Mısır’da tüm önlemlere rağmen lise sınavlarında kopya çekildi

İki sınavın cevaplarının sızdırıldığı iddiası savcılığa taşındı.

 Mısır Eğitim Bakanı, lise sınavlarını bakanlığın operasyon odasında takip etti. (Facebook'ta Eğitim Bakanlığı)
Mısır Eğitim Bakanı, lise sınavlarını bakanlığın operasyon odasında takip etti. (Facebook'ta Eğitim Bakanlığı)
TT

Mısır’da tüm önlemlere rağmen lise sınavlarında kopya çekildi

 Mısır Eğitim Bakanı, lise sınavlarını bakanlığın operasyon odasında takip etti. (Facebook'ta Eğitim Bakanlığı)
Mısır Eğitim Bakanı, lise sınavlarını bakanlığın operasyon odasında takip etti. (Facebook'ta Eğitim Bakanlığı)

Mısır'da lise sınavlarının başlamasıyla birlikte elektronik ortamdaki ‘kopya sayfaları’ yeniden ortaya çıktı. İki sınav sorusunun sızdırıldığı iddia edilirken Mısır Eğitim Bakanlığı ele geçirilen tüm dolandırıcılık vakalarının soruşturulmasını Mısır Cumhuriyet Savcılığı’na sevk etti.

Mısır son yıllarda, sınav soru ve cevaplarının sosyal paylaşım sitelerindeki çeşitli uygulamalar aracılığıyla yapıldığı ve ‘elektronik kopya’ olarak bilinen olaya tanık oldu.

Öğrenciler salı günü ekonomi ve istatistik sınavına girerken, “Telegram” üzerinden ‘elektronik dolandırıcılık’ sayfalarında iki dersin sorularının dolaşıma sokulduğu iddia edildi. Şarku’l Avsat, “Telegram” uygulamasında ‘Shawming Lisesi ve El-Ezher Sınavlarının Sızıntıları’ ve ‘Şafak'ın Gizli Kontrol Sızıntısı’ adlarında iki grup aracılığıyla, çözülmüş soru kağıtlarının dolaşımını yakındn takip etti.

Mısır Eğitim ve Teknik Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan resmi açıklamaya göre sınavları takip eden merkezi operasyon odasındaki elektronik sahtekarlıkla mücadele ekibi üyeleri, ekonomi sınavında elektronik sahtekarlıklarını, biri Menufiyye Valiliğindeki (Kahire'nin kuzeyi) bir komitede iki öğrencinin sınav sorularından birini cep telefonuyla sosyal paylaşım sitelerinde yayınlayarak kopya çekerken yakaladı. İkincisi olarak da istatistik sınavıyla ilgili olarak Kena Valiliğindeki bir komitede bir öğrenci için ‘elektronik kopya’ vakası tespit edildi.

Bu yıl lise sınavlarına başvuran öğrenci sayısı, edebiyat bölümünde 276 bin 211, fen bilimleri bölümünde 391 bin 671 ve matematik bölümünde 98 bin 658 olmak üzere toplam 783 bin 025 öğrenciye ulaştı.

Mısır Eğitim ve Teknik Eğitim Bakanı, Genel Ortaöğretim Sınavları Başkanı Dr. Rıza Hicazî, salı günü yaptığı açıklamada, bakanlıktaki merkezi operasyon odası aracılığıyla birinci kattaki genel ortaöğretim sınavlarını takip etti. “Öğrencilerin komitelere herhangi bir elektronik cihaz olmadan girmelerini sağlayın” talimatı verdi. Ayrıca öğrencilerin sınava girerken aranması için elektronik arama cihazı kullanılması ve sınavın başlamasından yarım saat sonra, sınav sürecinin disiplinini etkilemeden tekrar aranmaları gerektiğini vurguladı.

Mısırlı bakan ‘vakaların komitenin sorumluluğunda olduğunu’ teyit ederek ‘bunlarla ilgili sıkı yasal önlemler alınmasını ve yakalanan tüm (elektronik dolandırıcılık) vakalarının Cumhuriyet Savcılığına sevk edilmesini’ istedi.

Mısır yasaları sahtekarlığı teşvik edenlere caydırıcı sertlikte cezalar öngörüyor. Zira yasalar ‘sosyal medyad lise sınavlarının fotoğraflarını yayınlayan ve teşvik eden herkes için hapis, para cezası ve sınavdan mahrum bırakma’ cezalarını içeriyor.

Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin din eğitimi ve milli eğitim sınavlarına girdiği genel ortaöğretim sınavlarının ilk gününde ‘elektronik dolandırıcılık’ dolandırıcılıkla mücadele ekibi üyelerinin Şarkiyye Valiliği'nde din eğitimi alanında bir kopya vakası tespit ettiğini duyurmuştu. Milli eğitim alanında da Sohac ve Dakhaliyye valiliklerindeki iki vakada olayda kullanılan telefonlara el konuldu ve söz konusu öğrenciler hakkında gerekli yasal tedbirler başlatıldı.

Bakanlık, lise sınavları öncesinde ‘öğrencilerin çeşitli kopya çekme yöntemlerinden hiçbirini kullanmamaları gerektiğini’ vurgulayarak, ‘kopya çekme girişimlerine karşı koyacaklarını ve sınavlarda meydana gelen ihlallerle ilgili yasal önlemler alacaklarını’ belirtti.

Eğitim Bakanı geçtiğimiz pazar günü eğitim müdürlükleri müdürleri ve tüm vilayetlerdeki sınav komiteleri başkanlarıyla yaptığı toplantıda öğrencilere ‘kapalı bile olsa cep telefonu bulundurmanın suç olduğu’ uyarısında bulunarak ‘kopya çekilmediğini kanıtlayan komitelerin ödüllendirileceğini, kopya çekildiğini kanıtlayan komitelerin ise sorumlu tutulacağını’ vurguladı. Llise sınavlarında hizmet etmenin ulusal bir görev olduğuna’ işaret etti.

Mısır'daki Aynu’ş-Şems Üniversitesi'nde bilim ve eğitim profesörü olan Dr. Muhammed Abdulaziz, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Tüm önlemlere rağmen kopya sayfalarını tamamen engellemek zor. İnternet üzerinden gerçekleştirilen bir durumla karşı karşıyayız. İnternetin kontrol edilmesi oldukça güç. Sınav komiteleri kendi içinde daha sıkı kısıtlamalar getirmeli. Bu nedenle Eğitim Bakanlığı'nın, yüksek maliyet gerektirse bile, komiteler içinde elektronik sohbet yöntemlerine başvurmak da dahil olmak üzere yeni çözümler düşünmesi gerek. Çünkü eğitim ulusal güvenlik olarak kabul edilir. Konu aynı zamanda elektronik dolandırıcılığa yol açan herkesi, öğrenciden komite başkanına kadar sınav sorularının kendileri aracılığıyla yayınlandığını ve masumiyetlerini kanıtlamaktan sorumlu tutulmalarını ortaya koyacak parlamento mevzuatı gerektiriyor.”



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.