Ürdün Kralı’ndan uyuşturucu çetelerine 'demir yumrukla' saldırma sözü

Ürdün Kralı 2. Abdullah dün Kamu Güvenliği Müdürlüğü Narkotikle Mücadele Departmanı’nı ziyaret etti. (Petra)
Ürdün Kralı 2. Abdullah dün Kamu Güvenliği Müdürlüğü Narkotikle Mücadele Departmanı’nı ziyaret etti. (Petra)
TT

Ürdün Kralı’ndan uyuşturucu çetelerine 'demir yumrukla' saldırma sözü

Ürdün Kralı 2. Abdullah dün Kamu Güvenliği Müdürlüğü Narkotikle Mücadele Departmanı’nı ziyaret etti. (Petra)
Ürdün Kralı 2. Abdullah dün Kamu Güvenliği Müdürlüğü Narkotikle Mücadele Departmanı’nı ziyaret etti. (Petra)

Ürdün Kraliyet Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Ürdün Kralı 2. Abdullah, krallığın ulusal ve bölgesel güvenliğini tehdit eden yerel ve bölgesel uyuşturucu çetelerine demir yumrukla saldırma sözü verdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Kral 2. Abdullah, Kamu Güvenliği Müdürlüğü Narkotikle Mücadele Dairesi'ne gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, ‘Ürdün Silahlı Kuvvetleri, Arap Ordusu ve Narkotikle Mücadele Dairesi'ne, yerel ve bölgesel uyuşturucu çetelerine karşı koymalarını ve güvenliğimizi tehdit eden herkese demir yumrukla saldırmalarını sağlayacak şekilde tam destek vereceğini’ vurguladı. “Silahlı kuvvetlerimiz ve güvenlik servislerimiz Ürdün'ün güvenliğini savunmada her zaman yüksek etkinlik ve kabiliyet göstermişlerdir. Yerel ve bölgesel uyuşturucu çetelerine karşı koymaya devam etmektedirler” ifadelerini kullandı.

Kral 2. Abdullah ayrıca ‘toplumun uyuşturucuyla mücadeleye katılımına katkıda bulunacak ve uyuşturucunun toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini önleyecek bir toplumsal kültür ve uyuşturucu bilincini yaymayı amaçlayan, ilgili tüm makamları kapsayan kapsamlı bir ulusal strateji oluşturulması’ talimatını verdi.

Ürdün ordusu, başta Suriye'de üretilen Captagon olmak üzere uyuşturucuların Körfez ülkelerine kaçırıldığı bir platforma dönüşmesinin ardından, Suriye topraklarından gelen silah ve uyuşturucu kaçakçılığını engellemek için yıllardır faaliyet gösteriyor.

Ürdün, yaklaşık 375 kilometre uzunluğundaki Ürdün-Suriye sınırından yapılan uyuşturucu kaçakçılığının insansız hava araçlarının kullanıldığı ve silahlı gruplar tarafından korunan ‘organize bir operasyon’ vurguluyor.

Ürdün ordusu 17 Şubat 2022'de 45 gün içinde 2021 boyunca ele geçirilen miktara eşdeğer, 16 milyondan fazla Captagon hapının ülkeye girişini engellediğini duyurdu.

Suriye, 2011'de savaş patlak vermeden önce Captagon'un en önemli kaynağıydı. Ülkedeki savaş, Captagon'un üretimini, kullanımını ve ihracatını daha da artırdı.

Körfez ülkeleri, özellikle de Suudi Arabistan, üretimi kolay bir uyuşturucu olan Captagon hapları kaçakçılığının hedefinde konumunda. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi bu uyuşturucu türünü genellikle kafein ve diğer maddelerin bir karışımı olan ‘bir tür uyarıcı amfetamin’ olarak sınıflandırıyor.

Ürdün'ün adımları, 12 yıl süren yıkıcı çatışmaların ardından Arap dünyasının Şam'a yönelik açılımının hızlandığı bir dönemde atıldı.



ABD Başkanı ve Ürdün Kralı’nın önünde duran Filistin meseleleri

Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
TT

ABD Başkanı ve Ürdün Kralı’nın önünde duran Filistin meseleleri

Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)

Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden'ın Cuma günü Beyaz Saray'da Ürdün Kralı 2. Abdullah, eşi Kraliçe Rania ve oğlu Veliaht Prens Hüseyin bin Abdullah'ı kabul edeceğini duyurdu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada görüşmenin amacının, ABD ile Ürdün arasındaki dostluğu ve yakın ortaklığı güçlendirmeyi amaçlayan istişarelerde bulunulması olduğu belirtildi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Başkan Biden'ın Kral 2. Abdullah ve Veliaht Prens Hüseyin'i kabul etmekten memnuniyet duyacağını belirttiği bildirildi. Ürdün Kralı 2. Abdullah geçtiğimiz yıl Temmuz ayında da Beyaz Sarayı ziyaret etmişti. Böylece Ürdün Kralı, bu ziyareti ABD Başkanı Biden’ın Beyaz Saray’a gelişinden bu yana ikinci kez gerçekleştirmiş olacak. Beyaz Saray’ın açıklamasında, Biden yönetiminin Ürdün'ü Ortadoğu'da istikrar için önemli bir güç, ABD'nin stratejik ortağı ve müttefiki olarak gördüğü vurgulandı.
Ziyaret, kutsal bölgelerde İsrailliler ve Filistinliler arasında patlak veren ve onlarca kişinin ölümüne yol açan çatışmaların ardından Kudüs'te yeni gerilimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşecek. Beyaz Saray'daki kaynaklar, liderlerin bölgesel sorunlar, ikili ilişkiler ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın Ortadoğu ülkeleri üzerindeki etkisinin yanı sıra Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya erişimin ve durumu sakinleştirmenin yollarını ele alacaklarını belirttiler. Ürdün Kralı 2. Abdullah ve ABD Başkanı Biden, Mescid-i Aksa'da çıkan çatışmaların ardından gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde sakinliğin korunması ve tansiyonun düşürülmesi gerektiğini vurguladılar. Kral Abdullah, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı sürekli olarak işgal etme tehdidine karşı uyararak bunun öfkenin artmasına neden olabileceğini vurguladı. ABD yönetiminden yetkililer de Filistinli ve İsrailli taraflar ve diğer taraflarla temaslarda bulundular. ABD’li yetkililer, Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsünün korunması ve İsrail’in kutsal mekanlardaki provokasyonlarının durdurulması çağrısında bulundular.
Filistin Yönetimi, Kral Abdullah'ın ABD ziyareti sırasında Washington DC’de bazı ABD’li senatör ve temsilcilerle görüşeceğini, Biden yönetimini Filistin-İsrail çatışmasına daha köklü bir şekilde müdahale etmeye ikna edeceğini ve böylece İsrail işgaline bir son verilmesinin ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasının önünün açılacağını düşünüyor.
Öte yandan Başkan Biden’ın önümüzdeki ayın sonlarında İsrail'i ziyaret etmesi ve bu sırada İsrailli ve Filistinli yetkililerle bir araya gelmesi planlanıyor. Beyaz Saray, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'e İsrail hükümetinin Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimleri inşasına ilişkin yeni açıklamalarda bulunmamasını şart koştu. Beyaz Saray, herhangi bir Yahudi yerleşim projesinin onaylanmasının ziyareti tehlikeye atacağı ve Washington'ın bunu Biden yönetimine karşı atılmış bir adım olarak göreceğini vurguladı.
Sızdırılan bazı bilgilere göre Başkan Biden'ın Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren en büyük tıp merkezi olan Makasid Hastanesi’ni ziyaret edebilir. Biden’ın eski ABD Başkanı Donald Trump'ın kapatarak faaliyetlerini Batı Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği binasına taşıdığı, Filistinlilere hizmet veren Doğu Kudüs'teki ABD Konsolosluğunu da açması bekleniyor. Biden yönetimi, Gazze Şeridi'nin ve Batı Şeria’nın gelişimine destek sağlayan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) programlarını yaklaşık 150 milyon dolarlık fon yardımı ile yeniden finanse etmeye başladığını ve iki devletli çözümü desteklediğini duyurarak Filistin davasına yönelik olumlu adımlar attı.
İsrail’in muhalefet kanadındaki sağcı partilerden kaynaklar, ABD Başkanı Joe Biden'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Filistinlilere yönelik bir iyi niyet jesti olarak işgal altındaki Doğu Kudüs'te Makasid Hastanesi’ni ziyaret etmeyi planladığını söylediler. Ancak, Naftali Bennett hükümetine yakın kaynaklar, böyle bir ziyarete karşı olduklarını açıklamakta gecikmediler.
Tel Aviv'deki üst düzey kaynaklara göre ABD’li bir heyet, Başkan Biden’ın ziyaretinin detaylarını düzenlemek üzere İsrail'e geldi. Heyetin görüşmeleri sırasında ziyaretin, 26 - 28 Haziran tarihlerinde iki gün sürmesi ve İsrail, Filistin Yönetimi, Ürdün ve muhtemelen Mısır ve diğer ülkeleri kapsaması kararlaştırıldı.
Başkan Biden’ın Beytullahim şehrini ziyaret etmesi ve orada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesinin yanı sıra, Filistin'in en büyük tıp merkezi olan Makasid Hastanesi gibi Doğu Kudüs'te Filistinlilere hizmet veren tesislerden birine alışılmışın dışında bir ziyarette bulunması planlanıyor. Kaynaklar, hastane ziyaretinin bir takım ipuçları taşıdığını söylediler. Çünkü eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi daha önce ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak adlandırılan planı reddettiği için Filistin Yönetimi'ni cezalandırmak amacıyla bu hastane dahil Filistinlilere hizmet veren birkaç tesise yapılan mali yardımları kesme kararı almıştı.
Kaynaklara göre ABD heyeti, Başkan Biden’ın İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak etme ve egemenliğini dayatma kararlarını tanımadığı ve bunu İsrail-Filistin çatışmasının bir parçası olarak gördüğü için İsrailli yetkililerin böyle bir ziyaretten hoşlanmayacağını vurguladı. Biden yönetiminin bu adımları, İsrail’in Kudüs’ü ilhakını ve onu İsrail'in başkenti olarak tanıyan Trump yönetiminin adımlarıyla tamamen ters düşüyor.
Naftali Bennett liderliğindeki İsrail hükümeti, Biden'ın ziyaretini eski Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki muhalefetle siyasi mücadelesinde bir destek olarak görse de Doğu Kudüs'ü bu şekilde ziyaret etmesini bu desteğin etkisizleştirilmesi olarak değerlendiriyor. Bu yüzden böyle bir ziyaretin Netanyahu'nun Bennett'e karşı savaşına yardımcı olacağını düşünüyor.
ABD heyetindeki yetkililer, bu özel durumda Özellikle Kudüs'te Filistinlilerin ABD’nin iyi bir jest yapmasına ihtiyaç duyduklarını açıklamaya çalıştılar. Başkan Biden’ın ABD’nin Doğu Kudüs'teki Kkonsolosluğunu Filistinlilere hizmet etmesi için yeniden açma sözünü yerine getirmek istediğini, ancak İsrail tarafının bunun İsrail’in egemenliğini baltaladığını söyleyerek buna karşı çıktıklarını vurguladılar. ABD’li yetkililer, hastane ziyareti ile ilgili önerinin siyasi değil, sembolik bir çözüm olduğunu belirttiler. Ancak Bennett'in yardımcıları, bu meselede Netanyahu’nun, kendilerine karşı bir düşmanlık kaynağı olarak ortaya çıkacağına işaret ettiler.
ABD'nin Biden'ın ziyaretinin tarihini ve programını henüz resmi olarak açıklamaması dikkati çekerken geçtiğimiz hafta Tel Aviv'e gelen ABD heyeti de çalışmalarını sessizce sürdürmeye ve medyanın ilgisinden tamamen uzak tutmaya gayret gösterdi.