Lübnan muhalefeti, cumhurbaşkanını seçmek için Berri’ye oturum düzenleme baskısı uyguluyor

Muhalefet, Cihad Azur’u aday gösterme konusunda uzlaşı sağladı

Eski Bakan Cihad Azur
Eski Bakan Cihad Azur
TT

Lübnan muhalefeti, cumhurbaşkanını seçmek için Berri’ye oturum düzenleme baskısı uyguluyor

Eski Bakan Cihad Azur
Eski Bakan Cihad Azur

Muhalefet partilerinin çoğu, Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkarken, pozisyonlarını eski bakan Cihad Azur’u destekleme yönünde belirlediler. Bugünse çatışmaları başka bir aşamaya taşındı. Öyle ki Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’ye bir an önce bir cumhurbaşkanının seçileceği bir oturum çağrısı yapması için baskı yapılıyor.

Yeni oturum çağrısını geciktirme sorumluluğunun, çeşitli taraflardan siyasi partilerin ortaya koyduğu pozisyonlar aracılığıyla paylaşıldığı açık görünüyor.

Bu nedenle muhalefet, saflarını ve tutumlarını düzenlemeye çalışıyor. Öyle ki Azur’u cumhurbaşkanlığına aday gösterme konusunda uzlaşı sağladıktan sonra bu aşamadaki savaşı, parlamento oturumu çağrısı yapmak için baskı oluşturmayı hedefliyor.

İki gün önce Özgür Yurtsever Hareket, ‘cumhurbaşkanlığı için bir aday üzerinde muhalefetle mutabakat açısından blok başkanının izlediği yolu’ açıkladı. Ancak buna rağmen Azur isminde uzlaşmaya karşı Yurtsever Hareket içerisinden itiraz sesleri yükseldi. Ayrıca 1 Haziran’da muhalefet partilerinin temsilcilerinin Azur’a destek vermek için bir araya geldiği toplantıya Özgür Yurtsever Hareket temsilcilerinin katılmaması dikkat çekiciydi.

Muhalefet, yaptığı açıklamada cumhurbaşkanlığı anlaşmasının belirginleşmesine olanak tanıyacak uygun mekanizmaları ortaya koymak için bir toplantı düzenlediğini açıkladı. Toplantı Lübnan Kuvvetleri Partisi, Lübnan Ketaib Partisi, Yenilenme Bloku ve Değişim Bloku temsilcilerini içeriyordu. Bu çerçevede muhalefet, “Muhalif ve değişim yaratan parlamenter güçler, Lübnanlıları teslim olmak ile boşluk arasında bir seçim yapma mantığıyla yüzleştirmek için çabalar sarf ediyor. Bu çerçevede Güçlü Cumhuriyet Bloğu, Ketaib, Yenilenme Bloğu ve Değişim Bloğu temsilcileri, kendileri ve diğer bloklar arasında bir cumhurbaşkanlığı anlaşmasının belirginleşmesine olanak tanıyacak uygun mekanizmalar belirlemek için bir toplantı yaptılar” diyerek, toplantıda ‘cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek ve Lübnan’ı içinde bulunduğu krizden kurtarmak için bu kesişme gerçekleştiğinde nasıl desteklenebileceği’ konusunun ele alındığını söyledi.

Edinilen bilgilere göre muhalefet, toplu olarak Azur konusunda anlaşmaya vardığını ilan edecek. Bu çerçevede Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Muhalefet ve Özgür Yurtsever Hareket arasında tek aday üzerinde uzlaşı sayılan temel aşamanın tamamlanmasının ardından bugün gözler, ‘cumhurbaşkanı seçmek üzere bir oturum çağrısı yapması’ için Meclis Başkanı’na yönelik baskıya çevrildi” dedi. “Anlaşmanın onaylanması, bir sahnede veya birbirini izleyen beyanlar yoluyla veya parlamentoda oylama sırasında olmak üzere çeşitli şekillerde olabilir” diyen kaynaklar, Azur’un yürüteceği temaslar da dahil olmak üzere ayrıntılı teknik konuların yanı sıra ana mücadelenin bağlamıyla ilgili diğer konulara değindi.

Seçim oturumunu düzenleme mücadelesine ilişkin olarak kaynaklar, “Ortaya koydukları tüm bahaneler ortadan kalktıktan sonra Berri’nin cumhurbaşkanı seçmek için oturum çağrısı yapma zamanı gelmiş demektir ve muhalefet bunun için bir yol haritası çizecektir. Farnciyye’ye kıyasla Azur’un kazanma şansının yüksek olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu çerçevede Lübnan Kuvvetler Partisi üyesi Fadi Kerem, “Muhalefetteki gruplar, günlük toplantılar yapıyor. Eski Bakan Cihad Azur’un adaylığının kabulünün birkaç gün içinde ve Özgür Yurtsever Hareket ile koordinasyon içinde açıklanması yolunu görüşüyorlar. En kısa sürede bir cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısı yapmak amacıyla cumhurbaşkanlığı savaşına yaklaşacak ve Meclis Başkanı Nebih Berri’ye baskı uygulayacak uyumlu bir ekip olabilmemiz için toplantılar yürütülüyor” açıklamasında bulundu.

Kerem, “Meclis Başkanı Berri, özellikle iki aday olduğu, tüm partilerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazır olduğu ve pozisyonlarını aldığı için, oturum çağrısı yapmanın ülkenin çıkarına olduğunu biliyor. Dolayısıyla bugün oturum çağrısı yapmama gerekçesi geçersiz” diyerek, sözlerinin devamında ise “Adayımız Cihad Azur’un 65’ten fazla oy alma kabiliyetine sahip olduğuna inanılıyor” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan Lübnan Kuvvetleri’nde Milletvekili George Okais, “Cihad Azur, meydan okuyucu bir aday değil. İkisinin de meydan okuyucu aday olmanın anlamını tanımlaması gerekiyor” açıklamasında bulundu. Okais, “Şu andan itibaren hafta sonuna kadar her şey yolunda giderse açıklama, Cihad Azur’a desteğini ilan eden geniş bir parlamento kavşağı şeklinde olacak” diyerek, “Ulusal Ilımlılık Bloğu, Cihad Azur hakkında da Süleyman Franciyye hakkında da henüz kararını vermedi” ifadelerini kullandı.

Ulusal Ilımlılık Bloğu, İlerici Sosyalist Parti ve bir dizi bağımsız milletvekili, Azur’un adaylığı konusundaki tutumlarını henüz belirlemedi. Aynı şekilde cumhurbaşkanlığı meselesi, 1 Haziran’da ‘Ulusal Ilımlılık’ Milletvekili Velid el-Baarini ile Başmüftü Abdullatif Deryan arasındaki tartışmanın odak noktasıydı.

Baarini, görüşme sonrasında “Dar’ul Fetva, Müslüman Temsilciler Ulusal Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada Dar’ul Fetva tarafından belirlenen özelliklere sahip bir cumhurbaşkanının seçilmesi çerçevesinde cumhurbaşkanlığı pozisyonu konusunda arzulu. Geçen Eylül ayında gerçekleşen toplantı, cumhurbaşkanının ismi üzerinde durmadı” dedi. Milletvekili Velid el-Baarini ayrıca, “Dar’ul Fetva’nın yanındayız ve çatısı altındayız. Cumhurbaşkanını seçerken başkanı ile istişare ve iletişim kuruyoruz. Allah muvaffak etsin” ifadelerini kullandı.



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.