Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Zelensky "gerçek olmayan silah eksikliği”ni eleştirdi

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
TT
20

Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)

Kiev güçleri, Ukrayna'nın doğusundaki Avdiivka şehrinden askerlerinin çoğunun hayatını “korumak” amacıyla çekildiklerini duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimindeki askeri komutanlar şehrin Moskova güçlerinin eline geçmesinden bir gün önce, şehrin düşüşünün Ukrayna savunmasının çökmesine neden olacağına dair kötümserdi.

Telegram üzerinden açıklama yapan bölgedeki Ukrayna kuvvetlerinin komutanı General Oleksandr Tarnavsky, kuvvetlerinin büyük oranda tahrip olmuş bu sanayi şehrinin yakınında kuşatılmaktan kaçındığını ifade etti. Savaşın başlamasının ikinci yıldönümünde ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeniden seçilmeye hazırlanmadan önce sadece Ukrayna ile değil, tüm Batı ile olan çatışmada politikalarının doğruluğuna dair kesin “kanıt” sağlamak için şehri ele geçirmeyi hedeflemesinin uzun zaman önce Moskova'nın planladığı Rus saldırısı olması Pentagon yetkililerinin endişelerini arttırdı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Münih Güvenlik Konferansı'nda Avdiivka'dan çekilmenin "en fazla sayıda hayatı kurtarabilmek için doğru bir karar" olduğunu söyledi: "Kuşatılmaktan kaçınmak için diğer sınırlara geri çekilmeye karar verdik" dedi.

Zelensky, toplananlara açıkça “gerçek dışı” olarak tanımladığı silah eksikliğini giderme çağrısında bulunarak: “Maalesef Ukrayna'da, özellikle topçu ve uzun menzilli silahların kapasite eksikliği göz önüne alındığında, gerçekçi olmayan silah temin edilememe durumunda tutmak, Putin'in mevcut savaşın temposuna ayak uydurmasını sağlıyor. Demokrasinin zamanla kendi kendine zayıflaması da ortak kararlılığımızı baltalıyor” dedi.

Rusya Ukrayna’yı neden işgal etti

Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından Ukrayna üzerindeki Rusya nüfuzu aşamalı olarak azalmaya başladı. Kiev

Hükümeti Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç’e karşı Avrupa Birliği yanlısı hükümeti destekleyen halk hareketinin Kasım 2013’te başlattığı ve Onur Devrimi olarak adlandırılan gösteriler sonrası Yanukoviç Moskova’ya kaçmak zorunda kaldı.

Moskova Ukrayna’yı ekonomik ablukaya aldıktan sonra 2014’te Kırım’ı işgal etti. Rusya ayrıca 2015’te Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıları destekleyerek Donetsk ve Donbass bölgelerini işgal etti.

21 Şubat 2022’de Putin yönetimi Ukrayna’yı topyekun işgal kararı aldı. Kiev güçlerinin savunması karşısında planını ilerletemeyen Rusya ülkenin doğu kesimlerinde saldırılarını sürdürüyor.



ABD'de federal yargıç, Türk öğrenci Öztürk’ün tutukluluk duruşmasının 'anayasal bir krizi’ tetikleyip tetikleyemeyeceğini sordu

Massachusetts'teki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ün gözaltına alındığını anlara dair güvenlik kamerası görüntüsü, 25 Mart 2025 (AP)
Massachusetts'teki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ün gözaltına alındığını anlara dair güvenlik kamerası görüntüsü, 25 Mart 2025 (AP)
TT
20

ABD'de federal yargıç, Türk öğrenci Öztürk’ün tutukluluk duruşmasının 'anayasal bir krizi’ tetikleyip tetikleyemeyeceğini sordu

Massachusetts'teki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ün gözaltına alındığını anlara dair güvenlik kamerası görüntüsü, 25 Mart 2025 (AP)
Massachusetts'teki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rumeysa Öztürk'ün gözaltına alındığını anlara dair güvenlik kamerası görüntüsü, 25 Mart 2025 (AP)

ABD'nin Vermont eyaletindeki bir federal yargıç dün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Tufts Üniversitesi'nde okuyan bir Türk öğrenciyi göçmen gözaltı merkezinden serbest bırakmayarak ‘anayasal bir krizi’ tetikleyip tetiklemeyeceğini sorusunu gündeme getirdi.

ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı William Sessions, Vermont eyaletinin Burlington şehrindeki duruşma sırasında, yetkililere Rumeysa Öztürk'ün yaklaşık üç haftadır tutulduğu Louisiana gözaltı merkezinden geçtiğimiz ay tutuklanmasının ardından kısa bir süre gözaltında tutulduğu Vermont'a nakledilmesine karar verebileceğini belirttiğinde söz konusu olasılığı gündeme getirdi.

Yargıç Sessions, Massachusetts'teki bir federal yargıcın davayı reddetmek ya da ABD Adalet Bakanlığı'nın istediği gibi Louisiana'ya göndermek yerine Vermont'a nakletmesinin ardından 30 yaşındaki öğrencinin tutukluluğuna itiraz eden davasındaki tartışmaları dinledi.

Öztürk'ün Boston'un banliyösü Somerville'de bir sokakta maskeli polis memurları tarafından gözaltına alınışını gösteren ve yaygın bir şekilde paylaşılan video görüntüleri, Öztürk'ün durumunu Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ın ABD’deki üniversite kampüslerinde İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını protesto eden Filistin yanlısı aktivistleri sınır dışı etme çabalarının yüksek profilli bir örneği haline getirdi.

Vermont Başsavcı Vekili Michael Drescher, davanın Vermont'a ait olmadığını ve ABD Kongresi'nin yürütme organına göçü denetleme konusunda verdiği ‘geniş takdir yetkisinin’ Yargıç Sessions'ın Öztürk’ü serbest bırakma yetkisine sahip olmadığı anlamına geldiğini savundu.

Eski başkanlardan Demokrat Partili Bill Clinton tarafından atanan Yargıç Sessions, davanın ‘belirsiz bir hukuk alanı’ içerdiğini kabul etti, ancak Drescher'in argümanının, Öztürk lehine karar vermesi halinde yönetimin ne yapacağına ilişkin temel bir soruyu gündeme getirdiğini söyledi.

Yargıç Sessions, “Eğer yönetim ‘Hayır, serbest bırakılamaz çünkü ihlal edilemeyecek bir göçmenlik tutuklama emrimiz var ve serbest bırakılmayacak' derse, o zaman kendimizi anayasal bir krizin içinde buluruz” ifadelerini kullandı.

Bunun herhangi bir şekilde ‘mahkeme kararına uymayacakları’ şeklinde algılanmasını istemediğini belirten Drescher, ancak yasanın Öztürk'ün kefalet başvurusunu Sessions'a değil, bir göçmenlik hakimine yapması gerektiği konusunda açık olduğunu belirterek “Bunu ben söylemiyorum, Kongre söylüyor” dedi.

ABD makamlarının Öztürk'ün vizesini iptal etmek için gösterdikleri tek gerekçe, Öztürk'ün Tufts Üniversitesi'nin Gazze’deki savaşın başlamasından sonra İsrail'le bağlantılı şirketlerden ayrılma ve ‘Filistin soykırımını tanıma’ yönündeki öğrenci çağrılarına verdiği yanıtı eleştiren bir köşe yazısı kaleme almış olması.

Öte yandan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) avukatları, Öztürk’ün tutukluluğunun ABD Anayasası uyarınca ifade özgürlüğü ve yasal süreç haklarının açık bir ihlali olduğunu ve derhal serbest bırakılması gerektiğini savunuyor.