Sinüsleri musluk suyuyla yıkamak beyin yiyen amip enfeksiyonuna yol açabilir

Doktorlar durulamada musluk suyu kullanılacaksa suyun en az bir dakika kaynatılmasını ve kullanılmadan önce soğutulması gerektiğini söylüyor

AP
AP
TT

Sinüsleri musluk suyuyla yıkamak beyin yiyen amip enfeksiyonuna yol açabilir

AP
AP

Yeni bir çalışmada, musluk suyu kullanarak sinüs tıkanıklığını gidermek için yapılan burun durulamalarının insanlarda ölümcül beyin yiyen amip enfeksiyonlarına yol açabileceği uyarısı yapıldı.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nden (CDC) araştırmacılar, son 10 yılda burun durulaması sonrası Acanthamoeba amip enfeksiyonuna yakalanan ve üçü ölen 10 kişinin vakasını raporladı.

CDC'nin Emerging Infectious Diseases akademik dergisinde çarşamba günü yayımlanan çalışmaya göre 10 kişinin hepsinin bağışıklık sistemi zayıftı, 7'si kronik sinüzitten muzdaripti ve "çoğu burun durulama için musluk suyu kullanıyordu".

Amipler, insanlarda deri ve göz hastalıklarının yanı sıra ölümcül beyin enfeksiyonları da dahil parazitik enfeksiyonlara neden olduğu bilinen tek hücreli organizmalar.

Acanthamoeba dünya genelinde bulunuyor. Toprakta ve göller, nehirler ve musluk suyu da dahil birçok su türünde yaşıyor.

Bu amipin fırsatçı bir patojen olduğu ve diyabet, kanser, HIV veya organ nakli öyküsü bulunanlar gibi bağışıklık sistemi zayıf veya tehlikede olan kişilere bulaştığı biliniyor.

Araştırmacılar, bağışıklık sistemi zayıf bireylerde burun durulama işleminin sinüsleri temizlemek ve diğer enfeksiyon türlerini önlemek gibi sağlık yararları sağlayabileceği gibi, "özellikle steril olmayan su kullanılıyorsa" patojenleri de beraberinde getirebileceği uyarısını yapıyor.

Çarşamba günü aynı akademik dergide yayımlanan bir başka çalışmada Karaçi'den doktorlar, dini bir ritüelin parçası olarak burnunu musluk suyuyla durulamasının ardından Naegleria fowleri amipiyle enfekte olan 22 yaşındaki Pakistanlı bir adamın vakasına işaret ediyor.

Araştırmacılar, amipli beyin enfeksiyonlarının ölümcül olabileceği ve dünya genelinde çok az sayıda kişinin hayatta kalabildiği, ayrıca hastalığın "belirli bir tedavisinin olmadığı" uyarısında bulunuyor.

Ancak "agresif" erken tıbbi müdahale sayesinde adam hayatta kaldı.

Araştırmacılar musluk suyuyla burun durulamanın Acanthamoeba ve Naegleria fowleri gibi amiplerin neden olduğu enfeksiyonlara yol açabileceği uyarısını yapıyor.

Doktorlar durulama için musluk suyu kullanılıyorsa suyun en az bir dakika, 1980 metreden yüksek yerlerde üç dakika kaynatılması ve kullanılmadan önce soğutulması gerektiğini söylüyor.

Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerle ilgilenen tüm sağlık uzmanları, semptomların nasıl tanınacağı ve güvenli burun durulamasının nasıl uygulanacağı da dahil hastalarını Acanthamoeba enfeksiyonları hakkında eğitmelidir.

*Independent Türkçe



Zayıflama ilaçlarının göz sağlığını tehdit ettiği bulundu

 Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
TT

Zayıflama ilaçlarının göz sağlığını tehdit ettiği bulundu

 Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)

İki yeni çalışmada, zayıflama ilaçlarının bazı kişilerde görme kaybına yol açan ciddi göz hastalıklarına neden olabileceği öne sürüldü.

JAMA'da yayımlanan bir çalışmada, yaklaşık 1,5 milyon kişiden elde edilen veriler değerlendirilerek semaglutid veya tirzepatid gibi ilaçları kullanan diyabet hastalarında optik sinir bozuklukları riskinin arttığı tespit edildi.

Araştırma özellikle nonarteritik anterior iskemik optik nöropati (NAION) adı verilen nadir ancak ağır bir rahatsızlığa işaret ediyor. Bu hastalıkta optik sinire giden kan akışının aniden azalması veya engellenmesi sonucu "göz felci" yaşanıyor. Araştırmacılar, The Conversation'da yazdıkları makalede, hastaların bunu ancak bir gözlerinde görme kaybı yaşadıktan sonra fark ettiğini belirtiyor.

Hastalığın herhangi bir tedavisi yok.

Daha önce yapılan bir çalışmada bir hastada semaglutidin yan etkisi olarak NAION görülme olasılığının 10 binde bir olduğu belirtilmişti. Ancak son araştırmada, semaglutid veya tirzepatid kullanan 159 bin tip 2 diyabet hastasının 35'inde (yaklaşık 2 bin 500'de 1) NAION geliştiği saptandı. 

Araştırmacılar, "İki yıllık takip süresince semaglutid veya tirzepatid grubundaki 35 hastada NAION görüldü" diyor.

93 hastadaysa başka optik sinir hastalıkları vardı.

Aynı bilimsel dergide yayımlanan ve 185 bin kişiyi içeren bir başka büyük çalışma, GLP-1 RA'lar diye bilinen zayıflama ilaçlarını, retinadaki kan damarlarının hasar görmesi anlamına gelen diyabetik retinopati riskinin artmasıyla ilişkilendiriyor.

Ancak araştırmacılar her iki çalışmada da GLP-1 ilaçları kullanan katılımcılarda, diyabetik retinopati nedeniyle görme yetisini tehdit eden komplikasyonların daha az ortaya çıktığını ve diğer diyabet ilaçlarını kullananlara kıyasla, daha düşük oranda ameliyat gerektiren göz tedavisine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar, ilaçları kullanmanın bu tür rahatsızlıklara neden olma riskinin genel anlamda düşük olduğunu söyleseler de daha yakından takip edilme çağrısı yapıyor.

Ayrıca zayıflama ilaçlarının göz komplikasyonlarına nasıl yol açabileceğini anlamak için daha uzun vadeli çalışmalar yapılması çağrısında bulunuyorlar.

Araştırmacılar "GLP-1 RA'ların maliyeti, bu ilaçların diyabet ve komplikasyonlarının tedavisiyle ilgili maliyetleri düşürme potansiyeliyle kıyaslanmalı" diyor.

Son araştırmalar, önceden diyabetik retinopatisi olsun ya da olmasın, zayıflama ilaçları verilen tüm diyabet hastalarının potansiyel komplikasyonlar için düzenli taranması ve izlenmesi gerektiğine işaret ediyor.

Independent Türkçe