‘FDA onaylı’ ifadesinin anlamına dikkat edin

Sağlık ürünlerine talep artmaya devam ediyor.
Sağlık ürünlerine talep artmaya devam ediyor.
TT

‘FDA onaylı’ ifadesinin anlamına dikkat edin

Sağlık ürünlerine talep artmaya devam ediyor.
Sağlık ürünlerine talep artmaya devam ediyor.

Eğer size üzerinde ‘patentli’ veya ‘FDA onaylı’ yazan bir nemlendirici verildiyse, kullanmadan önce iki kez düşünmek isteyebilirsiniz...

Yakın zamanda yüzlerce reklam üzerinde yaptığım bir çalışmada, besin takviyeleri ve güzellik ürünlerinin güvenlik veya etkililiği belirtmek için genellikle yanıltıcı bir şekilde bu terimleri kullandığını tespit ettim. Bu durum tüketiciler için kafa karıştırıcı oluyor ve potansiyel olarak tehlike arz ediyor.

Patent almak sadece başkalarının buluşunuzu yapmasını, kullanmasını, satmasını veya ithal etmesini engelleyebileceğiniz anlamına gelir. Bu, buluşun başarılı olduğu veya yüzünüzde patlamayacağı anlamına gelmez. Bu arada, ‘FDA onaylı’, ürünün faydalarının belirli bir amaç üretildiği anlamına gelir. Genel olarak yüksek kaliteli veya düşük riskli ürünler anlamına gelmez.

Bu amaçla, bilimsel yayınlar yapan internet sitesi The Conversation’dan Science Alert tarafından aktarılan haberde Indiana Üniversitesi'nden hukuk profesörü olan Michael Mattioli ve öğretim üyesi Louis F. Nezer, şirketlerin bu tür bir yanlış anlamayı istismar edip etmediklerini görmek için patentlere veya FDA onayına atıfta bulunan basılı, televizyon ve sosyal medyadaki yüzlerce reklamı analiz etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu bağlamda, reklamcıların terimleri kafa karıştırıcı şekillerde tanıttığı ortaya çıktı. Örneğin; probiyotik takviyesi etiketli (kanıtı patentinde); kulak kiri giderici bir ürün için ‘patentli formülü güvenli, etkili ve klinik olarak kanıtlanmıştır’ ibareli bir reklam bulunuyor.

Ancak işin rahatsız edici kısmı, araştırmacıların bu terimlerin en çok besin takviyeleri, böcek ilaçları, diş macunu ve losyonlar gibi neredeyse tüm takviye ürünlerinde yediğimiz veya vücudumuzu ovaladığımız şeylerin reklamlarında yer aldığını tespit etmeleridir. Belki de bu bir tesadüf değildir. Bu ürünler sıkı bir şekilde düzenlenmiyor, ancak tüketiciler güvenli olup olmadıklarını bilmek istiyor.

Reklamcıların, insanların ürünlerini satın almayı düşünmelerini sağlamak için ülke adlarını eklemeleri muhtemel görünmektedir. Bu durum, tüketicileri ürünlerin gerçekte olduğundan daha güvenli veya daha etkili olduğu düşüncesine sevk edebilir.

Bunun zaten gerçekleşmekte olduğuna dair bazı kanıtlar var. Ancak bir başka risk de bunun iş dünyası için ters teşvikler yaratmasıdır. Şirketler, reklam yarışına ayak uydurabilmek için gerçek inovasyondan vazgeçmeyi ve bunun yerine şüpheli patentleri veya düzenleyici jestleri güvence altına almaya odaklanmayı seçebilir.

Bu uygulamalar rekabeti bozabilir, devlet kurumlarına anlamsız patent başvuruları yükleyebilir ve yeni girenleri benzer reklam taktiklerini kullanamayacakları pazarlarda rekabet etmekten caydırabilir.

Araştırmacılar bir sonraki adım olarak, bu etiketlerin duygusal olarak ne kadar yankı uyandırdığını araştırmak için derinlemesine görüşmelerin yanı sıra kapsamlı tüketici anketleri yapmayı planlıyor. Araştırmacılar, psikoloji ve medya çalışmalarından araştırmacılarla iş birliği yapmayı umuyor. Bu doğrultuda yapılacak araştırmalar, politika yapıcılara yasada değişiklik yapmak için ihtiyaç duydukları güçlü kanıtları sağlayabilir.

Bu değişiklikler neye benzeyebilir? Öncelikle yasa, tüketici gruplarının yanıltıcı reklamlar konusunda federal mahkemelerde dava açmasını kolaylaştırabilir. FTC ayrıca şirketlere reklamlarının doğruluğunu kanıtlama konusunda daha büyük bir yük getirebilir. Bu değişiklikler, şirketlerin müşterilerin kafasını karıştırmadan onları etkilemesini sağlamada da büyük bir fark yaratabilir.



Kanada'da maymun çiçeği alt türüne ait ilk vaka tespit edildi

lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
TT

Kanada'da maymun çiçeği alt türüne ait ilk vaka tespit edildi

lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)

Kanada Halk Sağlığı Kurumu (PHAC) dün (Cuma) Manitoba'da bir kişide görülen Kanada'daki ilk maymun çiçeği alt tür 1 vakasını doğruladı.

PHAC, seyahatle bağlantılı vakanın Orta ve Doğu Afrika'daki hastalığın alt tür 1 salgınıyla bağlantılı olduğunu bildirdi.

PHAC tarafından yapılan açıklamada, “Kişi Kanada'ya döndükten kısa bir süre sonra maymun çiçeği semptomları için tıbbi yardım istedi ve şu anda izole ediliyor” denildi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün yaptığı açıklamada, maymun çiçeği salgınının halk sağlığı açısından acil bir durum olmaya devam ettiğini belirtti. WHO, virüsün yeni bir türü olan 1B alt türünün Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden komşu ülkelere yayılmasının ardından ağustos ayında iki yıl içinde ikinci kez maymun çiçeği nedeniyle küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti.

Şarku'l Avsat'ın PHAC'tan aktardığına göre şu anda Kanada'daki nüfus için risk düşük, ancak durum sürekli olarak izlenmeye devam ediliyor.  Ayrıca temaslı takibi dahil olmak üzere halk sağlığı taramasının da devam ettiği kaydedildi.