Tuzlu yiyecekler yeme isteği tehlikeli hastalıkların habercisi olabilir mi?

Tuzlu yiyecekler yeme isteği tehlikeli hastalıkların habercisi olabilir mi?
TT

Tuzlu yiyecekler yeme isteği tehlikeli hastalıkların habercisi olabilir mi?

Tuzlu yiyecekler yeme isteği tehlikeli hastalıkların habercisi olabilir mi?

Russia Today’in Pravda.Ru’dan aktardığına göre, Rus gastroenterolog Dr. Yekaterina Kashukh, tuzlu yiyecek yemeye yönelik güçlü isteğin, yaygın olarak inanıldığı üzere yalnızca hamilelik belirtisi olmadığını, ciddi hastalıkların habercisi olabileceğini belirtti. Kashukh, “Öncelikle tuzun vücut için gerekli olduğunu bilmeliyiz. Zira sıvıların tutulmasına yardımcı olur ve sağlıklı bir elektrolit dengesini korur. Bununla birlikte sodyum, potasyum ve kalsiyum metabolizma sürecine katkıda bulunur, vitamin ve minerallerin emilimine yardımcı olur ve en önemlisi kalp kası kasılmasını düzenler. Tuzlu yiyecekler yemeyi istemenin nedenlerinden biri dehidrasyondur, yani vücutta su miktarının azalması durumudur. Vücut bu durumda, sıvıların yanı sıra değerli mineralleri de kaybeder ve bu da elektrolit seviyesinin düşmesine neden olur. Güçsüzlük, baş ağrısı, düzensiz kalp atışı, ani ruh hali değişimleri ve bazen kasılmalar görülebilir” ifadelerini kullandı.

Rus doktor, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vücut, tuzlu yiyecekleri arzuladığında elektrolit dengesini yeniden sağlamaya çalışıyor olabilir. Dehidrasyon, yüksek sıcaklık ve zehirlenmeden de kaynaklanabilir. Tuzlu gıdalara bağımlılık, örneğin adet öncesi sendromu veya hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişikliklerle bağlantılı olabilir. Diğer bir yaygın neden ise uyku eksikliği, yorgunluk ve strestir.”

Dr. Kashukh, gazeteye verdiği demeçte, “Kişi az uyuduğunda veya uyku bozukluğu yaşadığında, aşırı iş yüküyle karşı karşıya kaldığında veya güçlü duygusal duygular yaşadığında vücudun strese tepkisinden sorumlu olan kortizol hormonunun kanındaki seviyesi yükselir ve bu da açlık hissini tetikler. Bazı insanlar tatlı yemeye, bazıları ise tuzlu yiyeceklere başvurur. Çünkü en sevdiğiniz yemeği yemek eğlenmenin en kolay yoludur. Eğer kişi stresle başka türlü baş edemiyorsa yediği miktarı kontrol etmesi zorlaşabilir. Tuzlu gıdalara bağımlılık, adrenal bezlerin işlev bozukluğuyla ilişkili nadir görülen Addison hastalığı olan kişilerde yaygın olarak görülür. Bu hastalık vücuttaki sıvı dengesini düzenleyen yeterli hormonların üretilememesine dayanır. Hastalığın görüldüğü kişiler iştahsızlıktan yakınır, aşırı kilo kaybı yaşar ve ağızlarında ağrılı ülserler ortaya çıkabilir” ifadelerine de yer verdi.

“Diğer bir hastalık ise böbrek fonksiyon bozukluğu ile ilişkili olan Bartter sendromudur” diyen Rus uzman, “Bu hastalarda vücudun tuz ve mineralleri idrarla dışarı atıldığı için vücutta tutulmaz. Bu hastalığa yakalananlarda düşük tansiyon, kas spazmı, sık idrara çıkma isteği ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklar görülür” değerlendirmesinde bulundu.

Doktor Kashukh, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Aşırı tuz tüketmemelisiniz. Çünkü fazla tuz, kan damarlarının, kalbin, böbreklerin ve beynin işleyişini etkiler. Tuzlu yiyecekler yiyen insanlar genellikle yüksek tansiyondan muzdariptir. Bu durumda tuzsuz bir diyet uygulamanız daha iyi olur. Engel olacak sindirim sorunları yoksa tuz yerine baharat veya limon da kullanılabilir.”



Oxfordlu nörolog, uykuyla empati arasındaki çarpıcı bağlantıyı açıkladı

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Oxfordlu nörolog, uykuyla empati arasındaki çarpıcı bağlantıyı açıkladı

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Önde gelen bir nörologa göre, kötü bir gece uykusu empati yeteneğimizi azaltabilir ve olumsuzluklara daha fazla odaklanmamıza yol açabilir.

Oxford Üniversitesi'nde sirkadiyen sinirbilim alanında öğretim üyesi olan Uyku ve Sirkadiyen Sinirbilim Enstitüsü Direktörü Russell Foster, ikinci kez The Independent'la işbirliği içinde gerçekleştirilen 2025 Hay Edebiyat ve Sanat Festivali'nde uyku ve empati arasındaki bağlantıyı açıkladı.

Foster festivalin günlük News Review etkinliği kapsamında ve The Independent'ın kıdemli yazarı Helen Coffey'nin moderatörlüğünde, The New Age of Empire'ın yazarı ve Birmingham Şehir Üniversitesi'nde siyahi çalışmaları öğretim üyesi Kehinde Andrews ve ödüllü yönetmen Havana Marking'le birlikte bir panele katıldı.

Foster, "Yorgun olduğunuzda ilk kaybolan şeylerden biri empati ve ayrıca negatif belirginlik ortaya çıkar" dedi.

Belirginlik, nörologların bir şeyin bulunduğu ortamda nasıl öne çıktığını tanımlamak için kullandığı bir terim.

Foster şöyle ekledi: 

Yorgun beynin olumsuz deneyimleri hatırlarken olumlu deneyimleri unuttuğunu gösteren harika araştırmalar var, yani kişinin dünya bakışı tamamen önyargılı hale geliyor.

Nuffield Oftalmoloji Laboratuvarı'nın da direktörü olan nörolog, "yorgunken ortaya çıkan bir diğer şeyin dürtüsellik olduğunu" açıkladı. Bu nedenle uyku sorunları "aptalca, düşüncesiz" kararlar almanıza neden olabilir.

ukıop
Russell Foster, Oxford Üniversitesi'nde sirkadiyen sinirbilim alanında öğretim üyesi (Sam Hardwick ve Hay Festivali).

Foster, bunun siyasi liderlerimiz açısından özellikle önemli sonuçlar doğurabileceğini ekledi.

Nörolog "Çoğumuz için bu, 'Trafik ışığı kırmızıya dönmeden geçebilecek miyim?' gibi bir sorudur" dedi. 

Ancak liderlerimizin bu [kararları] son derece önemli ve onların mantıklı, tutarlı kararlar vermek için ihtiyaç duydukları uykuyu alamadığını düşünüyorum.

Öğretim üyesi, kendisi ve meslektaşlarının politikacıların uyku düzenlerini inceleyen bir pilot çalışmayı kısa süre önce tamamladığını ve bulgularını birkaç hafta içinde açıklayacaklarını söyledi.

The Independent'ın sabah kuşağındaki News Review panellerinde gazeteciler, sanat, siyaset, bilim ve komedi alanlarından öne çıkan isimlerle güncel olayları ve manşetleri tartışıyor.

Her yıl düzenlenen Hay Festivali'nin 38. bahar programı, 22 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında Galler'in Powys bölgesindeki "kitaplar kasabası" Hay-on-Wye'de gerçekleşiyor.

Independent Türkçe