Ceviz sütünün sağlığa 10 faydası

Ceviz sütünün sağlığa 10 faydası
TT

Ceviz sütünün sağlığa 10 faydası

Ceviz sütünün sağlığa 10 faydası

Ceviz sütü, ceviz ve suyun harmanlanmasıyla yapılan bitki bazlı bir alternatif. Besleyici ve süt içermeyen bir seçenek olarak popülerlik kazanıyor.

Sağlık portalı olan, tıbbi konularda yayınlar yapan internet sitesi ‘onlymyhealth’ tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre ceviz sütü tüketmenin sağlığa on potansiyel faydası şunlar:

-Omega-3 yağ asitleri açısından zengin

Ceviz, önemli bir omega-3 yağ asidi olan alfa-linolenik asit (ALA) açısından iyi bir kaynak. Ceviz sütü tüketmek kalp için sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyete katkıda bulunabilir.

-Kolesterol seviyesini düşürür, kalp ve kan damarlarını destekler

Ceviz sütü bir türev olarak kardiyovasküler sağlığı destekleyebilir.

-Beyin fonksiyonunu destekler

Omega-3 yağ asitleri beyin sağlığı ve bilişsel işlevler için gereklidir. Diyetinize fındık sütlerini dahil etmek genel beyin sağlığını destekleyebilir.

-Antioksidan

Ceviz, oksidatif stresle savaşmaya ve iltihabı azaltmaya yardımcı olan polifenoller ve E vitamini gibi antioksidanlar içerir.

-Kemik sağlığını destekler

Fındık sütü, güçlü ve sağlıklı kemiklerin korunması için gerekli olan kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin kaynağıdır. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yeterli miktarda kalsiyum tüketmek osteoporozun önlenmesinde çok önemli.

-Kilo kontrolüne yardımcı olur

Ceviz, doyurucu etkisi ile bilinir ve diyetinize ceviz sütünü dahil etmek, tokluk hissini teşvik ederek kilo yönetimine yardımcı olabilir.

-Kan şekerini kontrol eder

Bazı çalışmalarda, cevizin kan şekeri kontrolü üzerinde faydalı etkileri olabileceğini öne sürüldü. Dengeli beslenmenin bir parçası olarak ceviz sütü kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir.

B6 vitamini açısından zengin

Ceviz sütü, enerji üretimi ve nörotransmiter sentezi de dahil olmak üzere çeşitli metabolik süreçlerde rol oynayan B6 vitamini içerir.

Cilt sağlığını destekler

Ceviz sütündeki E vitamini ve antioksidanlar, oksidatif hasara karşı koruma sağlayarak ve cildin gençleşmesini destekleyerek cilt sağlığına katkıda bulunabilir.

Süt içermeyen alternatif

Ceviz sütü, laktoz intoleransı veya süt alerjisi olan kişiler için süt içermeyen uygun bir alternatiftir. Kendine özgü tadıyla kremsi bir doku sağlayarak farklı tariflerde çok yönlü bir seçim haline gelir.

Ceviz sütü meyve sularında ve yiyeceklerde nasıl kullanılır?

Ceviz aroması ve ilave besinsel faydalar için meyve sularına ceviz sütü ekleyerek tüketilebiliyor.

Hububat ve mısır gevreği:

Besleyici, süt içermeyen bir kahvaltı için mısır gevreği veya granola üzerine ceviz sütü dökün.

Kahve veya çay

Sabah kahvenizde veya çayınızda süt yerine ceviz sütü kullanın.

Fırınlanmış ürünler

Krep, kek veya diğer fırınlanmış ürünler için tariflere fındık sütü ekleyin.

Ceviz sütünün çeşitli sağlık yararları sunmasına rağmen inek sütüyle aynı protein içeriğini sağlayamayacağını unutmamak önemli. Ayrıca ceviz alerjisi olan kişilerin bunu tüketmekten kaçınması gerekir.

Herhangi bir beslenme değişikliğinde olduğu gibi, bireysel sağlık ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre kişiselleştirilmiş tavsiye için bir sağlık uzmanına veya diyetisyene danışılması büyük önem arz ediyor.



Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
TT

Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)

Uzun bir yaşam sürmek için kalori alımını azaltmanın, aralıklı oruçtan daha etkili olduğu tespit edildi. Fareler üzerinde yapılan kapsamlı araştırma, uzun yaşamla ilgili bilinenleri sorgulamaya açıyor.

Sağlık ve uzun bir ömür yolunda genetiğin yanı sıra yaşam tarzının, özellikle de beslenme biçiminin kritik bir rol oynadığı biliniyor. 

Daha az miktarda veya daha geniş aralıklarla yemek yemenin, hayvanların yaşamını uzatabileceği çeşitli araştırmalarda bulunmuştu.

Fakat bu tür kısıtlayıcı beslenme biçimlerinin neden böyle bir etki yarattığı ve bulguların insanlardaki yansımaları net bir şekilde saptanamıyordu. 

ABD merkezli Jackson Laboratuvarı'ndan araştırmacılar bu belirsizliği gidermek adına 960 fareyle bir deney yürüttü.

Çalışmadaki fareler, insan popülasyonunun genetik çeşitliliğini daha iyi temsil edecek şekilde seçildi.

Daha sonra fareleri 5 gruba ayırarak farklı beslenme biçimlerine tabi tutan araştırmacılar, hayvanların sağlığını yaşamları boyunca detaylıca takip etti. 

İlk gruptaki fareler istedikleri zaman istedikleri kadar yemek yerken diğerlerine bazı kısıtlamalar kondu.

İki gruptaki hayvanlara her gün taban kalorilerinin yalnızca yüzde 60 veya yüzde 80'i verilirken, diğer iki gruptakilere aralıklı oruç uygulandı. Bir grup hafta bir gün, diğeri de haftada iki gün üst üste yemek yemedi ve geri kalan günlerde istedikleri gibi beslendi.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmada, ilk gruptaki farelerin ortalama 25 ay yaşadığı kaydedildi.

Aralıklı oruç gruplarındaki hayvanların ortalaması 28 ay, taban kalori alımı yüzde 80 kısıtlananların da 30 aydı. Yüzde 60 grubundakiler ise ortalama 34 ayla en uzun yaşayanlar oldu.

Araştırmacılar düşük kalorili diyetlerin, vücuttaki yağ oranı ve glukoz seviyelerinden bağımsız olarak farelerin yaşamını uzattığını söylüyor. Bu ölçütler genellikle sağlık ve yaşlanmanın göstergeleri kabul edilse de yeni çalışma bu kanıya gölge düşürüyor. 

Çalışmadaki en önemli bulgulardan biri de zayıflamayla ilgiliydi. Şaşırtıcı bir şekilde en uzun yaşayan fareler, genellikle en az kilo verenlerdi.

Diğer yandan en çok zayıflayan hayvanların ömrünün kısa, enerjisinin düşük, bağışıklık ve üreme sistemlerinin de zayıf olduğu görüldü. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Gary Churchill, "Çalışmamız gerçekten de dayanıklılığın önemine işaret ediyor" diyerek ekliyor: 

En dayanıklı hayvanlar stres ve kalori kısıtlaması karşısında bile kilolarını korudu ve en uzun yaşayanlar da onlar oldu.

Bulgular her ne kadar önemli olsa da insanlara uyarlanıp uyarlanamayacaklarını söylemek henüz tam olarak mümkün değil.

Ayrıca kalori kısıtlaması ömrü daha çok uzatmasına karşın bu gruptaki hayvanların yaşam süresi birkaç aydan 4,5 yıla kadar değişkenlik gösterdi. 

Araştırmacılar bu duruma genetik faktörlerin yol açtığını tespit etti. Bu durum genetiğin beslenme biçiminden daha önemli bir rol oynadığına işaret ederken Prof. Churchill şöyle diyor:

Uzun süre yaşamak istiyorsanız beslenme biçimi gibi, yaşamınız süresince kontrol edebileceğiniz şeyler var fakat asıl ihtiyacınız olan şey, çok yaşlı bir büyükanne.

Uzun yaşam uzmanı Dr. Andrew Steele, yer almadığı çalışmanın bulgularını etkileyici bulsa da tartışmalara son noktayı koymadığını söylüyor. BBC Science Focus'a konuşan Dr. Steele "Etkileyici ve bilinenlere ters düşen bir sonuç" diyerek ekliyor:

Ancak fareler, küçük insanlar değil. Bu yüzden bu sonuçları insanlara uyarlarken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Daily, BBC Science Focus, Nature