İslam İşbirliği Teşkilatı, ‘modern kölelik’ ve çocuk işçiliğine karşı uyarıyor

13 Müslüman ülke nüfusunun yüzde 30’u yoksulluk sınırının altında yaşıyor

Hartum’daki çatışmalardan kaçmak için Mısır’a giden otobüsteki Sudanlı bir adam ve çocuk (EPA)
Hartum’daki çatışmalardan kaçmak için Mısır’a giden otobüsteki Sudanlı bir adam ve çocuk (EPA)
TT

İslam İşbirliği Teşkilatı, ‘modern kölelik’ ve çocuk işçiliğine karşı uyarıyor

Hartum’daki çatışmalardan kaçmak için Mısır’a giden otobüsteki Sudanlı bir adam ve çocuk (EPA)
Hartum’daki çatışmalardan kaçmak için Mısır’a giden otobüsteki Sudanlı bir adam ve çocuk (EPA)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu’nun (IPHRC) 21. Olağan Oturumu çalışmaları kapsamında düzenlediği bir oturumdan sonra İİT, modern köleliğin ve yasadışı çocuk işçiliğinin tehlikesi konusunda uyarıda bulundu. Katılımcılar oturumda, iş dünyası ve insan hakları konusunun yanı sıra Birleşmiş Milletler’in (BM) yol gösterici ilkelerinin uygulanması ve yerleştirilmesi konusunda yaşanan mevcut zorlukları görüştüler.

Oturum, ticari faaliyetlerin insan hakları üzerindeki etkilerine ve oluşturduğu tehditlere ilginin arttığını gösterdi. Yol gösterici ilkeler, girişimler ve içtihat hukukunun geliştirilmesine rağmen yapılması gereken tercihlerle ilgili olarak istenen ilerlemeyi gerçekleştirmenin önünde hala birçok zorluk ve engel olduğunu ortaya koydu. Tehlikelerle dolu ortamlarda işçilerin sömürülmesine, tedarik zincirlerinde kadın ticaretine ve göçmenlerin kâr amacıyla sömürülmesine ilişkin hala çok sayıda örnek mevcut.

İnsan haklarının korunmasına yönelik normatif çerçeveler

IPHRC, 21 Mayıs’ta başlayan ve yarın (Perşembe) sona erecek olan olağan oturum çalışmaları kapsamında üç oturum düzenledi. Bu oturumlarda, ticaret ve iş dünyasında insan haklarını korumaya yönelik İslami normatif ve kurumsal çerçeveler, ticaret ve iş dünyasında insan haklarını koruma çabaları ve stratejileri ile iş ve ticaret dünyasındaki aktörlerin insan hakları standartlarını geliştirme ve koruma rolleri tartışıldı. İslam Dünyası Teşkilatı Genel Sekreteri'nin de hazır bulunduğu oturumlarda uluslararası ve bölgesel kuruluşlardan uzmanlar tarafından sunumlar yapıldı

Konuşmacılar BM’nin yol gösterici ilkelerini, iş dünyası ve insan haklarıyla ilgili standartları ve uygulamaları güçlendirmek için kabul edilebilir bir uluslararası çerçeve olarak esas aldılar. Ancak, bu ilkeler bağlayıcılığı olmayan yasal bir araç olmaktan öteye gitmiyor ve otomatik olarak herhangi bir hukuki etkisi bulunmuyor. Bunların politika geliştirme ve kurumsal uygulamaların tüm seviyeleri üzerindeki etkisine rağmen, uygulanmasında hala ciddi zorluklarla karşılaşılıyor. Bazı şirketler tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri, sürdürülebilir kalkınma çabalarındaki ilerlemeyi tehdit ediyor.

Yemenli bir çocuk Sana’da bir inşaatta çalışırken (EPA)
Yemenli bir çocuk Sana’da bir inşaatta çalışırken (EPA)

Konuşmacılar, yükümlülüklerini yerine getirmeseler bile bazı özel şirketlerin işleyebilecekleri olası hak ihlallerine karşı ülkelerin insanları koruma görevinden bahsettiler. İhlaller yaşandığında, mağdurların hem adli hem de adli olmayan şikâyet mekanizmaları yoluyla etkili adalet ve hukuk yollarına erişebiliyor olması gereğini vurguladılar.

İslam ülkelerinin yüzde 50’sinde çatışmalar var

Tartışma oturumunda bildirilen tahminler, İslam ülkelerinde 2003’te yüzde 32 olan çatışma oranının 2011’de yüzde 50’ye çıktığını gösteriyor. Bu çatışmaların çoğu iç çatışmalar şeklinde olurken, yüzde 75’i terör saldırıları şeklindeydi. Küresel Barış Endeksi’ne göre ‘İİT bölgesindeki çatışmalar artıyor ve bu, ülke dışına taşan zorunlu göç akınlarına neden olurken geçiş, çıkış ve varış ülkelerinde ekonomik yükü ve siyasi istikrarsızlığı artırıyor.

Türkiye’de plastik toplayan Suriyeli mülteci bir çocuk (EPA)
Türkiye’de plastik toplayan Suriyeli mülteci bir çocuk (EPA)

Tahminlere göre bu çatışma bölgelerinin çoğu, İİT üye ülkelerinde yer alıyor ve bu bölgelerde yüksek oranda yoksulluk görülüyor. Finansal ve çok boyutlu olarak, bu durum genellikle Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’daki düşük-orta ve düşük gelirli ülkelerde yoğunlaşıyor.

9 İslam ülkesinin nüfusunun yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında

Oturumlarda, İİT üyesi dokuz ülkenin nüfusunun yüzde 40’ının, 13 üye ülkenin nüfusunun ise yüzde 30’unun uluslararası yoksulluk sınırının altında yaşadığı belirtildi.

Yoksulların yaşadığı temel yoksunluklar arasında ‘iyileştirilmiş yaşam koşullarına, temel sağlık hizmetlerine, temel eğitim ve okullaşmaya-öğrenime erişim eksikliği’ bulunuyor. Bunlar sadece istatistik değil, milyonlarca gerçek insan. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu istatistiklerin paylaşılma nedeni, bu ülkelerde şirketlerin var olduğu ve faaliyet gösterdiği ortamın bu olması.

Oturumlar, mevcut uluslararası ve bölgesel girişimler, İİT girişimleri ve iş dünyası ile insan haklarına ilişkin normatif çerçevelerin analiz edilmesini amaçlıyor. Ayrıca, kurumsal insan haklarına ilişkin zorunlu destek gereksinimlerini anlamak, uluslararası, bölgesel ve ulusal düzeydeki gelişmeleri takip etmek ve hükümetlerin, şirketlerin ve sivil toplumun iş dünyasında insan haklarına saygı gösterilmesini sağlamak için kullandığı temel araçları incelemeyi amaçlıyor.

Ayrıca iş dünyası ve insan hakları arasındaki bağlantıları belirlemeyi, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi’ni dikkate almayı, ulusal ve bölgesel mevzuat düzeyinde ilerleme kaydetmeyi, daha geniş yasal ve siyasi gelişmelere ilişkin en iyi uygulamaları paylaşmayı hedefliyor. Ayrıca, çatışmalardan etkilenen ortamlar da dahil olmak üzere iş dünyası bağlamında insan hakları ihlallerini önleme ve bunlarla mücadele etme noktasındaki temel zorlukları belirlemeyi amaçlıyor.



Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve ABD... ‘Yeni bir altın çağ’

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Riyad'da düzenlenen imza töreni sırasında el sıkıştı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın iki ülke arasındaki ilişkilerde ‘yeni bir altın çağ’ olarak tanımladığı dönemin açılışını yaptı. Dün Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu'na katılan ikili, teknoloji, enerji, savunma ve altyapı gibi sektörleri kapsayan eşi benzeri görülmemiş bir stratejik ortaklığa imza attı.

Yemame Sarayı'ndaki zirve sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump iki ülke arasındaki ilişkileri ve stratejik ortaklığın çeşitli alanlardaki boyutlarının geliştirilmesine yönelik koordinasyon çabalarını gözden geçirdiler. İki taraf bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ortak ilgi alanlarına giren konuları ve güvenlik ve istikrarın sağlanması için sarf edilen çabaları ele aldı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump, iki ülke hükümetleri arasında Stratejik Ekonomik Ortaklık Belgesi'ni imzaladı ve çeşitli alanlarda ikili anlaşmaların, iş birliği ve mutabakat zabıtlarının imzalanmasına tanıklık etti. Beyaz Saray'a göre imzalanan anlaşmalar her iki ülke için de ‘tarihi’ nitelikte ve ‘ABD ile Suudi Arabistan arasında yeni bir altın ortaklık çağını’ temsil ediyor.

Başkan Trump'ın ziyaretiyle eş zamanlı olarak Riyad, Suudi Arabistan ve ABD'den çok sayıda bakan, yetkili ve büyük şirket liderinin katıldığı Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na ev sahipliği yaptı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu’na katılan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “ABD ile 92 yıl önce başlayan tarihi dostluk bağlarımız var ve bugün bunları derinleştirmek için bir araya geliyoruz” diyerek Suudi ekonomisinin ABD'nin bölgedeki en büyük ortağı olduğunu ve ABD ile ortak çalışmaların ekonomiyle sınırlı kalmayıp dünyada barış ve güvenliği de kapsadığını belirtti. Muhammed bin Selman sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan, ABD'nin bölgedeki en büyük ekonomik ortağıdır ve iki ülke arasındaki ortaklık fırsatlarının büyüklüğü 600 milyar dolara, forumda açıklanan anlaşmalar ise 300 milyar dolara ulaşmıştır. ABD ile 300 milyar dolardan fazla anlaşma imzaladık ve bir sonraki aşamada bir trilyon dolara ulaşacak diğer anlaşmaları tamamlamak için çalışacağız. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun küresel yatırımlarının yüzde 40'ı ABD'ye yönelik ve yaklaşık bin 300 Amerikan şirketi bugün Suudi Arabistan'da yatırım yapıyor.”

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump forumda yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ilişkilere ve bölgedeki duruma değindi. “İran'a ‘yeni bir yol’ sunmak istiyorum. Ancak İran liderliği bu zeytin dalını reddeder ve komşularına saldırmaya devam ederse, muazzam bir maksimum baskı uygulamaktan başka seçeneğimiz kalmayacaktır” dedi.

Trump, Ukrayna görüşmelerinin kolaylaştırılmasında oynadığı yapıcı rol için Suudi Arabistan'a teşekkür etti. ABD Başkanı, Lübnan'ın İran ve Hizbullah'ın politikalarının kurbanı olduğunu belirterek, komşularıyla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmesine yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Gazze halkının ‘daha iyi bir geleceği hak ettiğini’ belirten Trump, “Eğer o sırada ABD Başkanı olsaydım 7 Ekim olayları yaşanmazdı” ifadesini kullandı.

İkinci döneminin ilk resmi yurtdışı ziyareti için dün sabah Riyad'a gelen Trump, Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından karşılandı. ABD Başkanı'na Yemame Sarayı'nda resmi bir karşılama töreni düzenlendi; konvoya Arap atları eşlik etti, trompetler çalındı ve milli marşlar okundu. ABD Başkanı ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi şeref kıtasını selamladı.

Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu, çeşitli sektörlerde ortaklıkların ve milyar dolarlık anlaşmaların duyurulduğu ve Suudi Arabistan'ın önemli bir yatırım destinasyonu ve yapay zekâ merkezi olarak rolünü teyit eden açıklamaların yapıldığı bir platform oldu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından pazartesi günü lansmanı yapılan HUMAIN şirketinin yapay zekâ alanında 15 milyar doları aşan büyük yatırımlar çekmesi dikkat çekiciydi.

Trump'a başta SpaceX'in kurucusu Elon Musk, BlackRock CEO'su Larry Fink, OpenAI kurucusu Sam Altman, Boeing Başkanı ve CEO'su Kelly Ortberg ve Google CFO'su Ruth Porat olmak üzere çok sayıda iş adamı ve büyük ABD şirketlerinin CEO'ları eşlik etti.

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, Suudi Arabistan – ABD Yatırım Forumu açılış konuşmasında, Suudi Arabistan’ın istikrarlı ekonomi politikalarının yatırım çekiciliğine katkıda bulunduğunu belirterek, Krallığın sadece sermaye çekmeyi değil, aynı zamanda bilgi ve teknoloji transferi ve endüstrileri yerelleştiren stratejik ortaklıklar kurmayı da hedeflediğini vurguladı.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile ortak bir diyalog oturumunda konuşan Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Suudi Arabistan'da rekor bir sürede başarılanların eşi benzeri görülmemiş bir yapısal dönüşüm olduğunu açıkladı. Bessent ise ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin gücünü vurgulayarak, Suudi Arabistan ile ilişkileri ‘tarihi’ olarak nitelendirdi.