Bilimsel araştırmaya göre ergenler "keçi gibi" kokuyor

Bebekler içinse bambaşka bir benzetme yapıldı

Araştırmacılara göre, ergenlerdeki sebum salgısında bulunan karbolik asitler kötü kokuya neden oluyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre, ergenlerdeki sebum salgısında bulunan karbolik asitler kötü kokuya neden oluyor (Unsplash)
TT

Bilimsel araştırmaya göre ergenler "keçi gibi" kokuyor

Araştırmacılara göre, ergenlerdeki sebum salgısında bulunan karbolik asitler kötü kokuya neden oluyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre, ergenlerdeki sebum salgısında bulunan karbolik asitler kötü kokuya neden oluyor (Unsplash)

Almanya'da yapılan araştırmada bebeklerin çiçek, ergenlerinse keçi gibi koktuğu ortaya çıktı.

Friedrich Alexander Üniversitesi Erlangen-Nürnberg'deki çalışmada, üç yaş ve altı 18 bebekle ergenlik çağındaki 18 gencin kokuları incelendi. 

Deneyde, katılımcılardan kıyafetlerinin koltuk altına yerleştirilen pamuk bantlarla bir gece geçirmesi istendi. Ayrıca katılımcılardan, deneyden 48 saat önce parfüm kullanmayı ve soğan ya da sarımsak yemeyi bırakmaları istendi. Daha sonra bilim insanları bantlardaki kimyasal bileşikleri laboratuvarda inceledi.  

Akademik dergi Communications Chemistry'de dün yayımlanan çalışmada, ergenlerden alınan örneklerde ter ve idrar kokusunu andıran küflü bir koku elde edildi. Araştırmada bu, "keçi kokusu gibi" diye tanımlandı. 

Bebeklerdeyse "çiçeksi, parfümsü ve sabunsu kokuların" daha çok ön plana çıktığı belirtildi. Ayrıca her iki gruptaki örneklerde de "odunsu kokuların" yer aldığı ifade edildi. 

Deneyi yürüten Diana Owisenko, ergenlerdeki kokuların ter bezlerinin daha fazla çalışmasından ve yağ bezlerinin ürettiği sebum salgısının artmasından kaynaklandığını söyledi. 

"Bir kokunun herkese daima hoş veya kötü geleceğini belirlemek zor" diyen Owisenko, bunun kişiden kişiye değişen bir konu olduğunu ifade etti.  

Araştırmanın ortak yazarlarından Ilona Croy ise bebeklerle ergenler arasındaki koku farkının evrimsel bir boyutu olabileceğine dikkat çekerek, "Bu çok anlamlı bir fark çünkü bebek kokusu, ebeveynler ve çocuklar arasında bağ kurulmasını kolaylaştırıyor" dedi.

Independent Türkçe, New York Times, Huff Post



Kapsamlı araştırma yanıtladı: Hamileyken kahve içmek çocukta DEHB'ye yol açar mı?

Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
TT

Kapsamlı araştırma yanıtladı: Hamileyken kahve içmek çocukta DEHB'ye yol açar mı?

Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)
Hamileyken kahve tüketmenin, bebeğin beyin gelişimini etkileyebileceği düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları hamilelikte kahve içmenin bebekte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) yol açmadığını tespit etti. 

Çeşitli araştırmalar, gebelik döneminde kafein tüketmenin bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkilemek gibi birtakım sağlık sorunlarına neden olabileceğine işaret ediyor. 

Bazı araştırmalar otizm ve DEHB gibi nörogelişimsel bozukluklara da yol açabileceğini öne sürse de bilim insanları bulguların kesin bir şekilde doğrulanmadığını söylüyor. 

Bu nedenle kapsamlı bir çalışma yürüten uluslararası bir araştırma ekibi, kafein tüketimiyle DEHB arasındaki ilişkiyi inceledi. 

Psychological Medicine adlı hakemli dergide yakın zamanda yayımlanan çalışma kapsamında 58 bin 694 anne-çocuk çiftinin verisi analiz edildi. Araştırmacılar, çalışmanın 1999 ila 2008'de Norveç'teki bütün hamilelere açık olduğunu söylüyor. 

Gebelik öncesinde ve esnasında ne kadar kahve içtiğini aktaran katılımcılar ayrıca çocuklarının 6 aydan 8 yaşına kadarki nörogelişimsel durumunu bildirdi. 

Anket soruları, çocukların yaşadığı dikkat ve iletişim sorunlarının yanı sıra motor ve dil becerilerindeki gelişimleri de anlamak üzere tasarlanmıştı. 

Ebeveyn ve çocuklardan genetik örnekler de alan ekip, bu sayede anne ve çocuk arasında paylaşılan genetik varyantları kontrol ederek kahvenin etkisini tek başına anlamaya çalıştı.

Veriler ilk başta gebelikte kahve içmekle DEHB arasında güçlü bir bağlantı kursa da sigara ve alkol kullanımı, eğitim düzeyi ve gelir seviyesi gibi yaşam tarzı faktörlerini hesaba katınca durum değişti.

Bilim insanları hamilelikte kahve tüketimiyle çocukta DEHB görülmesi arasında güçlü bir neden sonuç ilişki bulamadı. 

Araştırmacılar makalede "Sonuçlarımız, annenin kahve tüketiminin bebeğin nörogelişimsel bozuklukları üzerinde nedensel bir etki yarattığına dair çok az kanıt sunuyor" diye yazıyor.

King's College London'da obstetrik alanında çalışan ve yeni araştırmada yer almayan Andrew Shennan ise "Bu iyi bir çalışma ve kafein alımının önemli bir endişe kaynağı olmadığına dair büyük bir güven veriyor" diyerek ekliyor:

Kafeinin tamamen güvenli olduğunu öne sürmese de kafein tüketimiyle ilgili kötü sonuçları başka şeylerin açıklayabileceğine işaret ediyor.

Uzmanlar, bulguların hamilelikte kafein tüketiminin tamamen zararsız olduğunu göstermediğinin altını çiziyor. 

Newsweek'e konuşan Shennan, bu konudaki çalışmalardan farklı sonuçlar çıktığını ancak bazılarında, bebeğin küçük veya ölü doğması ve düşük riskiyle kafein tüketimi arasında ilişki tespit edildiğini söylüyor. 

Bu nedenle gebelerin kafein alımını sınırlamasının iyi olacağını belirten Shennan, genellikle günde 200 miligramdan fazla tüketilmemesini tavsiye ediyor.

Bebeğin gelişiminde kişiden kişiye değişebilen çeşitli faktörler etkili olduğu için hamileyken ne kadar kahve tüketebileceğinizi doktorunuzla konuşmanızda fayda var.

Independent Türkçe, Conversation, Newsweek, Psychological Medicine