Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Şam harekete geçmeli’

Pedersen, statükonun devam etmemesi konusunda fikir birliği olduğunu bildirdi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şam'ı ziyaret etti. (AFP)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şam'ı ziyaret etti. (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Şam harekete geçmeli’

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şam'ı ziyaret etti. (AFP)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Şam'ı ziyaret etti. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen dün Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda Şam ile gerçekleştirilen ‘Arap girişimine’ övgüde bulundu. Pedersen, siyasi bir çözüm bulma yolunda ilerlemek için bu girişimi Moskova’nın Rusya, İran, Türkiye, ve Suriye hükümeti ile ABD ve Avrupa'nın tutumlarını içeren yol ile uzlaştırmanın önemini vurguladı.

Pedersen, Suriye'nin ‘belirleyici bir dönemden’ geçtiğini ve Şam'ın bir çözüme doğru ilerlemek için ‘fırsat kapısına’ yönelmesi gerektiğini söyledi. Pedersen, tutuklular, mahkumlar, mültecilerin dönüşü ve yaptırımlar dahil olmak üzere çeşitli konularda ‘paralel, karşılıklı ve doğrulanabilir’ önlemler alan tüm tarafların ‘adım adım’ yaklaşımını tüm ülkelerin ‘desteklediğine’ işaret etti.

Pedersen perşembe Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda Suriye gündemiyle gerçekleştirilen Arap Birliği toplantısından uluslararası arenanın Şam stratejisine kadar birçok başlıkta merak edilen soruları cevapladı:

- Cidde'de yapılacak Arap Birliği Zirvesi’ne 2010 yılından bu yana ilk kez Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed de katılacak. Bu durum sizin için ne anlama geliyor?

Söze, siyasi çözüm arayışlarının 12 yıldır sürdüğünü söyleyerek başlamalıyız. Sorunların çok derin olduğunu ve kolay bir siyasi çözümün olmadığını biliyoruz. Ancak aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararının Suriye krizinde siyasi bir çözüme ulaşmada temel olduğu konusunda mutabakata varılmış bir uluslararası fikir birliği bulunduğunun da farkındayız. Bunun yanı sıra 2254 sayılı karar konusunda mutabakata varmamıza rağmen siyasi sürecin istenilen ilerlemeyi sağlamadığını da biliyoruz. Bu konuda açık konuşalım. Suriye krizine siyasi bir çözüm bulmak için herhangi bir kestirme yol yok. Ama aynı zamanda Suriye'ye yönelik yenilenen diplomatik ilgiyi de memnuniyetle karşılamalıyız. Farklı yollar ve girişimler var. Amman'da dört Arap dışişleri bakanı ile Suriyeli mevkidaşları arasındaki görüşmeye ve Moskova'da dörtlü bakanlar toplantısı da dahil olmak üzere Rusya, İran, Türkiye ve Suriye’den yetkilileri içeren toplantılara ve ondan önce de savunma bakanları arasında başka bir görüşmeye tanık olduk. Elbette, 12 yıllık savaş ve kanlı çatışmalardan sonra, geçtiğimiz şubat ayında meydana gelen feci depremlerin zaten korkunç olan insani durumun daha da kötüleşmesine sebebiyet verdiğini unutmamalıyız. Aslında sahadaki durum, tüm tarafların sembolik adımlar atmasına neden oldu. Ancak sahadaki durumun değişmesine ve Suriyelilerin durumunun iyileşmesine yol açmadı.

- İyileşme yok mu?

Daha önce de söylediğim gibi; Astana sürecine taraf olan tüm devletlerin, Arapların ve ana tarafların iş birliğine ihtiyacımız olduğunu vurgulamalıyım. Krize yönelik kapsamlı bir çözüme henüz ulaşılmış değil, ancak denemeye devam etmeliyiz. Statükonun ne kabul edilebilir ne de sürdürülebilir olduğunun kabulüne paralel olarak ileriye dönük bir yol bulunmalıdır. Moskova'da bir araya gelen tüm taraflardan gördüğümüz, statükonun devamının kabul edilemez olduğu yönünde bir mutabakat olduğu. Batıdaki uç taraflar bile bunu söylüyor. Bu konuda bir fikir birliği var. Soru şu: İşlerin ilerlemesini nasıl sağlayacağız?

‘Adım adım’ yaklaşımı

- Tüm bu durum işinizi kolaylaştırıyor mu yoksa daha da mı zorlaştırıyor?

2254 sayılı kararı hayata geçirmek ve somut adımlar atabilmek için fikir birliğine varmamız gerekiyor. Bildiğiniz gibi bahsettiğiniz anlayışa dayalı olarak ‘adım adım’ yaklaşımını önerdim. Arap arkadaşlarımla, Astana sürecine taraf olan ülkelerle, ABD ve Avrupalı ​​taraflarla, Suriyeli taraflarla iç içe oldum.

‘Adım adım’ yaklaşımı nedir?

Siyasi sürecin ilerlemesine katkıda bulunan somut, kademeli ve karşılıklı adımlar dediğimiz adımları atmaya çalışıyoruz. Bu adımların paralel ve doğrulanabilir olmasının yanı sıra sahadaki gerçekliği değiştirmeye katkıda bulunmanız da çok önemlidir.

- Bu adımlar neleri içeriyor?

Atılabilecek bazı adımları belirledim. Tutukluların, kaçırılanların ve kayıp kişilerin dosyasının çok önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Mültecilerin gönüllü geri dönüşü için güvenli ve onurlu bir ortam sağlama ihtiyacı da var. Bu önemli bir adım. Ayrıca mülkiyet hakları, evler ve arazi, sivil belgeler ve zorunlu askerlik hizmeti konuları tartışılmalıdır. Diğer yandan depremden sonra toplumsal barış ya da işler daha da önemli hale geldi. Bunun yanında yaptırımlar da konuşulmalı. Genel olarak, tüm taraflar güvenilir bir siyasi sürece dahil olmalı ve sorunları masaya yatırmalıdır. Açıkçası, tüm taraflarla yaptığım görüşmelerde, bazı farklılıklara rağmen, çeşitli girişimler arasında kesişmeler olduğunu görüyorum ki bu gayet normaldir. Moskova'da gördüklerimizin ve Arap inisiyatifinin hareket için yeni bir dinamik yaratabileceğini söylediğimi kesinlikle fark etmişsinizdir. Şam'ın bu fırsattan ciddi şekilde faydalanmasının çok önemli olduğunu söyleyebilirim.

“Hiçbir taraf tek başına çözüm bulamaz”

- Siyasi çözümün bir parçası olan ‘adım adım’ yaklaşımından bahsettiniz. Bu yaklaşım, Amman’da beşli bakanlık açıklamasında belirtilmişti. Sizce bu girişimler ciddi bir şekilde şekillenecek mi, yoksa mesele sadece açıklamalarla mı sınırlı kalacak?

Başlıca Arap ülkelerinin dışişleri bakanları ve Suriye dışişleri bakanı Faysal el-Mikdad ile olumlu istişarelerde bulundum. Suriye ihtilafını çözmenin temel zorluklarını herkes biliyor. Dediğim gibi sahadaki gerçek değişmedi, Suriye halen bölünmüş durumda. Boğucu bir ekonomik ve insani krizin yanı sıra terörizm ve aşırıcılık sorunu da var. Suriye'de farklı bölgeleri kontrol eden farklı gruplar mevcut. Arap tarafları uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı sorununu konuşuyor. Bütün bu konular derin bir anlayış ve uygun eylem gerektiriyor. Bazı Arap dışişleri bakanından bu konuları ele almak için BM ile koordinasyon sağlamak üzere olumlu mesajlar aldım. Nasıl ilerleyeceğimi tartışmak için Arap Birliği Zirvesi’nden sonrasını dört gözle bekliyorum. Moskova hattına danışmaya devam etmeyi de dört gözle bekliyorum. Dediğim gibi, Arapların tartıştıkları ile Moskova dörtlü hattı arasında kesişme noktaları var. Koordine etmeye ve danışmaya devam etmemiz çok önemli. Tekrar ediyorum; hiçbir taraf tek başına çözüm bulamaz. Bu nedenle, tüm taraflar sürece dahil edilmeli. Buna Araplar, Türkler, İranlılar, Ruslar, ABD’liler, Avrupalılar ve Suriyeli taraflar dahildir. Siyasi sürecin nasıl ilerletileceğini ve sahadaki durumun kökten nasıl değiştirileceğini tartışmak için Suriyeli tarafları masaya getirmenin benim rolüm olduğunun farkındayım.

- Bazı Arap ülkeleri tarafından belirlenen bir takvim olduğu ve Şam'ın bazı konularda harekete geçmesini bekledikleri doğru mu?

Arap ülkeleri adına konuşmak istemiyorum. Mükemmel bir görüşme gerçekleştirdik ve bazı alanlarda başarı elde etmek için diyaloga, koordinasyona ve takibe devam etmeyi umuyorum. Bu yoğun bir çalışma gerektiriyor. Suriye'deki ihtiyaçlar depremden sonra halen çok büyük ve daha da acil. Şam harekete geçmeli. Karşılıklı, paralel ve doğrulanabilir bir şekilde ilerlemek için ciddi bir istek olup olmadığı bir an önce tespit edilmeli.

- Arapların Şam'la normalleşmesi ile başta ABD Kongresi olmak üzere Batı ülkelerinin Suriye'ye yönelik ek tedbirler uygulaması arasında bir boşluk bulunuyor. Bir BM elçisi olarak sizin için bu durum görevinizi kolaylaştırıyor mu yoksa karmaşıklaştırıyor mu?

Haklısınız, uluslararası toplumda Suriye konusunda nasıl bir yol izleneceği konusunda bölünme var. Son gelişmelerle nasıl başa çıkılacağı konusunda Washington’da ve Avrupa başkentlerinde tartışmalar devam ediyor. Benim izlenimim, hepsinin ‘adım adım’ yaklaşımını anladığı ve hatta desteklediği yönünde. Bence Şam bu sürece dahil olursa ilerleme için önemli bir fırsat doğar.

Cenevre görüşmeleri devam ediyor

- Kaynaklardan, çözüm yaklaşımının Arap yakınlaşması da dahil olmak üzere Şam'a teşvikler sunmak olduğunu, Şam'ın Captagon ve mültecilerin dönüşü konusunda 4 ila 6 aylık bir süre içinde somut bir şeyler sunması gerektiğini ve herhangi bir ilerleme sağlanamazsa Batı ülkelerinin Şam'a yönelik cezai tedbirlerini güçlendireceğini duyduk. Bunlar hakkında ne söylersiniz?

Bu sorunun cevabı kuşkusuz Batı ülkelerindedir. Bana göre yöntem şu: 12 yıllık savaş ve çatışmanın ardından Araplardan ve Türklerden gelen girişimler ve ilerlemek için ciddi fırsatlar yaratan Astana süreci var. Şam'ın bu konuya olumlu yanıt vermesini istiyoruz. Bu olmazsa, ekonomik ve insani durum kötüleşmeye devam edecek ve sosyal doku çökecektir. Gerçekten de bir dönüm noktasındayız. Arap yetkililer tarafından Suriye Anayasa Komitesi'nin yeni bir toplantıya çağrılması yönünde açıklamalar yapıldı. Amman açıklamasında buna değinildi. Bana göre ilk adım olarak Anayasa Komitesi’nin Cenevre'deki toplantılarına devam edilmesi gerekir. Dediğim gibi; son dönemde Arap Birliği çerçevesinde oluşturulan Arap Bakanlar Komitesi'nin takip rolünü üstlenmesi önemli. Türkiye, İran, Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleri ile BM koordinasyonunda tüm taraflarla konuşabilen ve onları masaya davet edebilen bir organ olarak ciddi görüşmeler yapılmalıdır ki bu başka hiçbir taraf için mümkün değildir.

- Bazıları Moskova dörtlü hattının ve Arap yolunun BM destekli Cenevre hattına alternatif yollar olduğunu ve tüm bunların en büyük kurbanının Suriye Anayasa Komitesi veya 2254 sayılı kararla ilgili BM himayesinde yaşanan süreç olduğunu söylüyor. Bununla ilgili görüşleriniz neler?

Söz konusu farklı yolları uzlaştırmak için alan mevcut. Bu yollar somut bir ilerleme kaydetmeye başlarsa, bu konu benim ulaşmak istediğim şeyi yani siyasi süreçte ilerlememizi sağlayacak sakin, güvenli ve tarafsız bir ortama ulaşmak için siyasi süreci ilerletmeyi destekleyecektir. Daha önce de söylediğim gibi, tüm girişimler önemlidir. Ancak görmemiz gereken daha fazla uluslararası katılım ve Suriye'de neyin değiştirilmesi gerektiğine dair kapsamlı bir vizyondur. Kolay değil ama bir başlangıç ​​girişimi ve fırsat var.

- Üzerinde çalışacağınız bir sonraki adımlar neler?

Moskova hattında, Arap girişiminde ve sahada ne olduğunu izliyoruz. Buna göre Suriyeliler, Araplar, Moskova, ABD ve Avrupa ülkeleri ile koordinasyonu sağlamak için çeşitli taraflarla nasıl hareket edeceğimizi belirleyeceğiz. Büyük bir zorlukla karşı karşıyayız. Eğer ana ülkeler ciddi bir şekilde devreye girmezlerse, süreçte bir çıkmaza tanık olacağız. Benim görevim bunun olmasını önlemek. Arap yetkililerden aldığım mesajlar cesaret verici.

Statükoyu değiştirmek için ciddi girişim

- Şam'da, İdlib'de, Kamışlı'da ve Suriye’nin diğer kentlerinde yaşayanlar ve yurt dışındaki Suriyelilere durumlarının düzeleceğini hissetmeleri için ne söyleyeceksiniz? Onları çözümün geldiğine nasıl ikna edeceksiniz?

Daha önce söylediğimi tekrar edeceğim. 12 yıl süren savaş ve çatışmadan sonra siyasi süreçte ilerleme kaydedilmemesinden duydukları hayal kırıklığını anlıyorum. Pek çok şüphe ve hayal kırıklığı olduğunu ve sahadaki durumu değiştirmeyen siyasi hamleler olduğunu anlıyorum. Benim ve ekibimin rolü, bunu gerçek değişimin başlangıcı yapmak ve meseleyi sahada değiştirmek. Bu olmazsa, savaşın ve çatışmanın yıllarca uzaması, ekonomik ve insani durumun daha da kötüleşmesi riskini alacağız. Yurt içindeki ve dışındaki Suriyeliler güvenlik ve onur içinde yaşamayı hak ediyor. Arap yetkililer arasında ulusal uzlaşmadan söz ediliyor. Umarız bu, yeni bir adımın başlangıcı olur. Başarı garanti mi? Önemli olan statükonun kabul edilemez olduğuna dair ciddi bir girişimin ve kanaatin olması.

- Suriye muhalefeti kendini terk edilmiş hissediyor. Sizce bu doğru mu?

Son dönemde şahit olduğumuz yoğun diplomatik hamleler sahadaki durumun değişmesine yol açarsa bu herkes tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Bunun mümkün olup olmadığı konusunda şüpheci olmayı anlayışla karşılıyorum.

- 2014 yılı başında Cenevre Antlaşması’nın uygulanması için İsviçre'de bir konferans, 2015 yılı sonunda ise Viyana'da bir konferans düzenlenerek BMGK'nin 2254 sayılı kararı yayımlanmıştı. 2023 yılında Suriye'de siyasi bir çözüm aramak için sizin öncülüğünüzde uluslararası bir konferans görecek miyiz?

Ne olacağı tahmininde bulunmak için henüz çok erken. Söylemek istediğim, ilerlemek için tüm bu girişimlerin birlikte çalışması gerektiğidir. Tüm tarafların masada olmasını sağlamak istiyorum. Yani Suriyeli taraflar, Astana sürecindeki ülkeler, Arap taraflar, ABD ve Avrupa ülkeleri. Bunu başarmak için elimden geleni yapacağım.



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.