Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun stratejik ortaklık için Moskova’da

Tebbun Cezayir'den Rusya'ya giderken bir grup Cumhuriyet Muhafızını selamlıyor (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Tebbun Cezayir'den Rusya'ya giderken bir grup Cumhuriyet Muhafızını selamlıyor (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun stratejik ortaklık için Moskova’da

Tebbun Cezayir'den Rusya'ya giderken bir grup Cumhuriyet Muhafızını selamlıyor (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Tebbun Cezayir'den Rusya'ya giderken bir grup Cumhuriyet Muhafızını selamlıyor (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, iki ülke arasında 2008 yılında imzalanan “stratejik ortaklığı” güçlendirmek amacıyla dün Rusya'ya 3 günlük bir devlet ziyareti başlattı.

Cezayir Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Tebbun’un Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in daveti üzerine “iki dost ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi çerçevesinde” Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada Tebbun’un bu ziyareti sırasında 14-17 Haziran tarihleri arasında St. Petersburg'da düzenlenecek olan Uluslararası Ekonomik Forum çalışmalarına katılacağı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Rusya ve Cezayir Devlet Başkanlarının resmi görüşmelerde bulunacakları tahmin ediliyor. Cezayir Cumhurbaşkanı'na ziyareti sırasında tarım, adalet, kültür ve iletişim bakanlarının yanı sıra bir grup kamu şirketi yöneticisi ve iş insanı eşlik ediyor.

Rus ve Cezayirli yatırımcı ve sanayiciler geçtiğimiz hafta Cezayir'in başkentinde bir araya gelerek yenilenebilir enerji, mesleki eğitim ve yüksek öğrenim alanlarındaki projeleri görüşmüşlerdi.

İki ülkenin ekonomik ve bilimsel alanlar, ilaç endüstrisi, sivil nükleer, kültür, medya ve iletişim alanlarında mutabakat zabıtları imzalayacağı bildirildi.

Silah anlaşmalarının imzalanmasının Devlet Başkanları Putin ve Tebbun arasındaki görüşmelerde yer alan bir konu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, iki tarafın aralarındaki geniş askeri iş birliği alanlarına odaklanmak istemedikleri görülüyor.

Cezayir ve Moskova'nın hem 3 milyar doları aşan ticari ilişkileri ekonomik düzeyde hem de özellikle Rusya’nın yüzölçümü bakımından en büyük Afrika ülkesinin en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle siyasi ve stratejik düzeyde tarihi ilişkilere sahip olması dikkat çekiyor.

Cezayir ayrıca Rusya ile Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu çerçevesinde ve petrol ihraç eden ülkeler OPEC+ toplantılarında koordinasyon sağlıyor.



Hızlı Destek Kuvvetleri ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlanıyor

Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlanıyor

Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’de patlak veren çatışmalarla ilgili uluslararası uyarıların arttığı bir dönemde, HDK bir insan hakları örgütü tarafından Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) dün (Perşembe) yayınladığı kapsamlı bir raporda, HDK’yi Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de Masalitlere karşı ‘etnik temizlik ve soykırımın gerçekleştiğini veya gerçekleşmekte olduğunu gösterebilecek’ cinayetler işlemekle suçladı. Geçen yıl Nisan ayında HDK ile Sudan ordusu arasında çatışmaların başlamasından bu yana geçen bir yıl içinde tekrarlanan ihlallerin incelendiği raporda, ‘HDK ve Arap milislerin geçen yıl sürekli saldırılarla Masalit halkının çoğunlukta yaşadığı el-Cuneyne mahallelerini hedef aldığı’ belgelendi.

Rapora göre, HDK ve müttefik milislerin el-Cuneyne'deki saldırıları, binlerce insanı öldürdü ve yüz binlercesini mülteci olarak bıraktı. Raporda ayrıca, ‘Batı Darfur'dan yarım milyondan fazla mültecinin Nisan ile Ekim sonu arasında Çad'a kaçtığı ve bunların yüzde 75'inin el-Cuneyne'den geldiği’ belirtildi.

Diğer yandan Sınır Tanımayan Doktorlar’a bağlı sağlık personeli, HDK tarafından kontrol edilen El Cezire eyaletinde yüz binlerce hastaya hizmet veren başkentteki Vad Medeni Hastanesi'nden saldırılar nedeniyle çekildi. Kuruluş, hastanedeki sağlık ekiplerinin ‘son üç ay içinde yağmalama ve araç hırsızlığı da dahil olmak üzere tekrarlanan güvenlik olaylarıyla karşı karşıya kaldığını’ belirtti.


Hizbullah azami baskı stratejisine geçiyor

Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
TT

Hizbullah azami baskı stratejisine geçiyor

Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)

Hizbullah, Gazze savaşı sonrası aşamaya hazırlık olarak İsrail'e yönelik askeri operasyonlarını artırarak, İsrail üzerinde "maksimum baskı" stratejisine geçti.

Tel Aviv'in Refah sınır kapısını ele geçirdiğini duyurması ve ateşkes görüşmelerinin tıkanması üzerine şehrin doğusunda operasyonlara başlamasından bu yana Hizbullah, İsrail askerlerini öldürmek ve yaralamak amacıyla İsrail'in kuzeyine yönelik operasyonlarını daha önce görülmediği bir şekilde yoğunlaştırdı.

Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak "(Hizbullah'ın) Gazze savaşının son aşamasında caydırıcılık denklemlerini istikrara kavuşturmak amacıyla (kontrollü) politikasından (azami baskı) stratejisine geçtiğini" söyledi. Kaynak, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada "mevcut ordunun performansı, İsrail'in her zaman istediği gibi geniş çaplı bir savaşa yol açması için çok kısıtlı olduğunu" belirtti.

"Emekli Tuğgeneral Bassam Yassin; "Hizbullah, İran ve müttefikleri Refah savaşına müsamaha gösterilmeyeceğini başından beri açıkça ifade ettiler. Bu nedenle İran doğrudan müdahalesi olmadan başta güney Lübnan cephesi olmak üzere tüm cephelerden baskı yapacaktır. Çünkü doğrudan müdahalesi iki ülke arasında bir savaş anlamına gelir" değerlendirmesinde bulundu.

Bassam Yassin, Şarku'l-Avsat'a yaptığı açıklamada, "Refah üzerindeki baskı arttıkça, sözde destek cephelerinden gelen baskı da artacaktır" dedi. Her ne kadar bu durum Refah'ı askerî açıdan etkilemese de her bölgenin kendi muharebe birimleri var. Ancak İsraillilerin ölüm ve yaralanmalarının İsrail kamuoyunun İsrail hükümetine sakinleşmesi ve ateşkesi sürdürmesi yönünde baskı oluşturmasını umuyoruz" ifadelerini kullandı.


Hamas: Ateşkes topu tamamen İsrail'in sahasında

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
TT

Hamas: Ateşkes topu tamamen İsrail'in sahasında

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)

Hamas hareketi, bugün (Cuma), heyetinin görüşmelerin yapıldığı Mısır'dan ayrılmasının ardından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılması konusunda "topun tamamen İsrail'in sahasında" olduğunu duyurdu.

Hamas, Filistinli gruplara hitaben yaptığı açıklamada, "Müzakere heyeti Kahire'den ayrılarak Doha'ya doğru yola çıktı. Uygulamada işgal, arabulucular tarafından sunulan öneriyi reddetti ve birçok temel konuda itirazlarda bulundu. Bizim tutumumuz, arabulucuların son teklifi üzerinde mutabakata varılan ulusal pozisyona bağlı kalmaktır. Dolayısıyla top artık tamamen işgalcilerin sahasındadır” ifadeleri yer aldı.


UNRWA, çevresi iki kez ateşe verildikten sonra Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapattı

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
TT

UNRWA, çevresi iki kez ateşe verildikten sonra Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapattı

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, İsrail'in, çevresini iki kez ateşe vermesinin ardından ajansın Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapatma kararı alındığını duyurdu.

UNRWA Komiseri, "X" platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Doğu Kudüs'teki karargâhımızın yakınlarının ateşe verilmesi sonucu çıkan yangında çalışanlarımız arasında herhangi bir yaralanma yaşanmadı, ancak binanın dış cephesinde ağır hasar meydana geldi" ifadelerini kullandı.

İsrail polisi ve itfaiye ekiplerinin gelmesinin biraz zaman aldığını kaydeden Lazzarini, ofis çalışanlarının yardımıyla yangının söndürüldüğünü belirtti.

Genel merkezin önünde toplanan ve bazıları silah taşıyan kalabalık,"(BM'yi) yakın" diye slogan attı.

UNRWA Komiseri, "Doğu Kudüs'teki genel merkezimizin yakınlarında yangın çıkarılması, (BM) personelinin hayatını ciddi şekilde riske atan çirkin bir gelişmedir" dedi.

İsrail'in BM personeli ve tesislerinin korunmasını sağlamakla sorumlu olduğunu belirten Lazzarini, "Saldırılardan sorumlu olanlar hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.


Hizbullah, Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir üssün bombalandığını duyurdu

Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
TT

Hizbullah, Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir üssün bombalandığını duyurdu

Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri

Lübnan "Hizbullahı" bugün (Cuma) günü erken saatlerde Lübnan'ın güneyindeki El Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir mevziyi bombaladığını ve "teyit edilmiş yaralanmalar" kaydettiğini duyurdu.

Hizbullah, yaptığı açıklamada, bombalamanın "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkımızı desteklemek ve onların yiğit ve onurlu direnişini desteklemek için" yapıldığını belirtti.

Açıklmada, "İsrailli düşman kuvvetlerini izleyip ve bekledikten sonra, araçları Malikiye bölgesine ulaştığında, İslami Direniş Mücahitleri onları top mermileriyle hedef aldı ve doğrulanmış kayıplar verdirdi."

Irak silahlı grupları da bugün yaptıkları açıklamada, İsrail Eilat'ında "hayati hedef" olarak tanımladıkları bir yeri insansız hava araçlarıyla bombaladıklarını duyurdu.

Kendilerini "Irak'taki İslami Direniş" olarak adlandıran gruplar, bombalamanın Gazze halkına destek amacıyla yapıldığını belirtti."


Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişide sorunlar çıktı

Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
TT

Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişide sorunlar çıktı

Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)

Neuralink'in beyin çipini denediği ilk kişide problemler baş gösterdi. Cihazın, hastanın beyninden aldığı veri miktarında azalma yaşanırken, bunun neden kaynaklandığı açıklanmadı. 

Geçirdiği dalış kazası nedeniyle 2016'dan beri omzundan aşağısı felç olan Noland Arbaugh, bu yıl ocakta Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişi olmuştu. Şirketin sahibi Elon Musk, ameliyattan bir ay kadar sonra Arbaugh'un bilgisayar faresini beyniyle hareket ettirebildiği açıklamış, martta da hastanın satranç oynadığı görüntüler paylaşılmıştı.

Nöroteknoloji şirketi dün yaptığı açıklamada, operasyondan birkaç hafta sonra Arbaugh'un beynindeki implantın bazı ipliklerinin yerinden çıkmasıyla bir miktar verinin kaybolduğunu belirtti. Neuralink'in blog yazısında 29 yaşındaki hastanın imleci kontrol etme hızı ve hassasiyetinde azalma olduğu aktarıldı. 

sdc
8 yıldır felçli olan Noland Arbaugh, Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişi oldu (Neuralink)​​​​​

Öte yandan şirket implantı daha hassas hale getirerek performansını ilk baştakinden daha ileri seviyeye taşımayı başardığını açıkladı. 

Musk'ın şirketi bu arızaya neyin yol açtığını açıklamasa da bazı tahminler var. Wall Street Journal'ın (WSJ) olaya yakın kaynaklardan aktardığı üzere ipliklerin çıkmasına, ameliyattan sonra Arbaugh'un kafatasının içinde hava sıkışması yol açmış olabilir. Bu durum hastanın sağlığını tehdit etmese de çipin çıkarılmasının gündeme geldiği bildirildi. 

Beyin implantı alanında çalışan bazı uzmanlar da ipliklerin bağlandığı cihazın beyin dokusunun yüzeyine değil, kafatası kemiğine konması sonucu bu sorunun çıkmış olabileceğini düşünüyor. 

Başka bir beyin implantı şirketi Paradromics CEO'su Matt Angle, genellikle doğrudan beyin dokusunun üzerine yerleştirilen beyin implantlarının, burada "su üzerindeki bir tekne gibi" hareket ettiğini söylüyor. Angle'a göre beyin implantının ipliklerin çıkması "normal değil".

Neuralink daha önce domuz, koyun ve maymunlara N1 adlı beyin çipini takmıştı. Arbaugh henüz tek insan denek olmasına karşın şirket bu yıl 10 kişiye daha implantı yerleştirmeyi planlıyor. 

Nöroteknoloji şirketinin kurucu ortağı  Dr. Benjamin Rapoport geçen hafta güvenlik endişeleri nedeniyle şirketten ayrıldığına işaret etmişti. 2016'da Elon Musk'la birlikte Neuralink'i kuran Rapoport iki yıl sonra ayrılmış ve kendi beyin-bilgisayar arayüzü şirketi Precision Neuroscience'ı kurmuştu.

WSJ'nin The Future of Everything adlı poscast'inin 3 Mayıs'taki bölümüne katılan Rapoport, "Profesyonel hayatımın neredeyse tamamını sinirsel arayüzleri bilim dünyasından tıp dünyasına taşımaya adadım" demişti.

Ancak tıp ve teknoloji dünyasına geçerken güvenliğin her şeyden önemli olduğunu hissettim.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Economic Times, Futurism, Neuralink


Hamaney'in danışmanı: İsrail varlığını tehdit ederse Tahran nükleer doktrinini değiştirecek

Buşehr Nükleer Santrali’nin bir modeli, İsfahan kentinde düzenlenen bir nükleer sergi sırasında sergilendi. (AFP)
Buşehr Nükleer Santrali’nin bir modeli, İsfahan kentinde düzenlenen bir nükleer sergi sırasında sergilendi. (AFP)
TT

Hamaney'in danışmanı: İsrail varlığını tehdit ederse Tahran nükleer doktrinini değiştirecek

Buşehr Nükleer Santrali’nin bir modeli, İsfahan kentinde düzenlenen bir nükleer sergi sırasında sergilendi. (AFP)
Buşehr Nükleer Santrali’nin bir modeli, İsfahan kentinde düzenlenen bir nükleer sergi sırasında sergilendi. (AFP)

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in danışmanlarından Kemal Harrazi, ‘İsrail'in varlığını tehdit etmesi halinde Tahran'ın nükleer doktrinini değiştirmek zorunda kalacağını’ söyledi. Harrazi’nin açıklamaları, İran'ın nükleer silahına ilişkin endişeleri arttırdı.

Şarku’l Avsat’ın İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan (ISNA) aktardığına göre Harrazi bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silaha sahip olma kabiliyetine atıfta bulunarak, “Henüz nükleer bomba yapma kararı almadık, ancak İran'ın varlığı tehdit altına girerse askeri doktrinimizi değiştirmekten başka çaremiz kalmaz” dedi. İran Dini Lideri Ali Hamaney milenyumun başında verdiği bir fetvayla nükleer silah yapımını yasaklamış ve 2019 yılında da nükleer silah yapımını yasaklayan bir fetva yayımlayarak, “Nükleer bomba yapmak ve depolamak yanlıştır ve bunların kullanımı yasaktır. Nükleer teknolojiye sahip olmamıza rağmen İran bunu yapmaktan tamamen kaçınmıştır” ifadelerini kullanmıştı.

Ancak İran'ın o dönemki İstihbarat Bakanı 2021 yılında, Batı baskısının Tahran'ı nükleer silah arayışına itebileceğini söyledi. Harrazi, “İsrail nükleer tesislerimize saldırırsa caydırıcılığımız değişecektir” dedi.

Nisan ayında İran ve İsrail arasındaki gerilim, İsrail'in Şam'daki İran büyükelçiliği yerleşkesine yönelik saldırısına yanıt olarak İran'ın İsrail'e 300 kadar füze ve insansız hava aracı (İHA) fırlatmasıyla en üst düzeye ulaştı.


İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği saldırıda 4 Hizbullah üyesi öldürüldü

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği saldırıda 4 Hizbullah üyesi öldürüldü

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)

Lübnan Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, bugün (Perşembe) İsrail'in güney Lübnan'da bir araca düzenlediği hava saldırısında dört kişinin öldüğünü açıkladı. Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, İsrail'in saldırısı sonucu yanan araçtan 4 cesedin çıkarıldığını belirtti. Reuters'e konuşan iki güvenlik kaynağı ise ölenlerin, Hizbullah üyesi olduğunu söyledi.

İsrail ordusu ve Lübnan Hizbullah'ı, Gazze Şeridi'nde savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana hemen hemen her gün karşılıklı sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.


Ben-Gvir, ABD'nin İsrail'e silah sevkiyatını durdurmasını yorumladı: Hamas Biden'ı seviyor

Güney Kaliforniya Üniversitesi önünde dün (çarşamba) düzenlenen İsrail yanlısı mitingin ardından İsrail ve ABD bayrağı taşıyan insanlar (EPA)
Güney Kaliforniya Üniversitesi önünde dün (çarşamba) düzenlenen İsrail yanlısı mitingin ardından İsrail ve ABD bayrağı taşıyan insanlar (EPA)
TT

Ben-Gvir, ABD'nin İsrail'e silah sevkiyatını durdurmasını yorumladı: Hamas Biden'ı seviyor

Güney Kaliforniya Üniversitesi önünde dün (çarşamba) düzenlenen İsrail yanlısı mitingin ardından İsrail ve ABD bayrağı taşıyan insanlar (EPA)
Güney Kaliforniya Üniversitesi önünde dün (çarşamba) düzenlenen İsrail yanlısı mitingin ardından İsrail ve ABD bayrağı taşıyan insanlar (EPA)

ABD'nin İsrail'e silah sevkiyatını durdurma kararının ve ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine büyük bir saldırı başlatması halinde silah sevkiyatını durdurma sözü vermesinin ardından aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bugün (Perşembe) X platformundaki kişisel hesabından, Biden'ın Tel Aviv'e ABD bombaları göndermeyi durdurma kararına bir gönderme yaparak şu gönderiyi paylaştı: “Hamas Biden'ı seviyor.”

İsrail'den Refah'taki sivilleri korumak için bir plan geliştirmesini isteyen ABD Başkanı, dün (Çarşamba) CNN'e verdiği demeçte, “Refah'a girerlerse onlara silah sağlamayacağımı açıkça belirttim” dedi. Biden, ülkesi tarafından İsrail'e sağlanan bombaların, Hamas'ı ortadan kaldırmayı amaçlayan yedi aylık saldırı sırasında Gazze Şeridi'ndeki sivilleri öldürmek için kullanıldığını kabul etti.

Biden'ın şimdiye kadarki en sert açıklamaları, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bombardıman ve çatışmalardan kaçan yüz binlerce Filistinlinin sığındığı Refah'a geniş çaplı bir saldırı başlatmaktan kaçınması için İsrail üzerindeki baskıyı arttırıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail savunma üretimi ve tedarikinin eski başkanının bugün, İsrail'in ABD silahları olmadan Hamas’la başa çıkabileceği iddiasını reddettiğini ve İsrail'in başka yerlerden silah almak zorunda olduğunu söylediğini bildirdi.

İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Gilad Erdan, ABD Başkanı Joe Biden'ın yoğun nüfuslu Refah kentini işgal etmesi halinde İsrail'e bazı silah yardımlarını kesme tehdidini ‘hayal kırıklığı’ olarak değerlendirdi.

Biden'ın uyarısına İsrail'den gelen ilk tepki olarak Erdan, “Savaşın başından beri minnettarlığımızı ifade ettiğimiz Biden'dan gelen bu açıklama hayal kırıklığı yarattı” dedi.

Times of Israel, Erdan’ın Yahudilerin ABD seçimlerinde Biden'ın Demokrat Partisi lehine oy kullanma konusunda artık ‘isteksiz’ olduklarını söylediğini aktardı.

CNN'e verdiği röportaj sırasında Biden, Gazze Şeridi'nde sivillerin yerleşim bölgelerinde bomba ve diğer araçların kullanılmasıyla öldürüldüğünü açıklayarak, yönetiminin geçen hafta İsrail'e sevkiyatı askıya alma kararı aldığı 907 kiloluk bombalara atıfta bulundu.

Biden, “Refah'a girerlerse, ki şu ana kadar böyle bir şey olmadı, daha önce Refah'a karşı kullanılmış silahları teslim etmeyeceğimi açıkça söyledim” dedi.

ABD Başkanı, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi halinde silah sevkiyatının durdurulacağını da belirtti.

Biden, “İsrail'in Demir Kubbe konusunda güvenliğinin ve son dönemde Ortadoğu'dan gelen saldırılara cevap verme yeteneğinin sağlanması için çalışmaya devam ediyoruz. Ancak silah ve topçu mühimmatı sağlamayacağız” ifadelerini kullandı.

Biden, İsrail'in Refah'taki askeri operasyonlarının “henüz yoğun nüfuslu bölgelere girerek kırmızı çizgiyi aşma seviyesine yükselmediğini” de belirtti.

ABD Başkanı, Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etmek ve savaş sonrasında iki devletli çözüme geçişte yardımcı olmak isteyen Arap ülkeleriyle birlikte çalıştıklarını açıkladı.


Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte Darfur'un en önemli kenti el-Faşir'de sürekli terör olayları yaşanıyor

Darfur bölgesindeki Sudanlılar (arşiv - Reuters)
Darfur bölgesindeki Sudanlılar (arşiv - Reuters)
TT

Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte Darfur'un en önemli kenti el-Faşir'de sürekli terör olayları yaşanıyor

Darfur bölgesindeki Sudanlılar (arşiv - Reuters)
Darfur bölgesindeki Sudanlılar (arşiv - Reuters)

Sudanlı tüccar İshak Muhammed, Sudan'ın batısındaki el-Faşir kentinde çatışmaların yoğunlaşmasıyla bir aydır evine hapsolmuş durumda. El-Faşir, bir yılı aşkın süredir orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolü altında olmayan Darfur'daki tek büyük şehir.

Telefonla AFP'ye konuşan Muhammed, “Bir aydan fazla bir süredir dükkanımı açmadım ve üzerimize top mermisi düşer korkusuyla evde kaldım” dedi.

Muhammed, Birleşmiş Milletler'in (BM) 1,5 milyon nüfuslu şehir için sonuçlarına dair uyarılarına rağmen yaşanan şiddetli çatışmalara atıfta bulunarak, “Sürekli terör içinde yaşıyoruz” dedi.

BM uzmanlarına göre, Sudan'da Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasındaki savaş, bir yıl içinde Batı Darfur'un başkenti el-Cuneyne'de 15 bine yakın kişi dahil olmak üzere binlerce kişinin ölümüne yol açtı.

BM'ye göre savaş 48 milyonluk ülkeyi kıtlığın eşiğine getirdi, zaten çökmekte olan altyapıyı tahrip etti ve 8,5 milyondan fazla insanı yerinden etti.

BM verilerine göre, Hamideti’ye bağlı güçler şu anda ülkenin batı bölgesini oluşturan beş eyaletin başkentlerinden dördünü kontrol ediyor. HDK’nin kontrolü altına girmeyen tek başkent olan el-Faşir’de yerinden edilmiş yaklaşık 800 bin kişi sığınmış durumda.

El-Faşir sakinlerinden Ahmed Âdem AFP’ye gönderdiği mesajda, “Tam bir kuşatma altındayız” ifadesini kullandı. Âdem, ülkenin batısındaki geniş Darfur bölgesinde telekomünikasyon ve internet hizmetlerinin neredeyse tamamen yok olduğunu belirtti.

Âdem, “HDK kontrolü olmadan şehre giriş ya da çıkış yok” dedi.

El-Faşir, savaşın başında çatışmanın her iki tarafına da mesafeli durma sözü veren ve kentin yakın zamana kadar çatışmaya kaymasını engelleyen iki ana silahlı isyancı hareket grubuna ev sahipliği yapıyor.

Şehirdeki şiddet, 2021 yılında Cuba'da Sudan hükümetiyle tarihi bir barış anlaşması imzalayan silahlı hareketlerin ‘artık tarafsız olmayacaklarını’ açıklayarak, ‘ulusal müttefikleri ve silahlı kuvvetleriyle birlikte HDK milislerine ve onların ücretli işbirlikçilerine karşı savaşacaklarını’ vurgulamalarının ardından arttı.

Kuzey Darfur'daki çatışmaların artması, BM Güvenlik Konseyi'nin el-Faşir'de yaşananlardan ‘derin endişe’ duyduğunu ifade etmesine yol açtı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Darfur Koordinatörü Toby Harward, X platformundaki hesabından “Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir ve kenti çevreleyen bölgelerdeki insani durum felaket” diye yazdı.

Harward, “Keyfi cinayetlerin, hayvanların çalınmasının, hırsızlığın, kırsal bölgelerdeki tüm köylerin sistematik olarak yakılmasının ve şehrin bazı bölgelerine yönelik hava bombardımanının artmasına ve el-Faşir çevresindeki kuşatmanın sıkılaştırılmasına” dikkat çekti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), HDK’yi Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de Masalitlere karşı ‘etnik temizlik ve soykırımın gerçekleştiğini veya gerçekleşmekte olduğunu gösterebilecek’ cinayetler işlemekle suçladı.

ABD'nin BM Daimî Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield geçen hafta yaptığı açıklamada, el-Faşir kentinde yaşananlara atıfta bulunarak “trajik bir felaketin yaklaşmakta olduğunu” belirtti.

Evde kalmak ve yiyecek stoğunun bitmesi

Görgü tanıklarının ifadelerine göre şiddet el-Faşir sınırlarıyla sınırlı kalmadı. Kentin bitişiğinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı Ebu Şuk Mülteci Kampı da saldırıya uğradı ve HDK ile ordu arasında çatışmalara sahne oldu.

Kamp sakinlerinden İsa Abdurrahman, “Kampın içinde çatışmalar yaşanıyor ve şu ana kadar kampı terk edemeyenler evlerinde kalıyor. Bazılarının yiyeceği tükenmiş durumda ve kimse onlara ulaşamıyor” ifadelerini kullandı.

Kuzey Darfur eyaletinin başkentinin kuşatılması, yardımların yoğunlaştığı ve el-Faşir'den diğer eyaletlere dağıtıldığı tüm bölgedeki insani yardım çalışmalarını engelledi.

Şehirde faaliyet gösteren tek sağlık tesisi olan el-Faşir Güney Hastanesi'nden bir sağlık görevlisi, “Sağlık personeli tamamen bitkin durumda. Çünkü uzun süredir dinlenmeden çalışıyorlar ve bazıları bir aydan fazla süredir hastaneden ayrılmadı” şeklinde konuştu.

Yetkili, gelen vakaların çoğunun “gerçek mermi veya top mermilerinin neden olduğu yaralanmalar olduğunu, ayrıca çocuklar arasında yetersiz beslenme vakaları da görüldüğünü” söyledi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), el-Faşir'e yönelik saldırının yüz binlerce çocuğu risk altına sokacağı uyarısında bulundu.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell geçen hafta yaptığı açıklamada, “Sudan'ın Kuzey Darfur eyaletinde artan çatışmalar son haftalarda çok sayıda çocuk kaybına yol açtı. El-Faşir'e yönelik yakın askeri saldırı tehdidi, 750 bin çocuğun ve potansiyel olarak milyonlarca çocuğun hayatını ve refahını tehlikeye atacak feci bir tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Kuzey Darfur'un başkentinde 330 binden fazla insanın akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğuna dair raporlara atıfta bulunan Russell, ‘El-Faşir'in silahlı gruplar tarafından kuşatılması ve şehir dışındaki ana yollarda hareket kısıtlamaları ailelerin bölgeden ayrılmasını engelliyor’ dedi.

'Daha güçlü müzakere pozisyonu'

ABD Dışişleri Bakanlığı 16 Nisan'da, Suudi Arabistan'ın ‘önümüzdeki üç hafta içinde’ Sudan'daki savaşı sona erdirmek için yeni müzakerelere ev sahipliği yapacağını bildirdi.

ABD ve Suudi Arabistan daha önce de Cidde kentinde birkaç tur müzakereye ev sahipliği yapmış, ancak sonuç alamamıştı. Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nin (IGAD) arabuluculuğu da başarısızlıkla sonuçlandı.

Sudanlı siyasi analist Emced Ferid, müzakere masasına geri dönülmesinin HDK'nin gözünü bir kez daha el-Faşir kentine dikmesine yol açtığını düşünüyor.

Ferid, “HDK el-Faşir'i kontrol etmek için çabalarını yoğunlaştırıyor, bu da ona daha güçlü bir müzakere pozisyonu sağlıyor. HDK, tüm Darfur bölgesini temsil ettiğini iddia edebilir” ifadelerini kullandı.