Hamas, 40 gün sürecek ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesi karşılığında yaklaşık 40 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını önerdi

Bir adam, İsrail’in güneyinde Gazze sınırı yakınında yanan bir eve Hamas tarafından rehin tutulan kişilerin fotoğraflarını astı (EPA)
Bir adam, İsrail’in güneyinde Gazze sınırı yakınında yanan bir eve Hamas tarafından rehin tutulan kişilerin fotoğraflarını astı (EPA)
TT

Hamas, 40 gün sürecek ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesi karşılığında yaklaşık 40 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını önerdi

Bir adam, İsrail’in güneyinde Gazze sınırı yakınında yanan bir eve Hamas tarafından rehin tutulan kişilerin fotoğraflarını astı (EPA)
Bir adam, İsrail’in güneyinde Gazze sınırı yakınında yanan bir eve Hamas tarafından rehin tutulan kişilerin fotoğraflarını astı (EPA)

Filistinli kaynaklara göre, Hamas bir aydan fazla ve 40 güne kadar sürecek bir ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nden çekilmesi karşılığında yaklaşık 40 İsrailli rehinenin serbest bırakılması şartıyla kalıcı ateşkes koşulundan vazgeçti.

Buna karşılık Hamas, üzerinde anlaşmaya varılan sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını, güneydeki vatandaşların kuzeye geri dönmesini ve insani yardımların artırılmasını istiyor.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre, Hamas, Katar ve Mısırlı arabuluculara bu tutumu hakkında bilgi verdi.

Taraflar, Hamas’ın önerisini İsrail’e aktarırken, İsrail Savaş Konseyi son toplantısında Hamas’ın teklifini reddetti.

Bir kaynağa göre, Hamas, ateşkesin devam ettiği her gün bir İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını önerdi.

Kaynak, “Çatışmanın tarafları Hamas ve İsrail’in yanı sıra Mısır, Katar ve ABD’nin de katıldığı beşli görüşmeler devam ediyor ancak şu ana kadar bir anlaşmaya varılamadı” dedi.

dedvr
Rehinelerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen protesto sırasında rehinelerin fotoğrafları taşınıyor (EPA)

Yedioth Ahronoth gazetesinde dün yer alan bir haberde de, Hamas hareketinin İsrail’le yeni bir takas anlaşmasının tamamlanması yönünde öne sürdüğü taleplerin abartılı göründüğü ifade edildi.

Adı açıklanmayan bir yetkiliye dayandırılan haberde, Katarlı arabulucudan alınan yanıtların yakın zamanda bir anlaşmaya varılma ihtimaline işaret etmediği belirtildi.

Söz konusu yetkili, “Hamas hayali koşullar koyuyor ve İsrail bunları kabul etmeye hazır değil” diye konuştu.

İsrail Savaş Konseyi geçen hafta toplandı ve Katarlı arabulucunun verdiği ilk yanıtları tartıştı.

İsrailli yetkili şunları ekledi;

“Mesele düşündüğümüzden daha karmaşık. Hamas, askeri eylemlerin durdurulması taleplerine geri döndü ve bu kabul edilemez.”

AWP’ye konuşan Filistinli kaynaklara göre, Hamas hareketi arzu edilen ateşkesin önceki anlaşmaya göre daha uzun sürmesini istiyor.

Ancak, geri kalan askere alınmamış kadınların da, aynı önceki anlaşmaya göre serbest bırakılması için bu anlaşmanın kriterlerini uygulamaya hazır.

Bu, İsrail’in 30 çocuk ve kadın mahkumu serbest bırakması karşılığında, her gün 10 İsrailli çocuk ve kadın rehinenin serbest bırakılmasını içeriyordu.

Kaynak, tahliye sürecinin saha ve lojistik koşullara göre değişeceğini ve sonuçta aralarında yaşlı kadın ve erkeklerin de bulunduğu 40’tan biraz fazla İsrailli rehinenin serbest bırakılmasıyla sonuçlanacağını söyledi.

Walla haber sitesine göre Hamas, bu teklif karşılığında İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini talep etti.

Kaynaklar ise, ABD ile koordineli olarak Mısır ve Katar üzerinden yürütülen müzakerelerin son saatlerde önemli ölçüde hızlandığını, nihai olarak kalıcı bir ateşkese yol açacak bir ateşkes anlaşmasına varmak amacıyla Kahire ve Doha’nın çabaları artırdığı ve yoğun temaslar yürüttüğünü bildirdi.

İsrail medyası, Savaş Konseyi’nin 40 ila 50 İsrailli rehinenin serbest bırakılması ve bunun karşılığında yüksek cezalara çarptırılan Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında iki haftalık ateşkes yapmayı kabul ettiğini duyurdu.

Bu, İsrail’in üç rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir günlük ateşkesi kabul ettiği ve Hamas’ın her İsrailli rehine için bir gün ateşkesi geçirmeyi onayladığı anlamına geliyor. Şu anda tartışmanın odak noktası bu.



Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
TT

Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)

Filistinli bir anne, İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan oğlunu rahatlatmak için yerel bir Filistin radyosuna başvurmaktan başka bir yol bulamadı.

Derin üzüntü dolu bir sesle “Ben mahkûm Ahmed Muhanned'in annesiyim. Nasılsın oğlum, ne yapıyorsun?” dedi. Umut ve korkuyla karışık duygularını toparlamaya çalışırken bir an sessizlik oldu. Sonra şöyle devam etti: “Oğlum, biz iyiyiz, durumunuzu ve koşullarınızı öğrenmek için her gün avukatla iletişim kurmaya çalışıyoruz.” Sessizlik tekrarlanıyor, ardından yayınların cevap vermeyeceğini bildiği bir soru soruyor: “Nasılsın oğlum?”

Anne yine yarım kalan çağrısının gerçekliğini fark ediyor ve devam ediyor: “Serbest bırakılan mahkûmlardan duyduğumuz haberler iyi değil. Lütfen elinizden geldiğince bizi rahatlatmaya çalışın. Sen bizim için bir gurur kaynağıydın ve halen de öylesin. Sesin tekrar aramızda yükselene kadar sabretmeye ve beklemeye devam edeceğiz.”

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan Ümmü Ahmed, oğlunu durumu hakkında rahatlatmak için radyoyu açtığını ve oğlunun her cezaevi ziyaretinde ona radyodaki mesajını duyduğunu söylediğini, ancak 7 Ekim olaylarından sonra onu ziyaret edemediğini ve radyodaki haftalık mesajlarının ona ulaşıp ulaşmadığını bilmediğini söyledi.

Bilinmeyen sayı ve akıbet

Filistinliler seslerini duyurmak için yerel radyo istasyonlarına başvururken, hapishanelerde seslerini yayınlayan radyolar olduğu umudunu taşıyorlar.

Kısa bir süre önce bir İsrail hapishanesinden tahliye edilen Halid Ebu Mansur, hapishanelerdeki koşulların son derece zor ve karmaşık olduğunu; İsrail makamlarının tutuklulara uyguladığı cezalar arasında birçok hapishanede radyolara el konulmasının da yer aldığını söyledi.

AWP'ye konuşan Ebu Mansur, 7 Ekim'den bu yana devam eden zorlu koşulları ve tutukluların en temel haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını şu ifadelerle anlatmaya çalıştı: “Eskiden televizyonlar ve radyolar vardı ama birçok cezaevinde bunlara el konuldu. Mahkumlarla ilgili programları ve ailelerimizden gelen mesajları sabırsızlıkla beklerdik ve ailelerimizden mesajlar içeren bir program yayınlandığı anda tüm cezaevlerinde bir sessizlik havası hâkim olurdu. Ancak 7 Ekim'den sonra bu yöntem bile cezaevi yönetimleri tarafından elimizden alındı.”

Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, AWP'ye yaptığı açıklamada, 7 Ekim'den sonra İsrail makamlarının Filistinli tutuklulara karşı eşi benzeri görülmemiş tedbirler uyguladığını söyledi. İsrail'i, özellikle Gazze Şeridi'nden tutuklananlar olmak üzere çok sayıda tutukluya karşı zorla kaybetme politikası uygulamakla suçladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası kuruluşların bile tutukluları ziyaret edemediğini, avukatların birkaç kez düzensiz olarak bazı tutuklularla görüşebildiğini ve bu görüşmelere tutukluların ailelerinin bile katılmasının engellendiğine dikkat çekti.

Filistin Esirler Cemiyeti, Pazar günü yayınladığı bir istatistikte İsrail'in şu anda Gazze Şeridi'nden tutuklananlara ek olarak 9 bin 500 Filistinliyi gözaltında tuttuğunu söyledi. Toplam sayının 12 bini aşması beklenirken bu kişilerin sayısı ve akıbetleri halen bilinmiyor.