ABD İran’ın nükleer bomba yapabileceğinden endişeli

Financial Times: Robert Malley ile İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi doğrudan görüşmeler yaptı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile cuma günü Cape Town’da bir araya geldi (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile cuma günü Cape Town’da bir araya geldi (AFP)
TT

ABD İran’ın nükleer bomba yapabileceğinden endişeli

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile cuma günü Cape Town’da bir araya geldi (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile cuma günü Cape Town’da bir araya geldi (AFP)

ABD yönetimi, 2015 nükleer anlaşmasının ‘gündemde olmadığını’ söylerken, İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Emir Said İrevani geçtiğimiz günlerde ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile birkaç görüşme yaptı.

Financial Times’ın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre ABD yönetimine yakın bir kişi, görüşmelerde öncelikle Tahran ile Washington arasında bir tutuklu takası anlaşması imzalanma olasılığı üzerinde durulduğunu ve Washington’un İran’da tutuklu bulunan üç vatandaşını iade etmeye çalıştığını söyledi.

Müzakerelerin geçen mart ayında askıya alınmasından bu yana İranlı yetkililer, ABD tarafıyla tutuklu takası için hazır bir anlaşmanın imzalanması için ısrar ettiler ve bunun sekteye uğramasından ABD tarafını sorumlu tuttular.

Yakın bir zamanda Tahran, Umman arabuluculuğunda Belçika ile önemli bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Brüksel, Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecasteele karşılığında terör suçundan hüküm giymiş diplomat Esedullah Esedi’yi serbest bıraktı. Ayrıca serbest bırakılan bir Danimarkalı ve iki Avusturya-İran vatandaşı da cumartesi sabaha karşı Brüksel’e ulaştılar.

Bu anlaşma, Biden yönetimi üzerindeki ABD’li mahkumları geri alması için baskıyı artıracaktır.

Financial Times kaynakları, bir çeşit geçici anlaşma yapmanın veya her iki tarafın gerilimi azaltmaya yönelerek İran’ın üzerindeki bazı yaptırımların hafifletilmesi karşılığında uranyum zenginleştirme seviyelerini azaltmasının olası seçeneklerden olduğunu söylediler.

Kaynaklar, İran’ın New York’taki BM temsilciliği ile İran dosyasından sorumlu ABD’li yetkili arasında doğrudan bir temas gerçekleştiğini ilk kez ortaya çıkarmıyor. Geçen ocak ayında İran temsilciliği, Iran International tarafından yayınlanan bir haberi yalanlamıştı.

Diplomatik plan

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığına göre, ‘İran’ın nükleer programını agresif bir şekilde genişletmesinin bölgesel bir savaşı getirebileceğine dair korkuların artmasıyla Batılı güçler (ABD’li ve Avrupalı), nükleer faaliyetleri konusunda İran’la nasıl başa çıkılacağına’ ilişkin tartışmaları yeniden başlattı.

Batılı bir diplomat gazeteye, “İran’ın nükleer programının yoldan çıkmasına izin vermek yerine bunun önünü almak için aktif bir diplomatik plana ihtiyacımız olduğuna dair bir görüş birliği var” dedi. Diplomat “Beni endişelendiren şey, İran’daki karar alma sürecinin çok kaotik olması ve bunun İsrail’le savaşa götürme ihtimali” dedi.

Financial Times haberi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Viyana’daki üç aylık toplantısına iki gün kala yayınlandı. Bu sırada nükleer anlaşmayı destekleyen İran-Batı çevreleri, diplomatik yola dönmenin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyor. UAEA yakın bir zamanda İran’la askıda bekleyen sorunlara kısmi bir çözüm getirildiğini ve bazı denetim ekipmanlarının geri alınabildiğini duyurmuştu. Tahran, Fordo Nükleer Tesisi’nde bulunan yüzde 83,7 oranında zenginleştirilmiş uranyum parçacıkları hakkında UAEA’ya açıklama yaptığını söylemişti.

Bu haftanın başlarında Robert Malley ABD Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) verdiği demeçte, ABD’nin İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak hala diplomatik çözümler aradığını söyledi. Washington, İran’ın ‘nükleer silah elde etmek için adımlar attığı’ sonucuna varırsa, ABD’nin ‘caydırıcı önlemler’ alacağı konusunda uyarıda bulunan Malley, bu durumda ‘askeri seçenek’ de dahil olmak üzere, ‘hiçbir seçeneğin göz ardı edilmeyeceğini’ ve masada olacağını vurguladı.

Müzakereler, İran’ın, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in önerisini reddettiği geçen eylül ayından sonra çıkmaza girmişti. Mart ayında İran’ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani, Fransa, İngiltere ve Almanya’dan yetkililerle görüşmek üzere Oslo’ya gitmişti.

Toplantıdan günler sonra Bakıri Kani, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda “Görüşlerimizi netleştirdik ve bazı yanlış değerlendirmelere karşı uyarıda bulunduk” ifadelerini kullanarak ülkesinin diplomatik yollar da dahil olmak üzere ulusal çıkarlarını ilerletmeye kararlı olduğunu sözlerine eklemişti.

O dönem Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, görüşmelerin, Fordo Nükleer Tesisi’nde müfettişler tarafından bulunan ve yüzde 83,7 saflığa ulaşan (nükleer silah geliştirmek için gereken yüzde 90) uranyum parçacıklarının kökeni hakkında UAEA tarafından yürütülen bir soruşturmada Tahran’dan iş birliği yapmasını istemeye odaklandığını söylemişlerdi.

Kaynaklar, toplantıda başta İran’ın nükleer dosyada gerilimi tırmandırması olmak üzere birkaç dosyanın ele alındığını söylemişlerdi. Avrupalı ​​diplomatların İran tarafına endişelerini ve ülkelerinin tutumlarını ‘açıkça’ dile getirdiklerini belirtmişlerdi. Kaynaklar, toplantının İran nükleer anlaşması ve ona geri dönme olasılığı ile ilgili herhangi bir müzakereyi ele almadığını ifade etmişlerdi.

İki bombaya yetecek kadar uranyum

İran’ın yüzde 60’a varan zenginleştirilmiş uranyum stoku artmaya devam ediyor. UAEA üye devletlere gönderilen üç aylık iki rapordan birine göre şu anda bu stok hemen hemen iki nükleer bomba yapmaya yetiyor.

UAEA üç aylık raporunda, İran’ın tahmini zenginleştirilmiş uranyum stokunun, Tahran ile büyük güçler arasında imzalanan 2015 nükleer anlaşması kapsamında izin verilen sınırın 23 katı olduğunu vurguladı.

Buna göre İran’ın 13 Mayıs’taki toplam zenginleştirilmiş uranyum stokunun 4.744,5 kilogram olduğu tahmin edilirken, anlaşmada izin verilen sınır 202,8 kilogramdı.

UAEA, İran’ın şu anda yüzde 60’a varan oranda zenginleştirilmiş 114,1 kilogram uranyuma ve bir önceki çeyreğe göre 26,6 kilogramlık bir artışla kolayca daha fazla zenginleştirilebilen uranyum hekzaflorür formuna sahip olduğunu belirtti.

Şu anda, yüzde 20’ye kadar zenginleştirilmiş uranyum stoklarının şubat ayındaki son rapordan bu yana 36,2 kilogram artarak 470,9 kilograma ulaştığı tahmin ediliyor.

Reuters Haber Ajansı’na göre, yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş yaklaşık 42 kilogram uranyuma sahip olmak, UAEA tarafından ‘büyük bir miktar’ olarak tanımlanıyor ve bunun ‘nükleer patlayıcı bir cihaz üretme olasılığının göz ardı edilemeyeceği nükleer malzemeye yakın bir miktar’ olduğunu söylüyor.



36 bin sözleşmeli sağlık personeli istihdamına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

36 bin sözleşmeli sağlık personeli istihdamına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sözleşmeli 36 bin sağlık personeli istihdamı kapsamındaki sağlık birimlerinin yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı karar Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, yıl sonuna kadar uygulanmak üzere, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde ve hizmet dallarında sağlık hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla sözleşmeli sağlık personeli istihdam edilecek hizmet birimleri yeniden belirlendi.

Karar uyarınca 1 diyetisyen, 9 ebe, 2 hemşire, 25 sağlık memuru, 1 sağlık teknikeri, 3 bin 498 tabip, 32 bin 464 de uzman tabip istihdam edilecek.

İstihdam edilecek personelden 1'i acil sağlık hizmetlerinde, 7'si ilçe sağlık müdürlüğü/ toplum sağlığı merkezlerinde, 8'i sağlık evlerinde, 35 bin 984'ü ise yataklı tedavi birimlerinde görev alacak.


İspanya'da Başbakan Sanchez'in "olası istifa hamlesi" siyasi taktik olarak değerlendiriliyor

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve eşi Maria Begona Gomez Fernandez (Reuters)
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve eşi Maria Begona Gomez Fernandez (Reuters)
TT

İspanya'da Başbakan Sanchez'in "olası istifa hamlesi" siyasi taktik olarak değerlendiriliyor

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve eşi Maria Begona Gomez Fernandez (Reuters)
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve eşi Maria Begona Gomez Fernandez (Reuters)

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in, eşi hakkında "iş dünyasına etki yaptığı ve yolsuzluğa karıştığı" iddialarından dolayı istifa edip etmemeyi düşünme kararanın "siyasi bir taktik" olduğu düşünülüyor.

İspanya'da "sürpriz bir siyasi deprem" olarak tanımlanan Başbakan Sanchez'in istifayı düşünme açıklaması ülkenin ana gündem maddesi oldu.

Basındaki yorumlarda, Sanchez ve yakın çevresinin uzun zamandır bazı basın organları tarafından hedef alındığı, ancak Başbakanın olası bir istifayı düşüneceğini açıklamasının "siyasi bir taktik" olduğu görüşü öne çıkarıldı.

İspanya Başbakanının 29 Nisan'da yapacağı basın toplantısında meclisten bir kez daha güvenoyu isteme yoluna gideceği, azınlık hükümetine dışarıdan destek veren ayrılıkçı Bask ve Katalan siyasi partilerin bir kez daha desteğini alarak, muhalefetteki sağ ve aşırı sağ partilerin suçlamalarını haksız çıkartarak güçlenmiş bir şekilde bu krizden çıkmayı planladığı yorumları yapıldı.

Katalonya'da 12 Mayıs'ta yapılacak yerel parlamento seçimleri öncesinde Sanchez'in bu siyasi hareketinin partisine oy kazandırabileceği de ileri sürülüyor.

Sanchez'in uzun bir süredir muhalefetteki sağ partilerin kullandığı, "hükümetin meşru olmadığı", "Sanchez'e oy verenler ETA teröristi Txapote'ye oy kullanmış olur" şeklindeki suçlamaları artık siyaset dilinden çıkartmayı hedeflediği kaydediliyor.

Bu arada gerek koalisyon hükümetinin bakanları, gerekse Sanchez'in lideri olduğu Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) üst düzey yöneticileri Başbakan'a destek mesajları gönderip görevde kalmasını isteyen açıklamalar yaptı.

Muhalefetteki sağ partiler ise Sanchez'i hedef almaya devam etti. Ana muhalefetteki Halk Partisi'nin (PP) lideri Alberto Nunez Feijoo, Sanchez'i "ciddiyetsizlikle ve mağduru oynamakla" suçladı. Aşırı sağcı Vox'tan gelen açıklamalarda Sanchez'in hemen istifa etmesi gerektiği savunuldu.

- Hükümet kaynakları: "Sanchez'e karşı yürütülen kampanya siyaset dışı"

AA muhabirinin hükümet kaynaklarından aldığı bilgilerde ise Sanchez'in kararının "tamamen bireysel olduğu ve istifanın beklenmediğini" vurgulandı.

Bir hükümet yetkilisi, "Sanchez'e karşı yürütülen kampanyada siyaset dışı bir durum var ve bu demokrasiye de zarar veriyor. Her zaman aynı basın organları, çoğunlukla dijital olanlar bu suçlamaları yapıyor. Ana akım medya ise bunu görmezlikten geliyor." yorumunda bulundu.

- Temiz Eller sendikası, iddialarının doğruluğundan emin değil

Öte yandan Sanchez'in eşi Begona Gomez'e yönelik "nüfuzunu kullanarak bazı iş çevrelerine etki yapmak ve yolsuzluk" suçlamalarını yapan aşırı sağcı "Temiz Eller" sendikası Genel Sekteri Miguel Bernard, bu iddiaları sadece basındaki bilgilere göre, "doğruluğunu bilmeden" ortaya attığını açıkladı.

Savcılık da "suç unsuru teşkil eden herhangi bir delil bulunmadığından" dolayı Başbakan Sanchez'in eşi hakkında açılan soruşturmanın kapatılmasını istedi.

Temiz Eller'in suç duyurusu sonrasında Gomez hakkındaki iddialarla ilgili gizli bir soruşturma açtığı duyurulan hakim Juan Carlos Peinado'nın 10 Mayıs tarihinde söz konusu haberleri yapan gazetecileri dinleyip kararını vermesi öngörülüyor.

- Sanchez'in kamuya açık siyasi görüşmelerini askıya alma kararı

İspanya Başbakanı Sanchez, X hesabından dün yaptığı ve "Vatandaşa mektup" başlığını attığı dört sayfalık açıklamada, muhalefetteki sağ ve aşırı sağ partileri "ülke gerçeğinden çok uzak kalmak, seçim yenilgisi kabul etmemek, meşru hükümete saygı göstermemek ve karikatürü andıran iddialar ortaya atarak, çamur makinesi gibi sürekli kendisine ve etrafındakilere iftira atmakla" suçlamıştı.

"Hükümetin başında devam mı etsem, yoksa bu yüksek onurdan vazgeçsem mi? Buna değer mi sorusunu acilen yanıtlamam gerekiyor." diyen Sanchez, kamuya açık tüm görüşmelerini iptal ettiğini, düşünmesi gerektiğini ve 29 Nisan pazartesi günü kamuoyunun karşısına çıkarak kararını açıklayan bir basın toplantısı yapacağını duyurmuştu.

Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) lideri olan 52 yaşındaki Sanchez, 2018-2019, 2020-2023 ve son olarak Kasım 2023'te kurulan azınlık sol koalisyon hükümetle 3 dönem art arda başbakanlık görevini yürütüyor.

Pedro Sanchez'in 29 Nisan'daki basın toplantısında, şu andaki siyasi ortamda beklendiği gibi meclisten tekrar güvenoyu isteme kararını açıklaması, aksi olup istifa etmesi durumunda da yeni bir hükümet kurulana kadar mevcut hükümetin karar alamadan fiili olarak görevine devam etmesi, yeni hükümet kurulamazsa da erken genel seçime gidilmesi öngörülüyor.

Başbakan Sanchez'in istifası halinde şu anda Senato'da görüşülen ve mayıs ayı sonunda yasalaşması beklenen ayrılıkçı Katalan siyasetçilere af getirilmesiyle ilgili tasarının da kabul edilmemesi bekleniyor.


ABD'nin Columbia Üniversitesinde süren Gazze protestoları diğer okullara da yayılıyor

Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
TT

ABD'nin Columbia Üniversitesinde süren Gazze protestoları diğer okullara da yayılıyor

Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)

ABD'nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi yönetimi ile öğrenciler arasında geçen hafta başlayan Gazze protestosu gerginliği devam ederken, İsrail’in saldırılarına karşı öğrenci protestoları, diğer üniversitelerde de yayılmaya devam ediyor. The City College of New York öğrencileri de Gazze'deki saldırılarına karşı çıkmak ve Columbia'daki öğrencilere destek olmak amacıyla kampüste Gazze Dayanışma Kampı kurdu.


İsrail Refah işgali ile esir anlaşması arasında tereddütte

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
TT

İsrail Refah işgali ile esir anlaşması arasında tereddütte

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)

İsrail, önündeki iki seçenekten hangisini tercih edeceği konusunda tereddüt yaşıyor. Bu seçeneklerden ilki, esir değişimi anlaşmasını kabul etmesi için Hamas üzerindeki baskıyı arttırmak. Diğeri ise Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine geniş çaplı bir askeri operasyon düzenlemek. Bu seçenek de iki risk taşıyor. Birincisi ABD, Mısır ve diğer birçok ülkeyle gerilimin artması, ikincisi ise Hamas'ın bu tür baskılara hiçbir şekilde yanıt vermemesi.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, Bakanlar Kurulu'nun Hamas ile yeni müzakerelerin temelini oluşturması beklenen geniş ana hatların taslağını hazırlamaya başladığını bildirdi.

Müzakereler hakkında bilgi sahibi iki kaynak, bakanların Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Şin-Bet Başkanı Ronen Bar'ın Kahire'de Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptıkları görüşmeler hakkında bilgi aldıklarını belirtti.

İsrail ve Arap medyası, Mısır'ın Halevi ve Bar'a, esir değişimi anlaşmasına varılması amacıyla müzakerelerin canlandırılması karşılığında Refah kentinin işgalinin dondurulmasını öngören bir girişim önerdiğini belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu girişim, Paris Anlaşması temelinde yeni bir anlaşmanın yürürlüğe konmasını içeriyordu. Refah'ın olası bir işgalinden önce gelen Mısır müdahalesi, Hamas'ın saldırganlığı durdurma taahhüdünü ve savaşı durdurmak ve bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacak siyasi süreci başlatmak için kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak uzun bir ateşkese hazır olduğunu ifade ettiği ve daha sonra silahlarını bırakıp siyasi bir parti olacağı sözünü verdiği bir zamanda geldi.

Bu arada aralarında ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya'nın da bulunduğu 18 ülke Hamas'a baskı yapmaya başladı ve ortak bir metinle ‘Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan tüm esirlerin derhal serbest bırakılması’ çağrısında bulundu.

Beyaz Saray tarafından yayınlanan metinde şu ifadelere yer verildi: “Masadaki anlaşma, Gazze Şeridi'nde derhal ve uzun süreli bir ateşkese olanak sağlayacaktır… Söz konusu anlaşma, çatışmaların gerçek anlamda sona ermesine ve Gazze halkının evlerine ve topraklarına dönmesine yol açabilir.”


Irak: Halbusi Sadr'ın senaryosuna yakın

Tekaddüm Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Anbar'ın batısında düzenlenen mitingde destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
Tekaddüm Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Anbar'ın batısında düzenlenen mitingde destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
TT

Irak: Halbusi Sadr'ın senaryosuna yakın

Tekaddüm Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Anbar'ın batısında düzenlenen mitingde destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)
Tekaddüm Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Anbar'ın batısında düzenlenen mitingde destekçileriyle birlikte (Arşiv - X)

Irak Tekaddüm Partisi lideri Muhammed el-Halbusi'ye yakın bir kaynak, el-Halbusi'nin ülkedeki siyasi süreçten çekilmek de dahil olmak üzere dört seçeneği masaya yatırdığını söyledi.

Halbusi'nin geçen yıl Meclis Başkanlığı’ndan azledilmesinden bu yana, parti ile Şii güçler arasında bir kriz patlak verdi ve yerine başkasının seçilmesine yönelik müzakereler sekteye uğradı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynak, partinin masaya dört seçenek koyduğunu doğruladı; parlamentodaki çalışmaları askıya almak, hükümetten çekilmek, koalisyondan (devlet yönetiminden) çekilmek ya da Sadr Hareketi liderinin yaklaşık iki yıl önce yaptığına benzer şekilde her şeyden çekilmek.

Kaynak, “Şii güçler Sünni partilerle takas usulü anlaşıyor, bölünmüşlüğe oynuyor ve bunu kendi lehlerine kullanıyorlar” dedi. Kaynağa göre “geri çekilme seçenekleri mevcut, ancak her birinin kendi maliyeti var ve bu dikkate alınmalı.”

Öte yandan Koordinasyon Çerçevesi içindeki kaynaklar, Hamis el-Hancer liderliğindeki Siyade (Egemenlik) İttifakı Milletvekili Salim el-İsavi'nin meclis başkanlığı için en olası aday olduğunu öne sürdü.


Hizbullah, Kafr Şuba tepelerinde pusu kurarak bir İsrail askeri konvoyunu hedef aldığını duyurdu

Lübnan sınırı yakınındaki Yukarı Celile'de askeri eğitim tatbikatı sırasında havalanan helikoptere bakan İsrailli bir asker (AFP)
Lübnan sınırı yakınındaki Yukarı Celile'de askeri eğitim tatbikatı sırasında havalanan helikoptere bakan İsrailli bir asker (AFP)
TT

Hizbullah, Kafr Şuba tepelerinde pusu kurarak bir İsrail askeri konvoyunu hedef aldığını duyurdu

Lübnan sınırı yakınındaki Yukarı Celile'de askeri eğitim tatbikatı sırasında havalanan helikoptere bakan İsrailli bir asker (AFP)
Lübnan sınırı yakınındaki Yukarı Celile'de askeri eğitim tatbikatı sırasında havalanan helikoptere bakan İsrailli bir asker (AFP)

Hizbullah, Perşembe gecesi Kafr Şuba tepelerindeki Ruveysat el-Alem yakınlarında karmaşık bir pusuyla bir İsrail askeri konvoyunu hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah tarafından yapılan açıklamada, pusunun iki İsrail aracının imha edilmesiyle sonuçlandığı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın aktardığı açıklamada, Hizbullah savaşçılarının Ruveysat el-Alem yakınlarında bir konvoya güdümlü füzeler, toplar ve roketlerle karmaşık bir pusu hazırladığı belirtildi.

Açıklamanın devamında “Konvoy, iki aracın imha edilmesine yol açan güdümlü füzeler, toplar ve roketlerle hedef alındı. Düşman kayıpları geri çekmek için bir sis perdesi oluşturmaya çalıştı” ifadeleri yer aldı.


Husiler bir İsrail gemisine saldırdığını ve Eilat'taki hedefleri bombaladığını duyurdu

Ticari gemileri Husi saldırılarından korumak için Kızıldeniz'de bulunan bir Amerikan destroyeri (ABD Ordusu)
Ticari gemileri Husi saldırılarından korumak için Kızıldeniz'de bulunan bir Amerikan destroyeri (ABD Ordusu)
TT

Husiler bir İsrail gemisine saldırdığını ve Eilat'taki hedefleri bombaladığını duyurdu

Ticari gemileri Husi saldırılarından korumak için Kızıldeniz'de bulunan bir Amerikan destroyeri (ABD Ordusu)
Ticari gemileri Husi saldırılarından korumak için Kızıldeniz'de bulunan bir Amerikan destroyeri (ABD Ordusu)

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, unsurlarının Aden Körfezi’nde bir İsrail gemisini hedef aldığını duyurdu.

Seri yaptığı açıklamada, milislerinin Aden Körfezi'ndeki İsrail gemisi MSC Darwin'i bir dizi füze ve insansız hava aracıyla (İHA) hedef aldığını belirtti.

Seri, milislerinin ‘İsrail'in güneyindeki Ummu’r Reşraş (Eilat) bölgesinde İsrail’e ait hedefleri’ bir dizi balistik ve kanatlı füzeyle hedef aldığını bildirdi.

Açıklamanın devamında Husi grubunun ‘İsrail'in, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'ndaki seyrüseferini engellemeye’ devam edeceği vurgulandı ve İsrail hedeflerine karşı daha fazla askeri operasyon gerçekleştirme sözü verildi.

İran destekli Husiler aylardır İsrail'e gittiğini söylediği gemileri ve bölgedeki bazı savaş gemilerini hedef alıyor. Husiler bu operasyonları, Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla gerçekleştirdiklerini söylüyor.

Diğer taraftan ABD ve İngiliz hava kuvvetleri zaman zaman Yemen'deki Husi hedeflerine hava saldırıları düzenliyor.


ABD Gazze'de iskele inşasına başladı

Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
TT

ABD Gazze'de iskele inşasına başladı

Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, ABD ordusunun beklenen bir hamleyle Gazze Şeridi'ne insani yardımların girmesini sağlayacak bir iskele inşa etmeye başladığını ve iskelenin Mayıs ayı başında faaliyete geçmesinin planlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre ABD Başkanı Joe Biden mart ayında, ABD ordusunun Gazze'nin Akdeniz kıyısında insani yardımların deniz yoluyla ulaştırılması için geçici bir iskele inşa edeceğini açıklamıştı.

İskele, İsrail'in bölgeyi harap eden ve 2,3 milyon kişiyi insani bir felakete sürükleyen savaşından altı ay sonra, Gazze Şeridi'nde kıtlığı önleme girişiminin bir parçası.

Sahada ABD askeri yok

Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder gazetecilere verdiği demeçte, “USNS Benavidez de dahil olmak üzere, ABD askeri gemilerinin denizdeki geçici iskelenin ilk aşamasının inşasına başladığını teyit edebilirim” dedi.

dfvgf
Gazze limanının uydu görüntüsü (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi'nin kıtlıkla karşı karşıya olduğu uyarısında bulunarak, Gazze Şeridi boyunca yardım erişiminin ve dağıtımının önündeki ‘büyük engellerden’ şikâyet etti.

Yardım kuruluşları ve Biden yönetimi, İsrail'e Gazze'ye yardım malzemelerinin ulaştırılmasını kolaylaştırması ve konvoylarına Gazze Şeridi içinde güvenli geçiş izni vermesi çağrısında bulundu.

Ryder, Pentagon'un Gazze'de iskele inşaat alanında küçük hasara neden olan bir tür havan topu saldırısını takip ettiğini söyledi. Ancak ABD güçlerinin henüz o bölgeye bir şey taşımaya başlamadığını ve sahada ABD askeri bulunmadığını da belirtti.

ABD'li yetkililer iskele çalışmasının, savaştan zarar görmüş Gazze Şeridi'nde ‘ordu güçlerinin karada konuşlanmasını’ içermediğini söyledi. Ancak ABD askerleri, İsrail güçleri tarafından denetlenecek olan iskelenin inşası sırasında Gazze Şeridi civarında bulunacak.

Pentagon'un daha önce yaptığı açıklamaya göre Gazze Şeridi'ne ulaşan yardımın dağıtımı muhtemelen sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilecek.

İsrail'in onayı

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee dün yaptığı açıklamada, ordunun, Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini genişletmeye yönelik yeni ABD girişimini onayladığını ve buna katılacağını söyledi.

Adraee, X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun girişime güvenlik ve lojistik destek sağlanacağını belirtti.

Adraee, ordunun bu girişime katılmasının, Gazze Şeridi'ndeki sivil halka insani yardım ulaştırılması için uluslararası kuruluşlarla ortaklaşa yürütülen çalışmaları onayladığına dikkat çekti.


ABD'li Senatör Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt, Gazze gösterilerine destek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD'li Senatör Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt, Gazze gösterilerine destek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'li Senatör Sanders, Gazze eylemlerini "antisemitik" olmakla suçlayan Netanyahu'ya sert sözlerle yüklenerek,"Hayır Bay Netanyahu, sizin hükümetinizin 34 binden fazla Filistinliyi öldürmesine dikkat çekmek antisemitizm değildir." dedi.

ABD Senatosundaki önemli Yahudi isimlerden biri olan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'deki politikalarını eleştirdi.

Sanders, Amerikan üniversite kampüslerinde yayılan Gazze'ye destek ve İsrail'e tepki gösterilerini "antisemitik" olmakla suçlayan Netanyahu'ya, "Hayır Bay Netanyahu, 6 aydan daha kısa bir zamanda sizin aşırılıkçı hükümetinizin, yüzde 70'i kadın ve çocuk 34 binden fazla Filistinliyi öldürmesine ve 78 binden fazlasını yaralamasına dikkat çekmek antisemitizm ya da Hamas yanlısı olmak değildir." diye seslendi.

Sanders, Netanyahu yönetiminin Gazze'deki 221 binden fazla evi yerle bir ettiğini ve 1 milyondan fazla kişiyi evsiz bıraktığını kaydederek, bu saldırılarda Gazze'nin elektrik, su ve kanalizasyon altyapısının tamamen yok edildiğine dikkati çekti.

"Eylemlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmak antisemitizm değildir"
Yahudi karşıtlığının çok kötü bir bağnazlık olduğunu ve milyonlarca kişiye zarar verdiğini hatırlatan Sanders, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

"Ancak lütfen aşırılıkçı ve ırkçı hükümetinizin ahlaksız ve yasa dışı savaş politikalarından dikkatimizi başka yere çekmeye çalışarak Amerikan halkının zekasıyla alay etmeyin. İsrail mahkemelerinde karşılaştığını suçlamalardan dikkati kaydırmak için antisemitizmi kullanmayın. Eylemlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmak antisemitizm değildir."

ABD'li senatör, "Sizin hükümetinizin Gazze'deki sağlık sistemini yok ettiğini, 26 hastaneyi kullanılamaz hale getirdiğini ve 400'den fazla sağlık çalışanını öldürdüğünü söylemek antisemitizm değildir. Yönetiminizin Gazze'deki 12 üniversitenin ve 56 okulun tamamını yıkıma uğratmasını ve 625 bin öğrenciyi eğitimden mahrum bırakmasını kınamak antisemitizm değildir." ifadelerini kullandı ve İsrail'in uluslararası hukuku ve ABD hukukunu açıkça çiğnediğini söyledi.

İsrail Başbakanı Netanyahu, önceki gün yayınladığı bir video mesajda, Amerikan üniversitelerinde yayılan Gazze'ye destek gösterilerinin "Yahudi karşıtı gösteriler olduğunu" ve "Biden yönetiminin antisemitizme karşı gereken adımları atması gerektiğini" savunmuştu.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson da dün protestoların başladığı yer olan Columbia Üniversitesini ziyaret ederek burada bir konuşma yapmış ve "üniversitelerin antisemitik eylemlere izin vermemesi gerektiğini" savunmuştu.


Suudi-Yemen toplantısında ikili ilişkilerin geliştirilmesi görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
TT

Suudi-Yemen toplantısında ikili ilişkilerin geliştirilmesi görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Perşembe), Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani ile ikili ilişkileri ve ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirme ve geliştirmenin yollarını görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan, Dr. Al-Zindani'yi Riyad'da kabul etti. Görüşmede Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir de bulundu.

xrgth5
Suudi Dışişleri Bakanı ile Yemenli mevkidaşının Riyad'daki görüşmesinden (SPA)