7 saatten az uyku yüksek tansiyon riskini artırıyor

Ön bulgulara göre kadınların bu rahatsızlığa yakalanma olasılığı erkeklerden daha yüksek

Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
TT

7 saatten az uyku yüksek tansiyon riskini artırıyor

Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)

7 saatten az uyumanın yüksek tansiyona yakalanma ihtimalinin yüzde 7 artmasıyla ilişkili olduğu, bir çalışmanın ilk bulgularında ortaya kondu. 

6 farklı ülkeden 1 milyondan fazla kişinin verilerinin analiz edildiği çalışma, bu ihtimalin 5 saatten az uykuyla yüzde 11'e yükseldiğini gösterdi.

Araştırma ekibi, uyku süresiyle yüksek tansiyon arasındaki ilişkide yaşa bağlı herhangi bir farklılığın tespit edilmediğini belirtiyor.

İran'daki Tahran Kalp Merkezi'nde kardiyoloji alanında yardımcı doçent olan Kaveh Hosseini şöyle diyor:

Uyku uzmanlarının tavsiye ettiği gibi 7 ila 8 saat uyumak kalbiniz için de en iyisi olabilir.

Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin ABD'deki Yıllık Bilimsel Oturumu'nda sunulan ön bulgular, kadınlarda bu rahatsızlığın görülme riskinin erkeklere kıyasla yüzde 7 daha fazla olduğunu da gösteriyor.

Ancak Hosseini, bu fark istatistiksel açıdan kayda değer olsa da "klinik açıdan kayda değer olduğundan emin olmadıkları" uyarısında bulunarak daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguladı.

Çalışmada verileri incelenen kişilerin çalışmanın başında yüksek tansiyonu yoktu ve ortalama 5 yıl boyunca takip edildiler.

Uyku ve yüksek tansiyon arasındaki bağlantı; kalp hastalığı riski, cinsiyet, eğitim, sigara içme durumu ve kilo gibi faktörler istatistiksel olarak ayarlandıktan sonra elde edildi.

Çalışmanın araştırmacıları, uykuyla ilişkili solunum bozuklukları gibi rahatsızlıkların da kardiyovasküler hastalıklarla bağlantılı olduğu ortaya konduğundan kişilerin, uyku düzenleri hakkında sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla konuşmasını tavsiye ediyor.

 Independent Türkçe'



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe