El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada İslam’ı “terörizmden’ ayrıştırdı

Ahmed et-Tayyib, yaptığı konuşmada “anlamsız savaşların” durdurulması gereğinden söz etti.

El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib (AFP)
El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib (AFP)
TT

El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada İslam’ı “terörizmden’ ayrıştırdı

El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib (AFP)
El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib (AFP)

El-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib “İslam’ın diğerlerinden önce kendisini uzaklaştırdığı terör olgusunun başlıca sorumluları, küresel hakimiyet politikaları, materyalist felsefeler ve ahlaki olmayan ekonomik doktrinlerdir” dedi. Şeyh “İslam’ın kılıç dini ve savaş dini olduğu iddiasının haksız ve dayanaksız” olduğunu vurgulayarak, “Tarih, İslam’da savaşın istisnai bir durum olduğuna ve can, toprak, namus ve şeref müdafaası için bir gereklilik olduğuna tanıklık ediyor” ifadelerini kullandı.

Tayyib, çarşamba günü Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne hitaben video konferans yöntemiyle yaptığı “Barışın Güçlendirilmesi ve Korunmasında İnsan Kardeşliği Değerlerinin Önemi” başlıklı konuşmasında, “Irak savaşı, Afganistan savaşı ve 20 yıl boyunca arkasında bıraktığı trajediler, acılar ve hüzünler, Suriye, Libya ve Yemen’in kökleri binlerce yıllık tarihe dayanan derin medeniyetlerinin yıkılması, topraklarında yaşanan silahlı çatışmalar ve insanlarının, kadınlarının ve çocuklarının güçlerinin yetmediği savaşların dehşetinden kaçmaları gibi son yıllarda patlak veren ve bölgemiz ile dünyada hala çıkmaya devam eden anlamsız savaşlara son vermeye çağırıyorum” dedi.

 El-Ezher Şeyhi BM Güvenlik Konseyi oturumuna hitap ederken (El-Ezher Şeyhliği)
El-Ezher Şeyhi BM Güvenlik Konseyi oturumuna hitap ederken (El-Ezher Şeyhliği)

Dr. Tayyib başkanlığındaki Müslüman Yaşlılar Konseyi tarafından yapılan açıklamada “El-Ezher Şeyhi’nin BM Güvenlik Konseyi’ne katılması, dini liderlerin insan kardeşliği değerlerini pekiştirmede ve dünya barışını teşvik etmede oynadıkları önemli role ışık tutmak için tarihi bir fırsat oluşturdu” denildi.

Filistin meselesinde. El-Ezher Şeyhi, "Filistin'deki benim kutsallarımdan ve sizin kutsallarınızdan ve Filistin halkının maruz kaldığı güç küstahlığından bahsediyorum. Uluslararası toplumun, Filistin halkının hakları konusundaki sessizliğinden büyük üzüntü duyuyorum." İfadelerini kullandı. Dr. Tayyib, Güvenlik Konseyi'ne ve uluslararası topluma, "Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin onayını hızlandırması ve Mescid-i Aksa’yı her geçen gün maruz kaldığı ihlallerden koruması” çağrısında bulundu.

Dr. Tayyib Avrupa’nın doğu sınırlarında yaşanan savaş krizinin gittikçe kötüleştiği ve “bu savaşın insanlığı taş devri öncesine götüreceğine” dair dehşet, korku ve endişe yarattığı konusunda uyarıda bulundu. Uluslararası topluma “derhal bu felaketi durdurma ve masumların kanının dökülmesine, şehirlerin tahrip edilmesine ve köylerin yıkılmasına engel olmaya” çağırdı.

El-Ezher Şeyhi ve BM Güvenlik Konseyi (El-Ezher Şeyhliği)
El-Ezher Şeyhi ve BM Güvenlik Konseyi (El-Ezher Şeyhliği)

El-Ezher Şeyhliği tarafından yapılan açıklamaya göre Tayyib konuşmasında ayrıca “savaşın cehenneminden kaçan mültecilerin haklarının, onları kurtararak ve misafir edilerek sağlanması” çağrısında bulunarak, bunların “dinleri ne olursa olsun, hatta dinsiz de olsalar ilahi kanunların ve dinlerin kendilerine garanti ettiği haklar” olduğunu vurguladı.

Tayyib “Kur’an-ı Kerim’in, başta inanç özgürlüğü hakkı, fikir özgürlüğü hakkı ve fert, aile ve toplum sorumluluğu görevi olmak üzere tartışmasız bir açıklıkla tanımlamış olduğu hak ve ödevler bakımından, farklılık ilkesi, insanın ilahî yaratılış kavramının mihenk taşıdır. Bu nedenle Kur’an, bu haklara el koyan, kutsallıklarına dokunan her şeyi, hatta insanları inanç ve din değiştirmeye zorlayacak her türlü uygulamayı yasaklamıştır” dedi.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.