Libya: Dibeybe seçimler için ‘adil yasaları’ şart koştu

BM Libya Destek Misyonu Başkanı Bathiliy, Yüksek Seçim Komisyonu’na teknik ve istişari destek sağlamanın yollarını ele aldı

Dibeybe, Libya’nın başkenti Trablus’ta Bathiliy ile bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, Libya’nın başkenti Trablus’ta Bathiliy ile bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Libya: Dibeybe seçimler için ‘adil yasaları’ şart koştu

Dibeybe, Libya’nın başkenti Trablus’ta Bathiliy ile bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, Libya’nın başkenti Trablus’ta Bathiliy ile bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe, ülkede ertelenen seçim sürecinin başarısı için “adil ve uygulanabilir yasaların” çıkarılmasını şart koşarken, Mısırlı ve Libyalı kaynaklar, Mısır Meclis Başkanı Hanefi Cibali’nin saatler içerisinde Libya’nın doğusundaki Bingazi kentine bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladığından söz ettiler.

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy, Libya’nın durumu hakkında BM Güvenlik Konseyi’ne yeni bir brifing vermeden önce başkent Trablus’ta Dibeybe ile görüştü. Dibeybe’nin ofisi tarafından yapılan bir açıklamaya göre, söz konusu görüşmede seçim süreci ve bunu başarıya ulaştırmanın yolları ele alındı. Dibeybe, hükümetinin seçimlerle ilgili yaklaşımının temelini “adil ve uygulanabilir yasaların” oluşturduğunu açıkladı.

Dibeybe bunu, “ülkenin bu dönemde tanık olduğu istikrar durumunu sürdürmek amacıyla seçim sürecinin başarısı için bir ön koşul” olarak nitelendirdi. Ayrıca Dibeybe “iletişimi güçlendirmek ve seçimlerin başarısını destekleyen programları uygulamak amacıyla hükümetin, mevcut komiteler aracılığıyla UNSMIL ile çabaları koordine etmeye devam edeceğine” işaret etti.

Dibeybe, Bathiliy ile bu yılın ilk yarısındaki hükümet harcamalarının göstergelerini tartıştıklarını açıkladı. Harcamaların çeşitli bölgelerdeki tüm vatandaşlara adil bir şekilde dağıtılmaya devam edilmesi gerektiğine işaret eden Dibeybe, harcamaların yüzde 80’den fazlasının maaşlar, ilaveler ve sübvansiyonlarla bütün vatandaşlara doğrudan ve eşit bir şekilde gittiğine dikkat çekti.

Fotoğraf altı: İmad es-Sayih ve Bathiliy, Trablus’taki Libya Yüksek Seçim Komisyonu’nun genel merkezinde bir araya geldi (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
 İmad es-Sayih ve Bathiliy, Trablus’taki Libya Yüksek Seçim Komisyonu’nun genel merkezinde bir araya geldi (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Bathiliy, bu görüşmeden önce Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayih ile seçim süreci ile ilgili son gelişmeleri tartışmıştı.

Yüksek Seçim Komisyonu tarafından dün yapılan açıklamada, toplantıda Yüksek Seçim Komisyonu’nun hazırlık durumunu artırma ve beklenen seçimlerin yapılması için uygun bir ortam oluşturma doğrultusunda teknik ve istişari destek sağlamanın yollarının tartışıldığı belirtildi.

Sayih, Bathiliy’nin UNSMIL’nin ve genel olarak uluslararası toplumun Libya seçimlerini desteklemeye devam edeceğini vurgulayarak Yüksek Seçim Komisyonu’nun uluslararası kabul görmüş standart ve ilkeler düzeyinde seçimleri yapmalarını sağlayacak hazırlık düzeyine övgüde bulunduğunu söyledi.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri  yaptığı açıklamada, 6+6 Ortak Komitesi’nin toplantılarında varılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçim yasalarının “nihai ve bağlayıcı” sonuçlarını BM Libya Özel Temsilcisi’ne havale ettiğini duyurdu.

Mısır ve Libya kaynaklarına göre, Mısır Meclis Başkanı’nın bugün Akile Salih başkanlığındaki Libya Temsilciler Meclisi’nin Bingazi kentindeki genel merkezinde yapacağı oturuma katılması bekleniyor.

Mısır veya Libya meclislerinden bu ziyaretle ilgili herhangi bir resmi açıklama gelmedi. Ancak Libya Temsilciler Meclisi üyeleri yerel basına, oturumun iki parlamento (Libya ve Mısır) arasında ortak çalışmalar ve deneyim alışverişi konusunda bir anlaşmaya tanık olacağını söylediler. Ayrıca Temsilciler Meclisi ve DYK’den oluşan seçim yasalarını hazırlamaktan sorumlu 6+6 Ortak Komitesi’nin de oturuma katılacağını ve çalışmalarının sonuçlarının tartışılacağını belirttiler.

Öte yandan Dibeybe, Trablus’ta yerel liderlerle yaptığı bir toplantıda, seçim sürecini desteklemeye, sonuçları kabul etmeye ve belediye başkanlarıyla anayasa belgesini hazırlama planlarında çabaları birleştirmeye vurgu yaptı.

UNSMIL Özel Koordinatörü Risdon Zeninga ve bir dizi bakan ve büyükelçinin katılımıyla başkent Trablus’ta yapılan mahalle muhtarlarının ilk toplantısının bitiminde Dibeybe, yerel yönetimdeki en önemli idari kademelerden biri olarak bu kişilerin “önemli bir rolü” olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Yerel Yönetimler Bakanlığı’nın bu kişilerin çalışmalarını organize etme ve idari, teknik ve mali meselelerini çözme çabalarına övgüde bulundu.

Dibeybe, Libya’daki yerel yönetimin ilk kademesini temsil etmesi nedeniyle bu rolün temelde etkili ve güçlü bir yerinin olduğunu söyledi. Tüm mahalle muhtarlarının toplantıya katılım göstermesinin, aslında Libya’nın birlik ve beraberliğini somutlaştırdığını kaydetti. Ülkede yaşanan siyasi gerilimlerden uzak kalarak görevlerini yerine getirmedeki rollerini öven Dibeybe, muhtarlara yerinden edilmiş kişilere yardım etme ve ihtiyaçlarını karşılama çağrısında bulundu.

Bu sırada UNSMIL, kendisine bağlı Ateşkes İzleme Grubu’nun, Tunus'ta Libyalıların liderlik ettiği ve sahip olduğu ateşkes izleme mekanizmasının uygulanmasında ilerleme kaydetmeye ilişkin Ortak Askeri Komite ve Libyalı gözlemcilerle yapılan iki günlük toplantısının cumartesi akşamı tamamlandığını duyurdu. Görüşmede paralı askerlerin, yabancı güçlerin ve yabancı savaşçıların ülkeden gönderilmesine ilişkin prosedürlerin ele alındığına işaret etti.

Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı’nın Medya Danışmanı Fethi el-Merimi, ismini vermediği bazı tarafların 6+6 Ortak Komitesi tarafından hazırlanan seçim yasalarındaki bazı anlaşmazlıklar hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu ve komitenin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna ilişkin gözlemlerini kullanmasını beklediğini duyurdu.

Merimi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter’in son açıklamasının, UNSMIL’e ve resmi kurumlara bir yandan seçim sürecinde rol oynamaları ve seçimleri düzenlemeleri, diğer yandan da seçimleri denetleyecek mini bir hükümet kurmaları yönünde bir çağrıyı temsil ettiğini söyledi. Seçim sürecinin gerçekleşmesi ve sonuçlarının kabul edilmesi için yasaların Libyalılar arasında bir anlaşma olmasını gerektirdiğine dikkat çekti.

Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir dün yaptığı açıklamada, Hollanda Büyükelçisi Dolf Hogewoning ile Merkez Bankası çalışanlarına yönelik eğitim kurslarının Hollanda Merkez Bankası’yla koordinasyon içinde hazırlanması ve düzenlenmesi konusundaki iş birliğini görüştüğünü söyledi. Ayrıca görüşmede Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Libya’ya ilişkin “olumlu raporunun” ve Libya’nın yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalarının tartışıldığına dikkat çekti.



Lübnan'da tartışmalara yol açan bir İran belgesi: Hizbullah Ulusal Muhafızlara mı dönüşecek?

Belge, “Hizbullah’ın askeri ve örgütsel yapısının Lübnan Ulusal Muhafızlarına tamamen dönüştürülmesinin” başlangıcını öngören geri döndürülemez bir stratejik karardan bahsediyor (Reuters)
Belge, “Hizbullah’ın askeri ve örgütsel yapısının Lübnan Ulusal Muhafızlarına tamamen dönüştürülmesinin” başlangıcını öngören geri döndürülemez bir stratejik karardan bahsediyor (Reuters)
TT

Lübnan'da tartışmalara yol açan bir İran belgesi: Hizbullah Ulusal Muhafızlara mı dönüşecek?

Belge, “Hizbullah’ın askeri ve örgütsel yapısının Lübnan Ulusal Muhafızlarına tamamen dönüştürülmesinin” başlangıcını öngören geri döndürülemez bir stratejik karardan bahsediyor (Reuters)
Belge, “Hizbullah’ın askeri ve örgütsel yapısının Lübnan Ulusal Muhafızlarına tamamen dönüştürülmesinin” başlangıcını öngören geri döndürülemez bir stratejik karardan bahsediyor (Reuters)

Denise Rahma Fahri

Son zamanlarda, Lübnan'daki yerel medya kuruluşları, İran Devrim Muhafızlarına yakın bir merkez olan Tahran'daki Savunma Çalışmaları Merkezi'nden sızdırıldığı bildirilen bir İran belgesi yayınladı. Belge Hizbullah adına, Lübnan Cumhurbaşkanı komutasında faaliyet gösterecek “Ulusal Muhafızlara” dönüşmeyi öneriyor ve buna hazır olduğunu ifade ediyor. Belgeye göre, Lübnan Ulusal Muhafızları, “Meçhul Asker Kurumu” bünyesinde bir direniş unsuru ve stratejik yedek kuvvet olarak yer alacak. Belgede belirtildiği üzere, bu “direnişin” sonu değil, silahların devletin elinde olduğu yeni bir dönemin başlangıcı. Hizbullah’a yakın bir kaynak, bu belgeden haberdar olmadığını, şu anda konuya ilişkin belirli bir vizyon bulunmadığını ve meselelerin silah ile ilgili diyaloğun kaderiyle bağlantılı olduğunu belirtse de, Hizbullah liderliği bu belgeyi resmi olarak yalanlamadı. Birçok kişi de belgeyi, Hizbullah'ın silahını korumayı, komutayı Devrim Muhafızları ile sınırlandıran, resmi ordusunun ise sembolik bir rol oynadığı İran modelini benimseyerek, varlığını meşrulaştırmayı amaçlayan öneri ve çözümler için nabız yoklaması olarak değerlendirdi.

frgty
İran belgesi, Lübnan'daki mevcut dönemi direniş ve ulusal egemenlik tarihinde önemli bir an olarak tanımlıyor (AFP)

Diğer Seçenek Hareketi'nin lideri Alfred Madi, bu belge hakkında ilk konuşan kişi oldu. Madi, Cumhurbaşkanı Joseph Avnn, Hizbullah ve Emel Hareketi temsilcilerini içeren ve Lübnan ulusal güvenlik stratejisi üzerinde çalışan komitelerin yanı sıra, Hizbullah’ın talep ettiği garantilerin İran'ın önerisinin ciddiyetini gösterdiğini açıkladı.

Sızdırılan metin

İmza bekleyen bir taslak bildiri olduğu düşünülen İran belgesi, Lübnan'daki mevcut dönemi direniş ve ulusal egemenlik tarihinde önemli bir an olarak tanımlıyor. Hizbullah'ın “Ulusal Muhafız”a dönüşmeye hazır olmasını da, caydırıcılık denklemini Lübnan devleti bayrağı altında pekiştirme ve ulusal güçleri halkın ve anayasanın çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden konumlandırma taahhüdü çerçevesinde değerlendiriyor.

Belge, “Hizbullah’ın askeri ve örgütsel yapısının Lübnan Ulusal Muhafızları'na tamamen dönüştürülmesi sürecinin” başlamasını öngören geri döndürülemez bir stratejik karardan bahsediyor. Belgeye göre Ulusal Muhafızlar, Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı komutasında ve Bakanlar Kurulu ile koordinasyon halinde, ulusal egemenlik çerçevesinde faaliyet gösteren egemen bir halk direniş oluşumudur.

Pratik adımlara gelince, belgede “bu yıl sonuna kadar, elit birlikler, silah depoları ve komuta kontrol merkezleri de dahil olmak üzere, kuzeyden güneye tüm silah ve muharebe kabiliyetlerinin kademeli olarak Lübnan Ulusal Muhafızları'na devredileceği” belirtiliyor. Belgede ayrıca, “daha önce direnişle bağlantılı olan ileri askeri üretim birimlerinin resmen Lübnan devletinin denetimine girdiği ve gizli teknik ve güvenlik raporlarını, en yüksek egemenlik koruması çerçevesinde, Cumhurbaşkanı aracılığıyla Bakanlar Kurulu'na sunduğu” da ifade ediliyor. Bu birimler arasında hassas mühimmat üretimi, savunma sistemleri, insansız hava araçları, füzeler ve uzun menzilli mermilerin geliştirilmesi yer alıyor.

sdfgth
Hizbullah adına, Lübnan Cumhurbaşkanı komutasında faaliyet gösterecek “Lübnan Ulusal Muhafızları”na dönüşmeyi öneren ve buna hazır olduğunu belirten bir belge yayınlandı (Reuters)

İran'ın önerisi, Lübnan Savunma Bakanlığı'nı, korunan teminatlar dahilinde ve gönüllülere doğrudan maaş ödenmeden, Ulusal Muhafızlar ile ilgili gizli altyapı ve operasyonel görevlerden sorumlu kuruluş olarak belirliyor. Yine öneriye göre Ulusal Muhafızlar, acil durumlarda hızlı karar alma ile ilgili taktiksel nedenlerle bağımsız bir operasyon odası ile birlikte Meçhul Asker Kurumu’na  bir direniş bileşeni ve stratejik yedek olarak dahil edilecek.

İran'ın önerisi, 10.452 kilometrekarelik Lübnan’ın sonudur

Independent Arabia, bu belgenin Farsçasını aradı ve hatta kendisini hazırladığı söylenen kurumun web sitesini taradı, ancak hiçbir şey bulamadı.

Aynı zamanda, Diğer Seçenek hareketinin lideri Alfred Madi, önerinin sadece medyada çıkan bir haberden ibaret olsa da masum olmadığını vurguluyor. Bu yönde bir dizi adımın atıldığını açıklıyor. Ona göre bu adımların en dikkat çekeni, Hizbullah, Emel Hareketi ve Cumhurbaşkanı Avn'dan oluşan ortak komitelerin ulusal güvenlik stratejisi üzerinde çalışmak üzere medyadan uzakta, tamamen gizlice düzenlediği toplantılardır. Bu çalışma, Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesi karşılığında talep ettiği garantilerle ilgili olarak son zamanlarda gün yüzüne çıkan taleplerle örtüşüyor. Madi, bu önerinin Cumhurbaşkanı'nın tasarrufunda olmasıyla ilgili sızdırılan belgenin içeriğine de ışık tutuyor. Tüm göstergelerin, Hizbullah'ın Cumhurbaşkanı Avn'a, başkan yardımcılığı ve ordu komutanı yardımcılığı görevlerini güvence olarak almadığı sürece hiçbir şey vermeyeceğini gösterdiğini belirtiyor. Bunun için anayasa değişikliği veya yeni bir kuruluş konferansı gerekiyor. Madi, daha fazla ayrıntı vermekten kaçınarak, “Perde arkasında bir şeyler planlanıyor ve ana hatları artık belli” diye ekliyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre belgeyle ilgili sızıntıların ciddiyetiyle ilgili olarak, İran'ın Hizbullah'ın askeri kanadını Ulusal Muhafızlar adı altında koruma türünden bir sızıntı, silahların teslim edilmesini ve sadece devletin elinde olmasını şart koşan Lübnanlı ve uluslararası talepleri atlatmaya veya etrafından dolanmaya yönelik akıllıca bir girişim sayılmıyor. Aksine, söz konusu öneri ile “çözüm bu” ve orduya ancak tek grup halinde entegre oluruz diyorlar.

Madi, bu öneri ile ilgili olarak şunu da ekliyor: “Hizbullah'ın silahları sorununu çözmeyecek, aksine ülkeyi yıkıma ve Hizbullah’ın Lübnan’ı işgalini meşrulaştırmaya götürecek, ki bu da siyasi bir sapkınlıktır”. Ayrıca “sadece zorlu çözümü uygulamaktan kaçınmak için Lübnan formülünün tamamını değiştirebilecek bir öneriyi kabul etmek mümkün değil. Hizbullah'ı da içeren bir Ulusal Muhafız Birliği kurmak, Sünniler, Hristiyanlar veya Dürziler için ve hatta Şiilerin yarısı için bile kabul edilemez. Böyle bir çözümü ancak mevcut siyasi otorite sürdürebilir. İran'ın önerisi, 10.452 kilometrekarelik bir ülke olarak Lübnan'ın sonu demektir” diye de vurguluyor.

Askeri kaynaklar

Askeri çevreler ise bu önerinin Lübnan'ı yıkıma götüreceğine ve federal bir sistemin dayatılmasına yol açacağına inanıyor. Zira bu durum, bir Hristiyan Ulusal Muhafız Birliği, bir Sünni Ulusal Muhafız Birliği ve bir Dürzi Ulusal Muhafız Birliği kurulması yönünde karşı talepleri tetikleyebilir. Askeri çevreler “böyle bir proje yaşayamaz ve amacı Lübnan'ı federal bir devlete dönüştürmek olmadığı sürece imkânsızdır. Bu öneri bir İran rüyasıdır ve gerçekleşmeyecektir” diyor. Bunu tanımlamak için halk arasında yaygın “Şeytan’ın cennete girmeyi hayal etmesi gibi” sözünü kullanan çevreler, ulusal ordunun yanı sıra tüm bu silah ve teçhizata sahip bir silahlı örgütün varlığını dahi şiddetle reddediyor. Böyle bir öneriyi sızdırmanın, Lübnan devletini ve ABD'yi alt etme çabalarını gizlediğine ve ancak Lübnan'ın merkezi siyasi otoriteye sahip bir devletten ademi merkeziyetçi bir devlete dönüşmesi durumunda başarılı olacağına inanıyorlar.

Aynı çevreler, İran ve Hizbullah'ın nabız yoklamak için belgeyi kasıtlı olarak sızdırmış olma ihtimalini de göz ardı etmiyor. Belgenin içeriğinin merkezi bir devlet içinde uygulanmasının, o devletin yıkılması anlamına geleceğine ve Lübnan'daki diğer mezhep ve dini grupları silahlanmaya iteceğine inanıyorlar. Dahası, “böyle bir karar, zaten hayal kırıklığı içinde yaşayan askeri personeli daha da hayal kırıklığına uğratacaktır” diyorlar. Ulusal Muhafızlar personelinin veya Ulusal Muhafızlar kılığındaki Hizbullah üyelerinin maaşlarını kim ödeyecek, eski cumhurbaşkanı Emile Lahud döneminde direnişin yararına ordudan kesilen fonlar yetmez mi diye soruyorlar. Böyle bir karar Lübnan Ordusu için felaket olur diye de ekliyorlar.

Hizbullah’a yakın kişiler; böyle bir öneri yok diyorlar.

Hizbullah'a yakın bir isim olan siyasi analist Faysal Abdussettar, böyle bir önerinin mevcut olmadığını ve bu konunun masada bile olmadığını vurguluyor. Abdussettar, “Lübnan daha önce 1960'ların sonlarında benzer bir deneyim yaşamıştı, ancak bu anlamda değil, daha ziyade 'ordu destekçileri' bayrağı altında bir oluşum söz konusuydu. O dönemde mesele, Filistinli örgütlerin ve güçlerin varlığının ardından birçok güney bölgesinde hakim olan durumla ilgiliydi” diyor. Bunun bugün yeniden gündeme gelmesine şaşırdığını ifade eden Abdussettar, herhangi birinin bu dönemi taklit etmek veya direnişin elindeki silahlar sorununa bir çözüm bulmaya çalışmak amacıyla bunu gündeme getirmiş olmasından şüphe duyuyor. Abdussettar’a göre bu öneri “ne ciddi ne de mevcut değil.” Şunu da ekliyor: “Herkesin bildiği yerleşik denklem, silahların teslim edilmesinin söz konusu olmadığıdır. Ulusal savunma stratejisi kapsamında bir tartışma yapılabilir, ancak bu konu derinlemesine bir diyalog gerektiriyor. Diyalog ise devletin başı olan Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere tüm Lübnanlı liderler için artık kaçınılmaz hale geldi.” Ancak Abdusettar, ABD Başkanı Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Lübnan'dan ayrılması ve ABD'nin Lübnan'ın yanıtına nasıl bir yanıt vereceğinin henüz bilinmemesi nedeniyle yakın gelecekte herhangi bir diyalog olasılığının uzak olduğunu “bu nedenle, bir sonraki adımların netleşmesi için daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu” belirtiyor.