Mahkeme kararının ardından Yemenli tüccarlar ve Husiler arasındaki anlaşmazlık yeni bir aşamaya girdi

Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası, merkezini milislerin elinde alma sözü verdi

Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş liderliği, Husilerle çatışmaya öncülük ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)
Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş liderliği, Husilerle çatışmaya öncülük ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)
TT

Mahkeme kararının ardından Yemenli tüccarlar ve Husiler arasındaki anlaşmazlık yeni bir aşamaya girdi

Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş liderliği, Husilerle çatışmaya öncülük ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)
Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş liderliği, Husilerle çatışmaya öncülük ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)

Yemen’in başkenti Sana’da, uluslararası alanda tanınmayan darbeci hükümetin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Husilere bağlı Yemen Yüksek Mahkemesi tarafından çıkarılan bir kararı reddetmesi üzerine tüccarlar ile Husi liderliği arasındaki anlaşmazlık yeni bir aşamaya girdi. Söz konusu karar, Husi grubunun Ticaret ve Sanayi Odası’na yeni bir liderlik atamasına ilişkin talimatlarını geçersiz kılıyor. Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, seçilmiş liderliği pozisyonuna geri getirmek ve kurumun müdahaleler ve diktelerden bağımsızlığını korumak için gerekli tüm adımları atacağına söz verdi.

Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Yüksek Mahkeme tarafından çıkarılan karardan iki gün sonra yaptığı açıklamada, kurulun Oda’nın yönetiminden vazgeçtiğine dair söylentilerin doğru olmadığını ve amacın, darbeci hükümetin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan utanç verici ve kınanması gereken gayrimeşru davranışı temize çıkarmak olduğunu vurguladı.

Açıklamada tüccar kesime, Yönetim Kurulu’nun yanında olduğu, hakkın hak sahibine geri verilmesi ve yanlışın düzeltilmesi için her türlü gerekliliğin yerine getirileceği ve Ticaret ve Sanayi Odası’nın müdahaleler ve diktelerden bağımsız kalacağı konusunda güvence verildi.

Sana Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Oda binasına baskın yapanların buradaki mühürlere ve tüm belgelere el koyduğunu doğruladı. Zorla dayatılan yeni yönetim kurulunu “iradesi çalınmış” olarak nitelendirerek “üyelerinin çoğunun Ticaret ve Sanayi Odası Genel Kurulu’nun dışından olup böyle bir şeyin daha önce Yemen’de hiç yaşanmadığını” kaydetti.

Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, açıklamasının devamında Husi Sanayi Bakanlığı’nı kanunları çiğnemek ve göz ardı etmekle suçladı. Ayrıca darbeci Husi hükümetinin Sanayi ve Ticaret Bakanı pozisyonunda bulunan Husi lideri Muhammed Mutahhar’ı en üst düzey yargı otoritesine meydan okumakla suçladı.

Husiler, yaptıkları davranışların geçersiz olduğu yönündeki karara rağmen Ticaret ve Sanayi Odası binasını kontrol ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)
Husiler, yaptıkları davranışların geçersiz olduğu yönündeki karara rağmen Ticaret ve Sanayi Odası binasını kontrol ediyor (Ticaret ve Sanayi Odası)

Sana’daki Yemen Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş liderliği, Husi bakanın, Husilere bağlı Yüksek Mahkeme’nin Anayasa Dairesi’nin çıkardığı kararı hiçe saydığını söyledi. Söz konusu kararda “Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçilmiş Yönetim Kurulu, ülkedeki olağanüstü ve mücbir sebeplerden ötürü yeni bir Yönetim Kurulu seçiminin yapılamaması nedeniyle, yasal olarak Ticaret ve Sanayi Odası işlerini yürütme yetkisine sahip olup bu görevleri yerine getirmekle görevlidir” ifadeleri yer aldı.

Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu, özel sektörün en karanlık günlerde ülkeye hizmet etmedeki rolünden bahsetti. Ülke ekonomisini korumanın yükünü tek başına sırtlandığını, bu uğurda büyük fedakarlıklar yaptığını, geçtiğimiz yıllarda ülkenin tüm illerinde özel sektörün birliğine önem verdiğini, bu sektörü herkese zarar verecek parçalanma ve çatışma tehlikesinden uzak tuttuğunu ve gelecek için güvenilir kıldığını belirtti.

Darbeci Husi hükümetinin başkanı Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası liderliğine karşı yapılan darbeyi tebrik ediyor (Husi medyası)
Darbeci Husi hükümetinin başkanı Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası liderliğine karşı yapılan darbeyi tebrik ediyor (Husi medyası)

Açıklamada, özel sektörün bu önemli rolüne rağmen sektörün Husilerden yalnızca haksızlık gördüğü vurgulandı. Husilerin atadığı yönetim kurulunun yaptığı her şeyin “yalnızca sorumluları temsil ettiğini, Yemenli işadamları ve tüccarların çıkarlarını temsil etmediğini ve herhangi bir sorumluluk taşımadığını” vurguladı.

Başkent Sana’daki Husilere bağlı Yüksek Mahkeme’nin Anayasa Dairesi, milislerin hükümetinin Sanayi ve Ticaret Bakanı’nın Ticaret ve Sanayi Odası’na yeni bir yönetim kurulu atanmasına ilişkin verdiği talimatı geçersiz kılan bir karar çıkarmıştı. Bakanın adımı, “kanunlara aykırı ve ticaret ve sanayi sektörünün isteklerine karşı bir adım” olarak değerlendirilmişti.

Bu ayın başlarında Husilerin liderlerinden Muhammed Mutahhar, darbeci Husi hükümetinin başkanı Mehdi el-Meşat’ın onayıyla Sana’daki Ticaret ve Sanayi Odası binasını basma görevini üstlenerek milislerden bir lideri yeni yönetim kurulunun başına getirmişti. Bu, Ticaret Odaları Birliği’nin, milislerin ticaret sektörüne karşı yaptığı keyfi uygulamaları ve farklı adlar altında uygulanan vergileri eleştirdiği bir açıklamasına misilleme olarak gelmişti.



The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
TT

The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)

İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'a, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı.

Gazete, Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Mike Waltz'un UCM'nin ‘güvenilirliği olmadığını’ söylediğini ve Trump yönetimi 20 Ocak'ta göreve başladığında ‘mahkemenin anti-Semitik önyargısına güçlü bir yanıt’ sözü verdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre Kerim Han, Trump tarafından yaptırım uygulanması hedeflenen yetkililer arasında yer alıyor.

İsrail gibi ABD de Lahey merkezli mahkemenin otoritesini tanımıyor. Üst düzey Cumhuriyetçiler yakalama kararlarına tepki olarak UCM'nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.

Diğer yandan Han, reddettiği cinsel suiistimal iddiaları nedeniyle soruşturma geçiriyor.

Trump, görevdeki ilk döneminde, Afganistan'da ABD güçleri tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle UCM'nin eski başsavcısına yaptırım uyguladı.

O dönemde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, UCM’yi ‘tamamen yozlaşmış bir kurum’ olarak tanımladı.

ABD Başkanı Joe Biden 2021'de göreve geldiğinde UCM Savcısı Fatou Bensouda'ya yönelik seyahat yasağını da içeren yaptırımları iptal etti. Ancak Trump'ın UCM'nin İsrail'e yönelik tutumuna tepki olarak aynı stratejiyi yeniden uygulayabileceği yönünde spekülasyonlar var.

dfvgb
Donald Trump (Reuters)

Trump ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak UCM tarafından yürütülen soruşturmalardan ABD'nin katılımını ve kaynaklarını çekebilir.

Han ve ekibine uygulanacak herhangi bir yaptırım, İngiltere'nin yeni Başbakanı Keir Starmer'ın yakalama emirlerine uymayı seçmesi halinde İngiltere ile Trump arasındaki ilişkileri tehlikeye atabilir.

Birleşik Krallık İsrail Başbakanı’nı gözaltına alıp almama konusunda tereddüt yaşarken, ABD Lahey merkezli mahkemeye karşı uluslararası bir tepkiye öncülük ediyor. İngiltere UCM’ye saygı duyduğunu ifade ederken, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağını söylemeyi ise reddediyor.

İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, tüm ülkeleri UCM'nin Netanyahu'yu yakalamaya yönelik ‘saçma’ kararını reddetmeye çağırdı.

Hotovely, Telegraph gazetesine yazdığı makalede UCM’yi ‘Hamas ile ortak bir zemin bulmakla’ suçladı. Makalede, “Mahkemenin saçma kararını reddeden ABD ve diğer müttefiklerine teşekkür ediyor ve diğer ülkeleri de bu adaletsizliği reddetme konusunda aynı şekilde davranmaya çağırıyoruz. UCM, halkını savunmak isteyen her demokratik liderin mahkemenin hedefi haline gelebileceğini göstermiştir” ifadeleri yer aldı.

Almanya, UCM üyesi olmasına rağmen Nazi geçmişi ve Yahudi devletiyle olan özel ilişkisi nedeniyle Netanyahu'yu gözaltına almayacağının sinyalini verdi.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Yakalama kararı, UCM'nin 22 yıllık tarihinde yargıçların Batı destekli bir devletin liderini ilk kez gözaltına almaya kalkışması anlamına geliyor.

Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu UCM’ye üye 124 ülke, yakalama kararlarının uygulanmasından sorumlu.

Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmüşlüğün bir işareti olarak İrlanda, İtalya ve Hollanda, Netanyahu'nun kendi topraklarına ulaşması halinde gözaltına alma sözü verdi. Fransa ise UCM’nin tutumunu doğruladı, ancak Netanyahu'nun sınırlarını geçmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Macaristan da dahil olmak üzere 27 üye ülkenin yakalama kararlarını uygulamakla yükümlü olacağını doğruladı.