Mango sağlıklı bir hamilelik geçirmeye yardımcı oluyor

Mango, hastalık riskini azaltan lezzetli bir meyve olarak ön plana çıkıyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)
Mango, hastalık riskini azaltan lezzetli bir meyve olarak ön plana çıkıyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)
TT

Mango sağlıklı bir hamilelik geçirmeye yardımcı oluyor

Mango, hastalık riskini azaltan lezzetli bir meyve olarak ön plana çıkıyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)
Mango, hastalık riskini azaltan lezzetli bir meyve olarak ön plana çıkıyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)

ABD’de yapılan bir araştırma, mango meyvesinin gebe kalmaya çalışan, hamile olan veya emziren kadınların beslenme ihtiyaçlarını karşıladığını ortaya koydu.

Araştırmacılar, mangoyu kadınların diyetine dahil edilmesinin sağlıklı bir hamilelik için gerekli olan hayati besinlerin kalitesini artırdığını gözler önüne serdi. Sonuçlar perşembe günü Nutrition dergisinde yayınlandı.

Hamile kadınlar, gebelik diyabeti ve yüksek tansiyon gibi çeşitli sağlık sorunları riskiyle karşı karşıya. Bu durum hem kendi sağlıklarını hem de fetüsün sağlığını riske atıyor ve diyet, gebelikle ilgili komplikasyonları önleme planlarında kilit bir unsur olarak ön plana çıkıyor.

ABD’deki Ulusal Mango Konseyi'nden çalışmayı denetleyen araştırmacılara göre bu meyve vücuda lif, folik asit, magnezyum, potasyum ve E vitamini de dahil olmak üzere hamilelikle ilgili hastalık riskini azaltmakla bağlantılı çeşitli besin maddelerinin sağlanmasına katkıda bulunan sağlıklı bir meyve.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre araştırmacılar, 1988-1994 ve 1999-2018 yılları arasında ABD’de Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'ne katılan 15-44 yaş arası 16 bin 444 kadından bilgi topladı.

Ekip, katılımcıların ABD’liler için 2020 Beslenme Kılavuzu’nda yer alan tavsiyelere bağlılıklarını değerlendirmek için ülke içinde onaylanmış bir diyet kalitesi ölçütü kullandı.

Mango içermeyen diyetlerle karşılaştırıldığında, bu meyveyi diyetlerine dahil eden kadınlar arasında ölçek puanları yüzde 16 daha yüksekti.

Daha yüksek diyet kalitesi kısmen iki grup arasındaki besin alımındaki farklılıklardan kaynaklanmıştı.

Kadınlar diyetlerine mango eklediklerinde çok daha fazla miktarda faydalı besin, daha az miktarda da istenmeyen gıda tüketiyor.

Mangolar doğurganlık çağındaki kadınlar için önemli besinler içeriyor. C vitamini, lif, E vitamini, folik asit, magnezyum ve potasyum açısından zengin. Ayrıca şekerler, doymuş yağlar ve toplam yağlar gibi istenmeyen unsurlardan da düşük oranda içeriyorlar.

Fotoğraf Altı: Mango, hamile kadınlar için oldukça faydalı bir meyve olarak gösteriliyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)
Mango, hamile kadınlar için oldukça faydalı bir meyve olarak gösteriliyor. (ABD Ulusal Mango Konseyi)

Çalışmaya ayrıca, özel beslenme bakımı gerektiren bir başka grup olan 60 yaş ve üzeri ikinci bir gurup daha dahil edildi.

Sonuçlar, mango yiyenlerin yemeyenlere kıyasla diyet kalitesi endeksinde yüzde 13 daha yüksek puan aldığını gösterdi.

Ulusal Mango Konseyi Araştırma Direktörü Leonardo Ortega, Eurek Alert internet sitesinde yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

"Bu sonuçlar, çeşitli diyetlere mango eklemenin olumlu etkilerini gösteren ve giderek artan bir araştırma grubuna katkıda bulunmaktadır. ABD’lilerin dörtte birinden fazlası için kültürel olarak bağlantılı bir miras gıda olan mango, çok kültürlü ülkemizde gıda eşitliğini, beslenmeyi ve beslenme kalitesini iyileştirmek için önemli bir gıda olabilir."



Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
TT

Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)

Uzun bir yaşam sürmek için kalori alımını azaltmanın, aralıklı oruçtan daha etkili olduğu tespit edildi. Fareler üzerinde yapılan kapsamlı araştırma, uzun yaşamla ilgili bilinenleri sorgulamaya açıyor.

Sağlık ve uzun bir ömür yolunda genetiğin yanı sıra yaşam tarzının, özellikle de beslenme biçiminin kritik bir rol oynadığı biliniyor. 

Daha az miktarda veya daha geniş aralıklarla yemek yemenin, hayvanların yaşamını uzatabileceği çeşitli araştırmalarda bulunmuştu.

Fakat bu tür kısıtlayıcı beslenme biçimlerinin neden böyle bir etki yarattığı ve bulguların insanlardaki yansımaları net bir şekilde saptanamıyordu. 

ABD merkezli Jackson Laboratuvarı'ndan araştırmacılar bu belirsizliği gidermek adına 960 fareyle bir deney yürüttü.

Çalışmadaki fareler, insan popülasyonunun genetik çeşitliliğini daha iyi temsil edecek şekilde seçildi.

Daha sonra fareleri 5 gruba ayırarak farklı beslenme biçimlerine tabi tutan araştırmacılar, hayvanların sağlığını yaşamları boyunca detaylıca takip etti. 

İlk gruptaki fareler istedikleri zaman istedikleri kadar yemek yerken diğerlerine bazı kısıtlamalar kondu.

İki gruptaki hayvanlara her gün taban kalorilerinin yalnızca yüzde 60 veya yüzde 80'i verilirken, diğer iki gruptakilere aralıklı oruç uygulandı. Bir grup hafta bir gün, diğeri de haftada iki gün üst üste yemek yemedi ve geri kalan günlerde istedikleri gibi beslendi.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmada, ilk gruptaki farelerin ortalama 25 ay yaşadığı kaydedildi.

Aralıklı oruç gruplarındaki hayvanların ortalaması 28 ay, taban kalori alımı yüzde 80 kısıtlananların da 30 aydı. Yüzde 60 grubundakiler ise ortalama 34 ayla en uzun yaşayanlar oldu.

Araştırmacılar düşük kalorili diyetlerin, vücuttaki yağ oranı ve glukoz seviyelerinden bağımsız olarak farelerin yaşamını uzattığını söylüyor. Bu ölçütler genellikle sağlık ve yaşlanmanın göstergeleri kabul edilse de yeni çalışma bu kanıya gölge düşürüyor. 

Çalışmadaki en önemli bulgulardan biri de zayıflamayla ilgiliydi. Şaşırtıcı bir şekilde en uzun yaşayan fareler, genellikle en az kilo verenlerdi.

Diğer yandan en çok zayıflayan hayvanların ömrünün kısa, enerjisinin düşük, bağışıklık ve üreme sistemlerinin de zayıf olduğu görüldü. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Gary Churchill, "Çalışmamız gerçekten de dayanıklılığın önemine işaret ediyor" diyerek ekliyor: 

En dayanıklı hayvanlar stres ve kalori kısıtlaması karşısında bile kilolarını korudu ve en uzun yaşayanlar da onlar oldu.

Bulgular her ne kadar önemli olsa da insanlara uyarlanıp uyarlanamayacaklarını söylemek henüz tam olarak mümkün değil.

Ayrıca kalori kısıtlaması ömrü daha çok uzatmasına karşın bu gruptaki hayvanların yaşam süresi birkaç aydan 4,5 yıla kadar değişkenlik gösterdi. 

Araştırmacılar bu duruma genetik faktörlerin yol açtığını tespit etti. Bu durum genetiğin beslenme biçiminden daha önemli bir rol oynadığına işaret ederken Prof. Churchill şöyle diyor:

Uzun süre yaşamak istiyorsanız beslenme biçimi gibi, yaşamınız süresince kontrol edebileceğiniz şeyler var fakat asıl ihtiyacınız olan şey, çok yaşlı bir büyükanne.

Uzun yaşam uzmanı Dr. Andrew Steele, yer almadığı çalışmanın bulgularını etkileyici bulsa da tartışmalara son noktayı koymadığını söylüyor. BBC Science Focus'a konuşan Dr. Steele "Etkileyici ve bilinenlere ters düşen bir sonuç" diyerek ekliyor:

Ancak fareler, küçük insanlar değil. Bu yüzden bu sonuçları insanlara uyarlarken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Daily, BBC Science Focus, Nature