Hayvansal ve bitkisel protein: Kilo kaybı için hangisi daha iyi?

Hayvansal ve bitkisel protein: Kilo kaybı için hangisi daha iyi?
TT

Hayvansal ve bitkisel protein: Kilo kaybı için hangisi daha iyi?

Hayvansal ve bitkisel protein: Kilo kaybı için hangisi daha iyi?

Bitkisel protein seçenekleri genellikle hayvansal proteinlerden daha fazla lif içerir, bu nedenle sağlık açısından daha fazla fayda sağlar. 

Uzmanlar, balık veya tavuk gibi yağsız hayvansal proteinlere odaklanmanın yanı sıra, fasulye gibi en azından bazı bitkisel proteinlerin diyete dahil edilmesini öneriyor. Zira yediğiniz protein türü sağlıklı kilo kontrolünde önemli bir rol oynayabilir. İnsanlar artık protein hedeflerine ulaşmaya her zamankinden daha fazla odaklanmış durumda ancak önemli olan yalnızca aldığınız protein miktarı değil ve proteinin türü de önemli teşkil ediyor.

Protein vücudun çalışması için gereklidir ve az yağlı süt ürünlerinden tofuya kadar çeşitli gıdalarda bulunabilir.

Genel olarak proteini hayvansal kaynaklardan alabilirsiniz, tavuk, balık ve yumurta da buna dahildir. Ancak proteinler fındık, mercimek, fasulye veya tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklardan da alınabilir.

Birçok insan proteini etle ilişkilendirse de uzmanlar, vejetaryen seçeneklerin özellikle kilo vermek veya kilolarını kontrol etmek isteyenler için en sağlıklı seçenek olabileceğini söylüyor.

Şarku’l Avsat’ın sağlık sitesi Health’den aktardığına göre, Cedars-Sinai obezite tıbbı direktörü Amanda Velazquez “Veriler, bitki proteininin insan vücudunun ihtiyaç duyduğu beslenmeyi sağlamada eşit derecede etkili olduğunu daha net bir şekilde göstermeye başladı” ifadelerini kullandı. “Bitkisel proteinin bir bütün olarak hayvansal proteine ​​göre daha fazla faydası var” ifadelerine de yer verdi.

Şimdi, kilo kaybı söz konusu olduğunda hayvansal proteinin bitki bazlı proteinle nasıl karşılaştırıldığından ve dengeli bir beslenmede proteine ​​nasıl öncelik verileceğinden bahsedeceğiz.

Protein kilo kaybında nasıl bir rol oynar?

Kaynağı ne olursa olsun protein, sağlıklı kilo kaybına veya kontrolüne yardımcı olmanın harika bir yoludur. Mayo Clinic Tıp ve Bilim Koleji'nde klinik beslenme uzmanı Dr. Amber Schaefer protein kişinin metabolizmasını iyileştirebildiği göz önüne alındığında, daha fazla miktarda protein tüketmek daha fazla tokluk hissine yol açabilir. Schaefer “Protein insanların yalnızca kendilerini tok hissetmelerine yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda daha uzun süre tok hissetmelerine de yardımcı olabiliyor” ifadelerini kullandı.

Velazquez “Her makrobesin, vücudu sindirim sistemindeki sindirim ve işlenme süresi açısından farklı şekilde etkiler. Proteinin parçalanması daha uzun sürer ve sonuç olarak daha fazla enerji gerekir” ifadelerine yer verdi.

Protein, kilo vermeye yardımcı olmasının yanı sıra, bireyler kalorileri azaltırken vücutlarını sağlıklı tutmalarının da hayati bir parçasıdır.

Velazquez bununla ilgili olarak “Bir kişi kilo verirken, yağ kütlesiyle birlikte istemeden bir miktar kas kütlesini de kaybedecektir.  Dolayısıyla kas kütlesini korumak için kişinin vücuduna yeterli miktarda protein tüketmesi önemlidir” açıklamasında bulundu.  

Her gün protein miktarı hedefime ulaşmalı mıyım?

Genel olarak protein kaynakları söz konusu olduğunda bitki proteini önde geliyor. Uzmanlar vejetaryen seçeneklerin bir bütün olarak vücut için daha sağlıklı olduğu konusunda hemfikir zira bitkisel protein kaynakları hayvansal proteinden daha fazla lif içeriyor.

Velazquez “Kilo vermek söz konusu olduğunda, diyette sadece yüksek oranda protein tüketmek değil, aynı zamanda lif açısından zengin bir diyet uygulamak da önem taşıyor. Hayvansal protein, bitki proteinleri gibi yüksek oranda lif içermeyecektir. Örneğin bir fincan siyah fasulye yaklaşık 42 gram protein ve yaklaşık 30 gram lif içerir. Yarım parça kemiksiz balık yaklaşık 43 gram protein içeriyor ancak lif içermiyor” ifadelerini kullandı.

Genellikle bitki proteinleriyle ilişkilendirilen lifin arttırılması, sağlığın diğer açılardan da destekleyebilir.

Schaefer “Bitki proteinleri elbette lif içerir, bu da daha uzun süre tok hissetmemize yardımcı olur, bağırsak sağlığına yardımcı olurken, düzenli bağırsak hareketlerini destekler. Bu durum başlı başına kilo yönetimine yardımcı olabilir” dedi.

Bu bağlamda bitkisel ürünler de genel olarak vücut için daha sağlıklı olma eğilimindedir ancak bu, spesifik protein türüne ve onu nasıl pişirdiğinize bağlıdır. Schaefer’a göre, genel olarak bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere göre daha az doymuş yağ içerir. Uzman bu konuda “Aşırı işlenmiş seçeneklerden uzak durmanızı öneririz çünkü bu elbette doymuş yağdan ekstra kalori almanıza neden olabilir. Zira işlenmiş gıdalar sadece daha fazla kalori içermekle kalmaz, aynı zamanda daha fazla kalori tüketimine neden olarak vücudu olumsuz etkiler” ifadelerini kullandı.

Velazquez ise “Fazla et tüketmek bunun iyi bir örneğidir; çünkü genellikle kolorektal kanserle bağlantılı olan nitritleri beraberinde getirir. Daha geniş anlamda, büyük miktarlarda kırmızı et tüketmek (özellikle işlenmiş), daha yüksek tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve ölüm oranlarıyla ilişkilendirilmiştir” ifadelerine yer verdi. 

Bu nedenle Schaefer, “Eğer çok miktarda biftek yemek gibi, hayvansal ürünleri aşırı tüketiyorsak, zamanla bu durum vücutta baskının artmasına yol açabilir” dedi.

Vejetaryen beslenme kalp sağlığı için gerçekten daha mı iyi?

Bir çalışmada bu sorunun cevabı evet olduğu ve besleyici, protein dolu bir diyete öncelik vermek çok önemli olduğu belirtildi.

Genel olarak yetişkinlerin günlük ihtiyaç duyduğu protein miktarı vücut ağırlığının kilogramı başına yaklaşık 0,8 gramdır.  Bu, 150 kiloluk bir kişinin günde yaklaşık 55 gram proteine ​​​​ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Amaç ister kilo vermek ister sadece sağlıklı kalmak olsun, her gün doğru miktarda protein alımına dikkat edilmesi gerekiyor.

Bu proteinin nereden alınacağını seçmek zor olabilir. Protein tozu gibi ürünler kişinin protein hedeflerine ulaşmasına yardımcı olarak rutinine kolay bir şekilde eklenebilir. Ancak Velazquez “İşlenmiş bir içerik olduğundan, protein tozları söz konusu olduğunda ekstra dikkatli olmak ve besin etiketini okumak çok önemlidir. Bitki bazlı ürünlerin kullanılmasını teşvik ediyorum. Tozlar yoluyla protein alımınızı artırmak yerine yapabileceğiniz en iyi şey, diyetinize doğrudan daha fazla doğal protein eklemektir” dedi.

Schaefer “Bitki bazlı protein en sağlıklı seçenek olabilir ancak bu, kişinin bir gecede vejetaryen olması gerektiği anlamına gelmiyor. Bunun yerine mümkün olduğu kadar değişiklik yapın. Mercimek, nohut veya fasulye gibi baklagillerden birinden en az üç porsiyon yemenizi öneriyoruz. Bir hafta kırmızı etin yerine bunları yiyebilir, böylece aldığınız doymuş yağ miktarını azaltabilirsiniz” dedi. Ayrıca “Kilo vermek veya sağlığınızı korumak için tüm hayvansal proteinleri kısıtlamak da gerekli değil, dengeli bir diyet, hayvan ve bitki proteinlerini içerebilir” ifadelerini kullandı. Son olarak “Tipik tavsiyem her ikisinin bir kombinasyonunu sağlamaktır. Ancak genel olarak insanlar bitkisel proteinlere yönelmeye çalışmalı” ifadelerine yer verdi.

Velazquez, eğer insanlar hayvansal proteine ​​bağlı kalmak istiyorsa balık, deniz ürünleri, tavuk ve hindi gibi yağsız proteinlerin daha iyi seçeneklerin bulunduğunu belirterek ‘Bilinmesi gereken önemli şey de kalitenin önemli olduğudur’ ifadelerine yer verdi.



Karaciğer hasarının 5 erken belirtisi

Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
TT

Karaciğer hasarının 5 erken belirtisi

Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)

Karaciğer vücuttaki en büyük ve en önemli organlardan biridir ve birçok görevden sorumludur. Kanın pıhtılaşmasını düzenler, toksinleri kan dolaşımından uzaklaştırır, safra üretimine yardımcı olur ve çok daha fazlasını yapar.

Bununla birlikte karaciğer, hastalık veya tekrarlayan yaşam tarzı alışkanlıkları nedeniyle hasar görebilir ve düşük performans gösterebilir.

Şarku’l Avsat’ın HuffPost'tan aktardığı habere göre, ABD'deki Hackensack Meridian Sağlık Merkezi'nde gastroenterolog olan Dr. Douglas Wayne'e göre ‘karaciğer hastalığı’, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı, hepatit ve hatta kanser dahil olmak üzere normal karaciğer fonksiyonunu bozan birçok farklı durumu kapsayan çok geniş bir terimdir.

Diğer yandan ABD'deki Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yardımcı doçent olan hepatolog Dr. Bobo Panini, “Karaciğer hastalıklarının belirti ve semptomları genellikle önemli karaciğer hasarı oluşana kadar ortaya çıkmaz” dedi.

İşte karaciğer hasarının en yaygın 5 erken belirtisi ve bu sorunları fark ederseniz ne yapmanız gerektiği:

*Ciltte veya gözlerde sararma

Panini, “Karaciğer hastalığının ince bir işareti, sarılık olarak bilinen, cildin veya gözlerin beyazlarının sararmasıdır” diyor.

Bu, vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin normal parçalanması sırasında oluşan bir pigment olan bilirubin fazlalığı olduğunda ortaya çıkar. Bilirubin normalde karaciğer tarafından işlenir ve vücuttan atılır, ancak çok fazlası sarılığa neden olabilir ve karaciğer sorunlarına işaret edebilir.

Bu nedenle ciltte veya gözlerde sararma fark ederseniz doktorunuzla konuşmanız önemlidir.

*Koyu renkli idrar

Koyu renkli idrar genellikle endişe edilecek bir durum değildir ve fazladan sıvı almanız gerektiğinin bir göstergesidir.

Wayne, karaciğer hastalığı olan kişilerin koyu renkli idrar yapmasının da normal olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, idrarınızı koyu turuncu, kahverengi veya kehribar rengine dönüştürebilen bilirubin birikimidir.

*Kafa karışıklığı

Ruhsal durumunuzdaki büyük değişiklikler göz ardı edilmemelidir. Bunlar karaciğer sorunlarının veya altta yatan başka sorunların bir işareti olabilir. Kafa karışıklığı veya zihni etkileyen başka sorunlar yaşıyorsanız, derhal yardım isteyin.

Panini, “Sağlığı yerinde olan herkeste akut karaciğer yetmezliği gelişebilir ve bu da zihinsel durum veya kişilikte kafa karışıklığı veya uyuşukluk gibi değişiklikler olarak ortaya çıkabilir” diyor.

*Bacaklarda, ayak bileklerinde veya karında şişlik

Wayne, “Karaciğer sorunlarıyla ilgili olmayabilir, ancak bacaklarınızdaki ve ayaklarınızdaki şişlik bir şeylerin ters gittiğini gösterebilir” dedi.

Mayo Clinic'e göre siroz, karaciğerdeki kan akışını yavaşlatır ve kanı organa taşıyan damardaki basıncı artırır. Mayo Clinic, portal ven olarak bilinen bu damardaki basıncın ‘ödem adı verilen bacaklarda ve asit adı verilen karın bölgesinde sıvı birikmesine neden olabileceğini’ belirterek, ‘karaciğerin albümin gibi belirli kan proteinlerini yeterince üretememesi durumunda da ödem ve asit oluşabileceğini’ kaydetti.

*Kolay morarma ve kanama

Wayne, karaciğer hasarı olan kişilerin yaralandıkları yerin kolayca morarabileceğini veya kanayabileceğini söyledi. Bunun nedeni karaciğerin kanın pıhtılaşması için gereken proteinleri üretmesidir. Dolayısıyla karaciğer iyi çalışmadığında kolayca kanamaya yatkın olursunuz.

*Karaciğer hasarınız olduğunu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

Karaciğer sorunları göz ardı edilmemelidir. Çok fazla alkol almak, tip 2 diyabet hastası olmak, ortak iğne kullanmak ve ailede karaciğer hastalığı öyküsü olması karaciğer hasarına yol açabilecek ciddi faktörlerdir.

Herhangi bir karaciğer hasarı belirtisi yaşadığınızı düşünüyorsanız, bunu sağlık uzmanınızla görüşmeniz önemlidir. Diğer belirtiler arasında dışkı değişiklikleri, yorgunluk ve iştah değişiklikleri yer almaktadır.

Panini, şiddetli sarılık, zihinsel durumda beklenmedik değişiklikler, siyah dışkı, kan kusma, karın, ayak bilekleri ve bacaklarda kademeli şişme veya nefes almada zorluk yaşarsanız derhal tıbbi yardım almanızı öneriyor.