BM Lübnan Özel Koordinatörü: Lübnan liderlerinin bir cumhurbaşkanı seçmek için acil adımlar atması gerekiyor

BM Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Wronecka (Twitter)
BM Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Wronecka (Twitter)
TT

BM Lübnan Özel Koordinatörü: Lübnan liderlerinin bir cumhurbaşkanı seçmek için acil adımlar atması gerekiyor

BM Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Wronecka (Twitter)
BM Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Wronecka (Twitter)

Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Joanna Wronecka, Lübnan Meclisi’nde yapılan bir başka ‘sonuçsuz’ oturumun ardından, liderler ve parlamenterlerin cumhurbaşkanının seçilmesini sağlamak için acil adımlar atması gerektiğini vurguladı.

Wronecka bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu konuda uzayan boşluk, Lübnan’daki demokratik uygulamaları baltalıyor ve ülkeyi yeniden toparlanma yoluna sokmak için gereken reformları daha da geciktiriyor” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Lübnanlı Meclisi, yeni cumhurbaşkanını seçmeye yönelik yeni oturuma 128 milletvekilinin katılımıyla bu sabah başladı ancak 12. girişimde de başarılı olamadı.

Adaylardan eski bakan Cihad Azur 59 oy alırken, eski bakan Süleyman Franciyye 51, Ziad Baroud 6 ve Joseph Avn 1 oy alabildi.

Lübnan Meclisi, Hizbullah ile muhalifleri arasında yoğunlaşan siyasi bölünmenin ortasında, yaklaşık beş ay sonra ilk kez toplandı.

Ekim sonunda eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresinin sona ermesinden bu yana, meclis 11 kez toplandı ancak cumhurbaşkanını seçemedi.

Hiçbir parti kendi adayını göreve getirmeyi sağlayacak çoğunluğa sahip olmadığı için bu konudaki tüm girişimler başarısız oldu.

Ancak önemli siyasi blokların, Hizbullah’ın desteklediği eski bakan olan Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye’ye karşı eski bakan Cihad Azur’un adaylığını destekleme yönündeki uzlaşısı denklemi değiştirdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) eski Direktörü olan ve 2005-2008 yılları arasında Lübnan Maliye Bakanı olarak görev yapan Cihad Azur’un ismi son haftalarda öne çıktı.

Yürütülen kapsamlı temasların ardından, Franciyye’ye karşı çıkan büyük bloklar ve milletvekilleri, Azur’un adaylığına desteklerini açıkladı.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.