Kanserin tekrarlamasını önleyecek bir dolarlık ilaç bulundu

İlacın etkili olabileceği kanser türleri açıklandı

Tüm dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon kişi kansere yakalanıyor (Reuters)
Tüm dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon kişi kansere yakalanıyor (Reuters)
TT

Kanserin tekrarlamasını önleyecek bir dolarlık ilaç bulundu

Tüm dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon kişi kansere yakalanıyor (Reuters)
Tüm dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon kişi kansere yakalanıyor (Reuters)

Hindistan'ın Mumbai kentindeki TATA Enstitüsü, kanserin tekrarlamasını önleyen ve tedavinin yan etkilerini yarı yarıya azaltan bir ilaç geliştirdi.

İlacın, 10 yıllık bir araştırma sürecinin sonunda üretildiği ve yaklaşık 1,2 dolara mal olduğu belirtildi.

R+Cu ismi verilen ilacın resveratrol ve bakır gibi maddeler bulundurduğu ve bunların kanserle savaşan "oksijen radikalleri" ürettiği ifade edildi.

Oksijen radikalleri hem ölü hücrelerin canlı hücreleri kanserli hale dönüştürmesini hem de kanser hücrelerinin vücudun bir bölgesinden diğerine sıçramasını engelliyor.

Araştırmacılar ilacın, pankreas, akciğer ve ağız gibi kanser türlerine karşı etkili olabileceğini belirtti.

Hindistan Gıda Sağlığı ve Standartlar Müdürlüğü'nden onay bekleyen ilacın haziran ya da temmuzda piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Araştırmaya öncülük eden isimlerden Dr. Rajendra Badve, "Yan etkileri azaltma kısmı hem farelerde hem de insanlarda denendi. Ancak kanser tekrarını engelleme özelliği sadece fareler üzerinde denendi. İnsan deneylerinin sonuçlanması 5 yıl sürecek. Araştırma sırasında birçok zorluk vardı ama bu büyük bir başarı" diye konuştu.

Hindistan Atom Enerjisi Kurumu tarafından fonlanan ve yönetilen TATA Enstitüsü, dünyanın en eski ve en büyük kanser araştırması merkezlerinden biri.

Son yıllarda kanser araştırmalarına ağırlık veren Hindistan, 9 yılda 30 yeni kanser hastanesi açtı. Hükümet ayrıca son dönemde 150 bin sağlık merkezi oluşturarak, kırsal nüfustaki kanser vakalarının erken tespiti için önemli bir adım atmıştı.

 

Independent Türkçe, RT, Times of India



Kokulu ürünler, havayı neredeyse araba egzozu kadar kirletiyor

Geleneksel mumlardan farklı olarak yakmadan kullanılan kokulu mum küpleri, sanılandan daha zararlı olabilir (Pristine Aroma)
Geleneksel mumlardan farklı olarak yakmadan kullanılan kokulu mum küpleri, sanılandan daha zararlı olabilir (Pristine Aroma)
TT

Kokulu ürünler, havayı neredeyse araba egzozu kadar kirletiyor

Geleneksel mumlardan farklı olarak yakmadan kullanılan kokulu mum küpleri, sanılandan daha zararlı olabilir (Pristine Aroma)
Geleneksel mumlardan farklı olarak yakmadan kullanılan kokulu mum küpleri, sanılandan daha zararlı olabilir (Pristine Aroma)

Bilim insanları kokulu mumlardan yayılan maddelerin, havayı dizel araç motorlarının egzozuyla yarışan seviyede kirlettiğini tespit etti.

Hava kirliliğinden söz edince akla genellikle fabrika bacalarından yayılan dumanlar gibi örnekler geliyor. Ancak açık havadaki kirliliğin yanı sıra kapalı ortamlardaki hava kalitesi de sağlık açısından kritik önem taşıyor.

Doğrudan kendisi yakılmadan kullanılan, dumansız kokulu mum tabletleri, genellikle diğer mumlara göre çok daha güvenli olarak tanıtılıyor. 

ABD'deki Purdue Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu iddiaların doğruluğunu test etmek için bir çalışma yürüttü. 

Bilim insanları kapalı alandaki hava kalitesini ölçen sensörlerle özel olarak tasarlanmış bir ortamda, gözle görülemeyecek kadar küçük nanoparçacıkların oluşumunu takip etti.

Daha önceki bir araştırmada, kokulu ürünlerden yayılan terpen adlı bileşiklerin evdeki ozonla etkileşime girerek yeni nanoparçacık oluşumunu tetiklediği saptanmıştı. Terpenler, bitkilere, otlara ve sözkonusu mum tabletlere kokusunu veren aromatik bileşiklere karşılık geliyor.

Hakemli dergi Environmental Science & Technology Letters'ta yayımlanan yeni araştırmadaysa, mum tabletlerden yayılan terpenlerin, iç mekandaki parçacık kirliliğini kayda değer derecede artırdığı bulundu.

Makalenin yazarlarından Brandon Boor, "Havadaki partiküllerin iç mekanlarda nasıl oluştuğunu anlamak için en küçük nanoparçacıkları, tek bir nanometreye kadar ölçmek gerekiyor" diyerek ekliyor:

Bu ölçekte, yeni parçacık oluşumunun ilk aşamalarını gözlemleyebiliyoruz; burada kokular ozonla reaksiyona girerek küçük moleküler kümeler oluşturuyor. Bu kümeler daha sonra çevremizdeki havada hızla gelişiyor, büyüyor ve dönüşüyor.

Bilim insanları kokulu mum tabletlerin ısıtılması sonucu özellikle 100 nanometreden küçük parçacıkların, iç mekan havasındaki parçacık sayısını önemli derecede artırdığını söylüyor. 

Kapalı alan havasındaki parçacık yoğunluğunun, geleneksel mumlar, gazlı ocak ve dizel araç motorlarına yakın seviyede olduğu tespit edildi. Öte yandan kokusuz mum tabletler ısıtıldığında salınan terpen miktarı düşüktü.

Çalışmanın bir diğer yazarı Nusrat Jun, "Ormanlar bozulmamış ortamlardır ancak evinizde bir orman yaratmak için kimyasal yolla üretilmiş kokularla dolu temizlik ve aromaterapi ürünleri kullanıyorsanız, aslında muazzam miktarda iç mekan hava kirliliği yaratıyorsunuz ve bunu solumamanız gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Diğer yandan bilim insanları bu tip kokulu ürünlerle havaya karışan parçacıkların zararlı olup olmadığının kesin bir şekilde bilinmediğini söylüyor. 

Yine de Jung, "Araştırmamız, kokulu ürünlerin sadece hoş koku yaymadığını, iç mekandaki havanın kimyasını aktif olarak değiştirdiğini ve sağlık üzerinde önemli etkileri olabilecek yoğunluklarda nanoparçacık oluşumuna yol açtığını gösteriyor" diye ekliyor.

Araştırmacılar kokulu mum tableti gibi ürünlerin sağlık ve çevreye etkisi üzerine daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. 

Ayrıca Jung, binaların havalandırma sisteminin, kokulu ürünlerin etkilerini dikkate alarak tasarlanması gerektiğini belirtiyor. Boor da şu ifadeleri kullanıyor:

İç mekan hava kalitesi, yaşadığımız ve çalıştığımız binaların tasarımında ve yönetiminde genellikle göz ardı ediliyor ancak sağlığımız üzerinde doğrudan bir etkiye sahip.

Independent Türkçe, New Atlas, Earth, People, Environmental Science & Technology Letters