Esed: Siyasi, kültürel ve ekonomik güvence olarak Doğu ülkeleriyle ilişkileri güçlendirme konusunda daha kararlıyız

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Çin Başbakanı Li Qiang Pekin’de (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Çin Başbakanı Li Qiang Pekin’de (Reuters)
TT

Esed: Siyasi, kültürel ve ekonomik güvence olarak Doğu ülkeleriyle ilişkileri güçlendirme konusunda daha kararlıyız

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Çin Başbakanı Li Qiang Pekin’de (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve Çin Başbakanı Li Qiang Pekin’de (Reuters)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, ülkesi ile Çin arasındaki ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirme arzusunu dile getirerek, Şam’ın siyasi, kültürel ve ekonomik güvence olarak Doğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme konusunda daha kararlı olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l-Arabi Haber Ajansı’ndan (AWP) aktardığı habere göre, Suriye Devlet Başkanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, Esed’in, Çin Başbakanı Li Qiang ile bugün Çin’in başkenti Pekin’de görüştüğü bilgisi verildi.

Açıklamada, Esed’in görüşmede, deprem felaketi ve teröre karşı mücadelede ülkesine verdiği destekten dolayı Çin hükümetine teşekkür ettiği ifade edildi.

Suriye Devlet Başkanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ekonomik ve kültürel alanlarda iş birliğini geliştirmek ve Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında ortak yatırım projeleri oluşturmak amacıyla önerdiği üç girişim sayesinde daha güçlü bir şekilde gelişebileceğini vurguladı.

Çin Başbakanı Li Qiang ise, iki ülkenin ortak çıkarlarının korunması için daha fazla koordinasyon ve iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Suriye’ye verilen desteğin devam edeceğini dile getirdi.

Başbakan, ülkesinin, Suriye’nin yeniden inşası ve istikrarın tesisi konusunda destek sağlamak amacıyla, Esed ve Cinping arasındaki toplantı sırasında stratejik ilişkiler kurulduğunu duyurma fırsatını değerlendirmeye istekli olduğunu da sözlerine ekledi.



Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
TT

Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)

Filistinli bir anne, İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan oğlunu rahatlatmak için yerel bir Filistin radyosuna başvurmaktan başka bir yol bulamadı.

Derin üzüntü dolu bir sesle “Ben mahkûm Ahmed Muhanned'in annesiyim. Nasılsın oğlum, ne yapıyorsun?” dedi. Umut ve korkuyla karışık duygularını toparlamaya çalışırken bir an sessizlik oldu. Sonra şöyle devam etti: “Oğlum, biz iyiyiz, durumunuzu ve koşullarınızı öğrenmek için her gün avukatla iletişim kurmaya çalışıyoruz.” Sessizlik tekrarlanıyor, ardından yayınların cevap vermeyeceğini bildiği bir soru soruyor: “Nasılsın oğlum?”

Anne yine yarım kalan çağrısının gerçekliğini fark ediyor ve devam ediyor: “Serbest bırakılan mahkûmlardan duyduğumuz haberler iyi değil. Lütfen elinizden geldiğince bizi rahatlatmaya çalışın. Sen bizim için bir gurur kaynağıydın ve halen de öylesin. Sesin tekrar aramızda yükselene kadar sabretmeye ve beklemeye devam edeceğiz.”

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan Ümmü Ahmed, oğlunu durumu hakkında rahatlatmak için radyoyu açtığını ve oğlunun her cezaevi ziyaretinde ona radyodaki mesajını duyduğunu söylediğini, ancak 7 Ekim olaylarından sonra onu ziyaret edemediğini ve radyodaki haftalık mesajlarının ona ulaşıp ulaşmadığını bilmediğini söyledi.

Bilinmeyen sayı ve akıbet

Filistinliler seslerini duyurmak için yerel radyo istasyonlarına başvururken, hapishanelerde seslerini yayınlayan radyolar olduğu umudunu taşıyorlar.

Kısa bir süre önce bir İsrail hapishanesinden tahliye edilen Halid Ebu Mansur, hapishanelerdeki koşulların son derece zor ve karmaşık olduğunu; İsrail makamlarının tutuklulara uyguladığı cezalar arasında birçok hapishanede radyolara el konulmasının da yer aldığını söyledi.

AWP'ye konuşan Ebu Mansur, 7 Ekim'den bu yana devam eden zorlu koşulları ve tutukluların en temel haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını şu ifadelerle anlatmaya çalıştı: “Eskiden televizyonlar ve radyolar vardı ama birçok cezaevinde bunlara el konuldu. Mahkumlarla ilgili programları ve ailelerimizden gelen mesajları sabırsızlıkla beklerdik ve ailelerimizden mesajlar içeren bir program yayınlandığı anda tüm cezaevlerinde bir sessizlik havası hâkim olurdu. Ancak 7 Ekim'den sonra bu yöntem bile cezaevi yönetimleri tarafından elimizden alındı.”

Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, AWP'ye yaptığı açıklamada, 7 Ekim'den sonra İsrail makamlarının Filistinli tutuklulara karşı eşi benzeri görülmemiş tedbirler uyguladığını söyledi. İsrail'i, özellikle Gazze Şeridi'nden tutuklananlar olmak üzere çok sayıda tutukluya karşı zorla kaybetme politikası uygulamakla suçladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası kuruluşların bile tutukluları ziyaret edemediğini, avukatların birkaç kez düzensiz olarak bazı tutuklularla görüşebildiğini ve bu görüşmelere tutukluların ailelerinin bile katılmasının engellendiğine dikkat çekti.

Filistin Esirler Cemiyeti, Pazar günü yayınladığı bir istatistikte İsrail'in şu anda Gazze Şeridi'nden tutuklananlara ek olarak 9 bin 500 Filistinliyi gözaltında tuttuğunu söyledi. Toplam sayının 12 bini aşması beklenirken bu kişilerin sayısı ve akıbetleri halen bilinmiyor.