Narsisistler yaşlandıkça nasıl kişilere dönüşüyor?

51 araştırma ve 37 binden fazla kişinin verisi incelendi

İtalyan Barok ustası Caravaggio'nun "Narcissus" eseri narsisizmin en ünlü sanatsal temsili (Wikimedia)
İtalyan Barok ustası Caravaggio'nun "Narcissus" eseri narsisizmin en ünlü sanatsal temsili (Wikimedia)
TT

Narsisistler yaşlandıkça nasıl kişilere dönüşüyor?

İtalyan Barok ustası Caravaggio'nun "Narcissus" eseri narsisizmin en ünlü sanatsal temsili (Wikimedia)
İtalyan Barok ustası Caravaggio'nun "Narcissus" eseri narsisizmin en ünlü sanatsal temsili (Wikimedia)

Narsisist kişilik özelliğine sahip olanların yaşlandıkça "daha olgun davrandığı" belirlendi. 

Amerikan Psikoloji Birliği'ne (APA) ait hakemli dergi Psychological Bulletin'de yayımlanan araştırmada, narsisistik kişilerin yaşlandıkça daha empatik, cömert ve uzlaşmacı olduğu ortaya kondu. 

Çalışmada geçmişte yapılan ve katılımcıların narsisizm düzeylerinin zaman içinde nasıl değiştiğini inceleyen 51 araştırma ele alındı. 

Bu kapsamda 8 ila 77 yaşındaki 37 bin 247 kişiye ait veriler incelendi. Katılımcıların yüzde 52'si kadın yüzde 48'i erkek.. 

Çalışmaların çoğu ABD, Kanada ve Batı Avrupa'da, bir tanesi Çin'de ve bir tanesi de Yeni Zelanda'da yapıldı. 

Araştırmada, üç farklı narsisizm türü incelendi. Büyüklenmeci narsisizm; üstünlük duygularını ve güçlü bir hayranlık ihtiyacını içeriyor. Antagonistik narsisizm; kibir, kendini beğenmişlik, duygu yoksunluğu ve düşük empatiyi tarif ediyor. Nevrotik narsisizmse zayıf duygusal denetim ve aşırı duyarlılık durumunda oluşuyor. 

Bilim insanları genel olarak üç tür narsisizmin seviyesinin de çocukluktan yaşlılığa doğru azaldığını tespit etti. Büyüklenmeci narsisizmde küçük bir düşüş olduğuna dikkat çekilirken, antagonistik ve nevrotik narsisizmdeyse düşüşün orta seviyede gerçekleştiği aktarıldı. 

İsviçre'deki Bern Üniversitesi'nden Ulrich Orth, araştırma sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: 

Yüksek narsisizm seviyelerinin bireylerin kendi yaşamlarının yanı sıra ailelerinin ve arkadaşlarının hayatlarını da birçok yönden etkilediği düşünüldüğünde, bu bulgular önemli çıkarımlar sunuyor.

Diğer yandan katılımcıların akranlarına göre narsisizm seviyelerinin zaman içinde önemli biçimde değişmediği gözlemlendi. Çocukken akranlarından ortalamada daha narsisist olan kişiler, yetişkinliklerinde de bu şekilde kalmaya meyilli.

Orth, "Bu durum çok uzun zaman dilimlerinde bile geçerliydi, bu da narsisizmin istikrarlı bir kişilik özelliği olduğunu gösteriyor" dedi.

Narsisizm seviyesinin yaşla orantılı şekilde neden azaldığının tam anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiğine işaret eden bilim insanı, bu ilişkiye dair bir teori paylaştı:  

Bir teori yetişkinlikte üstlendiğimiz sosyal rollerin, örneğin bir eş, ebeveyn ve çalışan olmamızın, daha düşük narsisizm seviyeleri de dahil daha olgun kişilik özelliklerinin gelişmesini sağladığını savunuyor.

Independent Türkçe, BBC, Amerikan Psikoloji Birliği 



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe