Erkeklere yönelik doğum kontrol hapı farelerde işe yaradı

Etki tersine çevrilebiliyor

Doğum kontrol hapları, düzensiz veya sancılı regl için de kullanılıyor (Unsplash)
Doğum kontrol hapları, düzensiz veya sancılı regl için de kullanılıyor (Unsplash)
TT

Erkeklere yönelik doğum kontrol hapı farelerde işe yaradı

Doğum kontrol hapları, düzensiz veya sancılı regl için de kullanılıyor (Unsplash)
Doğum kontrol hapları, düzensiz veya sancılı regl için de kullanılıyor (Unsplash)

Erkeklere yönelik doğum kontrol hapına bir adım daha yaklaşan araştırmacılar, yeni bir yöntemle spermlerin hareketini geçici olarak sınırlamayı başardı. 

Halihazırda erkeklerin kullanabileceği doğum kontrol yöntemleri arasında prezervatif, ameliyatla sperm akışını kesen vazektomi ve spermleri öldüren spermisit yer alıyor. Son yıllarda erkeklere yönelik haplar üzerine yapılan çalışmalar hız kazandı. Hormonları etkilememeleri ve mümkün olduğunca az yan etki göstermeleri hedefleniyor. 

Kadınların kullandığı doğum kontrol haplarıysa yumurta üretimini engellediğinden etkili olmasına karşın çeşitli yan etkilere sahip. Haptan hapa ve kişiden kişiye değişen bu etkiler arasında genellikle akıntı, mide bulantısı, baş ağrısı ve ruh halindeki değişiklikler yer alıyor. 

Hakemli dergi Science'ta perşembe günü yayımlanan çalışma, erkeklere yönelik hormonal olmayan ilk hap denemesi değilse de yeni bir yöntemi içeriyor. Araştırmanın yazarlarından Dr. Martin Matzuk şöyle diyor:

Araştırmacılar erkek doğum kontrol yöntemleri geliştirmek için çeşitli stratejilerin peşine düşse de halen erkeklere yönelik bir hap yok.

Bu eksikliği gidermeye çalışan Dr. Matzuk ve ekip arkadaşları, STK33 adlı protein kodlayan bir geni hedef aldı. Bu gendeki mutasyonların erkekleri kısırlaştırdığı önceden biliniyordu. 

Araştırmacılar, farelerde de devre dışı bırakıldığında bu etkiyi yarattığı bilinen STK33'ü kısıtlayacak bir bileşik arayışına girdi. En iyi sonucu veren CDD-2807 adlı bileşik, farelerde denendiğinde spermlerin sayısını düşürdü ve hareketini kısıtladı. 

Düşük dozda bile bu etkiyi yaratan bileşiğin fareleri zehirlemediği, beyinde birikmediği ve testisleri küçültmediği kaydedildi. Çalışmanın ortak yazarı Courtney M. Sutton "Daha da önemlisi, doğum kontrol etkisi tersine çevrilebildi" diyerek şöyle ekliyor:

Bir süre CDD-2807 bileşiği kullanılmayınca, fareler sperm hareketliliği ve sayısını geri kazanarak tekrar doğurgan hale geldi.

Yeni çalışmanın sonuçları umut verici olmasına karşın, erkeklere yönelik doğum kontrol haplarının yakın bir zamanda kullanıma sunulması beklenmiyor. 

Araştırmacılar farelerin ardından bu bileşiği ve benzerlerini farklı primat türlerinde test etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, New Atlas, Newsweek, Science, Medical News Today



Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
TT

Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)

Zeytinyağında yoğun olarak bulunan bir yağ asidinin, zamanla diğer yağlara kıyasla daha fazla kilo almaya yol açabileceği tespit edildi. Bilim insanları özellikle kalp hastalığı riski taşıyan kişilerin dikkatli olmasını söylüyor.

Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmaya katkı sunmasının yanı sıra beyin ve kalp sağlığını desteklemesiyle biliniyor.

Ancak Oklahoma, Yale ve New York üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışmasına göre bu yağı fazla tüketmenin zararlı sonuçları olabilir.

Bir omega-9 yağ asidi olan oleik asit, zeytinyağının ana yağ bileşeni ve kanola, ayçiçeği, avokado yağlarının yanı sıra çeşitli hayvansal yağlarda da bulunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Cell Reports'ta yayımlanan çalışmada farelere, hindistancevizi yağı, fıstık yağı, süt, domuz yağı ve soya yağı kullanarak yağ oranı yüksek çeşitli diyetler uygulandı.

Araştırmacılar oleik asidin, iki proteinin aktivitesini değiştirerek yeni yağ hücrelerini oluşturan öncü hücrelerin daha hızlı büyümesine yol açtığını gözlemledi. İncelenen çeşitli yağ asitlerinden sadece oleik asit, vücudun yağ hücresi gelişim yolunu tetikledi.

Makalenin ortak yazarı Dr. Michael Rudolph, "Yağ hücrelerini ordu gibi düşünebilirsiniz" diyerek ekliyor:

Oleik asit verildiğinde, ilk olarak ordudaki 'yağ hücresi askerlerinin' sayısı artıyor ve bu da fazla besin maddelerini depolama kapasitesini artırıyor. Zamanla vücuda alınan besin miktarı yağ hücresi sayısını aşarsa obezite gelişebilir ve bu da kontrol edilmezse kardiyovasküler hastalık veya diyabete yol açabilir.

Öte yandan araştırmacılar oleik asidin daha düşük seviyelerde tüketilmesinin sağlığa faydalı olduğunu da tespit etti. 

Ayrıca çalışmanın fareler üzerinde yapıldığını ve insanlarda aynı etkilerin görülmeyebileceğini belirtmekte de fayda var.

Yine de uzmanlar çeşitli faydalarına rağmen zeytinyağını aşırı tüketmeyi tavsiye etmiyor.

Dr. Rudolph "Bence buradan çıkarılacak ders, ölçülü olmak ve farklı kaynaklardan yağ tüketmek" diyor:

 Oleik asidi nispeten dengeli seviyelerde almak faydalı gibi görünüyor ancak daha yüksek miktarda uzun süre tüketmek zararlı olabilir. Kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde yüksek oleik asit seviyeleri iyi bir fikir olmayabilir.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Daily Mail, New Atlas, Cell Reports