Estetik cerrahı cevapladı: Pipet, kırışıklığa yol açar mı?

Uzman kırışıklıkları önlemenin yöntemini de paylaştı

Estetik uzmanı, dudak çevresi kırışıklığının birden çok unsurla ilişkili olduğunu söyledi (Unsplash)
Estetik uzmanı, dudak çevresi kırışıklığının birden çok unsurla ilişkili olduğunu söyledi (Unsplash)
TT

Estetik cerrahı cevapladı: Pipet, kırışıklığa yol açar mı?

Estetik uzmanı, dudak çevresi kırışıklığının birden çok unsurla ilişkili olduğunu söyledi (Unsplash)
Estetik uzmanı, dudak çevresi kırışıklığının birden çok unsurla ilişkili olduğunu söyledi (Unsplash)

Amerikalı estetik cerrahı, sosyal medyada pipetli termos tartışmalarıyla gündeme gelen dudak çevresi kırışıklıklarına dair merak edilenleri yanıtladı. 

ABD'de pipetli termos kullanan bazı kişiler, dudak çevresi kırışıklığı yaşadığına dair TikTok'ta paylaşım yapınca, konu sosyal medyada tekrar tartışılmaya başladı. 

Amerikan Plastik Cerrahi Derneği'nden Lara L. Devgan, uzun süreli pipet kullanımının dudak çevresinde kırışıklığa neden olabileceğini söyledi.

İnsan derisini bir kağıda benzeten cerrah, "Bunu sürekli aynı şekilde tekrar tekrar katlarsanız oturmuş çizgiler oluşur, bunların kaybolması giderek zorlaşır" dedi. 

Devgan, dudak etrafı kırışıklığında genetik faktörlerin de rol oynadığını belirtti. Uzman, buna ek olarak sigara içmenin, uzun süre Güneş ışığına maruz kalmanın ve doğru cilt bakımı uygulamamanın da kırışıklığı artırabileceğini söyledi.

Morötesi ışıkla nikotinin genel anlamda cildi yıprattığına dikkat çeken uzman, dudak çevresi kırışıklığı yaşamak istemeyen kişilerin hayat tarzlarını değiştirmesi gerektiğini ifade etti.

Uzman ayrıca C, B ve E vitamini tüketiminin cilt sağlığına faydalı olduğunu belirtti.

Dudak kırışıklığını önlemede "Mona Lisa gülüşünün" de önemli olduğunu söyleyen cerrah, bunun dudak kaslarındaki gerginliği azalttığını. Devgan, özçekimlerde dudak bükerek poz vermek yerine Mona Lisa gülüşünün taklit edilmesini önerdi.

Independent Türkçe, New York Post



Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
TT

Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)

Uzun bir yaşam sürmek için kalori alımını azaltmanın, aralıklı oruçtan daha etkili olduğu tespit edildi. Fareler üzerinde yapılan kapsamlı araştırma, uzun yaşamla ilgili bilinenleri sorgulamaya açıyor.

Sağlık ve uzun bir ömür yolunda genetiğin yanı sıra yaşam tarzının, özellikle de beslenme biçiminin kritik bir rol oynadığı biliniyor. 

Daha az miktarda veya daha geniş aralıklarla yemek yemenin, hayvanların yaşamını uzatabileceği çeşitli araştırmalarda bulunmuştu.

Fakat bu tür kısıtlayıcı beslenme biçimlerinin neden böyle bir etki yarattığı ve bulguların insanlardaki yansımaları net bir şekilde saptanamıyordu. 

ABD merkezli Jackson Laboratuvarı'ndan araştırmacılar bu belirsizliği gidermek adına 960 fareyle bir deney yürüttü.

Çalışmadaki fareler, insan popülasyonunun genetik çeşitliliğini daha iyi temsil edecek şekilde seçildi.

Daha sonra fareleri 5 gruba ayırarak farklı beslenme biçimlerine tabi tutan araştırmacılar, hayvanların sağlığını yaşamları boyunca detaylıca takip etti. 

İlk gruptaki fareler istedikleri zaman istedikleri kadar yemek yerken diğerlerine bazı kısıtlamalar kondu.

İki gruptaki hayvanlara her gün taban kalorilerinin yalnızca yüzde 60 veya yüzde 80'i verilirken, diğer iki gruptakilere aralıklı oruç uygulandı. Bir grup hafta bir gün, diğeri de haftada iki gün üst üste yemek yemedi ve geri kalan günlerde istedikleri gibi beslendi.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmada, ilk gruptaki farelerin ortalama 25 ay yaşadığı kaydedildi.

Aralıklı oruç gruplarındaki hayvanların ortalaması 28 ay, taban kalori alımı yüzde 80 kısıtlananların da 30 aydı. Yüzde 60 grubundakiler ise ortalama 34 ayla en uzun yaşayanlar oldu.

Araştırmacılar düşük kalorili diyetlerin, vücuttaki yağ oranı ve glukoz seviyelerinden bağımsız olarak farelerin yaşamını uzattığını söylüyor. Bu ölçütler genellikle sağlık ve yaşlanmanın göstergeleri kabul edilse de yeni çalışma bu kanıya gölge düşürüyor. 

Çalışmadaki en önemli bulgulardan biri de zayıflamayla ilgiliydi. Şaşırtıcı bir şekilde en uzun yaşayan fareler, genellikle en az kilo verenlerdi.

Diğer yandan en çok zayıflayan hayvanların ömrünün kısa, enerjisinin düşük, bağışıklık ve üreme sistemlerinin de zayıf olduğu görüldü. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Gary Churchill, "Çalışmamız gerçekten de dayanıklılığın önemine işaret ediyor" diyerek ekliyor: 

En dayanıklı hayvanlar stres ve kalori kısıtlaması karşısında bile kilolarını korudu ve en uzun yaşayanlar da onlar oldu.

Bulgular her ne kadar önemli olsa da insanlara uyarlanıp uyarlanamayacaklarını söylemek henüz tam olarak mümkün değil.

Ayrıca kalori kısıtlaması ömrü daha çok uzatmasına karşın bu gruptaki hayvanların yaşam süresi birkaç aydan 4,5 yıla kadar değişkenlik gösterdi. 

Araştırmacılar bu duruma genetik faktörlerin yol açtığını tespit etti. Bu durum genetiğin beslenme biçiminden daha önemli bir rol oynadığına işaret ederken Prof. Churchill şöyle diyor:

Uzun süre yaşamak istiyorsanız beslenme biçimi gibi, yaşamınız süresince kontrol edebileceğiniz şeyler var fakat asıl ihtiyacınız olan şey, çok yaşlı bir büyükanne.

Uzun yaşam uzmanı Dr. Andrew Steele, yer almadığı çalışmanın bulgularını etkileyici bulsa da tartışmalara son noktayı koymadığını söylüyor. BBC Science Focus'a konuşan Dr. Steele "Etkileyici ve bilinenlere ters düşen bir sonuç" diyerek ekliyor:

Ancak fareler, küçük insanlar değil. Bu yüzden bu sonuçları insanlara uyarlarken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Daily, BBC Science Focus, Nature