de artan fiziksel aktivitenin ağrı yoğunluğunun azalmasıyla ilişkili olduğunu buldu.

İlişkinin kapsamı her iki denek grubu için de benzerdi; bu da egzersizin, geçmişte üzerinde çalışılan diğer ağrı türlerinde olduğu gibi kansere bağlı ağrıyı azaltabileceğini düşündürdü.

Kanser teşhisi konan katılımcılar arasında, fiziksel aktivite yönergelerini takip edenlerin orta ila şiddetli ağrı bildirme olasılığı yüzde 16 daha azdı.

Melbourne Üniversitesi'ndeki çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Christopher Swain ise şunları söyledi: "Fiziksel aktivite birçok ağrı türünü azaltmak için etkili, ilaçsız bir seçenek ve çalışmamız bunun kanser ve tedavileriyle ilişkili ağrıları da içerebileceğini gösterdi. Kanserle ilişkili ağrı, birincil kanser, kanser metastazları veya ameliyat, kemoterapi, radyasyon veya hormonal terapi gibi kanserle ilişkili tedavilerden kaynaklanıyor. Tedavi gören kişilerin yaklaşık yüzde 55'i ve tedaviyi tamamlayan kişilerin yüzde 40'ı ağrı çekiyor.

Swain, fiziksel aktivitenin ağrıyı çeşitli merkezi, biyolojik, psikolojik ve sosyal yollarla hafifletebileceğine de dikkat çekti.



Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
TT

Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)

İştahı veya kas kütlesini olumsuz etkilemeden kan şekerini düşürerek yağ yakımını artıran bir diyet hapı, hastaların ağır yan etkiler yaşamadan zayıflamasını sağlayabilir.

Tip 2 diyabet ve obezite hastaları için geliştirilen potansiyel yeni ilaç tedavisi, tablet şeklinde alınıyor ve Ozempic'le Wegovy gibi GLP-1 iğnelerinden tamamen farklı bir şekilde çalışıyor.

Bu iğneler kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ediyor. 

Bu enjeksiyonlar bağırsak ve beyin arasındaki açlık sinyallerini etkiliyor ancak sıklıkla iştah kaybına, kas kütlesinde azalmaya ve sindirim sorunlarına neden olarak kişinin daha halsiz veya çökmüş hissetmesine yol açabiliyor.

Ancak yeni ilaç kaslardaki metabolizmayı tetikleyerek daha fazla yağ yakmalarını sağlayarak çalışıyor.

Bu tedavi, hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda hem kan şekeri kontrolü hem de vücut yapısı üzerinde olumlu etkiler gösterirken günümüzün GLP-1 bazlı ilaçlarla ilişkili yan etkileri sergilemedi.

Karolinska Enstitüsü ve Stockholm Üniversitesi'nden araştırmacıların hakemli dergi Cell'de yayımladığı çalışma, 48 sağlıklı katılımcı ve tip 2 diyabet hastası 25 kişinin yer aldığı ilk klinik denemede, insanların da bu tedaviye iyi yanıt verebildiğini ortaya koydu.

Stockholm Üniversitesi Wenner-Gren Enstitüsü Moleküler Biyobilim Bölümü'nden öğretim üyesi ve çalışmanın yazarı Tore Bengtsson şöyle diyor:

Sonuçlarımız kas kütlesini kaybetmeden metabolik sağlığı iyileştirebileceğimiz bir geleceğe işaret ediyor. Kaslar, tip 2 diyabet ve obezitede önem arz ediyor ve kas kütlesi de beklenen yaşam süresiyle doğrudan ilişkili.

İlaç, araştırmacıların laboratuvarda geliştirdiği β2 (beta) agonisti türü adlı bir maddeye dayanıyor. Beta 2 agonisti ilaçlar genellikle astım tedavisinde kullanılıyor ancak kalp çarıntısı veya titreme gibi yan etkilere yol açabiliyor.

Araştırmacılar oluşturdukları molekülün, kalbi aşırı uyarmadan kaslar üzerinde olumlu bir etki yarattığını söylüyor.

Karolinska Enstitüsü Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve araştırmanın yazarlarından Shane Wright, "Bu ilaç tamamen yeni bir tedavi yaklaşımını temsil ediyor ve tip 2 diyabet ve obezite hastaları için büyük önem taşıyabilir. Maddemiz sağlıklı kilo kaybını teşvik ediyor gibi görünüyor ve ayrıca hastalar iğne yapmak zorunda kalmıyor" diyor.

Araştırmacılar için bir sonraki adım, tedaviyi geliştiren şirket Atrogi AB'nin planlandığı klinik çalışma olacak.

Independent Türkçe