Seksenli yaşlarda zekanızı nasıl koruyabilirsiniz?

"Beyin bir kas gibi, kullanmazsanız kaybedersiniz"

Uzmanlara göre ileriki yaşlarda zekayı korumakta genetik kadar sağlıklı yaşam tercihleri de önemli (Unsplash)
Uzmanlara göre ileriki yaşlarda zekayı korumakta genetik kadar sağlıklı yaşam tercihleri de önemli (Unsplash)
TT

Seksenli yaşlarda zekanızı nasıl koruyabilirsiniz?

Uzmanlara göre ileriki yaşlarda zekayı korumakta genetik kadar sağlıklı yaşam tercihleri de önemli (Unsplash)
Uzmanlara göre ileriki yaşlarda zekayı korumakta genetik kadar sağlıklı yaşam tercihleri de önemli (Unsplash)

Uzmanlar 80'li yaşlarda beyin sağlığını korumanın yollarını paylaştı. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'a (WSJ) konuşan bilim insanları, zekayı korumak ya da demansı önlemek için sihirli bir değnek olmadığına dikkat çekerek, bu konularda genetik yatkınlık, sağlıklı yaşam tarzı ve temiz havaya erişim gibi unsurların önemli rol oynadığını belirtti. 

Pensilvanya Üniversitesi'nden nörolog David Wolk, "Vücudunuz bütün olarak ne kadar sağlıklıysa beyniniz de yaşlanma sürecine o kadar iyi tepki verir" dedi.

Wolk, bilişsel performansın sağlıklı yetişkinlerde 20'li ve 30'lu yaşlarda zirve yaptığını söyledi. Uzman zamanla beynin küçüldüğünü, dış tabakasının inceldiğini ve nöronlar arası iletişimin zayıfladığını belirtti. 

Columbia Üniversitesi'nden Yaakov Stern de bazı kişilerin yaşlanmayla ortaya çıkan bilişsel gerilemeyi diğerlerine göre daha iyi önleyebildiğini ifade etti. 

Genetiğin bunda önemli rol oynadığını söyleyen Stern, egzersiz ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra okuma yazmayla sosyal ilişkiler kurmanın da belirleyici nitelikte olduğunu bildirdi.

Bilimsel dergi Lancet'ta 2020'de yayımlanan bir çalışmada, küresel çaptaki demans vakalarının yaklaşık yüzde 40'ının çevresel değişikliklerle önlenebileceği veya geciktirilebileceği ortaya konmuştu. Bunlar arasında obezite riskini azaltmak ve hava kirliliğinden uzak durmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri yer alıyor.

Boston Üniversitesi'nden Stacy Andersen, 100 yaş üzerindeki kişilerde zekayı korumada özellikle sosyal ilişkilerin önemli olduğuna dikkat çekerek "Bir amaçları var. Her gün dışarı çıkıp yapmak istedikleri şeyler var" dedi. 

2002'de Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan 97 yaşındaki Vernon Smith, akademik çalışmaları ve ailesinin kendisini diri tuttuğunu söyleyerek "Hâlâ yapmam gereken çok şey var. Devam etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

Chapman Üniversitesi'nde ders vermeyi sürdüren Smith, günde yaklaşık 8 saat çalıştığını, kalan vakitlerde de kızıyla konserlere gittiğini ve evde spor yaptığını belirtti.

Smith, bu rutini haftanın her günü koruduğunu belirtirken, beyin sağlığı üzerine uzmanlaşan Healthy Brain Clinic'ten Dung Trinh, sürekliliğin önemine işaret ederek "Beynimiz bir kas gibidir. Ya kullanırsınız ya da kaybedersiniz" dedi.

Independent Türkçe, Wall Street Journal



Beyin tümörünü yarıya indiren yenilikçi radyoterapi tedavisi umut vadediyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Beyin tümörünü yarıya indiren yenilikçi radyoterapi tedavisi umut vadediyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir radyasyon tekniği sayesinde hayatı tehdit eden beyin tümörünün önemli ölçüde küçültüldüğünü, hastalığın tamamen ortadan kaldırılabileceğine dair umutları da artırdı.

University College London Hospitals NHS Foundation Trust'taki doktorlar, çoğu insanı sadece 18 ay içinde öldüren bir kanser olan glioblastoma tedavisine yönelik yeni bir klinik çalışma yürütüyor. Bu tedaviyle doğrudan tümöre hassas dozlarda radyasyon enjekte edilerek, kanser hücrelerini etkili bir şekilde hedef alıp yok ederek hastalığı ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Bazı glioblastoma tümörleri immünoterapiye yanıt verebilse de, bu yanıt şu anda yalnızca enfeksiyon ve kanama riski taşıyan bir prosedür olan cerrahi beyin biyopsisi yoluyla değerlendirilebiliyor.

Bu nedenle, glioblastoma tümörleri nadiren tümörü çıkarmak için ameliyattan önce biyopsi yapılmakta ve hastalar durumlarını iyileştirebilecek ileri tedavilere erişememektedir.

Araştırmacıların, riskli bir biyopsiye gerek kalmadan immünoterapi ilaçlarından faydalanabilecek hastaları belirleyebilecek yeni bir görüntüleme tekniği geliştirmesiyle birlikte umutlar yeşeriyor.

Şarku’l Avsat’ın araştırmayı yürüten sağlık ekibinden edindiği bilgilere göre Luton'da yaşayan 62 yaşındaki mühendis Paul Reid, denemeye katılan ilk hasta oldu ve tümörünün sadece birkaç hafta içinde yarı yarıya küçüldü.

Ameliyat sırasında cerrahlar tümörün mümkün olduğunca büyük bir kısmını çıkardılar ve ardından ince bir tüp aracılığıyla tümöre bağlanan Ommaya rezervuarı adı verilen küçük bir tıbbi cihazı kafa derisinin altına yerleştirdiler. UCLH nükleer tıp ekibi, İyot-123 içeren bir PARP inhibitörü olan ATT001 adlı bir ilacı doğrudan tümöre enjekte ederek hassas dozlarda radyasyon verilmesine yardımcı oluyor.

İlaç, çevredeki sağlıklı dokuyu korurken kanser hücrelerini hassas bir şekilde hedef alıp yok ettiği için dört ila altı hafta boyunca haftalık olarak veriliyor.

 Bir türlü geçmeyen şiddetli baş ağrıları yaşamaya başlayan Reid, iki hafta sonra eşi Pauline yüzünün bir tarafının sarktığını fark etti ve bunun bir felç olabileceği şüphesiyle hemen Luton ve Dunstable Üniversite Hastanesi A&E'ye gittiler.  Burada yapılan tetkiklerde Reid'in beyninde büyük bir kitle olduğunu gösterdi.

Acilen Londra'daki Queen Square'de bulunan Ulusal Nöroloji ve Nöroşirürji Hastanesi'ne götürülen Reid, burada kendisine glioblastom teşhisi konulduğuna dair şok edici haberi aldı.

27 Aralık 2023'te tümörün mümkün olduğunca büyük bir kısmını çıkarmak için ameliyat edilen Reid, ardından kalan hücreleri hedef almak için radyoterapi ve kemoterapi tedavisi gördü. Temmuz ayında tümör yeniden büyümeye başladı.

Bunun üzerine, daha önce klinik araştırmada yer almayı kabul etmiş olan Reid'e UCLH'deki yeni denemeye katılma fırsatı sunuldu.

Reid tedevi süreci ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “Tümörün agresif doğası nedeniyle geri dönebileceğinin farkındaydım ve prognozun iyi olmadığını bilmeme rağmen, seçenekleri araştırmaya hazırdım. Bu çalışma benim için bir can simidi oldu, özellikle de veriler hayatta kalma şansımın bir yılı geçmeyebileceğini gösterdiği için. Çalışmaya katılma fırsatı bulduğum için çok minnettarım ve enjeksiyonlardan herhangi bir yan etki yaşamadım. Hiçbir şeyden korkmuyorum.

Hayat karşımıza kontrol edemeyeceğimiz şeyler çıkarıyor. Bu tedavi işe yararsa harika, yaramazsa da sorun değil... Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Bir umutla tedavi denemesine katıldım"

University College London Hospitals NHS Foundation Trust'tan Onkolog Dr. Paul Mulholland  baş araştırmacı olarak süreci planladı.

Çalışma, tedavisi zor kanserler için hedefe yönelik radyoterapi tedavileri geliştiren biyoteknoloji şirketi Ariceum Therapeutics tarafından desteklenmektedir.

Dr. Mulholland tedavi sürecine dair şu ifadeleri kullandı: “Şimdiye kadarki tedavi çok basit ve sorunsuzdu. İlaçtaki radyasyon, yalnızca tümör hücrelerini hedef alacak şekilde ve çok küçük bir dozda hassas bir şekilde yönlendiriliyor. Radyasyon doğrudan tümör hücrelerini hedef alarak onları yok etmede son derece etkili oluyor.  Şu ana kadar ilk hastada tümör yüzde 50'ye varan oranda küçüldü. Tarama sonuçlarını hastayla birlikte gözden geçirdik ve tedaviden sonraki son tarama tümörün boyutunda önemli bir azalma olduğunu gördük, bu da bu şiddette bir tümör için inanılmaz bir başarı.”

Doktorlar şu anda denemenin ilk aşamasında ayda bir hastayı tedavi ediyor, ancak yakında denemeyi daha fazla hastayı içerecek şekilde genişletmeyi planlıyorlar.

Dr Mulholland sözlerini şu ifadeleri sonlandırıdı: “Radyasyon dozu deneme süresince kademeli olarak artacak ve daha sonra ilacı bağışıklık sisteminin kanserle savaşmasına yardımcı olan bir immünoterapi ile birleştirerek 40 hastayı tedavi etmeyi hedefliyoruz. Amacımız bu hastalığı tamamen ortadan kaldırmak ve özellikle de beynin hep aynı bölgesinde ortaya çıktığı için bunun başarılabileceğine veriler var.”