Libya'da TM'ye bağlı hükümetten yargı yoluyla petrol ihracatını durdurma tehdidi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Libya'da TM'ye bağlı hükümetten yargı yoluyla petrol ihracatını durdurma tehdidi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 Libya'nın doğusundaki Tobruk kentinde bulunan Temsilciler Meclisinin (TM) görevlendirdiği hükümet, yargı yoluyla petrol ihracatını durdurmakla tehdit etti.

TM tarafından 16 Mayıs'ta Başbakan olarak görevlendirilen Usame Hammad başkanlığındaki hükümet, Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti ile petrol gelirleri konusunda yaşanan anlaşmazlık devam ederken yazılı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, "Hükümet, servetin adil dağılımı ilkesine ilişkin anayasa beyannamesine dayanarak, 2022 yılı ve sonrası için 130 milyar dinarı (27 milyar dolar) aşan petrol gelirlerine idari haciz işlemlerini tamamladı." ifadesi kullanıldı.

Haczedilen malların yönetimiyle ilgili kayyum atanması için yargıya başvurulacağı belirtilen açıklamada, gerekirse yargı yoluyla mücbir sebep ilamı çıkarılarak petrol ve gaz akışının engelleneceği ve petrol ihracatının durdurulacağı vurgulandı.

Açıklamada, alınan tedbirlerin, Dibeybe hükümetinin, ülke şartlarının gerektirdiğinin aksine abartılı bir şekilde yaptığı milyarlık harcamalarından kaynaklandığı ifade edildi.

Dibeybe hükümetinden konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

TM'deki Enerji Komitesi, Maliye Bakanlığından, 2022 yılı ve sonrası için 130 milyar dinara (27 milyar dolar) ulaşan petrol gelirlerine idari haciz uygulamasını istemişti.

TM 12 Haziran da toplanarak, petrol gelirleri ve diğer ülke servetlerinin adil dağıtılması, kalkınma alanlarında kullanılması ve siyasi amaçlarla kullanımının engellenmesi meselesini görüşmüştü.

Meclis üyeleri, ülke serveti ve petrol gelirlerinin dağıtılmasına ilişkin hukuki düzenleme komisyonu oluşturulması ve bu servete el uzatılmasının engellenmesi hedefiyle hazırlanan yasa tasarısına onay vermişti.

TM'deki Enerji Komitesi Başkanı İsa el-Aribi de petrol gelirlerinin bölgelere göre adil dağıtımı gerçekleşene dek ülke dışına petrol satışının durdurulmasına ilişkin karar alınmasını talep etmişti.

Libya'da petrol gelirlerinin adil dağılımı konusu, ülkenin en önemli sorunları arasında yer alıyor. Nitekim TM tarafından atanan hükümet, petrol gelirleri üzerinde kontrolün sağlanmasıyla ilgili Dibeybe hükümetiyle anlaşmazlık yaşıyor.

Birleşmiş Milletler de bölünen ekonomik kurumları birleştirmek ve petrol gelirlerinin adil dağılımı için bir plan oluşturmak amacıyla Libyalılar arasında ekonomik bir diyalog yürütüyor.



Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu’ndan “insani ateşkes” çağrısı

Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
TT

Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu’ndan “insani ateşkes” çağrısı

Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)

“Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu” dün Sudan’da savaşan tarafları ‘Cidde Taahhütleri’ne uymaya ve insani yardım için zaman zaman ateşkes ilan edilmesine izin vererek, çatışma bölgelerine hayat kurtaran yardımların ulaşmasını ve sivillerin tehlikeden uzaklaşmasını sağlamaya çağırdı.

Suudi Arabistan, ABD, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Afrika Birliği (AfB) ve Birleşmiş Milletler'den (BM) oluşan grup, Sudan'daki insani durumun her geçen gün daha da kötüleşmesinden duydukları derin endişeyi dile getirdi. Bu durum, ciddi yetersiz beslenme ve kıtlık çeken insan sayısının artması ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı engelleyen birçok engel nedeniyle, başlıca bölgelerde insani durumla müdahaleyi geciktiriyor veya engelliyor.

Grup tarafından yapılan ortak açıklamada, bu savaşta en büyük bedeli sivillerin ödediği vurgulandı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Sudan'daki durumun kötüleşmesi ve insani ihtiyaçların kritik seviyelere ulaşmasıyla birlikte, çatışmanın tarafları sivilleri korumak ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak için acil önlemler almalıdır. Uluslararası insani hukuk ve 2023 mayısında imzalanan Sudan'daki sivilleri korumayı taahhüt eden Cidde Deklarasyonu'na göre yardımların onlara ulaşmasını kolaylaştırmak zorundalar.”

Grup, savaşan taraflara insani faaliyetleri engelleyen ve önleyen tüm bürokratik engelleri kaldırmaları, ana ikmal yollarını konvoylar ve insani yardım çalışanları için açık tutmaları, ateşkes dönemleri ilan etmeleri,  gerektiğinde başka düzenlemeler yapmaları, Adri Sınır Kapısı’nın uzun soluklu olarak açılması, Darfur ve Kordofan'a giden temas hatları üzerindeki ana yolların öngörülen ve sürdürülebilir kullanımı konusunda anlaşmalar yapılması ile Güney Sudan'dan ilave sınır kapıları açılması çağrısında bulundu.

Ayrıca, insani yardım kuruluşlarının Sudan'ın her yerinde ihtiyaç sahibi tüm sivillere güvenli bir şekilde yardım sunabilmeleri ve diğer tarafların kontrolündeki bölgelerde yardım çalışmaları yaptıkları takdirde misilleme korkusu yaşamadan çalışabilmelerinin garanti altına alınması, sivillerin yardım ve hizmetlere güvenli bir şekilde erişebilmelerinin sağlanması, BM’nin ülke genelinde, özellikle Darfur ve Kordofan'da insani ihtiyaçların acil olduğu bölgelerde sürdürülebilir bir insani varlık göstermesine izin verilmesi ve bunun kolaylaştırılması talep edildi.

Sudan'ın tamamında iletişim hizmetlerine yeniden erişimin sağlanması ve başta enerji, su ve sağlık altyapısı olmak üzere hayati öneme sahip sivil altyapının korunması çağrısı yapılan açıklamada, bazı bölgelerde, özellikle Kuzey Darfur ve Kordofan'da, insani yardım aktörlerinin yardım çalışmaları yapabilmesi için durumu yatıştırmaya yönelik önlemlerin acilen alınması gerektiği belirtildi.

Grup, insani yardım çalışanları, onların merkezleri ve mülkleri dahil olmak üzere sivillerin korunması yükümlülüğünün yanı sıra insani yardımların ihtiyaç sahiplerine hızlı ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması ve bunun kolaylaştırılması gibi ilkeleriyle uluslararası insani hukuka tam olarak saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.