Ramallah yakınlarındaki yerleşim yerine baskın: 4 İsrailli öldürdü

Saldırganlardan birinin Nablus'tan gelen bir Hamas aktivisti olduğu bildirildi.

İsrail ordusu ve polis güçleri dün (Salı) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallinde. (AFP)
İsrail ordusu ve polis güçleri dün (Salı) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallinde. (AFP)
TT

Ramallah yakınlarındaki yerleşim yerine baskın: 4 İsrailli öldürdü

İsrail ordusu ve polis güçleri dün (Salı) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallinde. (AFP)
İsrail ordusu ve polis güçleri dün (Salı) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallinde. (AFP)

Filistinli silahlı kişiler, Eli yerleşimini hedef alan sürpriz bir saldırıda Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarında 4 İsrailliyi öldürdü ve en az 4 kişiyi yaraladı.

İsrail Ordu Sözcüsü, silahlı kişilerin Eli'deki benzin istasyonunun yakınında ateş açtığını ve saldırganlardan birinin olay yerinde etkisiz hale getirildiğini belirterek, ordunun “şüphelileri aramaya” başladığını belirtti.

Saldırı, İsrail ordusunun Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentinde, araçların hasar gördüğü ve İsrail savaş helikopterlerinin kullanıldığı en şiddetli çatışmalardan birinde 6 Filistinliyi öldürmesinden yaklaşık 24 saat sonra gerçekleşti.

Dört İsrailli, operasyonu kutlayan ve sokaklarında tatlı dağıtılan Cenin'e düzenlenen saldırının ardından, İsrail ordusunun misilleme korkusuyla Batı Şeria'da alarm durumu ilan etmesine rağmen öldürüldü.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “Yanıt gecikmedi” dedi.

İsrail medyasına göre üç kişi olduklarına inanılan silahlı kişiler, yerleşim yerinin girişine baskın düzenledi. Saldırganlar, güvenlik görevlisini öldürdü ve yakındaki bir benzin istasyonunda bulunan herkesi vurdu. İsrailli bir yerleşimci ise faillerden birini öldürdü. Ölen kişinin Nablus'un Orif köyünden Muhanned Şehade (26 yaşında) olduğu anlaşıldı. İsrailli muhabirler ise Şehade’nin bir Hamas aktivisti olduğunu aktardılar.

Saldırganlar kaçarken ordu, yerleşim yeri sakinlerinden evlerinde kalmalarını istedi. İsrail ordusu yerleşim yerinin hemen yakınındaki Ramallah kentinin kuzey girişini kapattı, Batı Şeria'nın ortasındaki yolları kesti ve operasyonun diğer olası faillerinin peşine düştü. İsrail güvenlik servislerinin, hedef alınma riskinden ötürü bakanlardan operasyon yerine gitmemelerini istemesinin nedeni buydu.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, operasyon alanına geleceklerini ifade etmişlerdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinin “operasyonun ayrıntıları hakkında güvenlik güncellemeleri aldıklarını ve bir güvenlik değerlendirmesi yapılacağını” duyurduğu bir zamanda, Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Şin Bet Başkanı Ronen Bar'ın yanı sıra İsrail'deki güvenlik servislerinin üst düzey yetkililerin katılımıyla güvenlik durumunu değerlendirmek üzere bir oturum düzenlediğini duyurdu.

İsrail hükümeti, İsrail ordusundan kuzey Batı Şeria'da geniş çaplı bir operasyon başlatmasını istemişti, ancak ordu sınırlı operasyonunu yoğunlaştırmayı tercih etti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son operasyonun ordunun konumunu ne ölçüde değiştirebileceği ise bilinmiyor.

Filistin İslami Cihad Hareketi Sözcüsü Tarık Selmi, Ramallah ile Nablus arasındaki bir yerleşim yerinde gerçekleşen silahlı operasyonu, Filistin halkına karşı “İsrail işgal suçları” olarak adlandırdığı gerilime “doğal bir tepki” olarak değerlendirdi.

(foto altı) Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallindeki güvenlik görevlileri. (Reuters)
Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi yerleşim yeri Eli'ye düzenlenen saldırı mahallindeki güvenlik görevlileri. (Reuters)

Selmi, Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) yaptığı açıklamada, bu operasyonun Filistin halkının meşru müdafaa hakkı kapsamına girdiğini belirterek, “Söz konusu operasyon, direnişin canlılığını ve her koşulda çalışabilme yeteneğini yansıtıyor” dedi. Selmi, “Tehditlerin Filistin halkını korkutmadığını ve direnişin her türlü gerilime hazır olduğunu” ifade etti.



Suriye'deki yeni yönetimin lideri Faruk eş-Şara ile görüştü ve ulusal diyalog çağrısı yaptı

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Telegram)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Telegram)
TT

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Faruk eş-Şara ile görüştü ve ulusal diyalog çağrısı yaptı

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Telegram)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Telegram)

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, bugün devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in iktidarının son yıllarında siyaset dışına itilen eski başkan yardımcısı Faruk eş-Şara ile bir araya geldi ve onu ulusal diyalog konferansına katılmaya davet etti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Faruk'un kuzeni Mervan eş-Şara, “Ahmed eş-Şera Şam'a girdiği ilk günlerden itibaren Faruk eş-Şara'yı Şam'daki evinde ziyaret etti ve onu yakında düzenlenecek ulusal diyalog konferansına katılmaya çağırdı. Kuzenim Faruk bu daveti kollarını açarak kabul etti. Tesadüfe bakın ki kuzenim en son 2011 yılında Sahara Otel'de düzenlenen ulusal diyalog konferansına katılmıştı ve bundan sonra ilk kez önümüzdeki ulusal diyalog konferansına katılacak” ifadelerini kullandı.

Hdhh
Eski Suriye Devlet Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Faruk eş-Şara şair Hadi Danyal ile birlikte (Facebook)

Faruk eş-Şara, yirmi yılı aşkın bir süre boyunca Suriye'nin dış politikasını şekillendiren ana sütunlardan biri oldu. Deneyimli siyasetçi, 1984 yılında merhum Devlet Başkanı Hafız Esed döneminde dışişleri bakanı olarak görev yaptı ve oğlu Beşşar 2000 yılında iktidara geldiğinde de bu görevde kaldı.

2006'da başkan yardımcısı olarak atandı ve Esed karşıtı protestoların patlak vermesinden aylar sonra 2011'de Şam'daki Sahara Otel'de düzenlenen ulusal diyalog konferansına başkanlık etti. Konferans sırasında eş-Şara çatışmaya siyasi bir çözüm bulunması çağrısında bulunan açıklamalar yaptı ve ardından uzun bir süre siyaset sahnesinden kayboldu.

Kuzeni, şimdi 86 yaşında olan Faruk eş-Şara'nın ‘ev hapsinde tutulduğunu, şoförü ve özel korumasının Esed rejiminden kaçma girişimini kolaylaştırmak suçlamasıyla hapse atıldığını ve geçen süre boyunca Şam'dan ayrılmasına izin verilmediğini’ söyledi.

Kdjkd
 (sağdan sola) Faris Buiz, Refik Hariri, Faruk eş-Şara, İlyas el-Heravi, Abdulhalim Haddam ve Gazi Kenan (Getty Images)

Mervan, “Kuzenimin sağlığı iyi ve şu anda Beşşar'ın 2000'den bugüne kadarki tüm yönetim dönemini anlatan bir kitap yayınlamaya hazırlanıyor” dedi.

Protestoların başlangıcından bu yana Faruk eş-Şara, mevcut rejime olan sadakati ile protestoların fitilinin ateşlendiği memleketi Dera'ya olan bağlılığı arasında kaldıktan sonra arabulucu rolü oynamayı teklif etti.

Cenaze törenlerinde ya da kişisel bir ziyaret sırasında nadiren görünmesi dışında 2011'den bu yana medya objektiflerinde ve resmi toplantılarda yer almadı.

Ailenin soyağacı tarihçisi olduğunu ifade eden Mervan, Ahmed ve Faruk eş-Şara'nın uzaktan akraba olduklarını belirterek şunları söyledi: “Biz aslında tek bir aileyiz. Ahmed eş-Şera'nın büyükbabasının erkek kardeşi Faruk'un teyzesiyle evli.”

Faruk eş-Şara, Esed'in protestolara yaklaşımıyla ilgili görüş ayrılıklarını kamuoyuna açıklayan tek yetkiliydi.

Aralık 2012'de Lübnan gazetesi el-Ahbar'a verdiği bir röportajda, Esed'in ‘nihai zafere ulaşana kadar olayları askeri yollarla çözme arzusunu gizlemediğini’ belirten Faruk eş-Şara, “Muhalifler savaşı askeri olarak çözemez. Güvenlik güçleri ile ordu birliklerinin yaptıkları da bir çözüm sağlamayacaktır” ifadelerini kullandı.

Krizi sona erdirecek bir geçiş dönemi üzerinde anlaşılması halinde Esed'in olası halefi olarak adı geçmişte defalarca gündeme gelen Faruk eş-Şara, bölge devletlerini ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerini kapsayan ‘tarihi bir çözüm’ çağrısında bulundu.

Faruk eş-Şara Temmuz 2013'te iktidardaki Baas Partisi'ndeki görevinden alındı. Yaklaşık 25 yıllık görev süresinin ardından Beşşar Esed'in iktidarı, 8 Aralık günü şafak vakti Ebu Muhammed el-Culani olarak bilinen Ahmed eş-Şera liderliğindeki Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif grupların Şam'a girmesi ve devlet başkanının kaçmasıyla sona erdi.