İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu, Lübnan’ın sınır bölgelerinin derinliklerine nüfuz etme girişimleriyle birlikte bubi tuzakları kurarak ve yerleşim bloklarını havaya uçurarak köylerin tamamını ‘haritadan silme’ politikasını sürdürdü. Geçtiğimiz birkaç saat içinde Deyr Seriyan ve Adeyse beldelerinde tam bir yok etme politikası yürütüldü. İsrailliler tarafından gerçekleştirilen patlamalar, sınırın her iki tarafındaki komşu beldelerin sakinlerinin adeta deprem olduğunu düşündükleri şiddetli sarsıntılara ve patlama seslerinin duyulmasına neden oldu. İşgal ordusu ayrıca Adeyse beldesinde dikenli tel örgülere yakın mahallelerdeki evleri havaya uçurdu ve yıktı.

İsrail ordusunun sınır bölgesindeki evleri ve yerleşim bloklarını havaya uçurma ve dümdüz etme planını uyguladığı görüldü. Bundan birkaç hafta önce uygulamaya konulan plan, Muhaybib, Meys el-Cebel, Ayta eş-Şa’ab, Ramiye ve Bileyda köylerini de etkiledi.

Öte yandan Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki şehirlere yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Hizbullah, İsrailliler üzerinde ‘ateşle baskı kurmak’ amacıyla Kiryat Şemune, Mitzva, Ga'aton Yesod HaMa'alah ve Hayfa'nın kuzeyindeki Krayot banliyösü olmak üzere en az beş yerleşim bölgesini hedef aldığını duyurdu.

Diğer taraftan İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah tarafından inşa edilen stratejik bir yeraltı askeri tesisini ‘400 ton patlayıcı ile imha ettiğini’ açıkladı. Açıklamada tesisin bir buçuk kilometreden daha uzun bir tünel içine inşa edilmiş olduğu belirtildi.



Peru'da eşsiz arkeolojik keşif: Antik Moçe kraliçesinin taht odası bulundu

MS 7. yüzyılda yaşayan kadın hükümdarın tasvirleri taht odasının duvarlarını süslüyor (Lisa Trever)
MS 7. yüzyılda yaşayan kadın hükümdarın tasvirleri taht odasının duvarlarını süslüyor (Lisa Trever)
TT

Peru'da eşsiz arkeolojik keşif: Antik Moçe kraliçesinin taht odası bulundu

MS 7. yüzyılda yaşayan kadın hükümdarın tasvirleri taht odasının duvarlarını süslüyor (Lisa Trever)
MS 7. yüzyılda yaşayan kadın hükümdarın tasvirleri taht odasının duvarlarını süslüyor (Lisa Trever)

Peru'da 1300 yıl önce yaşamış kadın bir Moçe hükümdarına ait taht odası bulundu. 

Moçe halkı, özellikle MS 1 ila 8. yüzyıllarda Peru'nun kuzey kısmında yaşıyordu. Süslü bina ve mezarların yanı sıra insan yüzlerini tasvir eden seramikler gibi detaylı sanat eserleri yapmalarıyla biliniyorlar.

Peru'daki arkeolojik kazı alanı Pañamarca'nın 1950'lerdeki keşfinden beri Moçe kültürüne ait çeşitli sanat eserleri ortaya çıkıyor. 

Bu halkın kadın hükümdarlara aşina olduğu bilinse de daha önce kadın bir hükümdara ait bir taht odası bulunmamıştı. 

2018'de başlayan bir çalışma kapsamında Pañamarca'da kazılar yürüten ekip, duvarları sanat eserleriyle süslü bir taht odası keşfetti. 

Keşfi temmuzda yapan ekibin geçen ayki açıklamasına göre odanın sütunlarında, duvarlarında, hatta tahtın üzerinde kadın hükümdarın resimleri var. 

Açıklamada, İnka öncesi Peru'da başka kadın hükümdarlar olduğu bilinmesine rağmen "bir kraliçeye ait taht odasının daha önce ne Pañamarca'da ne de antik Peru'nun başka bir yerinde görüldüğü" ifade ediliyor.

MS 7. yüzyılda yaşadığı düşünülen kraliçeyi çeşitli şekillerde tasvir eden eserlerin birinde kadın, taç giymiş ve kadeh kaldırırken görülüyor.
 

deved
Duvar resimlerinden birinde tahttaki hükümdar kadın, kuşa benzeyen bir adamla konuşuyor (Lisa Trever)

Araştırmacılar ayrıca hükümdara ait olabilecek insan saçı da bulduklarını ve DNA testi yapmayı planladıklarını söylüyor. 

Özellikle insan saçı ve tahtın aşınması, gerçek bir kişi tarafından kullanıldığını gösteriyor. 

Taht odasının duvarlarına, sütunlarına, tahtın kendisine resmedilen sanat eserleri arasında hilal, deniz ve deniz yaratıkları da göze çarpıyor. 

Columbia Üniversitesi'nden sanat tarihçisi Lisa Trever "Pañamarca bizi şaşırtmaya devam ediyor" diyerek ekliyor: 

Sadece ressamlarının bitmek bilmeyen yaratıcılığıyla değil, aynı zamanda eserleriyle antik Moçe dünyasındaki cinsiyet rollerine dair beklentilerimizi altüst ederek de bunu yapıyor.

Hükümdarın kalıntıları veya mezarı henüz bulunmadı. Kazılara liderlik eden antropolog Michele Koons, kraliçenin mezarının yağmalanmış olabileceğini düşünüyor.

Koons, Moçe'nin kadın hükümdarlarıyla ilgili bilgilerin genellikle mezarlardan edinildiğini de ekliyor. 

Yüksek rütbeli kadın mezarlarının muhtemelen yanlış tanımladığını da belirten antropolog, "Yüksek statüye sahip Moçe erkeklerinin gömüleri çoğu zaman 'lord', kadınlarsa 'rahibe' diye tanımlanıyor" diyor. Ancak bu 'rahibelerin' bir kısmı aslında hükümdar olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, Popular Mechanics, Panamarca.org