Tunus’ta bir bankada çıkan yangın okları Nahda Hareketine çevirdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Getty)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Getty)
TT

Tunus’ta bir bankada çıkan yangın okları Nahda Hareketine çevirdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Getty)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Getty)

Tunus'ta geçtiğimiz Çarşamba günü İslami finans alanında uzman Banque Zitouna bankasının merkez binasında meydana gelen büyük yangının nedenlerini ortaya çıkarma yönündeki güvenlik ve adli soruşturmalar sürüyor. Yangının çıkış nedenleri hakkında henüz kesin sonuçlara varılmış değil. Ancak bazı siyasi partiler, şüpheli finans faaliyetlerine ilişkin önemli belge ve dosyaların imha edilmeye çalışılmış olabileceğinden bahsediyor. Bunlar arasında, Tunuslu gençleri yurtdışındaki sorunlu bölgelere gönderen ağların da olduğu söyleniyor. Bu husustaki suçlamalar Nahda Hareketi’ne işaret ediyor. Ayrıca Tunuslu işadamlarının teminatsız banka kredisi aldığı iddiaları üzerine duruluyor. Bazı kaynaklar ise yangının elektrik kontağından çıktığını öne sürüyor.

Bu belirsizlik nedeniyle Tunus güvenlik ve adli makamları, bu şüpheli yangının ardında işlenen bir suçun olabileceği ihtimali üzerine duruyor. Yangının çalışanların ofislerinden çıkmalarının hemen ardından patlak vermesinin bir tesadüf olmadığı düşünülürken, banka genel müdürlüğündeki kamera görüntüleri bekleniyor.

Basında çıkan haberlerde, Nahda Hareketi liderlerinin tutuklanmasıyla söz konusu bankada çıkan yangın arasında bir bağlantı olduğu üzerine duruluyor. Bu hadisenin, Nahda Hareketi dahil olmak üzere siyasal İslam'ın temsilcileri ile Tunus siyasi sahnesi arasındaki ilişki hakkındaki gerçeği gizleyip gizlemediği merak ediliyor.

Banque Zitouna Genel Müdürü Nebil el-Medani, önceden yaptığı basın açıklamasında çalışanların güvende olduğundan bahsetmiş, herhangi bir insani hasarın kaydedilmediğini ifade etmişti. Güvenlik soruşturmaları sonuçlanana dek yangının gerçek nedenlerinin bilinemeyeceğini de ekledi.

Yangının müşterilerin mevduatları ve belgelerine dair herhangi bir etkisinin veya bu konuda bir endişenin olmadığını doğrulayan Medani, olayın ardından tüm Tunus bankalarının gösterdiği dayanışmadan bahsetti. Ancak yangının olası nedenlerine değinmeyen Medani, herhangi bir tarafı suçlamadı.

Ön güvenlik incelemelerine göre, zemin katta patlak veren yangının ön cepheden diğer katlara yayılarak binanın neredeyse tamamına sıçradığı anlaşıldı. Tunuslulardan bazıları bu yangının tesadüfen patlak verdiğini düşünüyor. Bunun kasıtlı bir suç olduğunu öne sürenler ise olayın Tunus’taki siyasi, sosyal ve ekonomik krizler listesine yeni bir kriz daha eklemek amacıyla uydurulduğunu iddia ediyor.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.