ABD yönetimi, 2015 nükleer anlaşmasının ‘gündemde olmadığını’ söylerken, İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Emir Said İrevani geçtiğimiz günlerde ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile birkaç görüşme yaptı.
Financial Times’ın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre ABD yönetimine yakın bir kişi, görüşmelerde öncelikle Tahran ile Washington arasında bir tutuklu takası anlaşması imzalanma olasılığı üzerinde durulduğunu ve Washington’un İran’da tutuklu bulunan üç vatandaşını iade etmeye çalıştığını söyledi.
Müzakerelerin geçen mart ayında askıya alınmasından bu yana İranlı yetkililer, ABD tarafıyla tutuklu takası için hazır bir anlaşmanın imzalanması için ısrar ettiler ve bunun sekteye uğramasından ABD tarafını sorumlu tuttular.
Yakın bir zamanda Tahran, Umman arabuluculuğunda Belçika ile önemli bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Brüksel, Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecasteele karşılığında terör suçundan hüküm giymiş diplomat Esedullah Esedi’yi serbest bıraktı. Ayrıca serbest bırakılan bir Danimarkalı ve iki Avusturya-İran vatandaşı da cumartesi sabaha karşı Brüksel’e ulaştılar.
Bu anlaşma, Biden yönetimi üzerindeki ABD’li mahkumları geri alması için baskıyı artıracaktır.
Financial Times kaynakları, bir çeşit geçici anlaşma yapmanın veya her iki tarafın gerilimi azaltmaya yönelerek İran’ın üzerindeki bazı yaptırımların hafifletilmesi karşılığında uranyum zenginleştirme seviyelerini azaltmasının olası seçeneklerden olduğunu söylediler.
Kaynaklar, İran’ın New York’taki BM temsilciliği ile İran dosyasından sorumlu ABD’li yetkili arasında doğrudan bir temas gerçekleştiğini ilk kez ortaya çıkarmıyor. Geçen ocak ayında İran temsilciliği, Iran International tarafından yayınlanan bir haberi yalanlamıştı.
Diplomatik plan
Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığına göre, ‘İran’ın nükleer programını agresif bir şekilde genişletmesinin bölgesel bir savaşı getirebileceğine dair korkuların artmasıyla Batılı güçler (ABD’li ve Avrupalı), nükleer faaliyetleri konusunda İran’la nasıl başa çıkılacağına’ ilişkin tartışmaları yeniden başlattı.
Batılı bir diplomat gazeteye, “İran’ın nükleer programının yoldan çıkmasına izin vermek yerine bunun önünü almak için aktif bir diplomatik plana ihtiyacımız olduğuna dair bir görüş birliği var” dedi. Diplomat “Beni endişelendiren şey, İran’daki karar alma sürecinin çok kaotik olması ve bunun İsrail’le savaşa götürme ihtimali” dedi.
Financial Times haberi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Viyana’daki üç aylık toplantısına iki gün kala yayınlandı. Bu sırada nükleer anlaşmayı destekleyen İran-Batı çevreleri, diplomatik yola dönmenin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyor. UAEA yakın bir zamanda İran’la askıda bekleyen sorunlara kısmi bir çözüm getirildiğini ve bazı denetim ekipmanlarının geri alınabildiğini duyurmuştu. Tahran, Fordo Nükleer Tesisi’nde bulunan yüzde 83,7 oranında zenginleştirilmiş uranyum parçacıkları hakkında UAEA’ya açıklama yaptığını söylemişti.
Bu haftanın başlarında Robert Malley ABD Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) verdiği demeçte, ABD’nin İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak hala diplomatik çözümler aradığını söyledi. Washington, İran’ın ‘nükleer silah elde etmek için adımlar attığı’ sonucuna varırsa, ABD’nin ‘caydırıcı önlemler’ alacağı konusunda uyarıda bulunan Malley, bu durumda ‘askeri seçenek’ de dahil olmak üzere, ‘hiçbir seçeneğin göz ardı edilmeyeceğini’ ve masada olacağını vurguladı.
Müzakereler, İran’ın, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in önerisini reddettiği geçen eylül ayından sonra çıkmaza girmişti. Mart ayında İran’ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani, Fransa, İngiltere ve Almanya’dan yetkililerle görüşmek üzere Oslo’ya gitmişti.
Toplantıdan günler sonra Bakıri Kani, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda “Görüşlerimizi netleştirdik ve bazı yanlış değerlendirmelere karşı uyarıda bulunduk” ifadelerini kullanarak ülkesinin diplomatik yollar da dahil olmak üzere ulusal çıkarlarını ilerletmeye kararlı olduğunu sözlerine eklemişti.
O dönem Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, görüşmelerin, Fordo Nükleer Tesisi’nde müfettişler tarafından bulunan ve yüzde 83,7 saflığa ulaşan (nükleer silah geliştirmek için gereken yüzde 90) uranyum parçacıklarının kökeni hakkında UAEA tarafından yürütülen bir soruşturmada Tahran’dan iş birliği yapmasını istemeye odaklandığını söylemişlerdi.
Kaynaklar, toplantıda başta İran’ın nükleer dosyada gerilimi tırmandırması olmak üzere birkaç dosyanın ele alındığını söylemişlerdi. Avrupalı diplomatların İran tarafına endişelerini ve ülkelerinin tutumlarını ‘açıkça’ dile getirdiklerini belirtmişlerdi. Kaynaklar, toplantının İran nükleer anlaşması ve ona geri dönme olasılığı ile ilgili herhangi bir müzakereyi ele almadığını ifade etmişlerdi.
İki bombaya yetecek kadar uranyum
İran’ın yüzde 60’a varan zenginleştirilmiş uranyum stoku artmaya devam ediyor. UAEA üye devletlere gönderilen üç aylık iki rapordan birine göre şu anda bu stok hemen hemen iki nükleer bomba yapmaya yetiyor.
UAEA üç aylık raporunda, İran’ın tahmini zenginleştirilmiş uranyum stokunun, Tahran ile büyük güçler arasında imzalanan 2015 nükleer anlaşması kapsamında izin verilen sınırın 23 katı olduğunu vurguladı.
Buna göre İran’ın 13 Mayıs’taki toplam zenginleştirilmiş uranyum stokunun 4.744,5 kilogram olduğu tahmin edilirken, anlaşmada izin verilen sınır 202,8 kilogramdı.
UAEA, İran’ın şu anda yüzde 60’a varan oranda zenginleştirilmiş 114,1 kilogram uranyuma ve bir önceki çeyreğe göre 26,6 kilogramlık bir artışla kolayca daha fazla zenginleştirilebilen uranyum hekzaflorür formuna sahip olduğunu belirtti.
Şu anda, yüzde 20’ye kadar zenginleştirilmiş uranyum stoklarının şubat ayındaki son rapordan bu yana 36,2 kilogram artarak 470,9 kilograma ulaştığı tahmin ediliyor.
Reuters Haber Ajansı’na göre, yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş yaklaşık 42 kilogram uranyuma sahip olmak, UAEA tarafından ‘büyük bir miktar’ olarak tanımlanıyor ve bunun ‘nükleer patlayıcı bir cihaz üretme olasılığının göz ardı edilemeyeceği nükleer malzemeye yakın bir miktar’ olduğunu söylüyor.