Le Drian, Lübnan Kuvvetleri’ni dinledi

Lübnan’da iki cumhurbaşkanı adayı bir araya gelirken Franciyye’nin şansı hakkında belirsizlik sürüyor.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Le Drian’ı kabul etti. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Le Drian’ı kabul etti. (Şarku’l Avsat)
TT

Le Drian, Lübnan Kuvvetleri’ni dinledi

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Le Drian’ı kabul etti. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Le Drian’ı kabul etti. (Şarku’l Avsat)

Fransa Cumhurbaşkanı’nın Lübnan Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın Lübnan siyasi güçlerinin temsilcileriyle Beyrut’ta yaptığı görüşmeler, cumhurbaşkanlığı dosyasındaki çıkmazı sonlandırmayı başaramadı. Ancak bu meselenin uluslararası düzeyde gündem dışı bırakılmadığına dikkat çeken Le Drian, yeni bir gelişme olması durumunda Beyrut’a bir ziyaret daha gerçekleştirme sözü verdi.

Le Drian, kronik siyasi bölünmeler nedeniyle zor görünen bir görev çerçevesinde, Paris liderliğindeki ‘cumhurbaşkanlığı boşluk krizini sona erdirme’ çabalarının bir parçası olarak perşembe günü Beyrut’ta yetkililerle toplantılar gerçekleştirdi. Bu bağlamda Fransız yetkili, çarşamba günü Meclis Başkanı Nebih Berri ile olan görüşmesinin ertesi günü, Başbakan Necib Mikati, Maruni Patriği Beşara er-Rai, Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Samir Caca, Özgür Yurtsever Hareket Başkanı Milletvekili Cibran Basil ve Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye ile bir araya geldi.

Ziyaretini ‘istikşafi’ olarak nitelendiren Le Drian, herhangi bir alternatif öneri sunmadan çeşitli siyasi güçleri dinledi. Ziyarete eşlik eden Lübnanlı kaynakların aktardığına göre görüşmeler, iki cumhurbaşkanı adayı Franciyye ve eski bakan Ziyad Barud’u da kapsadı. Perşembe akşamına kadar olan görüşme programında, Ordu Komutanı General Joseph Avn ile bir randevu yer almıyordu. Görüşmelere eşlik eden kaynaklar, Fransız heyetine diğer adaylarla görüştükten sonra ordu komutanıyla görüşmemesi tavsiyesinin verildiğini açıkladı. Bu tavsiyeye neden olarak ise ‘ziyaretin, ordu liderliğinin siyasi çatışmanın bir parçası olması üzerine gerçekleştirildiği anlamı çıkarılmaması için’ ya da ‘bazılarının orduyu veya rolünü korumak için ordu komutanını bir taraf olarak görmesi’ gösterildi. 

Le Drian: Yanımda herhangi bir seçenek taşımıyorum

Ziyaret, Lübnan Kuvvetleri’nin ve ona yakın partilerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşımlarının dinlenmesi nedeniyle ‘istikşafi ziyaret’ çerçevesine koyuldu. Ayrıca ziyaret çerçevesinde, ‘Lübnan’ın tanık olduğu krize çözüm bulunmasına yardımcı olmak ve çeşitli taraflarla istenen çözüme nasıl ulaşılacağını tartışmak’ amaçlandı. Aynı şekilde Başbakan Necib Mikati ile görüşmesinin ardından Le Drian, kriz için herhangi bir önerisi olmadığını vurguladı.

Fotoğraf Altı: Le Drian ile Rai bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)
Le Drian ile Rai bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)

Bkerki’deki Maruni patrikhanesinde Patrik Rai ile bir araya gelen Le Drian, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, ilk ziyaretinin ‘siyasi çıkmazdan derhal çıkmak için tüm tarafları dinleyip gerekli istişarelerde bulunmayı, daha sonra ise Lübnan’ın canlılığı ve umudu yeniden kazanması için bir reform gündemini değerlendirmeyi’ amaçladığını söyledi. “Yanımda herhangi bir seçenek taşımıyorum, ama herkesi dinleyeceğim” diyen Fransız yetkili, başka ziyaretlerin gerçekleşeceğine de dikkat çekti. Jean-Yves Le Drian ayrıca “Çözüm Lübnanlılarla başlar” derken, krizden çıkmak için tüm Lübnanlı taraflarla iletişim kuracağını ve Lübnan’ı krizden çıkarmak için umut veren reformlar için bir gündem belirlemeye çalışacağını vurguladı.

Toplantılara ilişkin Hizbullah ve Emel Hareketi’nin yakın bir ortağı olarak, Franciyye’nin cumhurbaşkanı seçilmesi çağrısı yapan önceki Fransız girişiminin akıbeti hakkında çelişkili bilgiler mevcuttu.

Diğer yandan Caca ve Basil, girişim sayfasının ‘kapatıldığını’ belirtirken, Franciyye ise ‘toplantının olumlu geçtiğini ve diyaloğun bir sonraki aşama için yapıcı olduğunu’ söylemekle yetindi. Marada Hareketi’ne yakın kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Franciyye ile yapılan görüşmenin sonuçlarının olumlu olduğunu dile getirdi. “Girişim ölmedi. Ona başarılı olması için bir şans verilmesi konusunda ısrar var” diyen kaynaklar, ikinci planın devreye girdiğini yalanlayarak, “Girişim için alternatif bir plan yok. Franciyye’nin destekçileri, bunu Le Drian’a bildirdi” ifadelerini kullandı. Kaynaklar ayrıca, Franciyye’nin seçim oturumunda aldığı 51 oyun başlangıç olduğunu söyleyerek, rakibi Cihad Azur’un aldığı 59 oyun ise ulaşabileceği en yüksek oy olduğunu vurguladı.

Bu veriler, cumhurbaşkanlığı seçim krizinde bir kırılma olduğunu göstermiyor. Lübnan siyasi ve hükümet çevreleri, ‘mevcut itirazın, cumhurbaşkanı seçiminin önümüzdeki Eylül’den önce yapılmayacağını doğruladığına’ dikkati çekiyor. Ziyaretin atmosferine aşina olan bakanlık kaynakları, Le Drian’ın görüşmelerinin özetini Paris’e taşıyacağını ve daha sonra geri döneceğini kaydederken, bunun zaman alacağına işaret etti.

Diğer yandan ziyarete eşlik eden parlamento kaynakları, çıkmazın ‘Lübnan düğümünün dışarıdan müdahale olmaksızın çözülemeyeceğini kanıtladığını’ söyledi. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Her bir taraf engelleme yeteneğine sahiptir. Dini, siyasi ve halk baskıları başarısız olduktan sonra, iç diyalog veya anlayışın önünü açan hiçbir sebep yoktur” dedi.

Le Drian’ın görüşmeleri

Le Drian, perşembe günü toplantılarını Başbakan Necib Mikati ile gerçekleştirdiği görüşmeyle başlattı. Toplantı sırasında iki taraf, Lübnan’daki durum ve Fransa’nın siyasi krizi çözmek için yürüttüğü çabalar hakkında ayrıntılı bir sunum yaptı. Başbakan, ‘çözüme giden yolun yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesinden geçtiğini’ vurgularken, ayrıca “Hükümet gerekli reform projelerini tamamlamış ve Uluslararası Para Fonu ile ilk anlaşmayı imzalamıştır. Bu projelerin parlamentoda onaylanması, istenen ekonomik ve sosyal çözümlere ivme kazandırmaktadır” dedi. Le Drian, Maarab köyünde ise Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Samir Caca ile bir araya geldi. Caca, Fransız temsilciyle yapılan toplantının yüzde 100 inceleme niteliğinde olduğunu belirtti. Lübnan Kuvvetleri lideri, Le Drian’ın Lübnan ziyaretini memnuniyetle karşılaması sonrasında ‘cumhurbaşkanlığı hikayesinin 128 milletvekiliyle ilgili olduğunu’ dile getirdi. Caca, Franciyye hakkında konuşmayı ise reddederken, Fransız girişiminin ‘geçmişte kaldığını’ ve ‘bunun çevrilmiş bir sayfa’ olduğunu söyledi. Fransız yetkilinin ‘asla kendilerini Franciyye ya da başka bir aday konusunda ikna etmeye gelmediğini’ dile getiren Caca, “Çaba, Fransızlar tarafından değil, çeşitli Lübnan güçleri tarafından sarf edilmelidir” diyerek, tüm parlamento bloklarının son durumlarını yeniden gözden geçirip yeni bir seçim oturumuna gitme ve kazananın kazanmasına izin verme yönündeki umudunu dile getirdi.

Basil ile görüşmenin ardından ise ‘LBC’ kanalı, Le Drian’ın Yurtsever Hareket liderine ‘bir önceki aşamanın kapatıldığı, turu aracılığıyla yeni bir aşamanın başladığı ve Lübnan- Lübnan diyalogunun temelinin devam ettiği’ konusunda bilgi verdiğini aktardı. Yurtsever Hareket lideri de bir cumhurbaşkanı seçilmesinin ‘ancak daha sonra programın uygulanması için uluslararası destek talep edilmesi şartıyla’, kişi ve program hakkında tüm Lübnanlıların uzlaşmasının sonucu olabileceğini kaydetti. Kanala göre Le Drian, Basil’in açıklamasına olumlu yaklaştı.



Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
TT

Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)

Hamas bugün, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Şarku’l Avsat’ın Quds News Network’ten aktardığına göre Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “İşgal ordusunun bu sabah bombardıman ve ateş açarak Gazze Şeridi'nde çok sayıda Filistinliyi öldürmesi ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor” dedi.

Kasım, çeşitli taraflara ‘işgalci İsrail’in davranışlarını izlemeleri ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek konusunda arabuluculara verdiği taahhütlerden kaçmasına izin vermemeleri’ çağrısında bulundu.

cdfgrthy
Gazze'de kaldığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir çocuk, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘İsrail insansız hava araçlarının (İHA) Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiye mahallesinde evlerini kontrol eden vatandaşlara ateş açması sonucu beş vatandaşın hayatını kaybettiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu ise sarı hattı geçerek Gazze'nin kuzeyinde operasyonlara katılan güçlere yaklaşan bir dizi şüpheliyi tespit ettiğini iddia etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X platformundaki resmi hesabında şunları yazdı: “Bugün erken saatlerde, anlaşmayı ihlal ederek sarı hattı geçip Gazze'nin kuzeyinde operasyonlarını sürdüren İsrail güçlerine yaklaşan bir dizi şüpheli tespit edildi.”

Paylaşımın devamında, “Çağrılara uymayı reddeden ve yaklaşmaya devam eden şüphelileri uzaklaştırmak için birkaç girişimde bulunuldu ve tehdidi ortadan kaldırmak için onlara ateş açıldı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi sakinlerine İsrail ordusunun talimatlarına uymaları ve bölgede konuşlanmış güçlere yaklaşmamaları çağrısını yineliyor” ifadeleri yer aldı.

Ayrıca yerel basında yer alan haberlere göre, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen İsrail saldırısında bir kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de yaralandı.

Haberlerde, işgal güçlerinin Refah'ın kuzeybatısındaki eş-Şakuş bölgesi civarında yoğun ateş açtığı ve Refah yakınlarında İHA’ların alçaktan uçuş yaptığı ifade edildi.

dfgthy
Gazze'de kaldığı çadırın yanındaki enkazı temizlemeye çalışan Filistinli bir kadın (Reuters)

Geçtiğimiz perşembe günü, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını sona erdiren bir anlaşma açıklandı ve Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma öğleden sonra yürürlüğe girdi.


Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
TT

Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için Şarm el-Şeyh anlaşmasının sıkı bir şekilde uygulanmasının ve ABD'nin bu dönemde İsrail'e baskı yapmaya devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Anadolu Ajansı, Erdoğan'ın kış başlamadan önce Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü çabayı göstereceğini ve Şeridin yeniden inşasının "son derece önemli" olduğunu vurguladığını aktardı. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine "bu dönemde temasları ve telefon diplomasisini sürdürme arzusunu" ilettiğini ve "her düzeyde görüşmelerimizi sürdüreceğimizi" belirttiğini kaydetti.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı tarafından bugün yayınlanan tutanağa göre, Erdoğan, Şarm el-Şeyh'ten dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarının iki devletli çözümün temel yapı taşları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı, "Filistin sorununun tek çözümü, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi olarak birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıdır" ifadelerini kullandı.

ABD, Mısır, Türkiye ve Katar liderleri, dün Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te Gazze'deki savaşı sona erdirmek için bir anlaşma imzaladılar. Donald Trump'ın çağrısıyla imzalanan anlaşma, İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine ve tutuklu değişimini öngörüyor. ABD Başkanı, bu olayı "Ortadoğu için büyük bir gün" olarak nitelendirdi.


Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
TT

Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılan basın açıklamasında, “İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sukot Bayramı'nın son gününde, onlarca yerleşimciyle birlikte Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, baskın sırasında yerleşimciler, işgal polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusunu gezdi ve mescidin doğu kısmında Talmud ayinleri gerçekleştirdi.

dfgrt
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Arşiv – WAFA)

WAFA’ya göre bu saldırı, işgal güçlerinin Mescid-i Aksa'nın kapılarında ve işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehrinde askeri önlemlerini sıkılaştırarak, bölgeye giren Müslümanlara engeller çıkarmasıyla aynı zamana denk geldi.

WAFA, ‘aşırılıkçı bakan Itamar Ben-Gvir'in bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini’ belirtti. Ben-Gvir, geçtiğimiz çarşamba günü, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk gelen tarihte bin 200 yerleşimciyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.