Dünyanın en derin mavi çukuru tespit edildi: Dibi gelmiyor

Gizli tüneller barındırdığı düşünülüyor.

Mavi çukurlardaki su, çevresine göre daha derin olduğundan daha koyu görünüyor (Joan A. Sánchez-Sánchez)
Mavi çukurlardaki su, çevresine göre daha derin olduğundan daha koyu görünüyor (Joan A. Sánchez-Sánchez)
TT

Dünyanın en derin mavi çukuru tespit edildi: Dibi gelmiyor

Mavi çukurlardaki su, çevresine göre daha derin olduğundan daha koyu görünüyor (Joan A. Sánchez-Sánchez)
Mavi çukurlardaki su, çevresine göre daha derin olduğundan daha koyu görünüyor (Joan A. Sánchez-Sánchez)

Dünyanın bugüne kadar keşfedilen en derin mavi çukurunun Meksika açıklarındaki Taam Ja' Mavi Çukuru olduğu tespit edildi. Araştırmacılar denizdeki bu deliğin dibine henüz ulaşamadı. 

Kıyı bölgelerinde rastlanan mavi çukurlar, anakayası kireçtaşı veya alçıtaşı gibi çözünebilir maddelerden oluşan dikey obrukları ifade ediyor. Yüzeydeki suyun mineralleri çözerek çatlakları genişletmesi ve nihayetinde kayayı çökertmesiyle meydana gelen bu delikler, çevrelerini saran sudan çok daha koyu bir mavi renge sahip olmalarıyla dikkat çekiyor.

Yucatán Yarımadası'nın güneydoğu kıyısındaki Chetumal Körfezi'nde 2021'de keşfedilen Taam Ja' Mavi Çukuru, 274 metrelik derinliğiyle geçen yıl dünyanın en büyük ikinci mavi çukuru ilan edilmişti. 

Fakat keşif gezisi için 6 Aralık 2023'te obruğa dalan bir ekip, çukurun en az 420 metre derine indiğini saptadı. Böylece Taam Ja', Güney Çin Denizi'ndeki 301 metrelik Ejder Çukuru'nun elinden birinciliği aldı. 

Meksika'daki El Colegio de la Frontera Sur (ECOSUR) adlı bilimsel araştırma merkezinden bir ekip obruktan aşağıya, ucunda su basıncı, sıcaklık ve iletkenlik verilerini ölçen bir cihaz takılı bir halat bıraktı. 500 metrelik halatın tamamı açıldığında bile dibe ulaşmayan cihaz, çukurun duvarları hafif bir açıyla devam ettiğinden deniz seviyesinin 420 metre altında kaldı. 

Araştırmacılar Taam Ja' içinde, biri 400 metre derinlikte farklı katmanlar da tespit etti. Frontiers in Marine Science adlı hakemli dergide yayımlanan araştırmaya göre bu katmanın sıcaklık ve tuzluluk açısından Karayip Denizi ve yakınlardaki kıyı lagünlerine benzemesi, çukurun gizli bir tünel veya mağara ağıyla okyanusa bağlı olabileceğine işaret ediyor.

Taam Ja' Mavi Çukuru'nun önceki ölçümü, deniz dibine ses dalgaları gönderip geri dönme hızlarına göre derinliği hesaplayan bir aletle yapılmıştı. Fakat yankı sondajı denen bu araçlar, mavi çukurların su yoğunluğundaki değişimler ve bazen dikey bir yapıya sahip olmamaları nedeniyle her zaman verimli sonuç vermiyor. 

Bilim insanları bundan sonra hem çukurun ne kadar derine indiğini bulmayı hem de içinde saklanıyor olabilecek tünelleri keşfetmeyi planlıyor. Bu gezilerde yeni canlılarla da karşılaşma ihtimali olan araştırmacılar, makalede şöyle yazıyor:

Taam Ja' Mavi Çukuru'nun derinliklerinde fizikokimyasal ve jeomorfolojik süreçlerle ilişkili, benzersiz bir biyotop oluşturan ve keşfedilmeyi bekleyen bir biyoçeşitlilik yatıyor olabilir.

Independent Türkçe, Science Alert, Live Science, Frontiers in Marine Science



Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
TT

Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)

İnsan beyninin daha fazla büyüyen bölgelerinin daha hızlı yaşlandığı saptandı. 

6 ila 7 milyon yıl önce ortaya çıkan insanları, yakın akrabaları olan diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri büyük bir beyne sahip olması. 

Milyonlarca yıllık evrim sürecinde büyümekle kalmayıp karmaşık bir yapıya da bürünen insan beyni, dille iletişim kurmaktan geleceği planlamaya kadar pek çok avantaj sağlıyor.

Öte yandan hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, bütün bunların bir bedeli de var. 

İnsan ve diğer primatların beyninin nasıl yaşlandığını gözlemlemek isteyen araştırmacılar, 480 insan ve 189 şempanzenin beyin taramalarını inceledi. 

Şempanzeler, insanların atası değil fakat iki tür de ortak bir atadan evrimleşti. İnsan beyni ise, şempanzelerinkinin üç katı büyüklükte.

Bilim insanları iki beyinde de 17 ayrı bölge olduğunu kaydetti. Bunların bazıları eşit boyuttayken, bir kısmı insanlarda daha geniş bir alana yayılmıştı. 

Bunlardan biri de gözlerin hemen arkasında yer alan ve karar vermede kritik rol oynayan orbitofrontal korteksti. 

Ardından yaşlanma sürecini inceleyen ekip, iki türün beyninin de zaman içinde küçüldüğünü gözlemledi. 

Ancak bazı kısımlar daha hızlı küçülürken, insan beynindeki en hızlı yaşlanmanın, orbitofrontal korteks ve evrimsel süreçte daha fazla büyümenin görüldüğü diğer bölgelerde gerçekleştiği bulundu.

Araştırmacılar ayrıca babun ve Hint şebeğinin beynini de şempanzelerle karşılaştırdı. Öte yandan bu kıyaslarda, beyin genişlemesi ve yaşa bağlı gerileme arasında bir ilişki saptanmadı. 

Heinrich Heine Düsseldorf Üniversitesi'nden ve çalışmanın yazarlarından Dr. Sam Vickery, beynin en hızlı genişleyen bölümlerinin, en karmaşık işlerden sorumlu olduğunu söylüyor. Bu durum, sözkonusu bölgelerin daha çabuk yıpranıp küçülmesini açıklayabilir.

Ancak insan beynindeki daha büyük kısımların neden daha hızlı küçüldüğünü açıklamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Çalışmada yer almayan bazı uzmanlar da bulguların daha fazla katılımcıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. University College London'dan antropolog Dr. Aida Gomez-Robles "İnsanlardaki yaşlanmaya ilişkin benzer çalışmalar genellikle binlerce kişiyi içeriyor" diyerek ekliyor:

Bulgular, bu bölgelerin bazıları için geçerli ancak hepsi için geçerli olup olmadığını bilmiyoruz.

Bulguların kesin bir şekilde doğrulanması halinde ilginç bir durum da ortaya çıkıyor: İnsanların hayatta kalma şansını artırarak şempanzelerden daha uzun ömürlü olmasını sağlayan bölgeler, aynı zamanda ilk yaşlanan kısımlar.

Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan bazı sorunlar, evrimin bir avantajla beraber bir dezavantaj da getirmesinin sonucu olabilir. Dr. Vickery şu ifadeleri kullanıyor:

Böyle muhteşem bir beynimiz var ama bunun bir bedeli de var.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Science Advances