Avn’ın Esed’i ziyareti, Şii İkili’nin Franciyye’ye desteğine engel oluşturmayacak

Basil ile Hizbullah arasında anlaşmazlık sürüyor.

Esed- Avn görüşmesinin gündem maddeleri arasında Lübnan cumhurbaşkanlığı koltuğundaki boşluk da vardı. (EPA)
Esed- Avn görüşmesinin gündem maddeleri arasında Lübnan cumhurbaşkanlığı koltuğundaki boşluk da vardı. (EPA)
TT

Avn’ın Esed’i ziyareti, Şii İkili’nin Franciyye’ye desteğine engel oluşturmayacak

Esed- Avn görüşmesinin gündem maddeleri arasında Lübnan cumhurbaşkanlığı koltuğundaki boşluk da vardı. (EPA)
Esed- Avn görüşmesinin gündem maddeleri arasında Lübnan cumhurbaşkanlığı koltuğundaki boşluk da vardı. (EPA)

Eski Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 14 yıl sonra Suriye’nin başkenti Şam’ı ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile görüştü. Ziyaret, Hizbullah’ın Suriye’nin müttefiki Marada lideri Süleyman Franciyye’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını desteklemesi nedeniyle Milletvekili Cibran Basil ile Hizbullah arasındaki gergin ilişkiyle bağlantılı gerçekleşti. Ayrıca ziyaretin, Franciyye’nin gelişini destekleyen Şii İkili’nin tavrında bir gedik açacağına dair şüpheler var.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre önceden herhangi bir hazırlık yapılmayan ziyaret, Avn’un Lübnan- Suriye sınırına varmasının ardından, Lübnan medyası tarafından duyuruldu. Avn’a eski bakan Pierre Raffoul eşlik etti. Heyeti sınırda Suriye’nin eski Lübnan Büyükelçisi Ali Abdulkerim Ali karşıladı.

Ziyaret, Lübnan’da Milletvekili Cibran Basil’in başkanlığından önce, Avn tarafından kurulan Özgür Yurtsever Hareket ile Marada Hareketi’nin lideri Süleyman Franciyye’yi destekleyen Hizbullah arasındaki siyasi çatışma döneminde gerçekleşti.

Basil’in muhaliflerin yanında eski bakan Cihad Azur’un adaylığını desteklemesinin ardından son dönemde cumhurbaşkanlığına ilişkin gelişmeler, Hizbullah ile Basil arasındaki gerilimi artırdı. Kaynaklar, cumhurbaşkanlığı dosyasının gündeme gelmesi durumunda Avn’ın Esed’i ziyaretinin büyük bir atılım gerçekleştiremeyeceği kanaatinde. Emel Hareketi ve Hizbullah ikilisinin pozisyonlarını yakından takip eden kaynakların Şarku’ul Avsat’a yaptığı açıklamaya göre Avn’ın Şam ziyareti, Esed’i Franciyye’yi desteklemekten caydırmak için arabuluculuk yapmayı amaçlıyorsa, o zaman ziyaret iki yetkilinin pozisyonunda hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Kaynaklar konuya ilişkin yaptıkları açıklamada “İkili, Franciyye’yi aday gösterme kararı verdi. Esed, Hizbullah’a da Meclis Başkanı Nebih Berri’ye de Franciyye’ye de pozisyonlarını değiştirmeleri için baskı yapmayacak” dedi. Kaynaklar ayrıca cumhurbaşkanlığının ‘tamamen bir Lübnan meselesi olduğunu’ vurguladı. Aynı şekilde Lübnan’ın yurtdışındaki müttefikleri de meselenin iç mesele olduğunu, yalnızca Lübnan’ın çözümüyle sınırlı olduğunu ve kimsenin hiçbir şeye karışmadığını ve onlara hiçbir şey dayatılmadığını da dile getirdiler.

Basil’in ittifakı, Azur’un kazanma şansı olmadığını belirten Hizbullah ile arasındaki anlaşmazlıkları daha da artırdı. Emel Hareketi ve Hizbullah İkilisi ve Franciyye’yi destekleyen güçler arasındaki müttefikleri, Azur’un geliş ihtimalinin yaklaşması durumunda, ikinci turda seçim oturumunu boykot etmek de dahil olmak üzere bir dizi seçeneği inceliyor.

Franciyye ve Şam

Franciyye, Şam ile ilişkisini sürdürüyor. Daha önceki açıklamalarında Lübnan çıkarlarını Suriye’nin çıkarlarına tercih ettiğini ancak Suriye’deki konumunun ‘stratejik’ olduğunu dile getirmişti. Avn ise Şam’a son ziyaretini, 2009 baharında gerçekleştirmiş, ancak 2016’da cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Suriye’ye herhangi bir ziyarette bulunmamış ve Esed’le zaman zaman özel temaslar gerçekleştirmişti. Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğü sırada hükümetteki bazı Lübnanlı bakanlar, Suriye penceresinden geçen tarım ürünleri dosyası ve Suriye’den elektrik ithalatı dosyası gibi teknik konuları görüşmek üzere Şam’ı ziyaret etti.

Lübnanlı bakanların aralarında Enerji Bakanı Velid Fayyad'ın da bulunduğu Suriyeli bakanlarla 2021 sonrasında yaptıkları toplantılarda Mısır gazının geçişi ve Ürdün elektriğinin Suriye topraklarından Lübnan’a çekilmesi için hazırlıklar görüşüldü. Suriyeli bakanlar da Beyrut’u ziyaret ederek Lübnanlı mevkidaşlarıyla görüştüler. Aynı şekilde Avn tarafından atanan Lübnanlı elçiler, yerinden edilmiş Suriyelilerin geri gönderilmesi sorununu çözmek ve Avn’ın görev süresi sona ermeden önce Lübnan ile Suriye arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi gibi diğer meseleleri görüşmek üzere Suriye’yi ziyaret ediyorlardı. Bu görüşmeleri ve ziyaretleri, sık sık eski Genel Güvenlik Genel Müdürü Tümgeneral Abbas İbrahim yönetiyordu.

Kaynaklara göre görüşmenin zamanlaması, Süleyman Franciyye’nin Suriye’ye yakın olması ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile kişisel ilişkileri bulunması göz önüne alındığında, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle sınırlı değil. Başta “Özgür Yurtsever Hareket’in desteklediği yerinden edilmişlerin Suriye’deki topraklarına geri dönüşü meselesi olmak üzere görüşülen birçok konu olduğu belirtildi. Ayrıca ziyaret, bölgesel dönüşümler ve Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşünün ardından gerçekleşti. Ziyarete eşlik eden Lübnanlı kaynaklar, Avn ile Esed arasındaki iletişimin ‘geçtiğimiz dönemde kesintiye uğramadığını ve iki ülke ile ilgili bir dizi önemli sorunu çözmek için telefonla veya heyetler aracılığıyla yürütüldüğünü’ kaydettiler. Ziyaretin ‘doğal bir bağlamda’ gerçekleştiğini vurguladılar.

Şam’a muhalefetiyle bilinen Avn, 2005’te Suriye ordusunun Lübnan’dan çekilmesinin ardından Suriye ile olan anlaşmazlık konusunda yeni bir sayfa açtı. Parlamento seçimlerinden önce, 2009’da Şam’a yaptığı ziyarette temaslarını sonlandırana kadar Suriye liderliğiyle iletişimi sürdürdü.



Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor
TT

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus’un Beyrut'a gelmesini bekliyor. Barrack ve Ortagus, Tel Aviv'de yetkililerle yaptıkları görüşmelerin ardından Lübnan'ın ‘ABD tarafından sunulan belgeye’ verdiği cevaba ilişkin İsrail'in yanıtını iletecekler.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre ABD merkezli haber sitesi Axios, İsrailli ve ABD’li üç kaynaktan, Barrack'ın İsrail'e geldiğini ve dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelerek ABD'nin İsrail'den Lübnan'a yönelik saldırılarını sınırlaması ve Suriye ile müzakereleri sürdürmesi talebini görüştüğünü aktardı. Axios, Barrack'ın ayrıca İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ve Savunma Bakanı Yisrael Katz ile de görüştüğünü ekledi.

Bu gelişme, kaynaklara göre Lübnan Cumhurbaşkanlığı ile Hizbullah arasında silahların devletle sınırlandırılması konusunda yürütülen müzakerelerin herhangi bir sonuç vermemesi üzerine gerçekleşti.


UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi sakinlerinin "her türlü cehennemi" yaşadığını söyledi.

Lazzarini, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin farklı bir anlatıyı yaymayı bırakıp, insani yardım kuruluşlarının Gazze Şeridi halkına kısıtlama olmaksızın yardım sağlamasına izin vermesinin zamanının geldiğini belirtti.

BM Yüksek Komiseri ayrıca İsrail hükümetine, uluslararası gazetecilerin Gazze'deki durum hakkında serbestçe haber yapmalarına izin vermesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler'in de katıldığı uluslararası bir gıda güvensizliği değerlendirmesi, cuma günü Gazze Şeridi'nde resmen kıtlık ilan etti ve kıtlığın eylül ayı sonuna kadar Deyr el-Belah ve Han Yunus vilayetlerine yayılacağını öngördü.

BM Haber Merkezi'ne göre, Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması'na (GGK) göre Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan, aşırı açlık, ölüm, yoksulluk ve akut yetersiz beslenmenin son derece kritik seviyelere ulaştığı 5. Faz olarak adlandırılan felaket koşullarıyla karşı karşıya.


İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.