Mısır’da ‘kamu önünde idam’ tartışması yeniden gündemde

Naira Eşref'in katilinin kamu önünde idam edilmesine yönelik çağrı gerilimi artırdı.

Cinayetin kurbanı Naira Eşref. (Facebook)
Cinayetin kurbanı Naira Eşref. (Facebook)
TT

Mısır’da ‘kamu önünde idam’ tartışması yeniden gündemde

Cinayetin kurbanı Naira Eşref. (Facebook)
Cinayetin kurbanı Naira Eşref. (Facebook)

Mısır kamuoyunda ‘Mansure Kızı’ olarak bilinen ve görüşmeyi reddettiği bir adam  tarafından geçen yılın haziran ayında Mansura şehrinde (Kahire'nin 130 kilometre kuzeyinde) üniversitesinin önüne öldürülen Mısırlı öğrenci Naira Eşref yeniden ülke gündeminin üst sırasına oturdu. Ailesinin avukatının, Naira’nın katiline idam cezasının kamuya açık bir şekilde infaz edilmesi ve ekranlarda yayınlanması için talepte bulunması, kamuoyunda ve Arap medyasında konuya iilişkin tartışmaları yeniden artırdı.

Mısır Yargıtayı, Naira'nın 22 yaşındaki katili Muhammed Adel adlı genç adamı kasten öldürme ile suçlamasından ve kendisinin de mahkemede suçu işlediğini itiraf etmesinden sonra , şubat ayında idam edilmesi yönünde nihai kararını verdi.

Kamuya açık infaz isteyenler ile buna karşı olanlar arasındaki tartışma hız kazanırken ‘Mansure Kızı’ Naira Eşref’in ailesinin avukatı Halid Abdurrahman, Şarku'l-Avsat'a şu açıklamada bulundu:

“Katil Muhammed Adel'in idam cezasının, herkesin görebileceği şekilde alenen infaz edilmesi ve idamın uydu kanalları aracılığıyla yayınlanması için Mısır Cumhurbaşkanlığı’na talepte bulundum. Aynı suçu tekrar işlemeyi düşünenler için caydırıcı ve ibret olsun diye infaz anının yayınlanmasını isteyen ölen genç kızın ailesiydi."

Avukat, infazın kamuya açık yapılmasının, yas tutan ailenin acısını bir nebze olsun hafifleteceğini, ayrıca bu şekilde bir infazın bir nevi haklı karşılık olacağını, çünkü katilin Naira’yı gün ortasında herkesin gözü önünde öldürdüğünü ve dolayısıyla katilin de son anlarını herkesin görmesi gerektiğini vurguladı. Avukat ayrıca konunun sadece Mısır'da değil daha geniş çapta kamuoyunu meşgul ettiğine, bu nedenle de söz konusu elim davanın sonunu herkesin bilmesi ve kapalı kapılar ardında bitmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Acılı ailenin avukatı, gerçekleştirilen halka açık infazların yayınlanması için daha önce merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Hüsnü Mübarek döneminde, yalnızca ülkenin cumhurbaşkanının emir verme yetkisine sahip olduğunu hatırlattı. Bu bağlamda 1998 yılında, bir kadın ve iki çocuğunu öldürmekle suçlananların hayatlarının son anlarının yayınlandığını bildirdi. Avukat sözlerinin devamında ‘infazın kamuya açık olarak yayınlanması talebi ile cezanın infazından hemen önceki dakikaların ifade edildiğini’ belirtti.

Avukatın bahsettiği infaz düzenlemesine gre fail idamı beklediği koğuşta görüntüleniyor ve şeyhlerden biri kelime-i şehadet getirmesini sağlıyor. Amaç, izleyenler için bir tür farkındalık yaratmak ve katilin yüz ifadelerini ve işlediği suçtan duyduğu pişmanlığı göstermek olarak açıklanıyor. Cezanın infazı ise yayınlanmıyor ve özel bir odada gerçekleştiriliyor.

Avukat, katili mahkum eden Mansure kentindeki ceza mahkemesinin gerekçelerinin, parlamentoyu ölüm cezasını düzenleyen yasada ‘infaz takibi canlı yayınlanabilir’ şeklinde değişiklik yapmaya çağırdığını belirtti. Maktulün avukatına göre mahkeme, ‘yayınlamanın, yargılamanın başlamasının küçük bir kısmı bile olsa kararın ulaşamadığı caydırıcılık amacını sağlayabileceğini’ vurguladı.

Diğer yandan insan hakları avukatı Ihab Radi de ‘ölüm cezasının aleni olarak infaz edilmesi fikrinin Mısır hukukunda reddedildiğine ve aynı zamanda ahlaki ve insani kurallarla çeliştiğine’ dikkat çekti. Radi, Şarku'l-Avsat'a yaptığı açıklamada, Mısır Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ölüm cezasının uygulanmasına ilişkin bir takım denetim ve şartların yer aldığına işaret etti. Bu bağlamda kanunun 473’üncü maddesinin, ölüm cezasının Cumhuriyet Savcısı’nın yazılı talebi üzerine cezaevinde veya başka bir gizli yerde infaz edilmesini öngördüğünü ifade etti. Yine aynı kanunun 474’üncü maddesinin, ölüm cezasının infazının Cumhuriyet Savcısı temsilcilerinden birinin, cezaevi gardiyanının, cezaevi doktorunun veya Cumhuriyet Savcılığı tarafından görevlendirilen başka bir doktorun huzurunda gerçekleştirileceğini belirttiğini kaydetti. Buna göre Cumhuriyet Savcılığı’nın özel izni olmadıkça, belirtilenler dışında kimsenin infaza katılması uygun değil.

Radi ayrıca ‘idam cezasının infazından önceki son anları yayınlamaya ilişkin, hatalı olsa bile sanığın özel hayatına saygı duyduğu için, kişisel çekinceleri olduğunu’ dile getirdi.

Radi konuyla ilgili olarak Mısır'ın imzaladığı insan hakları sözleşmeleriyle ilgili herhangi bir engelin olup olmadığı sorusuna "Uluslararası insan hakları sözleşmeleri baştan itibaren ölüm cezasını reddediyor" cevabını verdi. Avukat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uluslararası anlaşmaların onaylanması konusunda genel olarak Mısır hukuku, esas olarak ise İslam hukukuna uygunluğa bakar. Bu nedenle, kısmen de olsa şeriatla çelişen herhangi bir anlaşma, Mısır tarafından reddedilir veya şeriata aykırı olan hususlarda çekincelerini ifade eden Mısır tarafından onaylanır.”



Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için yeni bir öneri: Yedi yıl sürecek bir ateşkes...

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için yeni bir öneri: Yedi yıl sürecek bir ateşkes...

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmeleri hakkında bilgi sahibi olan üst düzey bir Filistinli yetkili BBC'ye yaptığı açıklamada, Katarlı ve Mısırlı arabulucuların Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için yeni bir formül önerdiklerini söyledi.

Yetkiliye göre bu plan beş ila yedi yıl sürecek bir ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında tüm İsrailli esirlerin teslim edilmesi, savaşın resmen sona ermesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini içeriyor.

Filistinli yetkili ayrıca, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini ‘ulusal ve bölgesel düzeyde’ üzerinde mutabık kalınacak herhangi bir Filistinli oluşuma devretmeye hazır olduğunu ifade ettiğini kaydetti.

Yetkili, bu oluşumun Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi ya da yeni bir idari organ olabileceğini belirtti.

erfgty
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda yıkılan binaların enkazına bakan bir Filistinli (Reuters)

Üst düzey bir Hamas heyetinin konuyla ilgili istişarelerde bulunmak üzere Kahire'ye gitmesi planlanıyor.

Kahire'deki istişarelerde Hamas, Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş ve baş müzakerecisi Halil el-Hayye tarafından temsil edilecek.

İsrail, arabulucular tarafından önerilen bu olası plan hakkında herhangi bir yorum yapmadı.

Planın başarı şansını değerlendirmek için henüz çok erken olsa da Filistinli yetkili mevcut arabuluculuk çabalarını ciddi olarak nitelendirdi ve Hamas'ın bu çabalara karşı ‘eşi benzeri görülmemiş bir esneklik’ gösterdiğini ifade etti.

Son ateşkes anlaşması bir ay önce İsrail'in Gazze Şeridi'ni yeniden bombalamaya başlamasıyla çökmüştü.

Günler önce Hamas, altı haftalık bir ateşkes karşılığında örgütün silahsızlandırılması talebini içeren bir İsrail önerisini reddetti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu cumartesi günü yaptığı açıklamada, Hamas ortadan kaldırılmadan ve tüm esirler iade edilmeden savaşı sona erdirmeyeceğini söyledi. Hamas ise İsrail'den esirleri serbest bırakmadan önce savaşı sona erdirmeyi taahhüt etmesini talep etti.