Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

180 bin kişinin verisi incelendi

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
TT

Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)

Bilim insanları çok fazla tatlı yemenin depresyona yol açabileceğini tespit etti. 

Özellikle işlenmiş şeker, diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmak gibi sağlık sorunlarına yol açtığı için tavsiye edilmiyor. 

Birleşik Krallık'ta yapılan yeni bir araştırmadaysa hamur işlerinden gazlı içeceklere, şekerli gıdalara düşkün olanların ruh sağlığının da tehlike girdiği ortaya kondu. 

Journal of Translational Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, ülke genelindeki yurttaşların sağlık verilerini içeren Birleşik Krallık Biyobankası'ndan 180 bin kişinin beslenme alışkanlıkları incelendi.

Yapay zekadan yararlanan araştırmacılar, katılımcıları üç gruba ayırdı: hayvansal ve şekerli gıdaları az tüketip meyve ve sebze ağırlıklı beslenenler; bitkisel, hayvansal ve şekerli de dahil her şeyden yiyenler ve sağlıklı besinleri genellikle es geçip çoğunlukla şekerli gıdalar tüketenler.

Katılımcıların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, belirledikleri 2 bin 923 protein ve 168 metabolitin nasıl bir değişkenlik gösterdiğini analiz etti.

Proteinler enfeksiyonlarla savaşmaktan, kasları gevşetmeye kadar her türlü işi yaparken, metabolitler de vücuttaki sindirim gibi süreçler sırasında üretilen küçük molekülleri ifade ediyor.

Bilim insanları bu maddelere dair verilere bakarak kişinin biyolojik değerleri hakkında kapsamlı bir resim elde edebiliyor.

Araştırmacılar tatlıya düşkün grubun, depresyona yakalanma riskinin yüzde 31 daha yüksek olduğunu tespit etti. 

Ayrıca bu kişilerin diyabet ve kalp hastalığı riski de yüksek çıkarken, sağlıklı grupta bu tehlike çok daha düşüktü. Her şeyden yiyen katılımcıların sağlık riskleri de ortalama seviyedeydi.

Bulgular özellikle işlenmiş şeker içeren gıdaların ruh sağlığı üzerinde de ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. 

Surrey Üniversitesi'nden Prof. Nophar Geifman, liderliğini üstlendiği çalışmanın bulguları hakkında "İşlenmiş şeker birçok kişinin beslenmesinde önemli bir faktör ve bu sonuçlar, toplum olarak bir şeyi yemeden önce düşünmemiz gerektiğinin bir diğer kanıtını sunuyor" diyerek ekliyor:

Kimse başkalarına ne yapması gerektiğini söylemek istemez, bizim işimiz sadece halkı bilgilendirmek.

Independent Türkçe, Study Finds, Science Daily, Journal of Translational Medicine



ABD sağlık yetkilileri, Alzheimer teşhisini mümkün kılan ilk kan testini onayladı

 ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) Maryland, White Oak'taki genel merkezi (Reuters)
 ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) Maryland, White Oak'taki genel merkezi (Reuters)
TT

ABD sağlık yetkilileri, Alzheimer teşhisini mümkün kılan ilk kan testini onayladı

 ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) Maryland, White Oak'taki genel merkezi (Reuters)
 ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) Maryland, White Oak'taki genel merkezi (Reuters)

ABD sağlık yetkilileri dün Alzheimer hastalığını teşhis edebilen ilk kan testini onayladı. Bu, hastaların nörodejeneratif hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için ilaçları daha erken almaya başlamalarını sağlayabilir.

Fujirebio Diagnostics tarafından geliştirilen test, kandaki iki proteinin seviyesini ölçüyor. Bu oranın, Alzheimer hastalığının bir özelliği olan ve daha önce sadece beyin taramaları veya beyin-omurilik sıvısı analizleriyle tespit edilebilen, beyindeki beta-amiloid plakların varlığıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor.

FDA'dan Marty Makary, "Alzheimer hastalığı, meme kanseri ve prostat kanserinin toplamından daha fazla sayıda insanı etkiliyor" dedi. "65 yaş üstü kişilerin yüzde 10'unun Alzheimer hastası olduğunu ve bu sayının 2050 yılına kadar iki katına çıkmasının beklendiğini" belirten Makary, "Bu test gibi yeni tıbbi ürünlerin onlara yardımcı olacağı umudunu" dile getirdi.

Alzheimer hastalığı için şu anda onaylı iki ilaç bulunmaktadır.Bunlar, amiloid plak ve yavaş bilişsel gerilemeyi sınırlı bir ölçüde hedef alır, ancak kesin bir tedavi sağlamazlar.

Nörologlar da dahil olmak üzere bu iki ilacın savunucuları, bunların hastalara birkaç ay daha fazla bağımsızlık kazandırabileceğine ve erken verildiklerinde daha etkili olduğuna inanıyor.

Klinik çalışmalarda kan testi sonuçlarının PET beyin taramaları ve beyin-omurilik sıvısı analizlerinden elde edilen sonuçlarla oldukça benzer olduğu görüldü.

ABD Sağlık Bakanlığı'na bağlı Cihazlar ve Radyolojik Sağlık Merkezi'nden Michelle Tarver, yeni testin onaylanmasının "Alzheimer hastalığının teşhisinde önemli bir dönüm noktası" olduğunu söyledi. "Bu, hastalığın daha erken evresinde ABD'deki hastalar için tedaviyi daha kolay ve daha erişilebilir hale getiriyor"dedi.

Test, bilişsel gerileme belirtileri gösteren hastalar için klinik olarak onaylanmıştır ve sonuçların yorumlanmasında diğer klinik bilgiler de dikkate alınmaktadır.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Alzheimer hastalığı, bunamanın en yaygın şeklidir. Hastanın durumu zamanla kötüleşerek giderek hafıza ve bağımsızlık kaybına yol açar.