Trump'tan Hamaney ve 8 İranlı yetkiliye ağır yaptırım

Trump, dün, Beyaz Saray'da İran'a yönelik yeni yaptırımları içeren icra emrini imzaladıktan sonra
Trump, dün, Beyaz Saray'da İran'a yönelik yeni yaptırımları içeren icra emrini imzaladıktan sonra
TT

Trump'tan Hamaney ve 8 İranlı yetkiliye ağır yaptırım

Trump, dün, Beyaz Saray'da İran'a yönelik yeni yaptırımları içeren icra emrini imzaladıktan sonra
Trump, dün, Beyaz Saray'da İran'a yönelik yeni yaptırımları içeren icra emrini imzaladıktan sonra

ABD Başkanı Donald Trump dün, doğrudan İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'i ve 8 üst düzey İran askeri yetkilisini hedef alan yeni yaptırımlara ilişkin başkanlık kararnamesine imza attı. Söz konusu yaptırımlarla, Hamaney’in ve diğer kişilerin finansal araçlara erişimden men edilmeleri amaçlanıyor.
Yeni yaptırımlar, İran'ın ABD'ye ait bir insansız hava aracını (İHA) düşürmesin üzerinden geçen birkaç günün ardından geldi. Washington’daki siyasiler, ilan edilen söz konusu yaptırımların, İran dini liderine güçlü bir tokat olduğu değerlendirmesinde bulundu. ABD yönetimi, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif için de bir dizi yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.
ABD Başkanı Trump, Oval Ofis'te düzenlediği bir basın toplantısında, “Pek çok isimle birlikte İran dini liderini de hedef alan çok güçlü yaptırımlar getiren başkanlık kararnamesini imzalıyorum. Bugünkü adımımız, bir İHA'mızın düşürülmesi de dâhil olmak üzere son haftalarda İran rejiminin saldırgan birçok davranışının sonucudur. Bugün İran dini liderinin ve ofisinin herhangi bir fona erişmesini engelleyen yaptırımları imzalıyorum. Bu provoke edici ve saldırgan İran eylemleri karşılıksız kalmayacak” açıklamasında bulundu.
Trump, söz konusu yaptırımların İran'ın artan provokatif eylemlerine yönelik güçlü bir tepkiyi temsil ettiğini belirterek, yönetiminin, “İran’ın uranyumun zenginleştirme çalışmalarını, nükleer silahların gelişimini ve terörizm desteğini durduracak şekilde anlaşmaya varmak istediğini” vurguladı. Trump, nükleer anlaşmanın felaket olduğu ve İran'ın birkaç yıl içinde nükleer silah bulundurmasına izin vereceği değerlendirmesinde bulunduğu açıklamasında, “Böyle bir şey kabul edilemez. İran'ın nükleer silahı olmayacak. Eski ABD yönetiminden aldıkları paralarla teröre destek vermeyi bırakmalılar” ifadelerini kullandı. Trump açıklamalarının devamında, eski Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ifadelerine ve İran’a giden fonların terörizmi desteklemek üzere kullanılacağına dair itirafına değindi.
Trump’tan İran’a yeni müzakere daveti
Bir kez daha İranlıları müzakere masasına davet eden Trump, konuşmak isteyen herhangi bir kişiyle bu durumu tartışmayı beklediğini söyledi. İran'ın nükleer bir silahı olmasına asla izin vermeyeceğini ifade eden Trump, terörizme finansal olarak destek sağlanmasını istemediklerini vurguladı. Başkan Trump açıklamasının devamında, iki ülke arasında müzakereleri kabul ettiği takdirde İran için parlak geleceğin mümkün olduğunu söyledi. Arzu edildiği takdirde müzakerelere hazır olduklarını dile getiren Trump, “İran'ın parlak bir geleceği olabilir. Eğer isterlerse kendileriyle müzakerelerde bulunmaya hazırız. Yakın zamanda gerçekleşmesini umuyorum. İran'ın nükleer silaha sahip olmasına izin verilemez. Fazlaca tahammül gösterdik ve sabrettik.  Ne olabileceğini kim bilebilir?” diyerek sözlerini sürdürdü.
Beyaz Saray'da gazetecilere konuşan ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Başkan Trump tarafından imzalanan yaptırım kararnamesinin, Hamaney’in ofisine milyarlarca dolarlık yasak getirmeyi hedeflediğini ve bunun milyarlarca dolarlık İran varlığının dondurulması anlamına geldiğini söyledi. Yeni yaptırımların, İran'ın ABD'ye ait bir insansız hava aracını düşürmesi de dâhil olmak üzere son olaylardan sorumlu olanları hedef aldığını belirten Mnuchin, uçağın bir hata sonucu düşmediğinin altını çizerek, saldırının kasıtlı bir şekilde gerçekleştirildiğini söyledi. ABD Hazine Bakanı, ABD’ye ait insansız hava aracının düşürülmesiyle ilgili olarak İran deniz ve hava kuvvetlerinden üst düzey 3 kişinin, İran Devrim Muhafızları’ndan bir yetkilinin ve diğer 5 askeri yetkilinin sorumlu tutulduğunu belirtti. Mnuchin, ABD yönetiminin önümüzdeki hafta İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’e yaptırım uygulayacağını açıkladı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mnuchin, yaptırımların çok etkili olduğunu ve İran ekonomisini felç edeceğini belirterek, “İranlılar müzakere masasına oturmak istedikleri takdirde, yaptırımları hafifletmeye hazırız. Bizim stratejimiz budur. Oldukça sert olan bu yaptırım dalgası İran rejimini ağır baskı altına alıyor” ifadelerini kullandı. Mnuchin, yaptırımlardan bir kısmının önceden hazırlandığını ve diğer bazı kısımların ise ABD’ye ait bir uçağının düşürülmesinden sonra kararlaştırıldığını söyledi. Mnuchin, açıklamasının devamında yaptırımların hedef aldığı İran askeri yetkililerinin Amerikan uçağını düşürmekten sorumlu kimseler olduklarını düşündüklerini dile getirdi. Bu yaptırımların İran'ı müzakere masasına getirme olasılığına değinen Mnuchin, “Başkan Trump oldukça açıktı.  Müzakere istiyorlarsa hazırız. ABD yönetimi İran halkını hedef almıyor. Ancak İran rejiminin kötü davranışlarına karşı yaptırım uyguluyor” ifadelerini kullandı.
Daha önceki açıklamalarında herhangi bir ön koşul olmaksızın İranlı liderlerle müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu söyleyen Trump, İran'ın terörizm sponsorluğunu durdurması gerektiğini vurgulayarak, İran'ın hiçbir şekilde nükleer silaha sahip olamayacağını söyledi. Trump, bir televizyon konuşmasında Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un iyi bir iş çıkardığını ancak sert bir duruş sergilediğini belirterek, idarede nihai kararı vermeye yetkili olan kişinin kendisi olduğunu vurguladı.
İran’dan yaptırım kararına tepki
Washington’un Tahran’a yeni yaptırımlar uygulama kararının ardından İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD Başkanı Trump’a yakın siyasileri hedef alarak, onların diplomasi yerine savaşa aç olduklarını söyledi. Zarif bu sözleriyle, Tahran'a karşı sert bir yaklaşım benimseyen Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya imada bulundu. Zarif, Twitter hesabı üzerinde yaptığı bir paylaşımda, ABD ordusunun Körfez’de hiçbir işinin bulunmadığını söyledi ve ABD’nin bölgeden çekilmesinin kendisinin ve dünyanın yararına olacağını belirtti.
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Danışmanı Hüsameddin Aşina, dün ülkesinin uluslararası teminatlar ve teşvikler karşılığında birtakım imtiyazlarda bulunabileceğini söyledi. Hüsameddin Aşina, Twitter hesabı üzerinde yaptığı bir açıklamada, “Ortak kapsamlı eylem planının (nükleer anlaşma) ötesine geçen bir şey istiyorlarsa, uluslararası teminatlarla birlikte bunun ötesinde bir şey teklif etmek zorundalar” ifadesini kullandı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi ise dün yaptığı açıklamada İran’ın gerginliklerin artması yönünde bir arzusu olmadığını dile getirdi.
Önceki gece Fox News’e konuşan ABD Savunma İstihbarat Dairesi Başkanı Robert P. Ashley, İran’ın bir dönüm noktasında bulunduğunu ve rotayı değiştirmek için saldırılara başladığını söyledi ve yapılan son saldırıların İran’ın mevcut durumu değiştirme planının bir parçası olarak gerçekleştirildiğini belirtti. İran'ın çöküş noktasına ulaştığını ifade eden Ashley, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesini izleyen ekonomik yaptırımların İran hükümetine çok fazla baskı uyguladığını vurguladı.
Beyaz Saray ulusal güvenlik ekibi, birkaç gün boyunca İran'ın uluslararası sularda askeri bir keşif uçağını düşürmesi üzerine ağır bir karşılık verilmesi önerisinde bulundu. Washington’daki bazı yetkililer, bir misilleme gerçekleştirilmesi yönünde teşviklerde bulundu ve ilgili saldırının karşılıksız kalmaması gerektiğini vurguladı. Ancak bir dizi kaynak, Trump’ın İran’a saldırmama kararından mutlu ve memnun göründüğünü belirtti.



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health


Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
TT

Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)

Amazon, Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri Hindistan'a büyük yatırım taahhütleri verdi.

Washington Post'un haberine göre Silikon Vadisi şirketleri, ekimden bu yana Hindistan'da toplam 67,5 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdi. Taahhütlerin yüzde 80'i bu ay açıklandı.

Yatırımların büyük kısmı, yapay zeka destekli sohbet botlarının işlemesini sağlayan devasa veri merkezlerinin inşası için kullanılacak.

Hindistan'daki yazılımcılar için eğitim programları ve küçük işletmeler arasında yapay zeka kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yatırımlar da yapılacak.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve rakibi Claude'un üreticisi Anthropic, bu yıl Hindistan'da ofisler açtı.

Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Intel CEO'su Lip-Bu Tan gibi isimler de bu ay Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yle bir araya gelip, yapay zeka ve yarı iletken çip üretimiyle ilgili konuları ele aldı.

Güney Asya ülkesi, şubatta uluslararası bir yapay zeka zirvesine ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Hindistan hükümetine göre bu, Küresel Güney'de düzenlenen ilk uluslararası zirve olacak.

Analizde, 1 milyardan fazla internet kullanıcısına sahip Hindistan'ın teknoloji devleri için "kazanılması gereken bir pazara" dönüştüğü ifade ediliyor.

Amerikan finansal hizmet şirketi Wedbush Securities'den Dan Ives, "Silikon Vadisi'nde herkes Hindistan'da büyük bir rekabetin başladığını biliyor" diyor.

Microsoft, Hindistan'da 17,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını 9 Aralık'ta duyurmuştu. Firmanın Asya'daki en büyük yatırımı kapsamında, Hindistan'ın Haydarabad şehrinde devasa bir veri merkezi kurulması planlanıyor.

Google da büyük bir veri merkezi için 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ekimde açıklamıştı.

Öte yandan çevreciler, ciddi miktarda enerji ve su gerektiren veri merkezlerinin, halihazırda kaynak sıkıntısı çeken Hindistan için uzun vadede kıtlık gibi sorunlar yaratabileceğine işaret ediyor.

Ekonomistler de yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesinin ülkedeki işgücü piyasasını altüst edebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times