Süleymaniye’de Tahran karşıtı iki Kürt grup arasında çatışma: 2 ölü

IKBY bölgesindeki Kürt muhalefet partilerinin karargahlarından birinde bir savaşçı ve mühimmat (Komela)
IKBY bölgesindeki Kürt muhalefet partilerinin karargahlarından birinde bir savaşçı ve mühimmat (Komela)
TT

Süleymaniye’de Tahran karşıtı iki Kürt grup arasında çatışma: 2 ölü

IKBY bölgesindeki Kürt muhalefet partilerinin karargahlarından birinde bir savaşçı ve mühimmat (Komela)
IKBY bölgesindeki Kürt muhalefet partilerinin karargahlarından birinde bir savaşçı ve mühimmat (Komela)

Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye kenti yakınlarında İran karşıtı iki Kürt grup arasında silahlı çatışma çıktı.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı’ndan (ANA) aktardığı habere göre, solcu Kürt örgütünün en önemli iki kanadı olan Kürdistan Emekçiler Topluluğu (Komela Zehmetkêşên) ile İran Kürdistanı Devrimci Emekçiler Topluluğu (Komela Şoreşger) arasında silahlı çatışma çıktı. Her iki kanadın birleşme çabaları yedi ay süren emeklerinde ardından başarısız olurken, Kürdistan Emekçiler Topluluğu, İran Kürdistanı Devrimci Emekçiler Topluluğu’nu eğitim merkezlerine ve kamplarına saldırmakla suçladı.

Çıkan silahlı çatışmada Kürdistan Emekçiler Topluluğu’na bağlı 2 Peşmerge hayatını kaybetti, 2 Peşmerge de yaralandı.

Dört ana fraksiyonu bünyesinde barındıran Komela hareketi, İran'da Tahran rejimine karşı çıkan sol görüşlü bir Kürt hareketi olarak tanımlanıyor ve ülkede federal bir yönetim kurmayı hedefliyor. Kısa adı “Komela” olan her iki örgüt, “İran Kürdistanı Devrimci Emekçiler Topluluğu” çatısı altında birleşme kararı almıştı.

Bağımsız bir Kürt siyasetçi ve Irak Kürdistan Bölgesi Parlamentosu eski üyesi Emin Bekir ANA haber ajansına yaptığı açıklamada, Komela hareketinin kanatları arasındaki siyasi görüş ayrılıkları sonucu çatışmalar çıktığını ifade ederek, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesindeki güvenlik birimlerinin bu çatışmaları kontrol altına almak için harekete geçtiğini söyledi. Bekir, İran’a karşı çıkan sol partilerin Süleymaniye yakınlarında mülteci kampları olduğunu ve üye sayısının yüzleri bulduğunu bildirdi. Öte yandan Kürdistan Emekçiler Topluluğu açıklamasında, Kürdistanı Devrimci Emekçiler Topluluğu’nu eğitim merkezleri ve kamplara saldırmanın yanı sıra Kürt Peşmerge güçlerine ateş açmakla suçladı. Açıklamada, iki Peşmerge gücünün öldürüldüğü belirtildi. Süleymaniye’deki bir güvenlik kaynağı, yaşanan çatışmaların yeni ve Komela fraksiyon arasında ilk olmadığına değinerek, “Yıllar önce iç sarsıntılar yaşayan ve bölünmelere yol açan bir hareket birkaç ay önce birlik olmak için anlaştı. Dün yine aynı fikirde olmadılar” dedi. Kaynak, siyasi farklılıkların çözülmesi için silahların kullanılmasının son derece tehlikeli olduğunu ifade ederek, bu grupların özellikle insani mülteci kampların da bulunan kadın ve çocukları tehlikeye attığını söyledi. Ayrıca, ev sahibi ülkenin de güvenliğinin istikrarsızlaştırdığını aktardı.

Kaynak, hem Tahran hem de Ankara'daki silahlı ve muhalif grupları silahsızlandırma programının gidişatına da değinerek, "bu olayların alenin yanı sıra vilayetin de güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.

8 Haziran’da Federal İçişleri Bakanı Abdulemir eş Şemri, Tahran ve Ankara ile güvenlik anlaşmalarının uygulanmasının takibi çerçevesinde Süleymaniye Valiliği'ni ziyaret etti.

Bakanlıktan üst düzey bir kaynak, Şemri’nin Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) Başkanı Pavel Talabani ile yaptığı görüşmede, "Irak'ı herhangi bir dış çatışmanın dışında tutmayı ve komşu ülkelere karşı silahlı eylemde bulunan yabancı taraflarla iş yapmamayı" talep ettiğini söyledi.

Diğer yandan Federal Parlamento'nun eski Milletvekili Rezan Şeyh Diler ise Irak topraklarında yabancı siyasi hareketlerin elinde silah bulunmasını eleştirdi. Diler, “ Bugünkü çatışmalar talihsiz. Bu çatışmaların net bir nedeni yok, bizimle temasları sınırlı ve şartları zor” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Partizan ihtilafları, genellikle partilerin veya grupların, ülkelerden veya kuruluşlardan kendilerine gelen finansmanı tekelleştirme konusundaki liderliğiyle ilgili. Süleymaniye bu grupların varlıklarının bedelini devletin ve bölge yönetiminin zayıflığıyla ödedi ve ödüyor” dedi.



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bugün, 50'den fazla çalışanının Gazze Şeridi'nde İsrail ordusu tarafından alıkonuldukları sırada kötü muameleye maruz kaldıklarını ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını açıkladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana, aralarında öğretmen, doktor ve işçilerin de bulunduğu 50'den fazla UNRWA personeli gözaltına alındı ve kötü muameleye maruz kaldı. En korkutucu ve insanlık dışı şekillerde muamele gördüler. Dövüldüklerini ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını bildirdiler” ifadelerini kullandı.

Lazzarini, paylaşımında, İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bir personelin şu ifadesine yer verdi: “Yaşadığım kâbusun sona ermesi için ölmeyi diledim.”

Gözaltına alınanların ‘uykusuz bırakıldığını, aşağılandığını, ailelerine zarar vermekle tehdit edildiğini ve üzerlerine köpek salındığını’ belirten Lazzarini, “Birçoğu itirafta bulunmaya zorlandı ki bu her türlü standarda göre dehşet verici ve utanç verici bir durum” dedi.

İsrail ordusundan suçlamalara henüz bir yanıt gelmedi.

UNRWA, Filistinlilere insani yardım hizmeti sağlayan başlıca Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu. Ancak İsrail Knesset'i, İsrail kurumlarının UNRWA ile iş yapmasını yasaklayan bir yasa çıkardı.

Bu yasa, kurumun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde faaliyetlerini aksatıyor.

Knesset, UNRWA'nın Gazze Şeridi'ndeki Hamas mensuplarını koruduğu suçlamaları nedeniyle ajansın çalışmalarına karşı bu yasayı kabul etti. BM ve bazı bağışçı devletler, bir soruşturma komisyonunun asılsız olduğu sonucuna vardığı bu suçlamaları reddediyor.

Lazzarini'nin yorumları, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) dün İsrail'in savaştan harap olmuş Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine tam bir abluka uygulamasından 50 günden fazla bir süre sonra Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin bir haftalık oturumlara başlamasıyla geldi.

İsrail oturumlara katılmamasına rağmen, bunları meşruiyetini elinden almayı ve itibarını zedelemeyi amaçlayan ‘sistematik bir zulmün parçası’ olarak değerlendirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar dün yaptığı açıklamada, “Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” dedi.