Sadr ve ‘Dava Sahipleri’ krizi: Siyasi bölünme mi güç kazanma savaşı mı?

Sadr Hareketi destekçileri ekim ayı başlarında Bağdat'ta düzenledikleri protestolarda (EPA)
Sadr Hareketi destekçileri ekim ayı başlarında Bağdat'ta düzenledikleri protestolarda (EPA)
TT

Sadr ve ‘Dava Sahipleri’ krizi: Siyasi bölünme mi güç kazanma savaşı mı?

Sadr Hareketi destekçileri ekim ayı başlarında Bağdat'ta düzenledikleri protestolarda (EPA)
Sadr Hareketi destekçileri ekim ayı başlarında Bağdat'ta düzenledikleri protestolarda (EPA)

Mukteda es-Sadr'ın Dava Sahipleri olarak bilinen Şii dini grupla yaşadığı kriz, ‘siyasi’ boyutu mu yoksa ‘dini’ boyutu mu daha çok etkiliyor?

Necefli din adamları ve Bağdatlı siyasetçiler bu soruya farklı cevaplar veriyorlar. Aralarındaki fark ne olursa olsun, ayrılma ve bölünmelere rağmen halen etkili olan bir siyasi akım için siyasi yansımalar kaçınılmaz.

Irak Şiilerinin geleneksel hukuk çevreleri tarafından sıklıkla ‘sapkın’ olarak tanımlanan Dava Sahipleri grubu, 2006 yılında ülkede mezhepsel sokak savaşının patlak vermesiyle birlikte kuruldu. Sadr Hareketi unsurlarını içeren grup, Sadr'ın ‘İmam Mehdi’ olduğuna ve ona biat etmeleri gerektiğine inanıyor.

Şii din adamları, ‘bir siyasi liderle bağlantısı olan dini hareketlerin tehlikesi’ konusunda hemfikirler. Geçtiğimiz yıllarda Necef'teki ‘Cennetin Askerleri’ ve Sarhi destekçileri örneklerinde olduğu gibi, devlet güç kullanıp müdahale ederek grup üyelerini tutukladı.

‘Mehdilik’ fikri aslında bu grupları birleştiren ve birbirine bağlayan ideolojik bir referanstır ve genellikle her siyasi veya sosyal ayaklanmadan sonra ortaya çıkar. Ancak Dava Sahipleri ile ilgili yeni olan, aylar önce siyasetten çekilme kararı alan ve Koordinasyon Çerçevesi’nde kararı rakiplerine bırakan Mukteda es-Sadr taraftarları için siyasi bir yenilgi sonrası ortaya çıkmasıdır.

Ayrıca, Sadr'ın dini ve toplumsal havasına yönelik popüler bir ‘takıntı’, bir siyasi hareketin liderine değil, ondan daha büyük olana ‘bağlılık’ fikirlerini köklü bir ideolojik boyutta yeniden canlandırdı.

SADR

Ashabu'l Hak mensubu maskeli üç kişi, geçen hafta ikinci kez bir videoda yer aldı ve Sadr Hareketi liderine ‘beklenen İmam Mehdi’ olarak biat çağrısında bulundular.

Videodakilerden biri planlarının, Sadr'a biat ettikten sonra “yolsuzluğun ve yağmacıların başkenti Bağdat'a gidip zalim Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki Beni Abbas devletini devirmek" olduğunu” söyledi.

Necef'te en yüksek otorite olan Ali es-Sistani'ye yakın olan medrese çevreleri, Dava Sahipleri ile Sadr krizi hakkında yorum yapmaktan kaçınıyorlar.

Şehirdeki gazeteciler ve aktivistler, Necef'teki genel atmosferin, hareketin ve liderinin kaderi hakkında endişe ve tartışmaların hâkim olduğu Sadrcılar dışında, “Dava Sahipleri” krizinden etkilenmiş görünmediğini söylediler.

Londra'da ikamet eden bir Şii din adamı ise adının açıklanmaması şartıyla Şarku'l Avsat ile görüştü. Din adamı, “Dava Sahipleri’nin, Sadr Hareketi’nin bir kolu veya muhalifi olduğu sürece, farklı isimler taşıyan hareketlerin bir uzantısı olduğunu” söyledi. Kuşkusuz Necef fakihleri ​​bunu ‘sapıklık’ olarak görmektedirler ve devlet de bu konuyu süratle halletmekten çekinmeyecektir.

Din adamı, “Sadr, ideolojik bir krizin nedeni olmak istemiyor. Çünkü bu grupların yaklaştığı kırmızı çizgilerin farkında” değerlendirmesinde bulundu.

Krizin görünümünün dini ve ideolojik olduğuna inanan din adamı, özünün ise siyasi rekabet olduğunu ve Sadr Hareketi’nin bunun ana tarafı olduğunu belirtti.

Sadr, geçen hafta Şii Müslümanların taklit edeceği bir referans olmadığı, “müctehid olmadığını” söyleyerek biat çağrılarını engellemeye çalıştı. Ancak bu Koordinasyon Çerçevesi’nde Şii liderler tarafından, ‘muhaliflere ve yurt dışından desteklenen yozlaşmışlara karşı ideolojik bir savaş’ ilanı olarak yorumlandı.

Kufe Vaizi Hadi ed-Dunyavi dün (Cuma) Sadr Hareketi’nin lideri hakkında bir mesaj paylaştı: “Aslanın dişini gördüğünüzde onun gülümsediğini sanmayın. Dikkat edin!”

Krizin yansımalarını açıklamak için 3 hipotez

Bağdat'ta, Sadr'ın Dava Sahipleri ile çatışmasına dair birçok yorum var ve bu krizin yansımalarını açıklamak veya tahmin etmek için 3 siyasi hipotez gündemde.

Birincisi: Sadr destekçileri, Sadr'ın ezeli rakibi olan İran destekli Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin, hareketin halk tabanını zayıflatmak amacıyla Dava Sahipleri’nin hareketlerini dolaylı yollarla motive ettiğine inanıyor.  Çerçeve liderlerinin kendisinde karşı konumları ne olursa olsun bunu, Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki hükümeti korumaya dönük siyasi planlar çerçevesinde yapıyorlar.

Birkaç gün önce yine maskeli ve kimliği belirsiz bir grup ortaya çıktı. Dava Sahipleri’ni tasfiyeyle tehdit etti ve Sadr Hareketi liderini sert bir şekilde eleştirdi. Necefli Sadrcılar, grubun silahlı bir Şii grupla bağlantılı olduğunu belirtiyor.

İkincisi: Eski ve yeni Sadrcı liderlere göre Sadr, kendi akımının dağılmasından ve oluşturduğu siyasi projeyle tutarlı insan kitlesinin kaybından daha fazla endişe duymuyor. Muhalifler, Kays el-Hazali liderliğindeki Asaib Ehlil Hak örneğinde olduğu gibi, genellikle Sadr'ın ‘azılı düşmanlarına’ dönüşmek için hareketten ayrılıyor.

Üçüncüsü: Sadr, özellikle kendisine çok yakın olanların Dava Sahipleri'nin söylediklerine inandığını gösteren pek emare olduğundan, halk tabanına ve ona yakın liderlik grubuna yönelik sert bir revizyon yapma fırsatını kaçırmayacaktır. Ama daha da önemlisi, Sadr, siyasetten çekildiğini söylemiş olsa da bu çatışmayı Şii sokağında nüfuzunu artırmak için kullanacaktır.



Türkiye-Irak kalkınma ve terörle mücadele görüşmeleri

 Irak Başbakanı, 8 Mayıs 2025'te Ankara'daki Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen kabul töreninde (hükümet medyası)
Irak Başbakanı, 8 Mayıs 2025'te Ankara'daki Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen kabul töreninde (hükümet medyası)
TT

Türkiye-Irak kalkınma ve terörle mücadele görüşmeleri

 Irak Başbakanı, 8 Mayıs 2025'te Ankara'daki Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen kabul töreninde (hükümet medyası)
Irak Başbakanı, 8 Mayıs 2025'te Ankara'daki Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen kabul töreninde (hükümet medyası)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Türkiye ile ilişkilerin "terörle mücadele ve ekonomik kalkınma" ekseninde şekillendiğini vurguladı.

Sudani'nin açıklamaları, dün Ankara'ya yaptığı ziyarette, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi sırasında geldi.

Irak hükümeti ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan ayrı açıklamalarda, Sudani ile Erdoğan'ın ikili görüşmelerde bulundukları ve Irak ve Türkiye heyetlerine Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarında başkanlık ettikleri belirtildi.

Sudani, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerinin bölgesel istikrar denkleminin bir parçası olmasını istediğini dile getirdi. Kalkınma yolu projesine ilişkin olarak el Sudani, projenin ekonomik entegrasyon açısından stratejik olduğunu belirtirken, Erdoğan ise yolun "Irak ve tüm bölgenin istikrarı ve refahına önemli katkı sağlayacağını" vurguladı.